resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 1258
    çıkarabileceği en iyi kadroyu çıkarmış 19 aralık 2010 konyaspor galatasaray maçı'nda. hakan balta'nın geçmişte orta saha oynamışlığı var. tekniği de buna uygun. mustafa sarp'a on kere tercih ederim kendisini. ulan hagi'den bahsediyoruz, hagi'den! bu adam kaç ihtimali düşünmüş, yardımcılarıyla kaç kere tartışmıştır kimi nerede oynacağını.

    ha orta sahada beğenmediğiniz hakan balta orta sahada oynadığı bir buçuk maçta 1 gol, 1 asistle oynuyor.
  • 1262
    sezon ortasinda gelen bir teknik direktor icin soylenilmeyecek seylerin hepsinin hakkinda soylenildigi adam. bir td sezon ortasi gelip ustelik transfer zamani da degilken yani elindekilerle yani baskasinin sectigi adamlarla kadro kurmak zorundayken bu kadar negatif elestirilmemeli.
    bir sistemde yildiz olan topcu baska bir sistemde vasati bile yakalayamayabilir. bu adam nasil oynatilmaz lan demeden once bi dusunmen lazim bunlari. ya da bu nasil oynar derken once iyice bi kafa yorman lazim. sonucta ordaki adam bir td ve bizdeki karsiligi hagi.
    her teknik direktore kendi transferlerini yapip kafasindaki sisteme uygun takimi olusturana kadar zaman verilmeli. bu yuzden becerebilirsek eger ara transfer bile yeterli degil gelecek sezonki takimini kurana kadar hagi`ye zaman verilmeli. herhangi bir teknik direktor icin de gecerli bu bana gore ama bunu herkes kabul etmiyorsa eger hagi oldugu icin kabul etmeli herkes. hagi lan iste hagi o.
  • 1263
    yonetimin taraftari susturmak icin yapmis oldugu bir hamledir hagi.

    skibbe gittiginde de boyle oldu. en kritik durumumuzda bulent korkmaz getirildi. neden? cunki taraftar onu cok seviyor diye. galatasaray'i taniyor ve biliyor diye. kredisi yuksek diye. ama bulent korkmaz'in galatasaray'i calistiracak seviyede olmadigi hic dusunulmedi ki bunu yonetim tabi ki biliyordu.

    sonra ise frank rijkaard getirildi. bulent korkmaz'in ayrilmasina taraftarlar ancak boyle bir teknik direktorun gelisiyle hafif tepki verebilirdi. ne de olsa sampiyonlar ligi kazanmis bir teknik direktor gelmisti. bulent korkmazdan daha iyi oldugu bir gercek. barcelona olma hayelleri falan filan derken frank rijkaard gonderildi. ben o zaman tatildeydim ve gittigini ogrendigimde yeni teknik direktorumuz kesin hagi olur diye dusunmustum. oyle oldu da zaten. yonetim tekrar taraftari susturmak icin kredisi yuksek olan birisini secti : georghe hagi.

    simdi hagi zaman istiyor. umarim yonetim ona bu zamani tanir. ama ben guvenemiyorum yonetime. sezon sonu yeni bir kariyerli teknik direktor gelebilir. ayrica hagi'nin transfer listesi verdigini de dusunmuyorum. sanirsam scout ekibi ve adnan sezgin hagi ye liste veriyor ve hagi bu listeye gore siralamasini yapiyor. frank rijkaard doneminde de boyle oldu. "tum transferler hocamizla birlikte yaptik" demelerine bakmayin. hoca'nin adnan sezgine kendi listesini vermesi baska birsey, adnan sezgin'in hoca'ya liste vermesi baska birsey ama sonuc ayni: birlikte transfer yapiyorlar.
  • 1264
    ne büyüksün hagi, ne büyüksün ki, bu ülkeye bi daha tadılması zor mutluluklar yaşatan ekibin lideriydin sen. ne büyüksün ki öğrettin insanlara, hırs, azim ne demek, ve bu hırsı yeteneğinizle birleştirirseniz neler olur.
    şimdi teknik adam oldun, geldin bir kez daha. (bkz: jupp derwall) 'in söylemiş olduğu sözü bir kere daha tekrarladın içinden gelirken, (bkz: galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır) dedin gene.
    umut var hagi, sen ne söylersen inanırız biz, inanmaya da devam edeceğiz. çünkü sen güven verdin bize, o yüzden, umut var.
  • 1266
    hakkında bir şeyler yazarken bile tüylerimi diken diken eden efsane

    galatasaray'ın tüm türkiye'ye mal olmasını ilk sağlayan insan malum metin oktay'dır.ama 1980'lerin sonlarında doğan çocukların çoğunun galatasaray'lı olmasına sebeptir hagi. gözünüzü kapatıp galatasaray'la ilgili hayatınızın en mutlu anlarınızı getirdiğinizde kulağınızda çınlayan sestir 'hagi hagi hagi hagi!!!!'.evet bülent korkmaz büyük kaptandır hakan şükür kraldır fatih terim imparatordur ama hagi maestrodur bu çok iyi denebilecek orkestrayı mükemmeleştirendir.şu an için yönetimle taraftar arasında ki tampon haline gelse de o bizim yegane commandante'mizdir ve bu serüveni nasıl biterse bitsin biz burda ne kadar eleştirirsek eleştirelim değerinden de büyüklüğünden de hiç bir şey kaybetmeyecektir.
  • 1267
    romanya'da doğmuştur. ülkemizde başarılı olması bu detayda yatmaktadır. bizim gibi ezilmiş toplumlardan birinde doğmuş, büyümüş, futbola başlamıştır. hırvat, romen, bulgar, sırp veya macar oyuncunun hayata ve futbola bakışıyla alman, fransız veya ingiliz'in bakışı arasında fark vardır. özellikle o zamanlar daha belirgindi bu fark. hagi buraya geldiğinde, eline baston verin dendiğinde, çevresinde oluşan ortama hırsını, azmini ve liderlik vasıflarını da katarak hepimizi zafere koşturmuştur; en önden de kendi koşmuştur. unutmamak gerekir ki kendisi bize gelmeden önce elinde meksika'ya uçak bileti tutuyordu.
  • 1269
    tugay'la ikisini şu an koy orta sahamıza bundan kötü olmaz. şu halleriyle bile mevcutlardan daha iyi top çevireceğimiz garantidir. ve fakat bir teknik direktör olarak kendisine güvenemiyorum. güvenmek istiyorum ama hep olmayacakmış gibi geliyor. inşallah yanılırım. efsane bir futbolcumuzun, efsane teknik direktörümüz olması beni ziyadesiyle mutlu edecektir.
  • 1270
    --- alıntı ---

    ben hagi'yi gol attıktan sonra yüzünde beliren, hafif utangaçlık, hafif gurur, hafif şımarık çocuk edası kokan gülüşü için sevdim..

    ben hagi'yi van'da 2 gol attığında, trabzon'a galatasaray adına ilk frikik golünü attığında kapalı tribünün önüne koşup diz çöktüğünde sevdim..

    ben hagi'yi arkasından gelenin o'nun bu hareketi yapacağını bildiği halde engelleyemediği topuk pasları için sevdim..

    ben hagi'yi kolunda pazubandı olmayan gizli kaptan, gerçek lider olduğu için sevdim..

    ben hagi'yi annesini, babasını galatasaray'da oynarken kaybedip, yasını, galatasaray formasıyla sakallı çıktığı maçlarda tuttuğu için sevdim..

    ben hagi'yi her maç öncesi özenle sargıladığı ayakları için sevdim..

    ben hagi'yi türkçe öğrenme çabası için sevdim..

    ben hagi'yi bir samsun maçında ne yapılırsa yapılsın gol girmediği bir anda, sonradan oyuna girip topla ilk bulustuğu anda attığı şutla kazandırdığı gol için sevdim..

    ben hagi'yi bir başka maçta oyundan çıktıktan sonra kalenin arkasına gidip, bir duran topta arkadaşlarına nereye atmaları konusunda direktif verirken görüp, bir de o'nun dediği yapılıp gol gelince sevdim..

    ben hagi'yi her basın toplantısında söze normalll diye başladığı için sevdim..

    ben hagi'yi erol ersoy'un sahasında galatasaray'dan şampiyonluğu çalanların hepsinin yüzüne tükürdüğü için sevdim..

    ben hagi'yi samuel johnson'ın kaburgasını kırdığı icin sevdim.. (eğerki fanatizim bazı şeyler gerektiriyosa onuda yaparız.)

    ben hagi'yi viyana'da 20 yaşında delikanlı gibi tüm yarı sahayı geçip attığı golden sonra çocuk gibi sevinip arkadaşlarına elleriyle "gelin gelin" yaptığı için sevdim..

    ben hagi'yi sahanın bir ucundan bir ucuna attığı milimetrik paslar için sevdim..

    ben hagi'yi bacanağı popescu için sevdim..

    ben hagi'yi spikeri 8 kez hagi! hagi! hagi!..diye bağırttırabildiği için sevdim..

    ben hagi'yi roberto carlos'a attığı çalımdan sonra salladığı el için sevdim..

    ben hagi'yi allahın sarhoşu tony adams'a caktığı yumruk için sevdim..

    ben hagi'yi athletic bilbao'ya son dakikada attığı gol için sevdim..

    ben hagi'yi monaco'ya attığı gol sonrası fransız spikere çığlık attırdığı için sevdim..

    ben hagi'yi istanbul maçında son dakikada, leeds'te ilk dakikalarda, öylesine kritik, öylesine zor penaltılar için gözünü kırpmadan penaltı noktasına gittiğinde sevdim..

    ben hagi'yi topu ayağına aldığında parken'deki, o nasıl da mağrur tüm ingilizlerin soluğunu tuttuğunu gördüğüm için sevdim..

    ben hagi'yi monaco'da süper kupa seremonisinde başına bağladığı bantla çocuk gibi eğlendiği için sevdim..

    ben hagi'yi romanya'da yüzyılın futbolcusu,6 kere de yılın futbolcusu seçildiği için

    pele'nin yaşayan en büyük 125 futbolcu listesinde yer aldığı için

    fifa’nın yüzyılın en güzel yüz golü listesinde 5. sırada yer alan bir galatasaraylı oldugu için sevdim ..

    ben hagi'yi sırtında yazan 10 rakamı o'na bu derece yakıştığı için sevdim..

    ben hagi'yi milli marşımızı eli kalbinde dinlediği için sevdim..

    ben hagi'yi mütevazılığı için sevdim..

    ben hagi'yi gerçek "commandante" olduğu için sevdim..

    ben hagi'yi galatasaray'ı bu derece sevdiği için sevdim..

    ve ben hagi'yi üzerindeki forma ona çok yakıştığı için sevdim... ”

    --- alıntı ---

    *
  • 1271
    siz hiç bir çocuğu bu kadar heyecanlandırabilen bir futbolcu gördünüz mü? evet messi ronaldo gibi medyatik değildi! çocukları da ben de saçımı bunun gibi tarayacağım ben de onun giydiği ayakkabıdan giyeceğim vb şeklinde etkilemiyordu. ama o, ben de bu formayı bu kadar seveceğim, ben de bu formayı giyeceğim şekllinde çocukları heyecanlandırıyordu. sevdik be hagi senin gibi bu formayı, giydik be hagi senin gibi bu formayı senin gibi yeşil zemin üstünde olmasa da...
  • 1272
    formayı giyip çıksa, ortasahanın ortasına bir sandalye koyup otursa, ordan ayağına geleni verse.. kötü mü olurdu he? bundan daha kötü* olmazdı heralde..

    10 numaralı entry'mi yazıyorum sana; büyüklüğün, liderliğin, mütevaziliğin, bazen sinirden bazen heyecandan kızaran yanakların, çocuk gülüşün ve en sevdiğin yemek olan peynir ekmeğin hatrına...
App Store'dan indirin Google Play'den alın