resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 5853
    https://twitter.com/...770148274769923?s=20

    gençlik ve spor bakanı tarafından başlatılan ankette adı yine alex de souza ile beraber anılan, mevkisinin gelmiş geçmiş en iyi 3 futbolcusundan biri, efsane...

    acun ılıcalı adlı "tüketime dayalı büyüme modeli" nin televizyon yüzü tarafından başlatılan bu anlamsız kıyas bana göre fenerbahçeliler için gurur kaynağı olmaktan başka bir anlam taşımıyor. segmentinde maradona, zidane gibi isimler varken en fazla sasa iliç'in daha tekniği olarak kabul edilebilecek birisi ile aynı versusta yer alması hagi için koca bir talihsizlik.

    acun ılıcalı çoğu renktaşı gibi galatasaray kompleksi tavan yapmış bir fenerbahçeli. popülist işleri çok seven ve bu sayede tv kanalı alacak kadar para kazanan biri. "hagi mi, alex mi" zorlaması da yukarıda saydığım 2 özelliğinin bir kümesi. kaç yıldır şu kıyasın ekmeğini yiyor olması da cabası. işte bunlar hep icraatle değil de lafla bir şeyler kovalama çabası. acun'un bir değişik versiyonu da beyazıt öztürk'tü. programına katılan hemen her yabancı kişiye fenerbahçe'yi tanır mısın diye sorardı.

    yalnız biz daha sneijder'i bile hagi ile kıyaslamazken alex felan biraz komik oluyor.
  • 5854
    ismini cismini öğrendiğimde henüz okula bile başlamamıştım, ancak galatasaray'a dair ilk aşkım oldu. küçükken odamdaki posterine bakarak keşke babam olsaydı derdim. o kadar severdim! belki ondan sonra bu kadar etki yaratacak bir ikon gelmese de kazandırdığı kupalar dışında galatasaray'a yeni bir misyon, yeni bir vizyon kazandırdı. artık çıtayı yükseltmiş, her oyuncudan beklentimiz bir o kadar artmıştı. wesley sneijder galatasaray'a büyük başarılar kazandırsa da hagi'nin gölgesinde kaldı aslında. sneijder gibi bir dünya yıldızı bile bize hagi'nin hissettirdiklerini sadece hatırlattı, ancak asla yaklaşamadı. belki hırçındı, belki tüm dikkatler onun üstündeydi, hatta uefa kupası finali'nde sorumsuzca kırmızı kart yedi, ancak onun bize hissettirdikleri ve kattıkları asla eskimedi. 132 maçta 59 gol 50 asist yapmış. alex de souza ile karşılaştırıldğında aslında çok düşük rakamlar. ancak, biz galatasaraylılar biliriz ki bu önemsiz istatistikler, bize kattıklarından çok daha önemsiz.
  • 5855
    eveeeet. gençlik ve spor bakanı tarafından twitter'da talihsiz bi anket açılmış. neden talihsiz açıklayalım. anketin 3 tane şıkkı var. biri hagi, biri alex, diğeri de zor tercih. birincisi; her ne kadar yıllardan beri bu kıyas yapılsa da bu anketin özneleri alex ve hagi olamaz. yakın klasman bile değil bu 2 futbolcu. hagi sadece steaua bükreş'te oynadığı dönemde bile alex'in türkiye'de başardıklarından fazlasını başarmış. üstüne orada da avrupa kupası kazanmış. yetmemiş real madrid ve barcelona yapmış. dünya'nın en büyük kulüplerinden. hani şu arda turan'ın transfer olduğunda milletçe göbek attığımız, bayraklar astığımız takım. onunla da yetinmemiş galatasaray'da 4 lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası, 2 süper kupa, 1 uefa kupası ve 1 süper kupa olmak üzere 10 tane kupa kazanmış. toplamda avrupa'da 3 kupa kaldırmış.

    alex'i küçümsemiyorum, gerçekten çok iyi bir futbolcuydu. iyi bir karakterdi. tahminen sözlükteki çoğu kişi oynadığı dönemde alex'ten korkardı en çok. çıkar bi şey yapar, asist yapar, şut atar. ama o bile bi yere kadar yeterdi. 2006'da denizli'de alex sahneye çıkamadı ama hagi olsa eminim ne yapar eder o şampiyonluğu alırdı, 2010'da trabzon maçında da kurtaramadı fenerbahçe'yi alex, 2012'deki galatasaray maçında da( hoş o maç hocasının tercihiyle 75.dakikada oyuna dahil olmuştu ama). neresinden bakarsanız bakın hagi kazanandı, alex kaybeden. fenerbahçeli yorumcu mehmet demirkol da zamanında alex için şu cümleleri kurmuştu: https://www.youtube.com/watch?v=ItQCWRwQ048

    her şeyi geçelim adamın kendisine bu soruyu sorunca neredeyse sorunun bitmesini beklemeden bile hagi demeye başlıyor, aslında bu da alex'in ne kadar zeki bir futbolcu olduğunu gösteriyor. türkiye'de oynadığı dönemler falan diye evirip çevirmiyor, çat diye hagi diyor. biliyor çünkü o da, idol diyor: https://www.youtube.com/watch?v=eBoENd5jsYI

    bugün nasıl messi ve ronaldo kıyaslanabiliyorsa, messiciler de ronaldocular da bu soruya cevap verirken zorlanıyorsa, bu 2 futbolcunun da aynı klasmanda olmasından kaynaklı. hagi'nin klasmanı da alex değil maradona'dır kimse kusura bakmasın. zamanında maradona da şöyle bir paylaşım yaparak, ''biri çıkıp nasıl benim bir rakibimin olmadığını söyler? bu usta futbolculara karşı oynadım.'' demiştir. https://www.facebook.com/.../?type=3&theater

    ikincisi; madem böyle bir anket yapıyorsunuz, zor bir tercih şıkkı koymak mantıksız. bunun neresi zor arkadaşlar. bir anketin öznelerinden biri hagi ise benim için o tercih zor olmaz.

    edit: eklemeyi unutmuşum, hagi'nin ne kadar uluslararası ve tüm dünya'da tanınan bir futbolcu olduğuna basit bir örnek vereyim. fifa oyunu yıllardır world class kadrolar kurar dünya'nın en iyi oyuncularının bulunduğu. ilk kadro kurulduğundan beri hagi o kadronun içindedir.
  • 5857
    türkiye cumhuriyeti gençlik ve spor bakanı tarafından alex ile kıyaslanmaya kalkışıldığı bir saçmalığa konu olmuş öncü, lider, savaşçı, albay, efsanemiz.
    şu yukardaki cümle bile güzel ülkenin ne kadar sığ, ne kadar basiretsiz ve ne kadar lakayt yönetildiğinin kanıtıdır.
    hagi ve alex üzerinden popülizm kasmaya dahi muhtaç kalmış bir grubun, çırpınışlarına şu memlekette güzel olarak kalmayı başarmış ender şeyleri bari dahil etmemeleri temennileriyle albay’a bağlılığımızı bir kez daha belirterek sözlerime son veriyorum.
  • 5860
    dünyanın saygı duyduğu bir büyük ustadır.

    dünyanın herhangi bir yerinden x kişisine hagi dediğinizde ceketini ilikleyerek tek bir kişiyi işaret edecektir. alex dediğinizde ise ya alex morgan'a gider kafası ya da alex hunter'a. kimse kusura bakmasın bu 2 alex bile dünya genelinde adından daha çok söz ettirmiştir. kötü topçu demiyorum asla ama kendisini sadece türkiye sınırları içerisinde yer alan fanatizm kaplı gözler bir dünya yıldızı ile kıyaslamaya cürret edebilir.

    edit: hadi az insaflı davranalım. dünya genelinde alex ismi çok kullanılıyor ama hagi tek. dünyanın herhangi bir yerinden x kişisine hagi demeyin solak rumen diyin, yine hagi'yi işaret edecektir.
  • 5861
    hagi’ yi türkiye’ye gelen bir yabancı ile kıyaslamak cahillikten öte bir şey değildir.
    hagi, üzerine tartışma yapılmaması gereken, kattıkları ve sonrasına yaptığı etkilerle sadece galatasaray’ımız için değil tüm ülke futbolu için mihenk taşı olmuş güzide bir değerdir.
    suni tartışmalara girmek gereksizdir. ali sami yen stadyumundaki tezahürat ile sözü bitirelim:
    i love you hagi i love you hagi, i love you hagi i love you hagi
  • 5862
    kendisi türkiye futbol tarihinde oynamış yerli ve yabancı hiçbir futbolcu ile kıyaslanamaz, kıyaslanılması teklif edilebilir ama. ne de olsa herkesin kendi iradesi. ben de messi ile dybala'yı karşılaştırıyorum mesela, kim ne diyebilir ki. *

    şaka bir yana fenerlilerin falan ne dediğini boşverin. adam kendi en büyük efsanesini galatasaray'ın en büyük efsanesinden küçük niye görsün yani, anlayışlı olun.

    ama mesela ispanya'da durum böyle değil. şöyle ki; 2-3 sene önce erasmus'la ispanya'ya giden arkadaşımın ev arkadaşları real madrid'liydi. çocuklar messi'nin ronaldo'dan daha iyi olduğunu kabul ediyorlardı. tabii bizim fenerliler kompleksle dolu oldukları için kıyas kabul etmiyorum.
  • 5865
    spor bakanlığının anketine konu olmuş efsane. anket laf ola beri gele, onu geç ama galatasaray taraftarı da şu ülkede bir anket kaybediyorsa bu sadece organizasyon eksikliğinden olur, başka bir şeyden değil.

    bir youtube yarışı başladı, fenerbahçe youtube'da 1 milyon üyeye ulaşan ilk kulüp olacağız dedi, oldu da ve en çok üyesi olan biziz dedi. 3 4 gün sonra 100 bin fark yediler galatasaray'dan. sessiz kalsalar, galatasaray taraftarı youtube ile falan uğraşmazdı, fener gaza getirdi durduk yere. bu anket olayı da sosyal medyada duyulup patlarsa, fener taraftarları gaza gelirse galatasaray ezer geçer ama işte süre sınırı olduğundan muhtemelen alex çıkacaktır anket sonucu. galatasaray taraftarı uğraşmıyor çünkü böyle şeylerle pek.
  • 5866
    attığı spektaküler goller, nevi şahsına münhasır topuk pasları, çilingir misali kilitli maçları mucizevi şekilde açan ve 10 numaranın da hakkını sonuna kadar veren efsane futbolcumuz. kaybetmeyi asla kabullenmemesi, hırçınlığı ve mücadeleci yapısı da bu kadar özelliğin üzerine çileği. galatasaray tarihine kattıkları da tartışılmaz. küçük maçların büyük futbolcusu asla olmadı. hep büyük maçların büyük futbolcusu oldu ve gözümde kimseyle kıyaslanamayacak bir futbolcu olarak tarihteki yerini koruyor. futbolu bırakmasındaki en büyük 2 etkeni antrenmanlar ve yediği tekmeler olarak belirtmiştir. bunlara biraz daha sabredebilseydi en az 3 sezon daha gözlerimizin pasını silmeye devam ederdi. onu canlı canlı izleyebilen bir nesil olarak kendimi çok ama çok şanslı hissediyorum.
  • 5867
    sadece şu yaşadıklarımı örnek verip konuyu kapatmak istiyorum:
    1.
    yıl 1999: daha uefa kupası kazanılmamış vs. haziran ayında o zamanki kız arkadaşımın ailesinin yanına cenevre’ye gitmişiz. haziran, temmuz ve ağustos’un iki haftası toplam 2.5 ay orada kalıyoruz. haliyle ilk 10 günden sonra ortama alışıp gece çıkmalara falan başlamışız. leman gölü’nün kıyısında açık hava panayırı yapılırdı cenevre’de. orada müzik dinliyoruz, bira içiyoruz. çok kalabalık. masaya bizim yaşlarda gençler oturmak istiyorlar. tabi ki diyoruz. 5 dakikaya muhabbet başlıyor.
    “selam david ben. interrail ile dolaşıyorum. liverpool’danım. siz?”
    “selam. kowalski ben. istanbul.”
    “oo galatasaray. hagi”
    “hehe aynen”

    2.
    yıl 2003: yine yaz ayları bu sefer başka bir kız arkadaşımın grubuyla interrail’dayız. madrid’de bir festivale denk geldik. dönüşte kocaman bir grup olduk ve tren istasyonunun hemen aşağısındaki parkta takılıyoruz. real madrid formalı bir çocuk bizim istanbul’dan geldiğimizi öğrenmiş. “hey kowalski. you like galatasaray? hagi?” “sure. he is our idol”
    aradan 3 sene geçmiş adam hala galatasaray ve hagi diyor. eleman real madrid taraftarı.

    3.
    yıl 2007: hızlı ilişkiler geride kalmış, istediğim bir işe girmişim. yine güzel bir sevgilim var ama bu defa ilişkimiz ciddi. bu arada hem müzik hem yayıncılık aynı anda gidiyor. sürekli yurt dışı müzik fuarlarına gidiyorum. nitekim almanya musik messe’deyim. bir cihazı çok beğeniyorum. ama fuarda cihaz satın almak yasak. o yüzden butik üretici danimarkalı ema ile sözleşiyoruz. fuar çıkışı frankfurt am mein’daki irish pub’da buluşacağız. ema bana pedalı getirecek. ilk biralar benden. akşam 20.30’da buluşuyoruz. irıish pub’da formalı bir sürü insan var zar zor yer buluyoruz. eintracht frankfurt küme düşmemeye oynuyor. riskli maçlardan birisi. ama işler iyi gitmiyor herkes üzgün, tepkiler vs, ortam gergin. ema bana “sen neredendin kowalski?” diyor. “istanbul” diyorum. “oo tam bir futbol şehri. galatasaray’ı seviyor musun? hagi?” diyor. “hagi ilah ya sevmez miyim?” diyorum.

    bunların hepsini bizzat yaşadım. istisnasız her gittiğim ülke ve şehirde hagi-galatasaray muhabbeti yaptım. ve konuyu hiç bir zaman ben açmadım.
    bilmiyorum alex için benzeri oluyor mudur? hiç sanmıyorum.
  • 5870
    27 temmuz 1996'da beşiktaş'a tsyd kupasında 3-1 yenilmiştik. ilk yarısı 3-0 bitmişti, moraller bozuk tabi. devre arası spor haberlerinde hagi galatasaray için geliyor diye haber çıkınca hagiiiiiiii hagiiiiiiii diye evin içinde dört dönmüştük. irfan kurtoğlu getirmişti havaalanından görüntüler, çok sevinmiştik ama daha yaşatacaklarını bilmeden. neler yaşattın be hagi, ne sevinçler ne gururlar. emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
    irfan kurtoğlu şöyle bahsediyor;
    "romanya'ya hagi'ye gittim. becali diye manajeri vardı. meksika'dan transfer teklifi almış ve meksika'ya gidiyordu. ‘ne işin var ya senin 20 saat uçacaksın, gel 2 saate bizdesin' dedim. gülüştük. becali istanbul'a geldi. faruk süren bey'e gittik. fatih terim, ‘başkan ben bu sene hiç para istemiyorum. alın hagi'yi” dedi. başkan ‘hagi sizindir.' maç başı 25 bin dolar istemişti. faruk bey, ‘ne olacak ki kaç maç oynayabilir ki verin parayı' dedi. 40 maçtan aşağıya oynamadı."
  • 5873
    futbol konusunda kimseden kendisi kadar etkilenmediğim süper kahraman. adam bildiğin super man gibiydi saha içinde. sistem tarafindan dayatılan kötümserliğin ve imkansız denen şeylerin öyle olmayabileceğini, her zaman başka bir yol daha olabileceğini koskoca bir türk jenerasyonuna çatır çatır öğreten grand master, virtüoz. 90'larda genç olmuş galatasaraylılar için dönemin simgelerinden.
App Store'dan indirin Google Play'den alın