galatasaray'ımızın 21. şampiyonluğunda çok ciddi pay sahibi oyunculardan biri, belki de en ciddi pay sahibi olan oyuncumuz. sezon boyunca çaylak dönemim dahil başlığına birkaç kez yazdım, kendisini eskiden beri öven, destekleyen ve beğenen yazarlardan biriyim. ancak transfer konusunda yaptırımlarla karşılaştığımız takdirde maalesef kendisine gelecek 15 milyon civarı bir teklifi reddetme lüksümüz olduğunu düşünmüyorum. eğer kulübün maddi durumu iyi olsa, bu yasak durumları olmasa şampiyonlar liginde parlatıp 20-25'e satabiliriz, bekleyelim fikrine olumlu bakabilirdim. ancak şampiyon olmuş olsak da kadronun ciddi eksikleri var ve bu eksikleri doldurmak için gereken finansmanı oyuncu satışından sağlamak zorunda kalırsak fazla seçeneğimiz kalmıyor. galatasaray gibi ciddi scout ekibi olan bir kulüpte transfer yılın 3 ayı değil, 12 ayı düşünülen bir proses olmalı. her oyuncunun her an gerçekleşebilecek olası satışına karşılık a, b, c planları hazırda bekliyor olmalı, böyle olduğuna inanıyorum. dolayısıyla satıldığı takdirde yeri bir şekilde daha düşük maliyete dolacaktır diye düşünüyorum.
aslında detaylı bir sezon analizi yapıp oyuncuları tek tek değerlendirmek ve gelecek sezon planlaması yazmak istiyordum ama yoğunluktan dolayı vakit olmadı, yakın zamanda da vakit olacak mı bilmiyorum. o yüzden hazır konu açılmışken belirtmek isterim ki, bu yazıyı rodrigues ismi gündemde olduğu için bu başlığa yazdım ancak sunduğum argüman takımda para kazandırabilecek tüm oyuncular için geçerli. bir diğer satılabilecek isim yine sezon boyunca dolaylı veya dolaysız birçok kez hak ettiğinden çok fazla eleştirildiğini söyleyerek savunduğum
younes belhanda. medyada dillendirilen miktarlar gibi iyi bir teklif geldiği takdirde, yerini daha düşük maliyete dolduracak, teknik ekibin onayını almış adaylar hazırsa o da aynı şekilde satılmalıdır. bazı arkadaşlarımız bu şekilde yorum yapıldığında sanırım her sezon sıfırdan kadro kurulmaz diyerek football manager'cı taraftar yakıştırması yapıyorlar, ideal şartlarda söylediklerine katılıyorum. istikrar başarıyı getirir, ama bizim gibi avrupa'da tepeye değil ama hemen altına oynayan takımların bu başarılarını istikrarlı kılmaları için ekonomik istikrarı sağlamaları lazım öncelikle. bunun da en doğru yolu (özellikle
euro kurunun durumu da hesaba katıldığında) futbolcu alış-satışında akıllı davranmak. burada akıllı davranmaktan kasıt asla yerini dolduramayacağın oyuncuyu satmak değil, ederini bulan oyuncuyu iyi fiyata satıp yerine yenisini almak, isimler değişirken başarıyı daim kılmaktır (zaten yazıda da satılacak oyuncuların yerine alternatiflerin hazır olduğunu varsaydığımı belirttim). gelecek sezon planlaması için yazı yazdığımda bunu daha spesifik bir şekilde açıklarım, ama benim savunduğum transfer vizyonu da budur özetle.