• 451
    galatasarayliligi degil ama iyiden iyiye foseptik cukuruna donen, insanin ruh sagligina mutecaviz turk futbol ligi'ni takip etmeyi artik birakiyorum. hemen su an entry'yi yazarken aklima gelen bir kac nedeni de siraliyim bari;

    - iki sezondur var esliginde sergilenen tiyatroya donusmesi
    - yabanci sayisinin birilerinin keyfine gore inip cikmasi
    - ve bugun ortaya cikarn kume dusmenin kaldirilmasi

    artik benim bu ligi takip etmek icin ne vaktim ne de halim var.
  • 181
    ne bu sözü seviyorum ne de kullananı seviyorum. nasıl sırt dönebiliyorsunuz birader? galatasaray sevginiz nasıl koşullara bağlı olabilir sizin? yeri gelecek sevinçten ağlayacağız omuz omuza, yeri gelecek üzüntüden ağzımızı bıçak açmayacak ama her seferinde gururla formayı sırtına geçirip dışarı çıkacaksın. çünkü futbol bu, oğlum. takım tutmanın olayı bu. ben x geldi y gitmedi diye nasıl galatasaray'a gönül koyayım lan? varsın gelsin, bir gün hepsi siktirip gidecek. ben o güne kadar da o gün de galatasaray'ı hep destekleyeceğim, kalbimin en özel köşelerinden birini hep ona ayıracağım. takım tutmak bir şeyi karşılık beklemeden sevmek değil midir? e siz nasıl bekliyorsunuz birader galatasaray'dan karşılık. ben müşteri değilim, ben öncelikle taraftarım. yere batsın milyon dolarlar eğer kalbimdeki şu hissi gram azaltacaksa. ben böyle mutluyum oğlum. galatasaray varsa mutluyum, ne demek galatasaraylılığı askıya almak, ne cüret?
  • 388
    gerçekleşmesi için bir takım şartların var olması gereken eylem. mesela eylemi gerçekleştiren kişinin karakter olarak çeşitli sıkıntıları olması muhtemel. egoist, bencil ve her şeyin her zaman en iyisine layık olduğunu düşünen bir insan olması çok olası. buna bir de prensip, hayata karşı duruş falan derler bunlar.

    taraftarlığın, onun da ötesinde galatasaraylı olmanın ne olduğunu hiç anlamamış ya da en azından benim anladığım şekilde anlamamış arkadaşlar, bence siz askıya falan almayın, temelli bırakın ve dönüp arkanıza bile bakmayın.selametle.
  • 429
    asla yapamayacağım şeydir. nitekim ben galatasaray’ı kimse için sevmedim, babam dışında kimse sayesinde de sevmedim. ben daha 6 yaşındayken buz gibi havada tribüne götürüp hagi’yi, bülent’i izletti babam bana, aslolanın galatasaray olduğunu ondan öğrendim. kişiler gelir, gider başarılar gelir geçer, bu asil renklere saygım ve sevgim asla ama asla azalmaz. pireye kızıp yorgan yakamam kısacası.

    (bkz: sözlük yazarlarının galatasaraylı olma hikayeleri/#2418483)
  • 358
    hıncal uluç'un torunu filan misiniz nedir arkadaş bunu nasil dersiniz?

    siz galatasaray'ı içinizde kalbinizde hissetmiyor musunuz? gol yediğinde, basketbolda yenildiğinde, voleybolda smacı vurdugunda ya ne biliyim o renklerde başka bir forma bile görseniz karninizda bir aşk bulantısı olmuyor mu?

    borcu var dediklerinde sanki ay sonunu getirememiş gibi başınızda kızgınlıkla karışık bir ağrı olmuyor mu? yani ben ne şairim ne edebiyatçıyım bunlar nasıl kelimeler özenle seçilir anlatılır bilemedim ama en basiti hissetmiyor musun sevgili kardeşim?

    babanı gördüğünde hissettigin güven ananı gördüğünde hissetigin huzur gibi birşey değil mi galatasaray? askıya almak nedir? havuz üyeliğini mi askıya aliyorsun? bak küfür de ederdim ama konu küfürlük değil konu hissetmelik...

    ulan babam yanımda oturuyor, söylesem gece uyuyamaz valla başlar gençlik ne oluyor böyle diye.. adamlar bir ömürdür sevmişler, seviyorlar. kısmetse ben de seveceğim. askını yesinler senin hıncal uluç'un torunu benim canım kardeşim...
  • 297
    tam bir başlığını bulamadım buraya yazıyorum.
    kimi arkadaşlar takımdan soğuduğunu yazıyor, kimi sözlükten kendini pilot ediyor.
    arkadaşlar asıl bu zamandır bizim daha çok galatasaraylı olacağımız gün. siz susarsanız, siz küserseniz bu pislikler amaçlarına ulaşır. asıl şimdi sesiniz çıkacak ki direnişimiz bir şeye benzesin.

    gün bugün, gerçek galatasaraylıların günü olmalı. lütfen kimse 358 tane kendini bilmez yüzünden bu kulübe, formaya, verdiğimiz emeklere küsmesin.
  • 450
    namaz kildirmak icin para alan birisinin arkasinda namaza durmam diyerek camiye gitmeyen musluman gibidir.
    bu, galatasarayli olmamak degildir; galatasarayli olmasini gerektirdigine inandigi degerlere aykiri bir eylem icindeyse galatasaray'i yonetenler, bu suca ortak olmamaktir.
    "galatasarayliligimi askiya alirim" diyenler, "artik galatasarayli degilim" demiyorlar. uzerindeki leke kalkana kadar, bu lekeye ortak olmayacagim diyorlar.

    bu, kumardan inek kazanan adam'in mevlana ve haci bektas-i veli ile olan hikayesine benziyor:

    --- alıntı ---

    bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu hacı bektâş-i veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. (o zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu.)

    durumu hacı bektâş-i veli ‘ye anlatır ve hacı bektâş-i veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. bunun üzerine adam mevlevi dergahına gider ve ayni durumu mevlâna'ya anlatır, mevlâna ise bu hediyeyi kabul eder.

    adam aynı şeyi hacı bektâş-i veli ‘ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve mevlâna'ya bunun sebebini sorar.

    mevlâna şöyle der:

    - biz bir karga isek hacı bektâş-i veli bir şahin gibidir. öyle her leşe konmaz. o yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.

    adam üşenmez kalkar hacı bektâş-i veli dergahı’na gider ve hacı bektâş-i veli'ye, mevlâna’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de hacı bektâş-i veli'ye sorar.

    hacı bektâş-i veli de şöyle der:

    - bizim gönlümüz bir su birikintisi ise mevlâna’nın gönlü okyanus gibidir. bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir

    --- alıntı ---

    siz, mevlana gibi sevebilirsiniz, digerleri haci bektas-i veli gibi sevebilir.
    nasil ki galatasarayliligini askiya aldigini soyleyen bir galatasarayli, size kalkip da "boyle midesizlik olmaz! sizin yuzunuzden galatasarayliliga ait degerler ayaklar altina alindi" diyemezse, sizin de kimseyi bunun uzerinden otekilestirmeye, galatasarayliligini olcmeye falan hakkiniz yok.

    not: ad hominemciler damlamadan ileteyim; arda gelirse beinsports uyeligimi yenilemeyecegim, galatasaray'in futbol subesini de takip etmeyecegim ama galatasarayliligimi da kimsenin klavyesine, hele arda turan destekleyenlerin klavyesine malzeme de etmem.

    kisisel fikrim, bu baslik altinda galatasarayliligini askiya alacagini soyleyenlere yoneltilen bazi ifadeler, dun milliyetciligi ayaklar altina alanlarin bugun en hizli milliyetciler gibi hamaset edebiyati yapmasina benziyor.

    kimse kimseden ustun degil; ancak bir fikri elestirecekseniz, onun karsisina, onun dayandigi argumanlardan guclu argumanlar cikarin. o fikri savunanlari degersizlestirmeye calisarak fikirlerinizin ustun gelecegini saniyorsaniz, yaniliyorsunuz.
  • 359
    yapan dışında kimsenin sikinde olmayan bir eylem. ben zaten bunu düşünen birini taraftar diye ciddiye almam da daha çok anlamadığım bir durum var: bunu galatasaray sözlükte yazmak.

    ne bekliyorsunuz lan? insanlar sizi çok mu umursuyor zannediyorsunuz? ''aman abi sakın bırakma, sensiz ne yaparız?'' denmesini mi bekliyorsunuz? ne yapıyorsanız yapın, kimsenin umursadığı yok. gelip burada ilgi çekmek için anlamsız muhabbetler açmayın.
  • 489
    bugünlerde kesinlikle akıldan geçmemesi gereken durumdur. tam tersine desteğimizi iki üç misline çıkarmanın zamanı geldi. organize ve profesyonel bir kötülüke karşı birkaç darbe aldık diye vazgeçip, geri adım atacaksak eğer yandı gülüm keten helva.

    galatasaray futbol takımı 2018 yılından beri sistematik olarak haksızlığa uğradı. eğer bu haksızlıklar karşısında pes edersek onların ekmeğine yağ sürmüş oluruz. galatasaray taraftarıyla, yönetimiyle ve takımıyla birlikte bu karanlık günlerinden üstesinden gelecektir.

    (bkz: galatasaray bir his takımıdır)
    (bkz: sen şampiyon olacaksın)
  • 259
    bu kafa 1915 de yaşasaydı eminim türklüğünü de askıya alırdı. burada, bu sitede yazar olan herkes galatasaray'a gönül vermiş insanlar. galatasaray'ı gönülden sevmeyen bir insan - çok büyük bir işsiz veya troll değilse - gelip de bu sitede onlarca yorum yazıp zaman geçirmez. hem bu kadar sevip hem de bu kadar kolay vazgeçiyorsanız eminim ilk kurduğum cümleyi aynen yaşardınız. kalıp savaşanlarla selam olsun.
  • 398
    bir galatasaraylının asla yapamayacağı bir şey. yapabileceğin şeyler sınırlıdır maçları izlemezsin, haberleri okumazsın. 2001 2002 sezonundan sonra lucescu görevden alındığında hakikaten ilgimi kaybetmiştim, yaşananları haksızlık olarak görmüştüm. bugün arda turan gelirse yine maçları izlerim, ilgimi de kaybetmem. olurda ters teperse bunun sorumlusu olarak ta fatih terim’i sorgularım.

    protesto hakkı saklı kalmak kaydıyla bir galatasaraylının yapabileceği en fazla budur.
  • 158
    yapabilen kisiye ozenirim. hayatta hicbir seye bagimli olmayacaktir o. galatasaray lan bu. anana kusersin, babana kusersin, karindan bosanirsin, evladini reddedersin yeri gelince ama galatasaray'a nasil kuseceksin oglum? mumkun mu bu? galatasaray lan bu. hayatta beni en cok mutlu etmis, en cok gururlandirmis sey. galatasaray. bu ulkeden daha onemli. bu kitadan daha onemli. senden, benden, her seyden daha onemli. alabilen alsin tabii askiya. mac kaybedildi diye alsin, istemedigi futbolcu oynadi diye alsin, formayi begenmedi diye veya bugun hava yagmurlu diye alsin. ben alamiyorum. alamam. alabilene de lafim yok. aferin ona.
  • 400
    ne zaman galatasaraylı olduk? nasıl galatasaraylı olduk?

    istisnalar hariç herkes için bir çocukluk hikayesidir bu. kimisi babasından, aile büyüklerinden kimisi arkadaşlarından, semt, mahalle ortamından etkilenir. kimsenin net olarak cevap verebileceği bir soru da değildir, neden galatasaraylısın sorusu.

    benim gibi fenerli bir babanın oğlu olan, fenerbahçe gol attığında evin içinde sesinin duyulduğu, kadıköy'ün yeldeğirmeni semtinde doğmuş büyümüş, mahalle arkadaşlarının çoğu fenerbahçeli olan bir çocuk nasıl galatasaraylı oldu?

    ben galatasaraylı olduğumda her sene şampiyon bir galatasaray yoktu, dünya yıldızları ülkemize gelmiyordu. erhan önal ya da sarı ismail yüzünden mi galatasaraylı oldum bilmiyorum. çingene arif ya da prekazi miydi beni galatasaraylı yapan?

    çok anlatılan bir hikayedir endüstriyel futbol. sanırım endüstriyel futbol da zamanın ruhuna uygun olarak endüstriyel taraftara evrildi.

    o futbolcular çoktan yaşlandılar, bugünküler de yarın yaşlanacaklar. bizim takım tutma hikayemiz bir renge gönül verdiğimiz günden öleceğimiz güne kadar, o iki renk yanyana geldiğinde bize bambaşka duygular yaşatan bir aşkın hikayesidir.

    galatasaraylılık para verip hizmet beklenilen bir şeye dönüştüyse, yapılan ya da yapılamayan bir transfer için, yaşanılan herhangi bir an için, bugün için, geçmişten ve gelecekten vazgeçebileceklerse galatasaraylılar, onlar için, galatasaray store'dan forma almaktan vazgeçtiklerinde, pazardan alacakları triko bir forma yok zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın