galibiyette en az payı olup en çok sevinen oyuncu

• 1

  herhangi bir takım oyununun kupa törenini ya da galibiyet sevincini izleyin muhakkak böyle bir memeli görürsünüz, diğer oyuncuların pestilleri çıktığı için hiçbir şekilde kendisini yormamış bir oyuncu ortaya çıkar ve maçın yıldızı olmuş gibi sevinir.
• 2

  takım olmanın en önemli göstergelerindendir. o havayı soluyan herkesin o başarıda emeği vardır.
  
  örnek vermek gerekirse 2002 şampiyonluğundaki gonzalez , ya da 2002 dünya kupası'ndaki abdullah ercan gibi.
• 3

  çok normal olandır. zira akşamki maçtan örnek verecek olursak, * televizyondan izleyen bizler onlar kadar hatta belki daha fazla sevinmişizdir. yoksa kendisinden kötü performans gösteren, yanında kendisi kadar sevinen arkadaşının ensesine bir tane geçirip "ne seviniyon puşt!" diyen insanlarla dolardı ortalık. biz buna takım oyunu diyoruz gençler.
• 4

  evde sevinen kişilerin örnek olamayacağı oyuncudur, zaten en az payı kelimesi ve oyuncu kelimesi gayet açık yazılmış başlıkta, kastedilen oyuncu tipi;
  
  vasatın da altı oynayan cenk akyol'dur,
  görev aldığı her maç berbat oynayan kerem inan'dır,
  kendisini şampiyon zannedip bayılan emre belözoğlu'dur,
  artık yorum yapmayacağım aykut erçetin'dir.
  
  bir takım malzemecisinden başkanına hatta sponsoruna kadar birdir ama takıma hem az katkı yapıp hem de kendisini maçın yıldızı gibi gösteren sevinç gösterileri yapan kişiler de göze batmaktadır, ayrıca cidden fizik olarak yorulmadığı için de fazla sevindiğini düşünmekteyim bu tip oyuncuların.
• 5

  pes dediğim başlıktır. yahu arkadaş sevinmek parayla mı? kişinin mizacına göre değişen tavırlardır bunlar. oynamadan yıldız gibi seviniyor demek bence olayın bokunda boncuk aramaktan öteye geçmez. hepimiz kıçımızı yırttık dün akşam evinizde şov amaçlı mı seviniyorsunuz siz? içimizden kopan bir duygu seli bu sadece. sevinmenin de kriteri olmamalı.
• 6

  idolü kesinlikle kerem inan olan oyuncu tipi. turnuva boyunca hiçbir boka yaramadığını kendisi de herkes de bildiği için bu başarıyı sahiplenmeye çalışır. zaten sahada efor sarfeden oyuncuların genelde kolunu kaldıracak hali kalmadığı için meydan buna kalır, bütün enerjisini sevinç gösterilerine harcar.
• 7

  11 eylül 2010 türkiye-sırbistan basketbol maçında oğuz savaş denen şahıs bunun en güzel örneğini vermiştir.40 dakikalık maçta kırk saniye bile oynamayıp her basketten sonra kendini en öne atan maçtan sonra da her kameranın önüne çıkan bir adam olarak aşırı derecede sinir bozmuştur.
• 8

  ruhlu oyuncudur. yetmez mi?
• 9

  takımın parçasıdır. istediği kadar az katkı yapsın, takımdaki her oyuncu galibiyete sevinmekte haklıdır. ister top taşır, ister su taşır, isterse de havlu sallar. o da herkes kadar antrenman yapmakta, o da herkes kadar emek harcamaktadır. o da madalya alacaktır. o da prim alacaktır. hakkıdır.
  o takıma seçilmek kolay mıdır sizce?
• 10

  colin kazım'ın maçlarda oynamayıp maç sonu kutlamalarını orgynize etmesi örnek olarak verilebilir.
  
  ama ben sevindim evde, sayılmıyo mu tühh.
• 11

  gökçek vedersonun hem fener'in yanlis anonsunda "kurmaca" sampiyonluk kutlayip, hemde bursa - eskisehir maçindan sonra dev ekranlardan o anons goruntulerinin yayinlanmasindan sonra bursasporun "gercek" sampiyonlugunu kutlamasi en büyük örnektir.