2226
öncelikle söylemeliyim ki, hagi benim için çok farklı bir adam, yani hiç teknik direktörlük yapmamış olsa bile, ben hala "illa hagi, bu adamı göndermeyelim" diyenlerin arasında yer alırdım. 96-00 dönemini izleyen her galatasaraylıdan da bunu beklerim. yakın arkadaşlarım bile bu konuda çok duygusal olduğumu söyleseler de, bu konuda yapabileceğim bir şey yok. kulübede onu görmek bana eşsiz bir mutluluk veriyor. ammavelakin size karşı onu bu duygusallıkla savunamam.
hagi az buz bir teknik adam da değil kanımca. eksiklerinden bahsediliyor, doğrudur hagi'nin eksikleri olabilir. ammavelakin ben galatasaray teknik direktörü daha önce galatasaray'da görev aldıysa, galatasaray'da yaptıklarını kıstas alırım. hagi 2002-2010 arası gücüne göre en iyi oynayan kadroyu kuran teknik adamın ta kendisi. 03/04'ü hatırlayalım, olimpiyat stadında yaptığımız maçlar, kadronun hali ve beşiktaş maçından önce hiç kimse görevi üstlenemezken gelip elini taşın altına koyması zaten unutulmaz, onun üstüne o enkazdan yarattığı 04/05 kadrosu gerçekten kalitesi ölçeğinde inanılmaz top oynuyordu. o dönemi dikkatli düşündüğümüzde, ergun gursoy denilen -burada hakaret kullanmak istemiyorum- adam resmen kuyusunu kazdı hagi'nin. "kalbimizin hırsızısın" pankartı açanlar dövüldü kapalı tribünde ergun'un paralı askerleri tarafından. kulüp önünde hagi'ye destek vermek isteyen galatasaray taraftarı paralı askerlerce darp edildi. o dönem taraftar bunları yaşadıysa, hagi'nin yaşadığı baskıları hayal bile edemiyorum. bütün bunlara rağmen gökhan ünal'ın kayseri'deki kafası olmasa o dar kadroyla şampiyon yapacaktı takımı. ona rağmen güvenilmediğinde ertesi sezon - ki hagi'nin inanılmaz başarılı olacağını düşünüyordum (hala düşünüyorum) avrupa kupalarında- ne kadar üzüldüğümü hatırlıyorum.
rijkaard konuşulurken ben hala hagi'yi istiyordum takımın başına. hatta burukluk olmuştu arena'ya onun yönetiminde girmek en büyük hayallerimdendi çünkü. rijkaard olduğu sürece her zaman kalması gerektiğini, eğer gönderilirse bunun takıma ihanet olacağını yazdım durdum, bana göre takımın başına o kalitede bir teknik adam getiriyorsan, sorunu en son orada aramalısın. inanıyorum ki rijkaard 2-3 sene içinde bu takımı tekrar ait olduğu yere ve kalıcı bir şekilde getirecekti; ammavelakin adnan polat nasıl vicdanı el verdiyse elimizden o hayali aldığında çok üzülmüştüm.
sonra fatih terim'e teklif götürüldü, terim istemedi, aklıselim hiç bir adam istemezdi zaten bu takımı, hikmet karaman bile istememiş olabilir bence. ama hagi işte, adam senin gibi, benim gibi, galatasaray onun için bir tutku, o uefa kadrosu arasındaki en büyük galatasaraylı belki de. saha içindeki tavırlarını hatırlayın, erol ersoy'la yaşadığı olaydan sonra galatasaray'ın sahipsiz olmadığını hissettiğimiz oldu mu? babası öldüğünde, sakal bırakıp sahaya çıktığında hangimizin gözleri dolmadı? onu bırakın, daha futbolcuyken emre'ye yaptırdığı çalışmalar değilse emre'yi bugün karakterine rağmen hala türkiye'nin en iyi ortasahası yapan kimdi? neyse dağılıyorum, demem o ki, hagi çok büyük bir galatasaraylı olduğu kadar büyük de bir futbol adamı. rijkaard'a saygım sonsuz, dediğim gibi, 3-4 sene hiç başarısız takımın başında dursa yine sesim çıkmazdı; ammavelakin rijkaard'ı büyük yapıp hagi'ye "futbol bilmiyor" demek bana galatasaraylılığa ihanet gibi geliyor. futbol bilmeyen adam 96-01'de bu takımı avrupa'da 1 numara yapabilir miydi? tek başına yönetiyordu takımı sahada.
buna futbolculuk dönemi başka, teknik direktörlük dönemi başka diye cevap vermek bana yavşaklığın daniskası gibi geliyor. bunu yapabilmeniz için 03/04 sezonunun sonunu, 04/05 sezonunun tamamını ve 05/06 şampiyonluğunun iskeletini tamamen unutmuş olmalısınız.
ha hagi hata yapmadı mı? hagi, evet teknik direktör olarak hatalar yaptı, ilk döneminde de yaptı, bu döneminde de yapıyor. fakat bu hataları hangi teknik direktör yapmıyor ki? daha 1 ay olmadı, guardiola emirates'te bir oyuncu değişikliğiyle maçı vermedi mi? rijkaard yanında neeskens varken bile hata yapıyordu, bu onu kötü teknik adam mı yapar? mourinho barcelona'dan 5 yerken hatasız mıydı? teknik direktörlük hataları üstünde bu kadar durmak taraftarın işi mi ya da?
hagi hata yapmadı mı diye sordum. şimdi aslında çok net bir cevabım var buna, hagi çok büyük bir hata yaptı, galatasaray'a en zor dönemlerinde ihanet etmedi. her zaman galatasaray'ı kendisinin ve bir çok şeyin üstünde tuttu. çünkü gerçek galatasaray'ın ne olduğunu ve neler yapabileceğini en iyi bilen ve bize öğreten ta kendisiydi. hagi hata yaptı evet, bu nankör taraftara arkasını dönmeyerek, asla yarı yolda bırakmayarak hataların en kralını yaptı. çünkü egosu kendinden 3 adım önde gidenler, kendini galatasaray'ın önüne koyanlar daha çok sevilir bu topraklarda, getirirsin top10'den teknik adam, şakşakçısı çok olur. hagi futbol hayatının en olgun yıllarını galatasaray'a verirken de yaptı aynı hatayı, kulüp her dara düştüğünde "hayır" diyemezken de.
şimdi elini vicdanına koy ve düşün, hagi bu ülkede sırf bu hataları yüzünden "istifa", "siktir git", "futbol bilmiyor", "komisyoncu" laflarını duymayı hakketti mi? bu takım için yaptıklarıyla 1,5 sene bile kredi oluşturmadı öyle mi? cevabın evet ise, benim sana diyecek birşeyim yok, ama bir tavsiyem var: bir sonraki maç git ultraslan'ın çapulcularının yanına, "böyle bağırmak için parayı kimden alıyorsunuz" diye sor, sonra parayı verenle git konuş, en azından cebine 3 kuruş girer.
hagi az buz bir teknik adam da değil kanımca. eksiklerinden bahsediliyor, doğrudur hagi'nin eksikleri olabilir. ammavelakin ben galatasaray teknik direktörü daha önce galatasaray'da görev aldıysa, galatasaray'da yaptıklarını kıstas alırım. hagi 2002-2010 arası gücüne göre en iyi oynayan kadroyu kuran teknik adamın ta kendisi. 03/04'ü hatırlayalım, olimpiyat stadında yaptığımız maçlar, kadronun hali ve beşiktaş maçından önce hiç kimse görevi üstlenemezken gelip elini taşın altına koyması zaten unutulmaz, onun üstüne o enkazdan yarattığı 04/05 kadrosu gerçekten kalitesi ölçeğinde inanılmaz top oynuyordu. o dönemi dikkatli düşündüğümüzde, ergun gursoy denilen -burada hakaret kullanmak istemiyorum- adam resmen kuyusunu kazdı hagi'nin. "kalbimizin hırsızısın" pankartı açanlar dövüldü kapalı tribünde ergun'un paralı askerleri tarafından. kulüp önünde hagi'ye destek vermek isteyen galatasaray taraftarı paralı askerlerce darp edildi. o dönem taraftar bunları yaşadıysa, hagi'nin yaşadığı baskıları hayal bile edemiyorum. bütün bunlara rağmen gökhan ünal'ın kayseri'deki kafası olmasa o dar kadroyla şampiyon yapacaktı takımı. ona rağmen güvenilmediğinde ertesi sezon - ki hagi'nin inanılmaz başarılı olacağını düşünüyordum (hala düşünüyorum) avrupa kupalarında- ne kadar üzüldüğümü hatırlıyorum.
rijkaard konuşulurken ben hala hagi'yi istiyordum takımın başına. hatta burukluk olmuştu arena'ya onun yönetiminde girmek en büyük hayallerimdendi çünkü. rijkaard olduğu sürece her zaman kalması gerektiğini, eğer gönderilirse bunun takıma ihanet olacağını yazdım durdum, bana göre takımın başına o kalitede bir teknik adam getiriyorsan, sorunu en son orada aramalısın. inanıyorum ki rijkaard 2-3 sene içinde bu takımı tekrar ait olduğu yere ve kalıcı bir şekilde getirecekti; ammavelakin adnan polat nasıl vicdanı el verdiyse elimizden o hayali aldığında çok üzülmüştüm.
sonra fatih terim'e teklif götürüldü, terim istemedi, aklıselim hiç bir adam istemezdi zaten bu takımı, hikmet karaman bile istememiş olabilir bence. ama hagi işte, adam senin gibi, benim gibi, galatasaray onun için bir tutku, o uefa kadrosu arasındaki en büyük galatasaraylı belki de. saha içindeki tavırlarını hatırlayın, erol ersoy'la yaşadığı olaydan sonra galatasaray'ın sahipsiz olmadığını hissettiğimiz oldu mu? babası öldüğünde, sakal bırakıp sahaya çıktığında hangimizin gözleri dolmadı? onu bırakın, daha futbolcuyken emre'ye yaptırdığı çalışmalar değilse emre'yi bugün karakterine rağmen hala türkiye'nin en iyi ortasahası yapan kimdi? neyse dağılıyorum, demem o ki, hagi çok büyük bir galatasaraylı olduğu kadar büyük de bir futbol adamı. rijkaard'a saygım sonsuz, dediğim gibi, 3-4 sene hiç başarısız takımın başında dursa yine sesim çıkmazdı; ammavelakin rijkaard'ı büyük yapıp hagi'ye "futbol bilmiyor" demek bana galatasaraylılığa ihanet gibi geliyor. futbol bilmeyen adam 96-01'de bu takımı avrupa'da 1 numara yapabilir miydi? tek başına yönetiyordu takımı sahada.
buna futbolculuk dönemi başka, teknik direktörlük dönemi başka diye cevap vermek bana yavşaklığın daniskası gibi geliyor. bunu yapabilmeniz için 03/04 sezonunun sonunu, 04/05 sezonunun tamamını ve 05/06 şampiyonluğunun iskeletini tamamen unutmuş olmalısınız.
ha hagi hata yapmadı mı? hagi, evet teknik direktör olarak hatalar yaptı, ilk döneminde de yaptı, bu döneminde de yapıyor. fakat bu hataları hangi teknik direktör yapmıyor ki? daha 1 ay olmadı, guardiola emirates'te bir oyuncu değişikliğiyle maçı vermedi mi? rijkaard yanında neeskens varken bile hata yapıyordu, bu onu kötü teknik adam mı yapar? mourinho barcelona'dan 5 yerken hatasız mıydı? teknik direktörlük hataları üstünde bu kadar durmak taraftarın işi mi ya da?
hagi hata yapmadı mı diye sordum. şimdi aslında çok net bir cevabım var buna, hagi çok büyük bir hata yaptı, galatasaray'a en zor dönemlerinde ihanet etmedi. her zaman galatasaray'ı kendisinin ve bir çok şeyin üstünde tuttu. çünkü gerçek galatasaray'ın ne olduğunu ve neler yapabileceğini en iyi bilen ve bize öğreten ta kendisiydi. hagi hata yaptı evet, bu nankör taraftara arkasını dönmeyerek, asla yarı yolda bırakmayarak hataların en kralını yaptı. çünkü egosu kendinden 3 adım önde gidenler, kendini galatasaray'ın önüne koyanlar daha çok sevilir bu topraklarda, getirirsin top10'den teknik adam, şakşakçısı çok olur. hagi futbol hayatının en olgun yıllarını galatasaray'a verirken de yaptı aynı hatayı, kulüp her dara düştüğünde "hayır" diyemezken de.
şimdi elini vicdanına koy ve düşün, hagi bu ülkede sırf bu hataları yüzünden "istifa", "siktir git", "futbol bilmiyor", "komisyoncu" laflarını duymayı hakketti mi? bu takım için yaptıklarıyla 1,5 sene bile kredi oluşturmadı öyle mi? cevabın evet ise, benim sana diyecek birşeyim yok, ama bir tavsiyem var: bir sonraki maç git ultraslan'ın çapulcularının yanına, "böyle bağırmak için parayı kimden alıyorsunuz" diye sor, sonra parayı verenle git konuş, en azından cebine 3 kuruş girer.