44
normal şartlarda hepimizin idealindeki galatasaray, kuruluş amacı da olduğu üzere avrupa'da başarı hedefleyen, büyükten küçüğe herkese kök söktüren ve yerel başarıları bu yolda sadece bir araç olarak gören halde. ülkemizin de en başarılı, tek kupa sahibi takımıyız ki o kupadan önce de bu ülkede uluslararası arenada en başarılı takımdık. ülkemizin yapısı gereği zaten ilginç bir konumdayız, üst düzey avrupa futbolundaki ülkelerin çoğu kültürel, tarihsel veya dinsel olarak birbirlerine yakınlar. orada bizim gibi bir ülkenin temsil edilmesi, hatta başarı kazanması sıradışı bir şeydi başlarda, alınan beraberliklere bile sokakta konvoylara çıkılan bir durum vardı. böyle bir atmosferde ülkeye avrupa kupası getirmek muazzam gurur verici bir şey, ama tabi ondan sonra da bizler ve hatta rakiplerimiz için başarı çıtası değişti.
hayalimizdeki galatasaray, günümüz gerçeklerini de kabul etmek koşuluyla, elit takımların 1 veya 2 tık altında yer almaya layık ama o elit takımlara da korku salan, hatta zaman zaman süprizler yapabilecek kapasitede. ispanya,ingiltere, italya, almanya ve fransanın top takımlarına diş geçirmek, sadece bizim seviye yükseltmemizle mümkün değil, lig kalitesi de çok yükselmeli. orayı geçtim, portekiz ve hollanda seviyeleri de üzerimizde ve ekseriyetle bizi ve rakiplerimizi eliyorlar, bunlara da kabul. ama geri kalan belçika, avusturya, isviçre, sırp vs takımlarına da bir zahmet üstünlük kurmalıyız, kurmalıydık. şöyle dönüp bakıyorum elendiğimiz veya gruplarda geçemediğimiz son dönem rakiplere. steau bükreş, anderlecht, club brugge, rangers, kopenhag, prag ve şimdi young boys. bu dönemde leverkusen,atletico madrid,chelsea, benfica,psv,lazio ve barcelona da var ama dediğim gibi hadi bunlara eyvallah. daha acısı östersunds, tromso ve karpaty lviv gibi fiyaskolar var. yani malesef kendimizi konumlandırmış değiliz, keşke belli bir standart sağlamış olabilseydik. altımızdaki takımlara aksilik olmazsa takılmayan, denk takımlara karşı üstünlük kurma yüzdesi fena olmayan, devlere de baş belası olabilen bir konumu hakediyoruz. malesef düşük ülke takımları haricinde hiç böyle bir işimiz yok, e onlarla da anca düşük seviye ön elemelerde oynuyorsun, üst turlarda karşılaşma şansın yok.
hep kötüyü anmayalım, schalke, juventus, manchester united eledik. son avrupa ligi grup performansımız çok iyiydi, kalburüstü rakiplere karşı. kaybederken gurur duyduğumuz performans denebilecek 2 tane iç sahada real madrid, psg, barcelona ve bayern var. zaten amaç hedef bu her zaman, ama minimumuzda sıkıntı var, standardımız hiç yok ve kendimizi gördüğümüz yerle, iskoç, isviçre, belçika,çek takımlarına elenmek arasında ciddi fark var, hayal kırıklığı yaratan. avrupada farklıyız diyemiyoruz malesef artık.