aslında galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş'a yapılan aristokrat, küçük burjuva ve halkın takımı gibi yaftalar bir derece de doğrudur. bu takımları kuranlar harbiden bu sınıftandır ve bu takımların
yönetim biçimlerigünümüzde bile bu sınıfların davranış biçimleri ile aynıdır. üçü de bir sınıf takımı değildir ama
yönetim biçimleri yönünden sınıf takımlarıdır. bu olgu taraftarların davranış biçimlerini de yansımıştır. bu yazıda bunu anlatmaya çalışacağım.
aristokratın çeşitli anlamları olmakla beraber, burada galatasaray için kullanılan anlamları devlet içindeki yüksek düzeydeki memur, bürokrat. ikinci anlamı ise sanata,bilimsel düşünmeye ve davranmaya önem veren, entellüktel düşünmeye önem veren tahsilli insandır. halka olmasa da halkın düşünme biçimine ve yerleşmiş klişelerine küçük gözle bakar;onları değiştirmeye çalışır.
avrupa'da önce aristokrasi vardır. sanayi devrimi ile zenginleşen kitle yani burjuva, eski bayağı eğlence biçimlerini değiştirmek istedi. bunun için aristokrasiye danıştı. onların söylediklerini yaparak, onların davranış biçimlerini taklit ederek yaşadı. bunun için aristokrasi sınıfının övdüğü ressamları, heykeltraşları, mimarlara, bestecilere büyük para yatırdılar.böylece rönesans doğdu zaten. bu sayede aristokratlar kadar soylu olacaklarını ve saygı göreceklerini zannetiler. bu kısmen oldu ama asla aristokratların seviyesine erişemediler.
galatasaray aristokrat yapısı sayesinde entellektüel düşünür. entellektüel düşünce yapsı sayesinde günü kurturmayı düşünmez; dünyadaki yeni fikirlerin,yeni akımların peşindedir. klişeler peşinden koşmaz,bilimsel düşünür. derwall devrimi gibi rönesansı kendi yapar, fenerbahçe onu taklit eder. galatasaray aristokrat olduğundan aynı zamanda biraz bürokrattır. tüzük zor değişir,bir klan oluşabilir kendi içinde.
fenerbahçe temelde 19. yüzyılda anadolu'dan gelip boğazın asya yakasına yerleşen ve burda zengin olan esnafın takımıdır. tam bir küçük burjuva takımıdır çünkü büyük burjuvalar aristokratlardan bile daha soyludur aslında. neyse;burjuva yapısı yüzünde pragmatik yani anlık düşünür. aldığı kararları çok kolay değiştirebilir. tüm burjuvalar gibi aristokratları taklit eder. avrupalı burjuvanın sanatçılara yüksek para verip kendi huzuruna çıkarınca aristokratlar gibi soylu olacaklarını zannetmesi gibi fenerbahçe de söhretli futbolculara yüksek paralar verir transferlere. galatasaray'ın futbolcularını,değerleni,sistemini,devrimini satın almaya çalışırlar. fatih terim, küçük emre, hakan şükür, fatih akyel, hasan şaş, arda turan gibilerine transfer teklifi yapmadılar mı? derwall devriminin en önemli ayağı neydi? tesisleşme. fenerbahçe bunu abartarak takip eder, gider yaylaya bile tesis yapar. galatasaray her zaman bir adım öndedir ama fenerbahçe parası ile galatasaray değerleri satın alıp galatasaray'ı geçer bazı zaman. ama galatasaray soyluluğuna erişemez hiçbir zaman. galatasray yeni fikirler bulur yine geçer feneri. bu döngü aristokratın, aristokrat sıfatına zengin sıfatını eklemesine kadar devam eder, ondan sonra aristokrat farkı açar gider.
galatasaray türk telekom arena yapar,fener fenerbahçe ülker arena. onu yapmasının bir nedeni de aşağı kalmama duygusudur. galatasaray karşısında ezilir çünkü onun kadar soylu değildir. onu taklit ve takip ettiği için hayatının merkezine onu koyar. kendini galatasaray üzerinden tanımlar. 6-0'a belgesel yapması,galatasaray 2009'da hamburg'a elenince resmi internet sitesine ''final bileti bizden'' diye koca başlık atması bu yüzdendir.hayranlığı,kıskançlığı nefretini tetikler. ismini söyleyince hayranlığının ortaya çıkmasından korkar; resmi internet sitesinde galatasaray bile diyemez, takımı fenerbahçeli olmayanlar ile galatasaray hakkında çok az konuşur.
not: beşiktaş için de bir şeyler yazacaktım işim çıktı kusura bakmayın.sonra yazacağım.
not 2: bu entry 75 dakikamı aldı, emeğe sayı bol rep, pardon on.
* not 3: not 2 şakaydı, hak ettiğimi düşünüyorsunuz on verin tabii. saygılar.