hergün nasıl aklıma geliyorsa yapılıcak rutin şeyler, her defa galatasarayımı düşündüğümde aklıma gelir efsane 10 numaramız
hagi.
bu bünye sana fena alışmış olsa gerek ki sahada ruhsuz oynayan bir galatasaray varsa, eğer duran topları değerlendiremeyen bir galatasaray varsa, bir anda gereksiz yere umutsuzluğa düştüğümüz maçlar varsa, aklıma sürekli gelirsin hagi...
aşktan öte başka bir tutkuyla bağlandığım takımıma sinirlenecek kadar kötü bir tablo ile karsılasırsam direk aklıma gelirsin ve yâd ederim seni hagi. tribünler susar sanki seni düşündüğümde. fakat derinlerden gelen ''ı love you hagi'' sesleri başlar bu sefer kulaklarımı çınlatmaya.
sitem ederim o anda heba edilen, yani uzaklardan yapılan anlamsız vuruşa. seni hatırlarım ve ahh hagii keşke olsan diye iç çekerim.
bazen gülerim ufak tefek tekme yiyip acılar içinde kıvranan futbolcuya. sonra klasik lafımı söylerim kendimce:'' siz futbolcuysanız hagi neydi ?''
bir de senin anlatılmaz bir hırsın vardı hani? şimdi bulmak pek mümkün olmuyor be hagi! şu sıralar 90 dk sahada kalan futbolcuyu öpüp başımıza koyuyoruz.
unutuyoruz senin sahada kaldığın her dakikanın hakkını vererek takımı ateşlediğini sanki!
açız biz saha içerisinde taktik verecek futbolcuya, takımı sırtlayarak başarılara koşturacak 10 numaraya.
hagi açız biz taa 2001 den beri senin gibi 10 numaraya. bünye daha fazla dayanır mı bilmiyorum ama aşk bu hagi. sen de bilirsin ki galatasaray aşkı şahsa ait değildir biz onun renklerine aşığız adına aşığız hagi.
sen bizlere bu aşkın yaşatabileceği en güzel mutluluklardan biriydin! seninle olan mutluluk duygusu yeşil sahalarda 5 sene sürdü ama o anı hatırlarken bile mutlu olmak bir ömür boyu yetecek bana hagi.
-
ı love you hagi