resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 2801
    galatasaray'a ilk imzasını atarken sağ tarafında yönetici ergun gürsoy, sol tarafında yönetici özhan canaydın, arkasında şampiyon cimbom bayrağı, üzerinde kareli bir ceket, boynunda galatasaray atkısı vardı.
    dört sene sonra kopenhag'da uefa kupasına yeni doğmuş evladı gibi sarılırken elinde türk bayrağı, yanında takım arkadaşları, tribünlerde onbinlerce gözüyaşlı galatasaraylı, türkiye'de kendinden geçmiş milyonlarca türk vatandaşı vardı.
    bu iki günün farkı, imza günü bunun bir dönüm noktası olduğunu anlayanlar azınlıktaydı, kupa günü ise bunun türk futbolunun zirvesi olduğunun herkes farkındaydı.
    imza ile kupa arasında bir yerlerde tüm galatasaraylıları tek tek fethetti hagi ve bizim reisimiz, liderimiz oldu.
    romanya ordusunda albaydı, bizim için büyük commandante oldu.
    ya o olmasaydı, ya onsuz bir hayatın ne kadar yavan olduğunu bilmeyecek kadar vasat bir geçmişimiz olsaydı ?
    onu florya'ya gelmeye ikna eden galatasaraylılara, istanbul'a gitmeye karşı çıkmayan eşine, onu bize getiren uçağa kısacası hagi ile ilgili her şeye şükran borçluyuz ama önce ona tanrısal bir sol ayak armağan ederek büyüklüğünü ispatlayan tanrıya şükredelim.
    hoşgeldin hagi, sen geldiğinden beri umudu rota belledik biz.
  • 2804
    hakkında yazılanları okudukça tuhaf duygular içerisine gark oluyorum, aklıma geliyor aşık olduğun, koşulsuz şartsız yardıma koştuğun bu evden kovulurcasına gönderilmen. zor gün dostu ne demek bilmeyenler sana demediklerini bırakmadı, o ağır hakarete varan sözleri duyunca kendime edilmişçesine üzüldüm, kırıldım, gücendim. şimdi de engel olamıyorum gözlerimin dolmasına. sana yazılacak onca destan, düzülecek onca methiye var ama ben ne yazacağımı bilmiyorum.

    biliyorum, sen hiçbirisini kafana takmadın, üzmedin kendini. sen galatasaraylı'sın çünkü. allah'a milyonlarca kez şükürler olsun ki futbolculuk kariyerinin son durağı olarak bizi seçtin. insan hayatta her zaman en iyisini, en güzelini ister; fakat buna ulaşmak için de bazı dönüm noktalarında şansa ihtiyacı vardır. o şans bizim için sen'din hagi ! 15 yıl önce bugün iyi ki de gelmişsin bize, bu ülkenin o ana kadar görmediği zaferleri, başarıları, destanları yaşattın bizlere.

    sana ne kadar teşekkür etsek az, uğradığın ihanetler için ne kadar özür dilesek yetmez !

    seni çok seviyoruz hagi !
  • 2807
    geldiği günü hatırlıyorum. o zamanlar şehrimizin beldesinin yıldız takımında boy gösteren ilkokul çağındaki bendeniz, kulübün 2 katlı binasında televizyondan öğrenmiştim transferini. hagi'nin görüntüleri eşliğinde televizyonun hemen önündeki hocalar o tipik yorumu yapmışlardı. "çok iyi futbolcu ama yaşlı." ve masada tabiki oralet vardı. o gün topukla gol de atmıştım. bir daha da topukla gol atamadım. o gün muhakkak efsunlu bir gündü.
  • 2808
    çoğu arkadaşım beni hagi galatasaray'lı yaptı diye yazmış. iyide yazmış yani. yaşları gereği onlar hagi'yle galatasaray'lı oldular, o şerefi yaşadılar. ben ve benim yaşımdakiler ise prekazi, uğur, muhammed, cüneyt, tanju, simoviç, erdal, ilyas, büyük savaş, küçük savaş ve şimdi anımsayamadığım diğer futbolcuların sayesinde galatasaray'lı olduk. benim için hepsi birer efsaneydi o zamanlar. hepsi ayrı ayrı hagi'ydi gözümde. tabi yaşımında* etkisiyle öyle düşünmüşte olabilirim.*

    sonra o geldi. hemde elinde bastonuyla! 31 yaşındaydı. real madrid ve özellikle de barcelona'da tam olarak tutunamamış olsa da karpatların maradonası lakabını çoktan almıştı. sonra ilk maçına çıktı. ilk golünü attı. ilk asistini yaptı. ilk frikikten golünü attı. ilk çalımını attı. ilk seri çalımını attı. ilk adrese teslim ara pasını attı...

    ama bu ilkler ilk ve son olarak kalmadı. elinde bastonuyla ali sami yen'e gelen adam elinde 4 lig, 1 uefa, 1 süper kupa şampiyonluğu ile ayrıldı aramızdan. bastonunu ne mi yaptı? ne yapacak kendisine bastonlu diyenlerin münasip yerlerine resmen çaktı.

    gerçektende hagi koca bir nesli galatasaray'lı yapmıştır. hatta yapamadıklarını da galatasaray sempatizanı yapmıştır. sayısını hatırlayamayacağım kadar çok fenerli bizim maçları izliyordu zevk almak için. çünkü hagi her maçta resital yapıyordu. hemde ne olursa olsun devam ediyordu. öyle ki babası öldüğünde herkes hagi bitti, babasını çok sever demişti. ama o babasını toprağa verdi, sakalını bıraktı ve kaldığı yerden devam etti.

    işte bu adamın bugün galatasaray'a geldiği gündür. bugün türk futbolunun olumlu yönde kırılma noktasıdır. tarihe not düşülsün; nasıl dünya için isa'nın doğumu milatsa galatasaray içinde hagi'nin gelmesi milattır. bundan sonra herşey hagi'den önce ve hagi'den sonra diye anılacaktır. dünya durdukça galatasaray'a kim gelirse gelsin seninle kıyaslanacaktır artık. herkes seni geçmeye çalışacak ama beceremeyecektir. çünkü sen bizim gönlümüzde messi'den de, ronaldo'dan da, kaka'dan da büyük ve değerli futbolcusun. çünkü sen el commandante'sin. başkaları gibi çakma değil gerçek commandante. iyi ki geldin, iyi ki bizi şereflendirdin.
  • 2809
    hafızamda galatasaray dendiğinde hatırladıklarım 98-99 senesinden itibaren şekilleniyor. hagi'nin imza attığı günü, ilk yıllarını hatırlamıyorum yani. fakat 98-99 senesinden şimdiye kadar yaşadığım, gördüğüm hagi tanıdığım için kendimi oldukça şanslı hissetmemi sağlayan insan. çocukken evde vitrini aşağı indirirken ismini bağırdığım adam, futbolculuk kariyerinin son maçlarından olan adanaspor'u 4-1 yendiğimiz maçta elektrikler gittiğinden attığı 2 golü izleyemediğim için ağladığım adam. teknik direktörlük kariyerinde kendisine terbiyesizlik yapıp, galatasaray'dan kovalayan insanlara, türkiye'den ayrıldıktan sonra 2002 senesinde kendisine sorulan "galatasaray'a gelmek gibi bir projen var mı?" sorusuna "galatasaray beni ne zaman çağırsa gelirim, yardımcı olurum." diyerek yıllar önce cevap vermiş adam. iyi ki var. iyi ki gelmiş.
  • 2811
    bu bünyenin gördüğü en büyük 2 futbolcudan birisidir.

    87 doğumluyum ben. hagi bu takıma geldiğinde daha yeni yeni futbolun sadece top peşinde koşmak olmadığını öğreniyordum. hagi bu formayı 15 yıl önce bugün giydi ve hiç çıkarmadı. galatasaray'a kazandırdıklarını saymaya başlamayacağım çünkü gerek yok. bu renklere gönül vermiş herkes biliyor bunu. kazandırdıklarının sadece kupalar olmadığını da biliyor. mesleğine saygısını, takımı sahiplenişini de biliyor.

    ben pele, maradona bilmem. yılda 15 milyon euro üzeri kazanan yeni yetmeler de gözümde pek değerli değil. bu bünye hagi gördü, hagi izledi, hagi sevdi. kimsenin yaptığını inkar etmem ama kimseyi de kalbime onun yanına koymam. zaten kimse de 31 yaşında bir takıma gelip o takıma dünyaları veremez, hagi'den başka.

    ezeli rakibine şampiyonluğu kaptırdığı sezon giden şampiyonluğa değil de futbolu bırakan 36 yaşındaki 10 numarasına, canının içine ağlayan bir taraftar, o sevgiyi kazanan bir futbolcu... ötesi yok...
  • 2812
    efsanemiz,kurtarıcımız,unutulmaz sol ayak,karpatların maradonası.seni anlatmaya kelimeler sayfalar yetmez ciga.iyiki yolun buralardan geçti.bu ülkenin gelmiş ve gelecek dahil en iyi yabancı futbolcususun.aslında içimizden birisin.

    15 yıl önce sen o imzayı sözleşmeye değil kalbimize attın ve halen o imza yüreğimizden silinmedi.

    ne zaman gollerini izlesem tüylerin diken diken olur.keşke çıkıp 10'u giyse derim.senden vazgeçemedim

    seni unutmak mümkün değil..unutulmayacaksın.
  • 2814
    tarihlerle pek aram yoktur. hagi'nin galatasaraya geliş tarihini bugün öğrendim. dünse istanbuldan izmir'e dönmek icin bir arkadasımla yola cıktık. bursa'dan sonra bi yerde radar cezası yedik 140 lira. hız yaptık ne yapalım öderiz dedik sustuk. susurluktan sonra ise arabamız bozuldu. allahın unuttugu bi yerde,demirkapı köyünde bize yardım etmeye calısan bir ustayöa kalakaldık. 450 liralık parça değiştirdik, arabamız cekilirken ceken araba tasıyamadı ve kapıya carptı göctü kapı 300 liralık bir masraf daha cıktı.6 saatlık yolu 15 saatte geldik ve ögrenci halimizle 1000lira masrafa girdik. eve döndük ama suan finallere gelecek paramız yok. yorgunlugu stresi arabayla yolculuktan soguması her arabaya bindiginde duracak mı acaba tedirginligi cabası.

    bunca olaydan sonra takdir edersiniz ki hayatımın en kötü günlerinden biri olacak anacaktım 31 temmuzu.ama bugün 15 sene önce başka bir 31 temmuzda ne oldugunu öğrendiğimde inanın her şeyi unuttum. unutturan her şeyde bir hayır var,takdiri ilahi,canımıza gelmesin gibi düsünceler değildi.unutturan hagiydi.sadece hagi.dün ne mi oldu? hagili galatasarayın 15. yasını kutladık.
  • 2821
    gollerden sonra kenarda iki elini yumruk yapıp çocuk gibi sevinmen, ali sami yen'den yükselen "i love you hagi" seslerine koşup taraftarı alkışlayarak karşılık verişin ve o sırada utanarak yanaklarının kıpkırmızı olması. veda gecesinde hepimizin duygularını anlatan, kapalıya o bakışın.. hırsın, armaya olan aşkın.. hiçbir zaman unutamayacağım bunları hagi. hiçbir zaman.

    sana küfreden şerefsizlerin anlayamayacağı şeyler bunlar. neden anlamadılar biliyor musun ? çünkü sen diğerleri gibi "şov" yapmadın. bu renklere aşığım deyip parana bakmadın. lafta kalmadı hiçbir sözün. hayata geçirmeye çalıştın, aşık olduğun, "özlediğin", hepimizin özlediği galatasaray'ı geri getirmeye çalıştın. sadece taktik teknik anlamda değil, her anlamda.. ama anlayamadılar hagi. fakat seni anlayan, hiçbir zaman unutamayacak o kadar çok galatasaraylı var ki... iyi ki o gün imzayı attın. hiç gitmemek üzere, iyi ki adımını attın bu kulübe.

    i love you hagi..
  • 2825
    tut ki cok alakasiz bir sey okuyorum, mesela karincalarin ekolojik dengedeki yerini diyelim, ve makalenin icinde gheorghe hagi ismi gecti bir baski hatasiyla da olsa... tut ki cok alakasiz bir fotograf albumune bakiyorum, mesela maldiv adalari'nin dogal guzellikleriyle ilgili, ve albumun bir yerinde gheorghe hagi fotografi var, arkada tatil yapanlarin icinde zorla seciliyor bile olsa... yine alir beni bir ozlem ve gurur aslinda ve hatta gozlerim de dolar gibi yapar da yalniz degilsem yutkunurum icime dogru. simdi buna sevgi mi deniyor bilemem ama bunu yasayan yuzlerce galatasarayliyi goruyorum bu sozlukte ve sevgi ancak bu kadar kutsallasabilir diye dusundurtuyor beni.
App Store'dan indirin Google Play'den alın