resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 2227
    birisi "gün gelecek, galatasaray taraftarları onun hakkında fikir ayrılığına düşecek, ikiye bölünecek" dese inanmazdım hatta kıçımla gülerdim. hâlâ da inanamıyorum ve hatta gülüyorum... fakat içimi acıtan bir konu var: ben "hagi efsanesi"ne tanık olan şanslı nesildenim, zamanında ve yerinde "i love you hagi" diyen nesil... ve bu nesilin bir ferdi olarak, "hagi kafama taş atsa, kafamdaki şişliği anı fotoğrafı olarak albümüme koyarım" diyecek kadar da karşılıksızdır sevgim. ama ne yazık ki, hagi'yi ancak teknik direktör olarak tanıma şerefine erişebilen nesillerin "hagi istifa" diyebilmesi, kafama yiyebileceğim taştan daha çok acı vermektedir. ama bundan daha da acı olanı var ki o da, "hagi efsanesi"ne yetişen nesilin bile hagi'yi istifaya çağıracak kadar "rahat" olmasıdır. mesele hagi'nin istifa etmesinin gerektiği veya gerekmediği değil, bunu tartışmıyorum. ama mesele, "i love hagi" tribününün "hagi istifa" noktasına gelmesidir. işte bunu kabul edemiyorum... hagi, gitmesi gerekirse gider zaten ama kimsenin ağzına sakız olamaz, çünkü hagi herhangi biri değildir.

    diğer taraftan ben, "metin oktay efsanesi"ne yetişemeyen nesildenim. ama hakkında bildiklerim, ona saygı duymam ve onu "efsane" olarak kabullenmem için yeterlidir. onun efsanesine yetişen nesillerin söyledikleri/yazdıkları, benim için kayıtsız şartsız belgedir. ben de, benim nesilimin efsanesi için aynı duyarlılığı, benden önceki/sonraki nesillerden bekliyorum. ve bunun da "futbolcu hagi vs teknik direktör hagi" gibi saçma bir karşılaştırmayla ilgisi yoktur. hagi, sadece hagi'dir... sadece hagi olması da, adını anarken bile 2 kere düşünmek için yeterlidir.

    daha önce de söylenmiştir ama hagi, iyi niyetinin kurbanı olmuştur. galatasaray'ın mevcut yönetimi, hagi'nin "tartışılan" bir isim haline gelmesinin tek sorumlusudur. bu bile, bu yönetimin istifasını istemek için yeterli bir sebeptir. galatasaray efsanelerine bok atmak için yarışan "tarafsız spor basını", ileriki yıllarda, hagi'yi "başarısız teknik direktör" olarak anmaya ve hatırlatmaya devam edecektir ama hagi, bu taraftarın efsanesi olarak kalacak ve buna hiç kimse leke süremeyecek...
  • 2231
    öncelikle söylemeliyim ki, hagi benim için çok farklı bir adam, yani hiç teknik direktörlük yapmamış olsa bile, ben hala "illa hagi, bu adamı göndermeyelim" diyenlerin arasında yer alırdım. 96-00 dönemini izleyen her galatasaraylıdan da bunu beklerim. yakın arkadaşlarım bile bu konuda çok duygusal olduğumu söyleseler de, bu konuda yapabileceğim bir şey yok. kulübede onu görmek bana eşsiz bir mutluluk veriyor. ammavelakin size karşı onu bu duygusallıkla savunamam.

    hagi az buz bir teknik adam da değil kanımca. eksiklerinden bahsediliyor, doğrudur hagi'nin eksikleri olabilir. ammavelakin ben galatasaray teknik direktörü daha önce galatasaray'da görev aldıysa, galatasaray'da yaptıklarını kıstas alırım. hagi 2002-2010 arası gücüne göre en iyi oynayan kadroyu kuran teknik adamın ta kendisi. 03/04'ü hatırlayalım, olimpiyat stadında yaptığımız maçlar, kadronun hali ve beşiktaş maçından önce hiç kimse görevi üstlenemezken gelip elini taşın altına koyması zaten unutulmaz, onun üstüne o enkazdan yarattığı 04/05 kadrosu gerçekten kalitesi ölçeğinde inanılmaz top oynuyordu. o dönemi dikkatli düşündüğümüzde, ergun gursoy denilen -burada hakaret kullanmak istemiyorum- adam resmen kuyusunu kazdı hagi'nin. "kalbimizin hırsızısın" pankartı açanlar dövüldü kapalı tribünde ergun'un paralı askerleri tarafından. kulüp önünde hagi'ye destek vermek isteyen galatasaray taraftarı paralı askerlerce darp edildi. o dönem taraftar bunları yaşadıysa, hagi'nin yaşadığı baskıları hayal bile edemiyorum. bütün bunlara rağmen gökhan ünal'ın kayseri'deki kafası olmasa o dar kadroyla şampiyon yapacaktı takımı. ona rağmen güvenilmediğinde ertesi sezon - ki hagi'nin inanılmaz başarılı olacağını düşünüyordum (hala düşünüyorum) avrupa kupalarında- ne kadar üzüldüğümü hatırlıyorum.

    rijkaard konuşulurken ben hala hagi'yi istiyordum takımın başına. hatta burukluk olmuştu arena'ya onun yönetiminde girmek en büyük hayallerimdendi çünkü. rijkaard olduğu sürece her zaman kalması gerektiğini, eğer gönderilirse bunun takıma ihanet olacağını yazdım durdum, bana göre takımın başına o kalitede bir teknik adam getiriyorsan, sorunu en son orada aramalısın. inanıyorum ki rijkaard 2-3 sene içinde bu takımı tekrar ait olduğu yere ve kalıcı bir şekilde getirecekti; ammavelakin adnan polat nasıl vicdanı el verdiyse elimizden o hayali aldığında çok üzülmüştüm.

    sonra fatih terim'e teklif götürüldü, terim istemedi, aklıselim hiç bir adam istemezdi zaten bu takımı, hikmet karaman bile istememiş olabilir bence. ama hagi işte, adam senin gibi, benim gibi, galatasaray onun için bir tutku, o uefa kadrosu arasındaki en büyük galatasaraylı belki de. saha içindeki tavırlarını hatırlayın, erol ersoy'la yaşadığı olaydan sonra galatasaray'ın sahipsiz olmadığını hissettiğimiz oldu mu? babası öldüğünde, sakal bırakıp sahaya çıktığında hangimizin gözleri dolmadı? onu bırakın, daha futbolcuyken emre'ye yaptırdığı çalışmalar değilse emre'yi bugün karakterine rağmen hala türkiye'nin en iyi ortasahası yapan kimdi? neyse dağılıyorum, demem o ki, hagi çok büyük bir galatasaraylı olduğu kadar büyük de bir futbol adamı. rijkaard'a saygım sonsuz, dediğim gibi, 3-4 sene hiç başarısız takımın başında dursa yine sesim çıkmazdı; ammavelakin rijkaard'ı büyük yapıp hagi'ye "futbol bilmiyor" demek bana galatasaraylılığa ihanet gibi geliyor. futbol bilmeyen adam 96-01'de bu takımı avrupa'da 1 numara yapabilir miydi? tek başına yönetiyordu takımı sahada.

    buna futbolculuk dönemi başka, teknik direktörlük dönemi başka diye cevap vermek bana yavşaklığın daniskası gibi geliyor. bunu yapabilmeniz için 03/04 sezonunun sonunu, 04/05 sezonunun tamamını ve 05/06 şampiyonluğunun iskeletini tamamen unutmuş olmalısınız.

    ha hagi hata yapmadı mı? hagi, evet teknik direktör olarak hatalar yaptı, ilk döneminde de yaptı, bu döneminde de yapıyor. fakat bu hataları hangi teknik direktör yapmıyor ki? daha 1 ay olmadı, guardiola emirates'te bir oyuncu değişikliğiyle maçı vermedi mi? rijkaard yanında neeskens varken bile hata yapıyordu, bu onu kötü teknik adam mı yapar? mourinho barcelona'dan 5 yerken hatasız mıydı? teknik direktörlük hataları üstünde bu kadar durmak taraftarın işi mi ya da?

    hagi hata yapmadı mı diye sordum. şimdi aslında çok net bir cevabım var buna, hagi çok büyük bir hata yaptı, galatasaray'a en zor dönemlerinde ihanet etmedi. her zaman galatasaray'ı kendisinin ve bir çok şeyin üstünde tuttu. çünkü gerçek galatasaray'ın ne olduğunu ve neler yapabileceğini en iyi bilen ve bize öğreten ta kendisiydi. hagi hata yaptı evet, bu nankör taraftara arkasını dönmeyerek, asla yarı yolda bırakmayarak hataların en kralını yaptı. çünkü egosu kendinden 3 adım önde gidenler, kendini galatasaray'ın önüne koyanlar daha çok sevilir bu topraklarda, getirirsin top10'den teknik adam, şakşakçısı çok olur. hagi futbol hayatının en olgun yıllarını galatasaray'a verirken de yaptı aynı hatayı, kulüp her dara düştüğünde "hayır" diyemezken de.

    şimdi elini vicdanına koy ve düşün, hagi bu ülkede sırf bu hataları yüzünden "istifa", "siktir git", "futbol bilmiyor", "komisyoncu" laflarını duymayı hakketti mi? bu takım için yaptıklarıyla 1,5 sene bile kredi oluşturmadı öyle mi? cevabın evet ise, benim sana diyecek birşeyim yok, ama bir tavsiyem var: bir sonraki maç git ultraslan'ın çapulcularının yanına, "böyle bağırmak için parayı kimden alıyorsunuz" diye sor, sonra parayı verenle git konuş, en azından cebine 3 kuruş girer.
  • 2234
    kendisi dimağıma din gibi, mezhep gibi yerleşmiş köklü bir inançtır. bunun için hagi'ye inanır, hagi'yi tercih eder, hagi ile övünürüm.

    dün de, bugün de, şimdi de, diğer galatasaray taraftarlarınca da putlaştırılmış; ilahlaştırılmıştır belki hagi; doğrudur, yanlıştır bilemem lakin dinsel inançların ön kabül gerektiğini bilir, buna inanırım.

    iyidir, kötüdür, bilemem. belki galatasaray'ı sevmiyordur bile, sorgulayamam. ben sevmem hagi'yi hagi olduğu için. hagi'yi severim, galatasaraylı olduğum için. onun yüzünden, aracılığı ile, sayesinde.

    doğru yapar, yanlış yapar, kızamam. inancım, doğru yapmak istediği yönündedir. inancım, galatasaray'ı sevdiğine. inancım, hagi'ye.

    kimse galatasaray'dan büyük değildir derim, hagi galatasaray'dır demeyi ihmal etmeden.

    yeniliriz, yeneriz, olsun. liseli aşık romantizminde değil bu, onun hırsına, sevincine, hüznüne bakarım. ne olacak?

    hagi ön kabülümdür benim. kendisiyle ilgili söyleyebileceğim başka tek bir kelime dahi yoktur.

    i love you hagi.
  • 2236
    futbolculugunu, teknik direktorlugunu ve hatta kisiligini bile bir kenara biraksak yine de en azindan su an icin istifaya davet edilmemesi gereken galatasaray futbol takimi teknik direktorudur.
    adnan polat'in can-ciger arkadasim dedigi karl-heinz feldkamp, uefa kupasi'nda bes gol yiyerek elendigimiz sene leverkusen'i calistiran ve sonra ki sene leverkusen'den ayrilarak bize gelen micheal skibbe, buyuk kaptan olarak gonullere yer etmis bulent korkmaz, kariyerini konusmaya bile hacet olmayan frank rijkaard ve hatta yardimcisi neskeens gibi isimlerden sonra simdi yine dunya futboluna adini yazdirmis bir futbol adami olan gheorghe hagi'yi suclayip, kotu gidisatin faturasini ona kesip, yerine bir baskasini getirmek cozum olacak diye dusunuluyorsa sanirim pek dogru dusunulmuyor.
  • 2240
    2010-2011 sezonunda futbol şubesinin sıradışı başarısızlığının nedeni "olmayan" teknik adamımız ve eski futbol efsanemizdir.

    bunu anlayalım artık, van gaal'i de, guardiola'yı da, fatih terimo'yu da, mourinho'yu da getirseniz şuanki, şu kadrodaki galatasaray'dan hiç bir netice çıkaramazsınız. malzeme yok bir kere. hangi orta sahayla? bam'la mı?
    hangi santrafor'la? kanattan dönme pino'yla mı sakat baros'la mı son adam olmayan hasta kewell'la mı yeni yetenek stancu'yla mı?

    anlayın yahu suç hagi'nin değil!!!
  • 2242
    öncelikle belirteyim, hagi'nin futboldan ve futbolcudan çok iyi anladığı kabul etmeli, ondan sonra teknik direktörlüğünü eleştirmeliyiz şeklinde düşünüyorum.

    baştan başlayalım; başka hiçbir argümana gerek yok ''benim izlediğim, bildiğim hagi futboldan anlamıyor olamaz''.

    futbolcudan iyi anlamak meselesinde birinci döneminden başlayarak yanıt başlayalım.

    döneminde metz'den gelen ribery, hani anelka'nın bonusu olan, bir devre top oynayıp bizleri mest eden ribery. hagi'nin gelişinden 2 ay sonra ''bu çocuğa dikkat edin, elimizden kaçabilir'' dediği ribery. 5-1 lik fenerbahçe maçında, oynadığı süre ortalığı darmadağın eden sonra oyundan alınan, soyunma odasında yorgunluktan kusan ribery.

    uğur uçar ile arda turan'ı a takıma aldı hagi, goteborg u gencecik çocuklarla perişan eden takımın hocasıydı.

    ayhan'dan sol kanatta, belki futbol kariyerinin en yüksek verimini alan hagi.

    bu sezona gelelim, stancu'dan daha pek birşey göremedik ama culio'yu alan hagi, bu kadar motivasyonu düşük bir takıma her zaman kazanamasa da kazanma isteği getiren hagi, hep geçiş dönemlerinde takımın başına gelen hagi.

    yapmaya çalıştıklarının dibini düşündüğümde çok iyi niyetle ve kafasındaki en iyi yapmayı isteyen bir adam hagi, eline istediği malzemeler verilse çok lezzetli bir yemek yapabilecek bir aşçı hagi.

    biliyorum, hagi'nin galatasaray serüveninin sonuna geldiği maalesef ki biliyorum.

    demek istediğim, hagi'nin mutlak surette takım ile devam etmesi... sportif direktörlük şeklinde bir görev ile takımda devam etmesi, ve çalışacağı adam mümkünse lucescu ama mümkün değilse iletişim kurabileceği tecrübeli bir teknik adam olmalı.

    hem hagi galatasaray kariyerine devam etmeli, hem de galatasaray bazı değerlerini kaybetmediğini herkese göstererek hagi'nin özel olan özelliklerinden faydalanmalı.
  • 2243
    --- alıntı ---

    ben olsam hagi'yi sezon sonuna kadar tutarım. hagi kim ne derse desin doğru işler yapmaya başladı. galatasaray'daki takım içi arayışlarını sürdürüyor ve her hafta biraz daha iyi oluyor. bu hagi, fenerbahçe'yi yenebilir.

    --- alıntı ---

    hıncal uluç 10.03.2011 tarihli yazısı.

    hıncal uluç bile hagi'ye daha fazla şans verilmesi gerektiğini söylüyor artık. bu olumlu bir gelişme. umarım basındaki hagi karşıtlığı artık son bulur.
  • 2244
    her galatasaraylı fenerbahçe'yi yenmek ister. her koşulda her şartta. hatta her galatasaraylı en çok fenerbahçe'yi yenmek ister türkiye'de.

    ben de istiyorum. ama bu sefer çok çok daha fazla istiyorum. çok çok fazla. her zamankinden fazla. arsenal'i yenmemizi istediğimden bile fazla belki de.

    şampiyonluğa giden fenerbahçe'ye çelme takmak için mi? hayır!!
    tarihimizin en kötü sezonunda avuntu olsun diye mi? hayır!!
    yeni stadımızda siftah yapmak için mi? hayır!!

    hagi için istiyorum. takım iyi yolda. ruh gelmeye başlıyor. ama hagi'yi kurban edecekler sırada bekliyor. görüyorum. bu skora endeksli kafaların hagi'yi hiç değilse bir süre daha rahat bırakması için, egzantirik bir fenerbahçe galibiyetinin gerektiğini biliyorum. bunlar başka birşeyden anlamıyor çünkü.

    daha önce de çok isterdim, ama bu sefer tüm benliğimle istiyorum. fenerbahçe'ye 5-6 atalım, hagi kalsın istiyorum.
  • 2245
    milan baro$ u antrenman dan kovmasina ili$kin:

    ya, hoca yapma gözünü seveyim, yaa.. al kenara, çek kulagini ama ne gerek var $imdi fener maçi öncesi.. zaten zorlu bir dönemden geçiyoruz..

    edit. yanli$ anla$ilmalara yol açmamasi mahiyetinde söylüyorum. orta da bir yanli$ varsa, bu da milan baro$ un yanli$i dir. hakli taraf hagi dir. ama antrenman dan kovmak agir olmu$ sanki.. gerçi herkesin bir yönetim ve idare biçimi vardir. ben olsam antrenmandan sonra herkes dagildiktan sonra kenara çeker, öyle ayarimi verirdim..
  • 2248
    "cıft kale sırasında hagı laubalı davrandıgı ıddıasıyla baros'tan dıger takıma gecmesını ıstıyor.baros da karsı cıkınca hagı kovuyor!!!" diyor pınar argun. sen yönetim olarak teknik direktörünü, takımını bu kadar sahipsiz bırakırsan orada teknik direktörün hükmü geçmez. skibbe'nin geçmediği gibi, rijkaard'ın geçmediği gibi...

    sonu nereye varacak bu işin acaba?
  • 2250
    sahada, tribündeki bizle birlikte çırpınan 2-3 oyuncudan birini, milan baros'u laubalilik yaptı diye antrenmandan kovuyorsa, ne desem bilemiyorum artık kendisine. avrupa yok, kupa yok, ligde iddian kalmamış, hala prensipler uğruna futbolcu harcıyorsun. hem de bu taraftarın karakterine, savaşçılığına taptığı oyunculardan birine. bu iddiasız takımda kim %100 ciddiyetle yapar idmanlarını? hepsinin aklı başka yerde. onları idare edebilmek bizzat hocanın işidir. bi sorunun varsa özel görüşme yaparsın, aranda halledersin. sezonun geriye kalan tek anlamlı maçından 1 hafta önce yapılır mı bu hagi? baros'u da kaybedersek neyimiz kalacak geriye?
App Store'dan indirin Google Play'den alın