• 1
    sanırım türk futbol izleyicisinin yapmayı en çok sevdiği geyik bu. transfer edildiği gün eleştirdiği bir futbolcu uzun vadede kötü performans gösterirse pamuk şekerci görmüş çocuklar gibi sevinip "ben demiştim, bak bak ben demiştim, gördünüz mü ben demiştim, heyooo ben demiştim" diyen birçok insan görüyoruz. fakat ne hikmetse "bundan adam olmaz" dediği futbolcu iyi performans gösterince aynı coşkuyu göremiyoruz, "ben haksız çıktım, demek ki yanlış konuşmuşum, bir dahaki sefere daha dikkatli eleştiriler yapacağım" demeyi kendine yedirebilen yok.

    peki "bu ileri görüşlü insan, bu futbolcuyu geldiği ilk günden itibaren niçin beğenmemişti acaba" diye merak edip okusak, birkaç paragraf süren detaylı bir analizle karşılaşmayı beklerken iki satırlık bir izahat görüyoruz. "kazma bu", "hiç kendini geliştirmedi", "anadolu topçusu", "paf'taki çocuklar daha iyi oynar" vesaire vesaire. yani o ana kadar kendini geliştirmemişsen bir daha asla geliştiremezsin, anadolu topçusu gibi oynuyorsan asla büyük takıma adapte olamazsın. futbol bilginleri üstüne iki kelimelik bu damgalardan birini vurduysa yandın, bir halt olmaz senden bir daha. bak pes'tekiler fifa'dakiler nasıl doğrusal bir grafikle çılgınca gelişiyor? sen de öyle olacaksın, yoksa senden adam olmaz. gelir gelmez harikalar yaratmalısın.

    sanırım hepimiz ilkokulda "atatürk'ün ileri görüşlülüğü" diye bir konu işlendiğini hatırlarız. bu konuda, atatürk'ün ne kadar ileri görüşlü biri olduğu övülüp ikinci dünya savaşı'nın çıkacağını tahmin etmesinden bahsediliyordu. fakat "atatürk bunu nereden bildi, hangi düşünce metodunu kullandı, bizler de onun gibi ileri görüşlü olmak istiyorsak ne yapmalıyız" sorularına hiçbir cevap yoktu. bunlar önemsiz şeylerdi. atatürk çok zekiydi ve ileri görüşlüydü, o kadar. mevcut durumu en doğru biçimde analiz etmek, bu analizden gelecekteki ihtimalleri değerlendirerek fikir yürütmek gibi yöntemlerin adı bile anılmıyordu. ileri görüşlülüğün "şu şöyle olur" deyip kestirip atmaktan ibaretmiş gibi anlatılması, aslında atatürk'e yapılan büyük bir hakaretti.

    şahsen ben bu konuyu dinlediğim zaman, çocuk aklımla "atatürk oturduğu yerde neyin ne olacağını sanki bir vahiyle hissediyor, çok zeki olduğu için bir medyum gibi ne olacağını önceden öngörebiliyor" diye düşünmüştüm. halbuki atatürk bu görüşe varmak için bütün ihtimalleri değerlendiriyor, bununla beraber tarih, coğrafya bilgisini ve geçmiş tecrübelerini de kullanıyordu. yani atatürk bu sonuca ciddi bir düşünme süreci sonunda varıyordu. atatürk muhakkak zeki bir adamdı, ama zeki bir adam olsa bile doğru biçimde düşünüp analiz yapmayı bilmese zekası da hiçbir işe yaramazdı. ne yazık ki bize bunların hiçbiri öğretilmedi.

    şimdi bu çarpık eğitimle yetişen nesillerden de kendilerine öğretileni en iyi biçimde taklit ettiklerini görüyoruz. hakkıyla bir analiz yapmadan "şundan adam olmaz" deyip kestirip atmayı marifet zannediyoruz, ileri görüşlülük zannediyoruz. fakat bu yargısız infazdan başka bir şey değil esasında.
App Store'dan indirin Google Play'den alın