şükür allahım. bazen lanet ediyorum milyonlarca yıllık evrende gidip gençliğimi rte' nin türkiyesinde geçiriyorum ama sonra hagi ve saz arkadaşlarını izleyebildiğim için neyse diyorum, neyse.
dönüyorum o günkü maçların maçtan sonraki yıldız tablolarına bakıyorum, kimi zaman hagi yok, arif yok, pope yok, hakan ünsal yedek, okan sakat, suat izinli, hakan şükür namazda :(
ama maç izlerken öyle gelmiyordu, sanki her golü hakan şükür atıyor, arif defansı uyutuyor, golden önce hagi arapası atıyor, suat ilk topu kazanıyor, okanla ümit davala paslaşıyor, solda ergün 18e girmeden sol ayağıyla orta açıyor. maçlara 22 kişi çıksak kimse yadırgamayacak zaten öyle oynuyor takım.
öyle bir dönemdi işte, hakan şükür haftalarca gol atamadığında babam
qral demezdi, hagi bir iki maç ürkek olunca
milli takımı düşünüyor denmezdi, okan buruk bi maç kötü oynayınca
çok mala vuruyor, o yüzden pubis olabilir söylentisi olmuyor, tugay devre arası gidince
hain ilan edilmiyor, tafi elinin altından gol yiyince
eli küçük diye dalga geçilmiyordu, en acısı da capone brezilyadan getirildiğinde
zaten kaç yabancı hakkımız var bu kim ya yıldız isterük diye taraftar kazan kaldırmıyordu.
yıllar mı geçti, biz mi değiştik.
biz büyüdük ve kirlendi dünya...