galatasaray türkiye'nin kavgası, mücadelesi, hedefi, kulüp içi demokrasisi, objektifliği en gerçek olan kulübüdür.
daha baba gündüz zamanında şampiyon kulüpler kupası'nda çeyrek final oynayan, 14 yıl şampiyonluk görmediği sürece denk gelen 80'li yıllarda avrupa'dan kupa almayı gözüne kestiren ve bu hedefle yaptığı yatırımlar sonucunda bir numaralı kupada finali kıl payı kaçıran kulüptür. 2000'den zaten bahsetmeye gerek yok.
galatasaray, varoluşunun çok büyük kısmında kaliteden, liyakattan, kulüp kültüründen asla taviz vermeyen tek kulüptür türkiye'de. zamanının en büyük golcülerinden birini
* barzo diye ezeli rakibine şutlayacak, bir diğerini
* cemaatçi diye dışlayacak, daha geleli bir sene bile olmayan başarısız başkanlarını yaka paça geri indirecek kadar testis sahibidir.
galatasaray ile diğer kulüpler arasındaki farkın en büyük nedeni
* tam olarak budur: diğer kulüplerde başarı söylemleri, hedefler, iddialar, söylemler futbolu bahane edip kendi çıkarını doğrultmaya çalışan yöneticilerin hamasetiyken galatasaray'da bu iddialar çoğunlukla gerçektir. bu yüzden de sık sık gerçekleşir.
gururlanmayalım da taşa mı dönelim arkadaş?