galatasaray'ın genetik kodları

• 1

  başarısız başkan gider. 2+2=4. özhan canaydın, adnan polat, dursun özbek, burak elmas. fenerbahçe’de olduğu gibi bir başkan gelecek, onlarca milyon euro harcayacak, tek bir teneke bile almayacak ve 5 sene görevde kalacak öyle mi? işte o mümkün değil bizde. işte mümkün olmadığı içindir ki biz galatasaray’ız. liselilere ara ara kızsak da gerçekten kimseye eyvallahları yok. bu durum da bizde başarıyı elzem bir ihtiyaç hâline getirdi. iyi ki böyle.
• 2

  istikrarsızlık bunlardan biridir. yönetim ve teknik direktör istikrarı anlamında. belki bu durum daha başarılı olmamızı sağlıyordur, belki de daha büyük başarılardan ediyordur bizi. suyun karşı tarafında futboldan ve yönetimden anlamayan insanlar kendi çiftliklerini kurmaya çalıştıkları için istikrar = başarısızlık yorumunu yapmayı doğru bulmuyorum. ancak belki de gerçekten öyledir bizim toplumda. bu yöredeki insanların bakış açısı gereği herhangi bir koltukta uzun süre kalanlar başarısızlığa doğru gidiyor olabilir. bu yüzden istikrarsızlık iyi midir kötü müdür bilmem ama sanırım bu coğrafyada kötünün iyisidir. zaten bir diğer genetik kodumuz da başarılı ve winner takım olmamızdır. dünyanın en winner takımı kabul edilen real madrid bile galatasaray winnerlığı karşısında kaybetmiştir.
• 3

  futbol takımı için konuşursak:
  
  sürekli transfer edecek bek oyuncusu araması.
  
  sürekli bek transferi konuşulması.
  
  sürekli bek transferi yapması.
  
  sezon içinde as beklerinden birinin oynamasını uzun süre engelleyecek bir sakatlık yaşaması.
• 4

  bünyesinden kendisini zirveye taşıyacak insanları çıkarmayı bilmesi. baba gündüz'le başlar fatih terim ile devam eder. şimdilik okan buruk bu silsilenin kuvvetli bir adayı gibi duruyor.
• 5

  transferin asla bitmemesi, kornerlerin ön direğe atılması, bahar aylarında numaralının arkasından batan güneşin kapalıya vurması, "ulan bu maça kimse gelmez "denilen maçların kapalı gişe oynanması, ulaşımın, varabilmenin imkansız olduğu stad ve salonların samiyen'e çevrilmesi, kongre ve mali genel kurulların(her ne kadar bazen farklı sonuçları ile birlikte yoğun tartışmalara gebe olsa da) tüm katılımcı üyelerin(gelenlerden bahsediyorum) resmen bayram günü gibi özenli şekilde gelmeleri, erkek basketbolda asla istikrar olmaması gibi maddeleri ilk başta sayabiliriz.
• 6

  avrupadır bu. avrupa olmadan eksik hissetmektir, ligin kesmemesidir.
  
  kupadır ayrıca. bir kupa varsa onun en büyük talibi ve sonra sahibi olmaktır.
  
  en çok da winner karakterdir, vazgeçmemektir, umuttur.
• 7

  en belirgini avrupa fatihi olmasıdır. zaten kuruluş amaçlarından birisi de, ali sami yenin ifadesiyle türk olmayan takımları yenmektir. bu, galatasaray ve diğer türk takımları arasındaki en büyük farktır.
  
  ben kırk yaşın üzerindeyim. çocukluğum, gençliğim başka hiçbir türk takımının elde edemeyeği galatasaray zaferlerini izleyerek geçti. türk futbolunun şerefli mağlubiyetler, yenildik ama ezilmedik dönemlerinde galatasaray, avrupanın en büyük takımlarını devirebilecek inanca vizyona ve inanca sahipti.
• 8

  (bkz: finalleri kazanmak)
• 9

  birçok olumlu konunun yanında olumsuz bir madde de eklemek gereken anketvari başlık.
  
  kulüp üyeleri tarafından, sıradan taraftara sanki hiç yokuz gibi davranılması.