26
her transfer döneminde olduğu gibi yine birbirine girmiş, sosyal medyayı trip atma mecrası olarak kullanmaya başlayan topluluk.
transfer haberi işine meraklı, sıkı bir şekilde takip eden her taraftar kimin atıp tuttuğunu kimin yöneticiden haber alabildiğini, hangisinin menajer kayığında gezdiğini net olarak bilir ancak taraftarın genel bölümü bunu bilmez. 3 sene bir fiil dış basın, yerel basın transfer haberlerini kovalayan (bildiğin deli işi uzak durun, kafayı yersiniz) biri olarak şunu söyleyebilirim burası net olarak b*k çukuru. hele birde youtube yayıncılığı işin içine girince iş tamamen şova ve reyting avına dönüştü.
geçmişte bizler haberin çıktığı gazeteye/tv kanalına göre transferin olma olasılığını değerlendirir itibar ederdik, o zaman marka olan gazeteler/tv kanallarıydı. şimdi ise şahıslar kurumların fazla fazla önüne geçmiş durumda. onlarda bu durumu kişisel gelirlerini geliştirmek adına kullanarak reklamlarını yapıyorlar. artık her birinin ya kişisel youtube kanalı var yada piyasadaki kanalları arşınlıyorlar. buda ister istemez sosyal medyada kinayeli cümleler kurmalarına neden oluyor.
gazeteci müneccim değil neticede haberi bir şekilde bir yerden bulması gerekiyor, bunu bulmak içinde bazıları fazlasıyla kullanışlı aparata dönüşüyorlar. yöneticisi de kullanıyor, menajeri de hatta futbolcusu da. bağlantı bulamayan da diğerlerini kötülüyor. şunu net olarak söyleyebilirim ki ekseriyet ile futboldan anlamazlar. bu gözler bu kulaklar öyle oyuncular için öyle saçma yorumlar duydu ki tam olarak karşılığı nedir derseniz; "futbol topunu görse bomba zanneder" durumudur. birilerini yalamaktan vakit bulup sahada oynanan oyun ile alakalı bir inceleme yapıp fikir üretemediklerinden sonuç doğal olarak bu oluyor. ha bu bir kusur mu bana göre evet yaptığın iş muhabirlik yada gazetecilik olsa da oyunu biraz bilmen, dünyada ki gelişmeleri takip etmen gerekiyor. yoksa mal gibi çıkıp sırf yakın olduğun yönetici sana bu ismi verdi diye olmayacak adamları spaces odalarında övüp işi bilen taraftar karşısında komik duruma düşmezsin.
işini hakkı ile yapan yok mu derseniz, var elbette. aslında hepiniz o kişileri biliyorsunuz ama yalan haber duymak, taraftarın önemli bir bölümünün hoşuna gittiğinden diğerleri bu dönemde ister istemez prim yapıyor.
bu tiplere prim veren kişiler ile bu tiplerden rahatsız olan güruhun aynı olması ise türkiye'nin özeti.
transfer haberi işine meraklı, sıkı bir şekilde takip eden her taraftar kimin atıp tuttuğunu kimin yöneticiden haber alabildiğini, hangisinin menajer kayığında gezdiğini net olarak bilir ancak taraftarın genel bölümü bunu bilmez. 3 sene bir fiil dış basın, yerel basın transfer haberlerini kovalayan (bildiğin deli işi uzak durun, kafayı yersiniz) biri olarak şunu söyleyebilirim burası net olarak b*k çukuru. hele birde youtube yayıncılığı işin içine girince iş tamamen şova ve reyting avına dönüştü.
geçmişte bizler haberin çıktığı gazeteye/tv kanalına göre transferin olma olasılığını değerlendirir itibar ederdik, o zaman marka olan gazeteler/tv kanallarıydı. şimdi ise şahıslar kurumların fazla fazla önüne geçmiş durumda. onlarda bu durumu kişisel gelirlerini geliştirmek adına kullanarak reklamlarını yapıyorlar. artık her birinin ya kişisel youtube kanalı var yada piyasadaki kanalları arşınlıyorlar. buda ister istemez sosyal medyada kinayeli cümleler kurmalarına neden oluyor.
gazeteci müneccim değil neticede haberi bir şekilde bir yerden bulması gerekiyor, bunu bulmak içinde bazıları fazlasıyla kullanışlı aparata dönüşüyorlar. yöneticisi de kullanıyor, menajeri de hatta futbolcusu da. bağlantı bulamayan da diğerlerini kötülüyor. şunu net olarak söyleyebilirim ki ekseriyet ile futboldan anlamazlar. bu gözler bu kulaklar öyle oyuncular için öyle saçma yorumlar duydu ki tam olarak karşılığı nedir derseniz; "futbol topunu görse bomba zanneder" durumudur. birilerini yalamaktan vakit bulup sahada oynanan oyun ile alakalı bir inceleme yapıp fikir üretemediklerinden sonuç doğal olarak bu oluyor. ha bu bir kusur mu bana göre evet yaptığın iş muhabirlik yada gazetecilik olsa da oyunu biraz bilmen, dünyada ki gelişmeleri takip etmen gerekiyor. yoksa mal gibi çıkıp sırf yakın olduğun yönetici sana bu ismi verdi diye olmayacak adamları spaces odalarında övüp işi bilen taraftar karşısında komik duruma düşmezsin.
işini hakkı ile yapan yok mu derseniz, var elbette. aslında hepiniz o kişileri biliyorsunuz ama yalan haber duymak, taraftarın önemli bir bölümünün hoşuna gittiğinden diğerleri bu dönemde ister istemez prim yapıyor.
bu tiplere prim veren kişiler ile bu tiplerden rahatsız olan güruhun aynı olması ise türkiye'nin özeti.