• 161
    bir kemal kılıçdaroğlu'nun her seçim öncesi bu sefer alacağız söylemi bir de fener deplasmanı öncesi bizim taraftarın o sene bu sene geyiği...

    kanımca zaten kazanamıyoruz falan deyip de hiç önemsemediğimişz bir maçla sona erecektir bu kötü seri.

    şampiyonluk için bu sene kazanmamız lazım ama sezon başından beri deplasmanda doğru düzgün maç kazanamadığımızdan maalesef yine puan bırakacağız gibi duruyor.
  • 104
    beyler dillendirmek istemiyordum ama tutamadım kendimi. galiba o sene bu sene.

    bu adamlar futboldan ziyade başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşuşturarak seyirci ugultusunu arkasına alarak kazanıyor kadıköy'de. bizde de bu etkeni engelleyebilecek ilk akla gelen isim fernando. sadece soğukkanlı olup ayağa oynayınca fenerbahçe'yi etkisiz hale getirebiliyorsun evinde oynadığı derbilerde.

    hoş ben kalsa içerde dışarıda yenilip şampiyon olmaya razıyım ama hadi be aslanlar, o sene bu sene olsun!
  • 115
    bu sezon son bulması en çok muhtemel olan sezondur. şöyle ki yıllardır o deplasman öncesi gazetelerde bizim türk futbolculara çaktırmadan psikolojik baskı yapılır kac senedir olmuyor falan fıstık denilerek takıma aşırı gaz yüklenir ve bizim üstün zekalar da normal oynasalar kazanacakları maçları bu gazın etkisiyle saçmalayarak oynadiklarindan kaybederler.
    bu sezon ise başka. takımda o döneme kadar kimse sakatlanmaz ise neredeyse 10 tane yabancı ile çıkacağız maça. yabancılar bizim gibi duygusal olmaz. çıkar takır takır topunu oynar kazanır kaybeder kısmına bakmaz. rahat olur.
    hah ışte bize o deplasmanda lazım olan şey de o rahatlıktir.
  • 103
    öncelikle (bkz: #2060605).
    sahada bir çaba sarfetmeden golü ayağımıza bekliyoruz. topu bile değil bak golü. biz nasıl olsa seyirciden etkileneceğiz maça hazırlanmayalım, disipline bağlı kalmayalım, yerimizde durarak savunma yapalım, tempoyu yükseltmeyelim basmayalım, volkan falan bir mallık yaparsa biraz da şansımız yaver giderse 1 tane atar geçeriz. bu kolaya kaçmaktır ve her yıl yapıyoruz. orada oynamaya çalıştığımız maçların çoğunu kaybetmemişizdir. gidin oynayın olum ya. cehennem denilen tt arena'da millet 10. dakikadan sonra cayır cayır top oynuyor. onlar mal mı?

    sonra bir anımı anlatayım. burada çok alakasız ayrıntılara yer vereceğim arkadaşlar. bence okumayın.* geçen yıl halı sahaya gideceğiz ama rakipteki elemanları tanımıyoruz. hava buz gibi. karla karışık yağmur yağıyor saha sivas 4 eylül stadının zeminine dönmüş. karşıdakiler kendi aralarında sızlanmaya başladı oynamayalım falan diye. hani biz de tam işsiz tayfa, okula gittiğimiz yok evden 2 günde bir çıkıyoruz onda da 100 metre yürüyüp markete gidiyoruz. hasta olsak, ayağımızı sakatlasak, kolumuzu kırsak önemi yok. her türlü oynayacağız. biz herifleri sızlanır halde bulduk ya gevşek gevşek hareketler yapıyoruz. biraaader biz her türlü oynarız yaaa soğuktan mı korkucaz olmadı 7 kişi tek kale oynarız falan daha bilumum gevşeklikler. kolpaçino 2'de bizimkiler nedim'in mekanda artistlik yapıyorlar, böyle dayılanıyorlar ya aynen onlar gibiyiz. her neyse maç başladı rakip belli ki toptan anlıyor bizden daha iyi oynuyorlar, bu durumu pek takmıyoruz 4-1 öne geçtik, hala biraaader modunda takılıyoruz ama kötü zemin ve günlük yaşamdaki hareketsizliğin verdiği kondisyonsuzluktan 10. dakikada belimizi tutmaya başladık. sonra adamlar sazı eline bir aldı. deli gibi top çeviriyor ve saklıyorlar. hepsi messi gibi çalım atıyor zaten bizim ayağımızı kaldıracak halimiz yok kaldı ki adamlara girip de ayaklarından topu alalım. nedim'in bizimkilere etek giydirip oynatması gibi oynatıyorlar bizi. her geçen dakika daha da rezil oluyoruz. en son hatırladığım ben kaleye geçmişim, bizim bütün elemanlar forvette. her atağı gol yiyerek savuşturuyoruz öyle bir yorulmuşum ki yanımdan geçen topa elimi uzatamıyorum. normalde bu durumda ufak çaplı bir kavga çıkarmamız gerekiyor ama o derman bile yok aq. sonuç olarak maç bitmedi beyler. biz maçı bitiren zili duymadan kendimiz bitirdik daha doğrusu adamlar bu ne aq oynasanıza diyerek kendileri bitirdi. hayatımda bu maçtaki kadar utandığımı hatırlamıyorum. bizi ilgilendiren kısım ise ben maçın ortasına doğru fark daha açılmamışken rezil olacağımızı anladım. maçtan önce o kadar gevşeklik yaptık bir de bunlar bize fark atarsa yerin dibine gireceğiz. dedim ki "allah'ım bize yardım et". ulan hıyar. 2 aydır evden bile çıkmıyorsunuz 3 aydır maç yaptığınız yok, üstüne gömmüşsünüz pizzaları, pideleri, tatlıları, börekleri. takım desen 4 adam sabit, 3'üyle hiç beraber oynamamışsınız. taktiksel disiplin yok, geri koşma yok, pas yok hiçbir şey yok. ondan sonra "yardım et". insan utanır şu duayı etmeye değil mi? işte bizim takım da böyle. hiçbir çaba yok. yenilmemek için bile uğraşmıyorlar. top birinin götüne çarpar, kaleci hata yapar, 5-6 topu da muslera çıkarır biri direkten döner, kazanır efsane oluruz. yok böyle birşey aq sen önce çabanı göster, elinden geleni yap sonra beklenti içine gir. işte biz bu kafada olduğumuz sürece kadıköy'de asla kazanamayacağız. çünkü o ihtimal fenerbahçe'nin 22 nisan 2012'de mucizevi bir şekilde kazandığı maçla kapandı. 50-60 yıl beklememiz lazım ama o kadar vaktimiz yok. bu arada galatasaray'ın travmatik bir sorununu ele alırken kendi travmamı anlattım. takımı kötü emellerime alet etmiş gibi oldum da ben napayım amk çok kötü bir maçtı be. şu an bile içimi bir sıcaklık bir baskı kapladı. üstünden neredeyse bir yıl geçti, halı sahaya gitmedik ondan sonra. yuh lan bize.
  • 205
    2000-2001 sezonuyla birlikte baslayan, bu sezonla birlikte 19 sezondur devam eden seri. en son 1999-2000 sezonunda kazanmistik. *

    bu serinin ilk 10 sezonu cok hazindi. 2000-2001'den 2009-2010'a kadarki 10 lig macinin hepsini kaybettik. 7 kisi kaldik, 6 tane yedik, one gecip 4 yedik, cok rezil maclar yasadik. art arda 10 sene diye tisort bastilar.

    3 kupa maci vardi, onlardan birinde yenildik, biri 4-4'luk meshur mac zaten ve bu maglubiyet serisinden de onceydi. digeri de 0-0 bitmisti. ***

    derken 2010-2011 ile baslayan ve bu sezon itibariyle 9 seneyi geride birakan ikinci kisimda, playoffla beraber 10 mac oynandi. 6 beraberlik, 4 maglubiyetimiz var. enteresan bir sekilde bu serinin ikinci kisminda artik fenerbahce de kazanamamaya basladi. ben bu serinin ilk 10 yilini olaganustu bir dominasyon olarak goruyorum, ikinci kisim ise fenerbahce'nin sirf seriyi devam ettirebilmek icin beraberlige razi oynadigi maclar seklinde geciyor. 2012'de, 2018'de son dakikada kacan goller, 2012'de orada kutlanan sampiyonluk, 2019'da hakem rezaletiyle berabere kalmamiz gibi olaylar yasadik. kisacasi ben serinin ikinci 10 yilini cok da sorunlu gormuyorum. o ilk 10 yil cok fenaydi, ama acikcasi 2010 sonraki donemde yakaladigimiz kadikoy'de 10 macta 6 puan ve bir sampiyonluk bizim icin fena istatistik degil.

    bir noktada kazaniriz, cok da takilmiyorum buraya. ama kadikoy'de hakemi yenemeyiz. kadikoy'de kazanacagimiz macin hakemi zaten bizden yana olamaz da, en azindan tarafsiz olmali.
  • 172
    şayet şeytanın bacağını kırıp kazanabilirsek, ali koç' un maç sonunda ki halini merak ettiğim olaydır.
    bir yıl içinde yaşayabileceği her türlü kötü olayı yaşamış olacak ve yönetim ile tribünün bağı birinci yılın sonunda kopacaktır. pek çok şeyi mazur gören fener taraftarının galibiyetimizin sonunda vereceği reaksiyonu merak ediyorum.

    (bkz: 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı)
  • 196
    bazen düşünüyorum da, tek derdimiz bu olsun ya. evet, son yıllarda galip gelemiyoruz ama bu süre zarfında adamlara o kadar çok şey yaşattık ki düşman başına.*

    kupa kaldırdık abi orada. o da yetmedi şampiyon olarak gidip sahanın ortasında şampiyonluğu kutladık. yani son 18-19 yılda 2 kupa zaferi yaşadık o mabet dedikleri yerde.* onlar ise aldıkları 13-14 galibiyete seviniyorlar. ne büyüklükmüş be.

    bugün kazanırsak* ki kazanacağız, o zaman ellerinde ne kalacak çok merak ediyorum.
  • 208
    2000-2010 ezilerek mağlubiyetler dönemi.
    2010-2019 beraberlikler dönemi
    2020-2030 galibiyetler dönemi
    dayanın beyler 1 yıl kaldı :(

    şaka bi yana bu olaya takılmıyorum. fenerbahce'yi yenemediğimiz için üzülüyorum. arena ya da kadiköy hiç farketmiyor her yerde yenmek istiyorum. yani arena'da berabere kalınca kadiköydeki maçta beraber kalmamızdan daha az üzülmüyorum.
    eskiden bizim için beraberlik mutluluk sebebiydi hele ki özhan canaydın- adnan polat zamanları. şimdi ise fenerbahce yenilmemeye oynuyor galibiyete değil.

    gel gelelim ne yazık ki ezeli rakibimiz tek misyonu rakibine çelme takmak olan bir ezik bir camia. rakibin de vizyonlusu olsa ne güzel olurdu. manu- liverpool gibi.
  • 243
    takdit haklarını rakipten yana kullanan hakemler sayesinde olan durumdur. bu durum sadece bizim için değil bjk ve ts içinde geçerli. hakemler şükrü saraçoğlu'nda baskı altında kalıyor. ya beşiktaş'ın son kazandığı 4-3'lük maçtaki gibi ekstrem olaylar yaşanacak ya da adil bir yönetim ile maçlar sona erecek. tabi burada rakibin de hakkını vermek lazım derbi maçlarda psikolojik olarak iyi hazırlanıyorlar kötü de oynasalar maçtan kopmuyorlar.
  • 204
    50 yıl olsa ne olacak? önemli olan sezon sonunda şampiyonun kim olduğu. bu tarz durumlar başarısızlıkta ortaya atılan avuntulardır. 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçında benim gördüğüm, o bilmem kaç senedir galip gelememe psikolojisini galatasaray gayet üzerinden atmış. yani her sene kadıköyde oynanan maçta oyuncularımıza psikolojik üstünlük kurardı fenerbahçe takımı. bizimkiler de yıllardır kazanamamanın sıkıntısını, baskısını yaşardı, elleri ayakları dolaşırdı,üzerine hakemler de çok rahat doğrardı bizi. ancak son iki sezondur gördüğüm, bu durumu aşmış durumdayız, lakin hakemleri henüz aşamadık.
  • 232
    öncelikle herhangi bir deplasmanda, ya da bir takıma karşı bir süre kazanamamanın çok da kozmik olmayan, doğal ve rastlanır bir olay olduğunu belirtmek gerekiyor. koskoca barcelona da sociedad deplasmanı anoeta'da 10 yıl kadar kazanamamıştı.

    --- alıntı ---
    barcelona, real sociedad deplasmanında son kez galip geldiğinde tarihler 5 mayıs 2007'yi gösteriyordu. bask bölgesinden andres iniesta ve şu günlerde antalyaspor forması giyen samuel eto'o'nun golleriyle galip ayrılmayı başaran katalanlar, o günden sonra bir daha anoeta'da gülemedi.
    --- alıntı ---
    kaynak: https://www.goal.com/...1nda-ne-yat%C4%B1yor

    ikinci mesele derbilerde ev sahibi takım üstünlüğü. bunun ilk nedeni her zaman taraftar desteği olmuştur ki bu güç bir dönem uygulanan deplasman yasağı ile ayyuka çıkmıştır.

    üçüncü mesele ise futbolun bir başka aktörü olan hakem müdahaleleridir. son yıllarda çoğu derbinin "aman tadımız kaçmasın" zihniyetindeki hakem idareleriyle berabere bittiğini hatırlatalım. ki bunu en güzel yapanlardan biri de bilindiği gibi cüneyt çakır'dır.

    hakem idareleriyle ilgili diğer konu kararların genelde ufak bir farkla da olsa ev sahibi lehine işlemesidir (ki bu doğal karşılanabilir, bknz madde 2 taraftar baskısı). ancak bu ufak fark kadıköy'de ufak değil, maçın sonucuna etki edecek kadar büyük olur. bunu en güzel uygulayanlar da fırat aydınus ve ali palabıyıktır.

    tüm bunlar sonucunda karşımıza şöyle bir tablo çıkar:

    sezon maç sonuç
    2019-2020 fb-gs 1 - 1
    gs-fb 0 - 0
    2018-2019 fb-gs 1 - 1
    gs-fb 2 - 2
    2017-2018 fb-gs 0 - 0
    gs-fb 0 - 0
    2016-2017 gs-fb 0 - 1
    fb-gs 2 - 0
    2015-2016 gs-fb 0 - 0
    fb-gs 1 - 1
    2014-2015 fb-gs 1 - 0
    kaynak: aa

    son 11 maçın 8'i beraberedir. fb'nin 2'si içeride olmak üzere toplamda 3 galibiyeti varken, bizim dışarıda olmadığı gibi içeride fb'ye karşı galibiyetimiz yoktur. dolayısı ile bizim genel olarak derbilerde başarısızlığımız söz konusudur.

    ek:
    örneğin beşiktaş deplasmanında da kazanamayan bir takımız biz, 2015'ten beri dolmabahçe'de de galibiyetimiz yok. hiç hatırlamak istemediğim o son maçta ise * umut nayir'in golüyle kaos içindeki beşiktaş'a kaybetmeyi başarmıştık.

    benzer şekilde trabzon'a karşı da son 4 deplasman maçını kazanamadık.
    18.03.2017 trabzonspor 2-0 galatasaray
    29.10.2017 trabzonspor 2-1 galatasaray
    01.09.2018 trabzonspor 4-0 galatasaray
    01.12.2019 trabzonspor 1-1 galatasaray

    kısaca mesele kadıköy galibiyeti değil, bir türlü çözüm üretemediğimiz deplasman galibiyeti meselesidir.

    ek2:
    son 10 yılda real madrid camp nou'da 2 kez kazanabildi; son 5 maç galibiyeti yok. keza milan'ın, inter deplasmanında; everton'un da liverpool deplasmanında son galibiyetini hatırlamıyorum.
  • 258
    fenerbahçe’nin kulübe profesyonel anlamda hiçbir katkısı olmayan anca taraftar ağzında malzeme olan saçma sapan istatistiğinin bir durumu olmuştu.

    ve bir gün sadece bir 90 dk içinde bitecek bir durumdan ibaretti. nitekim bitti hatta bitmekle kalmadı ve hatta bu süre zarfı içinde ilgili istatistiği bozmayan ama kulübe hem profesyonel anlamda şampiyonluk kaybettiren hem de camia ve taraftara psikolojik çöküntü veren ciddi kayıp veren şu olayı da barındırmaktadır.
    (bkz: şampiyon galatasaray sezonun en büyüğü oluyor galatasaray)
    (bkz: sahasında kupa kaldırdığımın çocukları)

    şimdi kendilerinin üzerinde durdukları bu tip istatistiklerden çok daha korkunç bir şeyle karşı karşıyalar ve sadece 1 90 dk. içinde bitmeyecek bir şey.
App Store'dan indirin Google Play'den alın