2010'lu yılların türkiyesini çok fazla andırandır. laf söyletmeme, hatayı başka yerde arama, gerçekleri görememe, her seferinde farklı hedeflere gitme bu alışkanlıkların arasındadır.
bazı isimler bizi haftalarca hakeme yönlendirdi. tamam, sorunsuz maçlar oynamadık ama o maçlarda da sahada futbol namına bir şey de yoktu. ülke mevzularında her şeye
dış güçler diyen bir kesim gibi hakem de hakem dendi. devre arasına 10. sırada girilirken hedef ya futbolculardı ya da hakemdi.
çalışarak gelişemiyorsak değişerek gelişiriz dediler ama bu değişecek insanları getirenler de kendileriydi. laf edilen
ismail çipe'yle sözleşme uzatan kendileriydi.
fatih öztürk'le galatasaray'ı alternatif kalecisiz bırakan onlardı. tutarsa brentford'un olacak, tutmazsa elimizde kalacak olan
halil dervişoğlu'ndan forvet yaratmaya çalışanlar onlardı.
kimi zaman da istatistiklerle kandırılmaya çalıştılar. xg'miz şu, çektiğimiz şut şu dediler. hayatı futbol sahalarında geçen insanlar olmalarına rağmen istatistiğin futbol denen sporda bir hiç olduğunu anlamadılar.
8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçından size istatistik vereyim. toplam 20 şut çekmişiz. bir tanesinde bile kalp atış hızı değişen, heyecana giren insan olmamıştır.
galatasaray'ın gidişatı endişe verici ama galatasaray taraftarının gidişatı ondan daha da endişelendiriyor. hakem bahaneleri bittikten sonra, birkaç düzgün maç yönetimi gördükten sonra şapkanın düşüp gerçeklerin anca görülmesi herkes için kayıp oluyor. evet, hakem olmadığında da galatasaray bu. dış güçler, boş istatistikler falan derken sonuç bu.