• 1
    çok eskiden fanatikliğin bu kadar yüksek olmadığı yıllarda, özellikle 80'lerin sonu 2000'lerin başına kadar zaten spor programları da kanallarda nispeten çok daha tarafsız ve dürüst ahlaklı yayın yaparlardı. ve her hangi bir takım taraflı olmadıklarından kim başarılı ise o takım daha çok konuşulur onun haberi daha çok yayınlanırdı, dolayısıyla türk futbolu ve galatasaray'ın çok konuşulduğu yıllardı ama bunun * galatasaray'ın avrupa kupalarındaki başarıları ve a milli takıma yaptığı katkıydı. (u: n.xamax,monaco zaferleri,m.united ve cl.ne katılım,uefa ve süper kupa şampiyonluğu vs.).

    sonra hem galatasaray kulübünün iyi yönetilememesi * ve aziz yıldırım gibi illegal yapıda, korkutma ve sindirme üzerine, tff ve diğer kulüplerle kurduğu organik(!) bağlar, türk spor medyasına yaptığı baskılar ve fb.li yazarların,yöneticilerin buralarda görev almalarıyla, fenerbahçe ağırlıklı bir propaganda yürütüldü. tüm bu yapılanlara rağmen tüm ülkede anti fenerbahçelilik çığ gibi büyüdü.

    neyse bizim pasif olduğumuz bu yıllarda lig tv, ntvspor ve son yıllarda trt, galatasaray aleyhine yayınlarla güç kaybettirmeye çalışmış ve fenerbahçe taraflı yayınlarıyla kamuoyunu etkilemeye çalışmışlardır. aynı şekilde tv.de yorum yapan bu insanlar görev aldıkları gazetelerde de galatasaray'ı karıştırmaya ve büyük fenerbahçe ** algısı oluşturmaya çalışmışlardır.

    görsel medyanın bu işte ne kadar önemli bir etken olduğunu özellikle 2002 yılından sonra sokaktaki çocukların giydikleri forma renklerinden anlarsınız, eskiden %80 galatasaray forması olan sokaklarda bu oran %40-50 lere kadar düşmüştür. *

    ama bu süreçte fenerbahçe takımının şampiyonluk kazanmak için yaptığı işler, başkan ve yöneticilerinin rakip takım yönetimlerine ve taraftarlarına takındıkları tavırlar hep aleyhlerinde işlemiş ve kendine güvenen, doğrudan yana olan savcıların ve emniyet güçlerinin takipleriyle yüce türk yargısının da aldığı kararla şike yaptıkları hükmü karara bağlanmış ve bu kara leke üstlerine yapışmıştır.

    * ve zaman galatasaray'ın zamanıdır. 2011 yılında yapılan başkanlık seçiminden sonra başkan seçilen ünal aysal, çok önemli ve doğru bir karar alıp takımın başına imparator'u getirmiş ve sonrasında özellikle futbolda yapılan transferler, diğer branşlara yapılan yatırımlar ve galatasaray yönetiminin dik ve akıllı duruşu, futbol takımındaki o ölü toprağının fatih terim tarafından atılmasıyla galatasaray taraftarı da takımına inanılmaz bir destek vermiş, yakalanan birliktelikle 2011-2012 sezonu şampiyonluğu gelmiştir.

    ezeli rakip olarak gösterilen fenerbahçe ise şike travmasını tam atlatamamış ama hem suşlu hem güçlü tavırları ve bu medya gücüyle olduğunca az zararla atlatmış ve galatasaray'ın başarıları ve yaptığı atak karşısında plansız günü kurtarma çabaları ve taraftara sus payı transferlerle bugünlere gelmiş, diğer tarafta beşiktaş eski başkanı yıldırım demirören'in taraftara sempatik görünme adına yaptığı saçma sapan transferler takımın mali yapısını lat üst etmiş ve her hangi bir başarı da yakalanamadığından batağa saplanmış durumdadırlar. trabzonspor ise hak ettikleri bir sezonda son kurşununu da sıktıkları bir sezonda * illegal yollarla kaybettikleri şampiyonluğun travmasını atlatamamış ve takımındaki iyi oyuncuların büyük çoğunluğunu da kaybetmişlerdir. * büyük güç kaybeden ts hala kendine gelememiş ve yakın zamanda da gelecek gibi görünmemektedir.

    işte tam bu noktada kritik bir sezon olan 2012-2013 sezonunda stsl.de gelecek bir şampiyonluk ve devler ligi'nde bir çeyrek final tüm ibreleri yine bize çevirir. ama burada işte eksik olan bu kanalı hissediyoruz. galatasaray tv yalnızca digitürk'te var ve internetten izlenebiliyor. ama bunun yerine ntvspor gibi bir türkiye'nin ve dünyanın her yerinden izlenebilen bir kanal olsa, bizim gibi sosyal medyayı ya da interneti aktif kullanamayan mahalledeki erdal abi de izlese, kendi dinlese galatasaray haberlerini, fenerli medyadan alıp haberi ona inanmasa,köydeki osman eniştem de izlese tüm gerçekleri buradan kendi gözüyle görse, selçuk'a ya da hamit'e sallamasa * ,bizle ilgili her haberi doğru kaynaktan alsa ve güzel şeyleri daha sık duysa takımına daha bağlı olmaz mı? o küçük çocuklar muslera diye kaleye geçip elmander diye şut çekmez mi? bunlar oluyor zaten ama büyük şehirlerdeki çocuklarda oluyor daha çok senin benim çevremdeki çocuklarda ya taşra... ?

    işte bir büyük galatasaraylı çıkıp kanal kursa sadece taraflı yayın yapılmasına izin vermese ve galatasaray'ın haklarını savunmasına yardım etse yeter.

    inşallah bu eksikliği görüp korkmadan bu işlere girebilecek birileri vardır.

    (u: işyerinde yazdığımdan ve sürekli iş çıktığından kafam dağıldı gitti aralarda konu dağıldıysa kusura bakmasın kimse.)
  • 2
    ''delinin biri kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış'' hesabı yapılan yanlışı biraz daha ilerletmek olacak proje...sonuçta tv kanallarının tarafsız olması beklenir kaldı ki galatasaray tv diye taraflı bir kanalımız var zaten.diğer takımlar çingenelik yapıyor 2 cahil cühelayı kandırıyor diye bizimde ucuz hesaplara girmemize gerek yok...galatasaray'ın ağırlığına yakışmaz böyle çingenelikler bence.tabi bu benim şahsi görüşüm katılırsınız katılmazsınız size kalmış...
  • 3
    yazılı ve görsel medyanın etkinliğinin geldiği boyutlar nazara alındığında göz ardı edilmemesi gereken eksikliktir. yazarların bir kısmı tarafından gs tv'nin bu konuda yeterli olacağı savunulmuş ise de; söz konusu kanalın sadece galatasaray taraftarınca (o da bir kısmı) takip ediliyor olması nedeniyle istenilen amaca hizmet etmeyeceği kanaatindeyim.
    sanırım burada amaçlanması gereken hedef kitle galatasaray taraftarı değil; futbol endüstrisinin potansiyel müşterisi konumunda olan tüm bireylerdir. zira yüksek galatasaray menfaatlerinin korunup kollanması için her kesimden insan tarafından takip edilen, kolayca ulaşılabilen ve sözde tarafsız duran ama sistematik olarak bir amaca hizmet eden ulusal bir kanala ihtiyaç vardır.
    kanaatimce ntvspor'un başarılı olmasındaki temel unsurlar bunlardır. çünkü bakıldığında isim ve ibare ile doğrudan bir kulüp televizyonu değil; bu nedenle her sporsever tarafından izleniyor. ancak sahibi, çalışanları ve buna bağlı olarak yapılan yayınlara bakıldığında malum kulübün menfaatlerinin gözetildiği çok açık. karasal yayın ile nerdeyse tüm evlerde izleme şansı olduğundan istenildiği zaman (mesela 3 temmuz süreci) kamuoyu yaratılabiliyorlar. velhasıl kelam aynı unsurları barındıran bir kanal kurma fikri bana çok cazip geliyor. aksi takdirde eldeki mevcut medya enstrümanları rakiplerle mücadelede yetersiz kalabilir.
    isim derseniz onu da siz düşünün derim.
    yoksa birisi (bkz: pegasus) ve (bkz: ali sabancı) mı dedi???
App Store'dan indirin Google Play'den alın