kendisini 15 kere kovup 16. defa geri getirsek bile eleştirmeyeceğim, eleştiremeyeceğim efsane. hagi'yi benim yaşımdakiler hatırlamaz, ancak anlatılanlardan bilir. bu nedenle hagi bir nevi masal kahramanıdır bizler için.
4777
gheorghe hagi, yeterince tecrübe kazanmış bir teknik direktör olarak, galatasaray'da başarılı olacağına inandığım bir efsanedir.
daha önceki denemelerini kesinlikle baz almıyorum. o dönemler, galatasaray'ın fetret dönemleriydi.
mustafa denizli, daha önceki dönemde başarılıydı ama son döneminde nerdeyse sıfır çekti.
hagi henüz genç ve kendini td olarak ispatlamak istiyor. başarıya aç ve donanım olarak yeterli seviyede. galatasaray'ın enerjisiyle kenetlenirse bize büyük zaferlerin kapısını açar.
hamza hamzaoğlu'nun daha transfer döneminin başında fahiş hatalar yaptığını ve kafasındaki kadro ile çöküş yaşayacağımızı, mustafa denizli'nin daha imzayı atmadan önce, h.hamzaoğlu'ndan bile daha kötü olduğunu söyleyen ve yanılmayan biri olarak gheorghe hagi'nin başarılı olacağını söylüyorum.
jan olde riekerink'de kalsa yine başarılı olacaktır, buna da inanıyorum. ancak hagi bana bir derece daha sıcak geliyor.
4778
baskani dursun aydin ozbek olan takima teknik direktor olarak jupp derwall'i diriltip geri getirsek bile o takimdan bir halt olmaz. efsanemiz hagi'nin bu adam baskanken bu takimin yanina dahi yaklasmasini istemem.
4779
kendisini çok çok az izledim futbolculuğu zamanında. bir defasında romanya milli takımı formasıyla maça çıkmıştı. öyle kıskanmıştım ki. çok sevdiğimiz hagi nasıl olur da başka bir takımın formasını giyerdi ki? bilmiyordum milli takım nedir, ne iş yapar. en son 2001 senesinde giymişti formamızı. sonra nicelerine yeni hagi(!) diye sarıldık. ama kimse onun gibi olamadı. kimse onun gibi hırslı, onun gibi zarif, onun gibi akıl dolu futbol oynamadı. teknik direktör olarak iki defa geldi sevdasına. ilkinde fenerbahçe'den türkiye kupası'nı aldı. ikincisinde malesef başarılı olamadı. ama biz onu her zaman sevdik. teknik direktörken de futbolcuyken de. biz toprak sahalarda hagi olduk hep. umarım yollarımız birkez de yavrusu ile kesişir. yine avrupaya korku salarız. değil mi aslan?
ilk entry hangi başlığa yazılmalı sorusuna, fazla düşünmeye gerek kalmadan verdiğim yanıt, galatasaray tarihinin en iz bırakan yabancı oyuncusudur. kendisini televizyondan da olsa canlı izlemiş olmak ayrıcalıktır. allah'a şükürler olsun ki o ayrıcalıklı insanlar arasındayım.
4782
yeni hagi, yeni melo, yeni hakan şükür....
bunu neden bu başlığa yazıyorum bilmiyorum ama sanırım bu yeni furyası ilk hagi ile başladığından buradayım şu an. sonra söyleyeceğimi başta söyleyeyim; yeni bir hagi daha bulunacak olsaydı hagi, hagi olmazdı zaten. bu yerine yenisini koyma sevdasını hep çok aptalca buldum ben. yani olay buysa o zaman teknik direktöre gerek yok bence. oyun sistemini bir kere oturt sonra da her giden oyuncunun yerine aynı özellikte birin koy ve sistem yürüsün. bilgisayar oyunlarında bile bu kadar mekanik değil oysaki futbol. örneğin son yılların yükselişte olan takımı atletico ve hocasını ele alalım; adam bir sistem kurdu sonra falcao gitti mesela ve yerine falcao' nun yaptıklarının aynılarını yapabilecek bir adam mı aradı simione yoksa falcao gibi iyi bir forvet mi aradı ve gelen adamın eksileri artıları doğrultusunda ufak dokunuşlarla yine başarılı bir takım mı yarattı? eğer ilki olsaydı simeone benim nazarımda iyi hoca olmazdı. elbette giden bir oyuncunun yerini o oyuncuya benzer özelliklerde bir başka oyuncu ile doldurma isteği çok normal ve mantıklı. ne var ki bu benzerlik kısmı biraz abartılıp kopyasını arama haline dönüşüyor özellikle taraftar nazarında. hagi gittiğinde biz yerine gelecek adamdan hagi gibi şut atmasını, hagi gibi pas atmasını, hagi gibi çalım atmasını bekledik. oysaki bunun yerine istatistiksel olarak hagi' ye yakın rakamlara sahip olabilecek bir adamı arayıp hagi' nin yapıp da o adamın yapamaycağı şeyleri takım halinde yapmaya çalışsak daha doğru bir adım atmış olacaktık. hagi' den beklentimiz çalım atıp adam eksiltip asist yapmasıysa felipe de bunları hagi kadar yapardı ama biz felipe' den 50 metreye top atmasını, 40 metreden gol atmasını da bekledik sanıyorum. e olmadı haliyle ve olmayacak da. benzer özellikte oyuncu aranmasını anlıyorum ama bizimki az önce de belirttiğim gibi benzer özellikte oyuncu aramaktan çıkıp aynı oyuncuyu aramaya dönüyor ne yazık ki. işte bunun en büyük sebebi de bir oyun aklının ve sisteminin yerleşmemiş olması dolayısıyla başarılı olunan bir sistemin bozulmadan devam etmesi arzusu. oysaki bana göre kalıcı başarı durağan bir sistem yerine yenilenebilir, gelişebilir bir sistem ve bunun uygulayıcısı olabilecek bir hoca ile gelir.
başkası yapsa onca laf edeceğin, belki dalga geçeceğin hiçbir durumda bu adam hakkında kötü bile düşünemiyorsun. adam hagi yani, isterse meireles gibi takılır.
hagi olmak enteresan şeydir. düşünsene, yataktan kalkıyorsun ve hagi'sin.
4786
sarı saçlı da, sakallı da, kel hali de birbirinden karizma olan efsane.
yakismamis dersem carpilabilirim. o yuzden elbetteki yakismis. ustelik adam hagi, ne haddime onu elestirmek, umit davala styla mohikan yaptirsa yine yakisir.
bu gozlerin gordugu en buyuk futbolcudur. i love you hagi!
sari saçlari ile barni molozta$ tarik mengüç kari$imi bir $ey olmu$. romanya bunu bir ara daha yapmi$ti. amerika 94 olabilir mi? oyuncularin hepsi kafayi sariya boyatmi$ti. takim ruhu hesabi.
edit. ermando karde$im mesaj atti, fransa 98 de kafayi sariya boyatmi$lar.
4798
ilk kez saçlarını sarıya boyatmıyor gönlümün efendisi.