• 28
    şu an için şampiyonluktan da şampiyonlar ligi'nden de daha önemli bir olgudur.

    90'lı yılların öncesini izlemediğim için bilmiyorum ama 1987 şampiyonluğu, 1988 şampiyonlar ligi yarı finali o dönemin müthiş jenerasyonu ile geldi. az biraz sonra florya'ya ekilen tohumlar ile 1996-2002 arasında elimizden alınan bir şampiyonluk hariç 5 şampiyonluk aldık ve avrupa'da yine zirveye çıktık. maalesef sonrası kayıp, çok yazık. 19 yıl geçti aradan yine 7 şampiyonluk aldık ve 2013, 2014 yıllarında gelen saman alevinden hallice bir avrupa başarısı...

    bizim ligimizde bu tür bir risk alınabilir bir şey. biraz dişimizi sıkmak şartıyla en kötü ilk 3'de ligi bitiririz ve hatta şampiyon bile olabiliriz. bunu almanya'da, ingiltere'de veya italya'da yapamazsınız. dortmund bile ilk 4'e zor giriyor, manchester o kadar harcamaya rağmen yıllardır bekliyor. peki nasıl yapacağız? elimizde çok güzel örnekler var: marcao, garry rodriguez, lyundama vs.. zaten şu an içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar da bizi bu tür transferlere zorluyor. artık falcao, diagne gibi yüksek maliyetli futbolcular almamalıyız. feghouli, belhanda ve babel gibi yüksek maaşlılar da dahil.

    kadromuzun mevcut durumunda emre kılıç, taylan, kerem gibi hem genç hem yetenekli türk futbolcular var. amatörden gelmesini beklediğimiz ve çok umutlu olduğumuz bartuğ elmas, ali yavuz, emin bayram gibi öz çocuklarımız var. feda gibi saçma sapan bir romantikliği gerektirecek bir şey de yok ortada. mümkün olduğunca yerli ya da yabancı genç ve yetenekli isimleri kadromuza katmamız lazım.

    isimler belki de işin en kolay yanı. sabır ve cok çalışma ile iyi bir jenerasyon kurmak bence hayal değil. bu işi de yapacak en iyi ve hatta tek türk hocaya sahibiz. ikinci bir derwall veya feldkamp bulmak çok zor olacağına göre fatih hocaya tam güvenilmeli. kendisi de bunu çok istiyor çok eminim ama maalesef öyle bir ekonomik dar boğazdayız ki kaybedilecek 1 maçın bile maliyeti aşırı derecede yüksek. bırakın şampiyonlar ligi gelirini, ligde alınan galibiyet primine bile istisnasız her takım muhtaç durumda. sonu olmayan bir labirent gibi içinde bulunduğumuz durum. başta yapılacak sponsorluk anlaşmaları olmak üzere sportif faaliyetler dışında yüksek gelirler elde etmemiz şart. ancak bu şekilde alınan riske karşılık kaybedilecek olası şampiyonluk gelirleri ikame edilebilir.
  • 33
    beni 29 ocak 2021 gaziantep fk galatasaray macinin ikinci yarisi ile bir hayli heyecanlandirmis ve sinyallerini fazlasıyla vermeye baslamis takimdir.

    tek bir arzum su olur, pek degerli nando’muzu ya balmumuna bandırıp onun daha fazla yaş almasına engel olalım ya da bir şekilde buffonvari bir kariyer yapmasına ikna edelim.

    onsuz bir galatasaray hayal edemiyorum.
  • 34
    beni öyle böyle heyecanlandırmayan proje. başında fatih terim gibi dehası ile beraber. arkadaşlar kabul edelim; çoğu bilgili arkadaşlar büyük hedefler ve hayaller için 5-10 senelik projelerin uygulanması gerektiğini bilir. şu son 2-3 transferimiz bu hedefler doğrultusunda olması fosur fosur uyumamıza olanak sağlıyor. ancak lig içinden yurtdışına haklı olarak uçan genç yetenekleri basamak olarak kullandırmaya izin verip yüksek bonservisler kazandırmamız gerektiğini düşünüyorum. evet, çok acemi olacağız belki ama araya veteranların serpiştirilmesiyle yeteneğin ve tecrübenün hızlı gelişmesini sağlayabilriiz.
  • 37
    her sıkışılan anda 2020-21 sezonunun son 15 maçında sadece 3 kez forma verdiğimiz tombul sosis'den*, sadece kendisine biat ettiği için modern/profosyonel futbolu çoktan bırakmış arda'dan ve gitmesi için gözünün içine baktığımız babel'den medet umarak başladıysak bu efsane 3 yıllık döneme, gerçekten geleceği oluşturacak genç isimlerden ne zaman sorumluluk almalarını bekleyeceğiz.
    altyapılarda yıllarca pişirmden sahaya atarsak bir hata ile zarar görür diye diye ne isimler çürüdü gitti. bunun karşısından genç yaşta sahaya atılıp, hata yapsa dahi arkasında durulan isimler kafayı yukarı uzattı. yaptığı hata karşısında, aldığı desteğe rağmen yıkılacak bir oyuncu ise zaten geleceğin galatasaray'ını üzerine kuramayacağımız bir isimdir. genç isimler oynasın, hatayı onlar yapsın, mental gücü ile ayakta kalabilen bizimle yürüsün.
    ama
    geleceğin galatasaray'ını oluşturma aşamasında asıl problem isimlerden ziyade ne oyna(ma)maya çalıştığımız. kaç yıldır isimler değişiyor ama oynanan mıymıy şey değişmiyor. o kadar öngörülebilir, o kadar sıkıcı ki o kadar özlediğim galatasaray'ın maçının olduğu gün içimi afaganlar basıyor.
    yan pas-geri pas-yan pas, ilk ileri pasta pas hatası ve geri koş.
    duran toptan gol atmayı unuttuk yıllardır, bunu sadece oyuncu grubunu suçlayarak açıklayamayız.
    maalesef geleceğimizi kurmaya yönelik hamleleri yapacak hocamız asıl sorunun farkında değil.
    geçmiş başarılarının verdiği özgüven, kişiliği ve maalesef yetişilmesi mümkün olmayan egosuyla asıl sorunun dikte etmeye çalıştığı sistem olduğunu farkedemiyor. keşke hocanın çevresinde kendisini bu minvalde uyaracak yardımcıları, arkadaşları olsaydı. en büyük kozu fatih terim olan yönetimden bu tarz bir öneri/uyarı gelir mi, sanmıyorum.
    hocaya çok güveniyordum, bir yerden başlayacak diyordum, genç isimleri kadroya katıp ona göre bir oyun oynayacak sanıyorum ama epey saflık etmişim. hadi psv elemesi çok erkene denk geldi, zaten eli dardı diyecektim ama saint johnstone fc elemesinde kazanmamıza rağmen utandıran futbol ve nihayet dünkü maçla* artık güvenim ve umudum pek kalmadı. sonuçta zaten önemli bir özgül ağırlığı olan galatasaray ismi ne kadar tutunabilirse o kadar olacak.
  • 38
    tamam şimdi biz bunu kuruyoruz doğrudur. avrupa'da da inanılmaz işler yaptı takım bu da doğrudur. açıkçası avrupa biraz sürpriz bile diyebiliriz. ben şahsen takıma sabrediyorum gerçekten gelecek vaadediyor. ancak kesinlikle ama kesinlikle bu takım ligde olduğu yerde olmamalıydı. kadro genç bile olsa kalite olarak kafaya oynayabilirdi. avrupa'da yaptıkları, yapabildikleri de bunun kanıtıdır. bu konuda da fatih hoca düşünmeli biraz sanki. yıllardır geniş kadro istedi, şimdi elinde var. orada da rotasyonlar biraz ilginç. takımın lige motive olamadığı da bir gerçek. ancak seneye avrupa istiyorsak, asıl motivasyon orasıysa bu gidişatla olmayacağını görmeliyiz.
  • 41
    kesinlikle günümüz futbol iklimine aşina olan herkes için avrupa kupalarından elde edilebilecek potansiyel gelirlere ve oyuncuları bu kupalarda parlatıp satış yapmamıza indekslenmesi gereken söz öbeğidir. günümüzde üzülerek belirtmeliyim ki türkiye'nin birinci kademe ligi olan türkiye süper ligi'nin değeri düşmektedir. bunun en önemli ve birincil sebebi ülkemizde diğer gelişmekte olan ülkelerle birlikte, çin dışında, yaşanan ekonomik gerilemelerden alınan paydır. para birimimizin değer kaybetmesi yapılması planlanan her projeyi zorlaştırmaktadır zira gelecek sene itibariyle oyuncu transferlerinin zorluğu artacak, sponsorluk gelirleri ve gelecek sezonla birlikte ise yayın gelirleri azalacaktır. bu nedenle galatasaray futbol takımı'nın geleceğini inşa etmesi gereken olgu ligde başarı yerine avrupa kupalarında elde edilecek başarıdır. günden güne eriyecek para birimimizin alım gücünü ve yayın gelirlerinin azalmasını hesaba katarsak parasal anlamda bir kaç sene içinde türkiye süper liginin lig birincisi olmak, uefa avrupa liginde son 16'ya kalmaktan bile daha az cinsinden para karşılığına denk gelebilme tehlikesine sahiptir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın