• 252
    (bkz: #4063571) arkadaşımıza sonuna kadar katılıyorum. 2 senedir tribünde değilim ama ekrandan gördüğüm kale arkası hariç tribünlerin maçı seyretmeye geldiğini gözlemliyorum. trafik çilesi ya da metro çilesi çekmeden evinizde ayaklarınızı uzatıp izleyebilirsiniz maçı, bağırmayacağın, takımı yükseltmeyeceğin, takımla birlikte kendini de yükseltmeyeceğin, çoşmayacağın ortama neden oturmak için gidersin anlayamıyorum. ben tribünlere gidip sesimin kısılmadığı maç hatırlamıyorum. saç kadıköy tribünlerini göme göme hizaya getirdi sanırım, şu an bizden iyi durumdalar.
  • 193
    sağda solda maç öncesi inanılmaz bir atmosfer olacağı ve herkesin bilendiği tarzı yorumlara içten içe sırıtıyordum. şaşırtmadı. mevcut ekonomik durumun da büyük etkisi ile taraftar demografisinin içinden tamamiyle geçilmiş. şu maçta bile sıradan bir anadolu takımına karşı oynanan bir lig maçı performansı dahi göremiyoruz tribünden.

    (bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 61
    boğucu atmosferin sadece tribunde tezahürat yapmak olduğu fikrini değiştirmesi gereken tribün. tribün amigolarının maçla alakası yok. dönüyorlar sırtlarını sahaya öyle yönlendiriyorlar. maçın gidişatına ve sahada olanlara göre tepki vermek daha iyi atmosfer yaratır. yoksa sahadaki 11 yabancı futbolcu bizim için x takimina koy cimbombom sözlerini anlamıyorlar zaten. ara ara tezahürat iyidir ama tribün her zaman maçın içinde olmalıdır.
  • 267
    macin icinde olmayan reaksiyon veremeyen kitleleri olan topluluk. hakemi asla baski altina alamiyoruz top ciktiginda buyuk bir ugultu kopmali gol oldugunda isliklanmali karara kadar, karar aciklandiktan sonra hakem tff aile direk indirek yollar devreye girmeli ama bombos. ayni pozisyonlar sukru saracoglunda oldugunda tribunleri hakemi aninda baski altina aliyor. direk indirek hakeme basliyorlar. basketbol seyircisi gibi net tepki veriyorlar tribunler bos olmasina ragmen. yazik...
    (bkz: 16 aralık 2024 galatasaray trabzonspor maçı)
  • 15
    organize olarak bağırdıklarında kulakları sağır eden, dağınık bağırdıklarında uykuları getiren tribünlerdir. 17 senedir maçlara gidiyorum bir yığın insanla tanıştım tribünlerden ancak çoğu artık tribünde yok. geçen sene ayhan şahenkte oynanan çoğu basketbol maçına gittim ancak türk basketbolunda bir sorun haline gelen seyirci sıkıntısına bizzat şahit oldum. sözlükte birçok kez zirve yapalım dedim bir türlü kısmet olmadı. neyseki haldunustunelinsactokası nın emekleriyle bu sene basketbol zirveleri yaptık. haldunustunelinsactokası bana sordu ; "kanka bu kadar çok basketbol maçına gidiyosun neden kimseyle tanışmadın?" tanışmaz olurmuyum be toka her maç zaten 20 kişi geliyor maça bunlarda devre arasında sigara içerken muhabbet ediyorum ancak bir diğer maçta bu adamların hiçbirini görmüyorum. herkes seyirci sıkıntısından söz ediyor ancak senede 2-3 basketbol maçının dışında hiçbir maça gelmiyor. bu sene abdi ipekçi arena ya tayfa da gelmeye başladı geçen seneden daha çok seyirci ile oynanıyor maçlar ancak çok dediysem yanlış anlamayın maximum 500 kişi. şimdi soruyorum güzel galatasaray taraftarları, taraftarı beğenmiyor olabilirsiniz, ultraslan ı beğenmiyor olabilirsiniz peki bunların karşılığın ne yapıyorsunuz ?* futbol maçlarında en yüksek oranı bu sene yakaladık peki basketbol ? basketbol maçlarına bakıyorum herkes karsı tribünde bi grup olmuş bağırıyor bide saha içi tribünlerinin yarısı dolu. burdan anlıyoruzki henüz ultraslan ın dışında diğer branşlarda maça gelen kimse yok. futbol maçlarına bakıyorum tribünde ses sadece sol tarafımdan geliyor. sol taraf neresi ; (bkz: eski açık). kapalı tribün arada sırada bağırıyor organize birşey yok, yeni açık desen eski haliyle alakası yok. stadyumda "bağırın uleeeaan" diye bağıran kişilerden söz ediliyor bunlar eleştiriliyor. bağıralım o zaman kardeşim, bağırırsak o adamın sesini bile duyamazsınız zaten.

    galatasaray şampiyon olduktan sonra köprüye asılan bayrağı kesip denize atanlara karşı canını tehlikeye atıp köprüye çıkan ve millete gözdağı verip galatasarayın sahipsiz olmadığını gösteren galatasaraylılarda o beğenmediğiniz ultraslan ın adamlarıdır. o giptayla baktığınız, bilgisayarlarınıza telefonlarınıza ekran koruyucu yaptığımız fred çakmaktaş, obey your master kareografilerini yapan yine onlardı. hemde tamamını kendi cebinden vererek.

    şimdi diyorsunuzki "ne demek istiyor ulan bu adam" ben söyleyeyim ne demek istediğimi. gidip hepiniz ultraslan olun demiyorum sadece seyirci olmayın taraftar olun onundeki kişiler senin için ter dökerken sende bağır maç oynanırken takımı eleştirme maç bitsin o zaman eleştirirsin.

    2000-2001 senesinde real madrid e karşı 2-0 geriye düşmüştük ikinci yarı başlarken öyle bir coşku vardıkı dünyanın en büyük takımı olan real madrid gürültüden topu bile süremiyordu. numaralıda yanımızda oturan real madrid taraftarları bile maçı bıraktı bizi video çekiyordu neredeyse bizimle beraber kolkola girip bağırıcaklar o derece. dünyada hiçbir takımın o zamanlar yapamayacağı şeyi yapıyorduk ve real madrid takımını 2-0 dan 3-2 mağlup ediyoruz hatta bir golümüzde haksız yere sayılmıyor.

    herşeyi toparlamak gerekirse yeni stadyumla beraber artık işimiz daha zor. 50000 kişilik bir stadyum u doldurmak zorundayız. taraftarın maça gelmeyi alışkanlık haline getirmesi lazım. tribünleri tekrar ateşlemek için oturup hepberaber birşeyler konuşmak lazım. bölünmemek lazım. birbirimizi suçlamamak lazım. kalk kırmamak lazım.
  • 263
    puan kaybı yaşanan her maçtan sonra "aaa galatasaray tribünleri bitmiş" diye üzülmeye gerek yok. tribünler zaten yıllar önce bitti, cenaze namazını kıldık, gömdük. şu anda tribünleri dolduran kitle tribüncü değil seyircidir.

    maçı izlemeyi geçtim, penaltı olunca bari susup sahaya bakarsın di mi. yok, biz tribünde kaynatırken penaltı atışını bile göremeyen tipleriz. sesimiz kısılmayınca kendimizi maça gitmiş gibi görmüyoruz.

    şimdiki seyirci, penaltı kararı verilir verilmez cep telefonunu çıkartıyor. şimdiki seyirci, en az 10 tane story kıvamında görüntü alamazsa, kendisini maça gelmiş kabul etmiyor, maça verdiği paranın boşa gittiğini düşünüyor. hele ki penaltı atışını kayıt altına alamamış. depresyona girer, galatasaray'a küser.

    eskiden takımı ateşlemek için tribünler bağırırdı. şimdi tam tersi, okan buruk sağolsun, takım iyi oynadığı için tribünler bağırıyor.

    bizim tertipler muhtemelen artık yoruldu, bıktı, usandı. yeni genç nesil de anı yaşamak yerine kayıt altına alıp başkaları ile paylaşmak ve internet puanları toplamak istiyor. yeni genç nesle ve onlara uyum sağlayan diğer yaş gruplarına kızmıyorum. bugünün modası bu. seyirci bile değil müşteri. bir ürüne yani maça para veriyor. bunun kendisine geri dönen faydasının peşinde koşuyor. bitti o maç izlemeden bağırmak, bitti o karşılıksız sevilen dönemler. cenaze namazını kıldık, gömdük.
  • 265
    16 aralık 2024 galatasaray trabzonspor maçında iyi bir oyunla alacağımız 3 puan sövülmesi gereken herkese******** zaten güzel bir küfür olacağından, maça gelmesi durumunda ibrahim hacıosmanoğlu'na yapılacak protestoyu maçın önüne geçirmemesi gereken tribünlerimiz. onların istediği; bağırıp çağırarak küfür etmemiz olabilir ama bundan daha fazlasını planlanmış, zekice bir protesto ile yapmamız gerekiyor. 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçında mhy'e onun tam da istediği şekilde karşılık verilmişti ve bu da bizim takımı olumsuz etkilemişti. umarım tribünlerimiz bundan ders almıştır ve daha etkili sonuçları olan bir yol bulmuşlardır. hepsinden önemlisi; bizim daha çok maçta doğru anda doğru tepkiyi verebilen agresif tribünümüz.
  • 268
    https://x.com/.../1875611961167376775

    --- alıntı ---

    okan buruk: "bugün bazı oyuncularımıza karşı tribünlerden tepkiler geldiğini gördüm, bu oyun içinde baskı kuruyor. biz topla oynayan bir takımız. taraftarımızın oyun içine yaptığı baskılar bazı oyuncularımızda tekrar hata yapmalarına yol açtı."

    --- alıntı ---

    tribün yaptıkları falan yok bir de futbolculara tepki gösteriyorlar. performansları aynı yönetimimiz gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)