• 10177
    son zamanlarda çekilmez hale gelen topluluktur.

    kerem gitsin, köhn berbat, abdülkerim kaslı, icardi formsuz, mertens yaşlı, ziyech vurdumduymaz, zaha el kol yapıyor, nelsson kötü, yunus güçsüz, berkan yetersiz, okan hoca abartıyor...

    tamam, eleştiri illa ki olacaktır ve saygı duymak lazım ama takımın neredeyse hepsine yapıldığında orada kötü niyet ararım. taraftar muslera-davinson-kaan-barış dörtlüsü dışındaki herkesi gözden çıkarmış durumda!
    bakın kimse dört dörtlük değildir, bizim takımda da muhakkak belli başlı eksiklikler veya zafiyetler olabilir ama abarttığımız kadar değil. suyun karşı tarafı yıllardır şampiyon olamıyor ama bugüne baktığımızda bizden çok daha moralli görünüyorlar. sanki 2 yıl üst üste biz değil de onlar şampiyon olmuş gibi bir havadayız. bu olumsuz havayı dağıtmazsak lig bizim için işkence olur. en ufak bir pas hatasında, kaçan golde falan "auuu" "yuhhhhh" sesleri şimdiden kulaklarımda yankılanıyor. aman diyeyim o hataya düşmeyelim çünkü herkes gereğinden fazla gaza gelmiş durumda. en ufak bir olumsuzlukta herkes patlayacakmış gibi. aman diyeyim, lütfen.
  • 10178
    https://x.com/...kU8oqwsOEBw&s=19

    kendi takımı içerisinde kavga, küslük, adam kayırmaca olduğunu iddia ettiği ve ortalığı karıştırdığı sürece her şekilde kabağın kendisine patlayacağı topluluk.

    görüldüğü üzere yunusla barış arasında bir şey yok fakat taraftar küs olduklarını, barış'ın dışlandığını, barış'ın bir taraflarının kalktığını iddia ediyordu.

    taraftar, yönetemiyle sabote ediyor takımını. başkası değil.
  • 10179
    genel problemlerimiz nelerdir, nelere maruz kalırız, bu başlığa yazmak istedim.

    en sevdiklerimiz dışarıdan yıpratılırken içeriden de mobbinge uğratılır, yıpratılır ve gönderilir. biz onlarsız kalırız.

    ne zaman büyük başarılar yakalasak ve artık kendi uçağımızı yaparız desek geriye gideriz. galatasaray'da başarı cezasız kalmaz mevzusuna maruz kalırız.

    tff yönetimleri, kurulları, hakemleri fenerbahçe'ye çalışır. fark atarak gideceğimiz yerde zorla yarışı tamamlarız. her sene daha zoru olamaz derken her sene daha zorlu şampiyonluk mücadelesi vermek zorunda kalırız.

    stadyum civarı pek insani değildir. rampa çıkarsın, dizine kadar suya batarsın, stadyum tahliyesi ve otoparkı net çiledir.

    mevsimler değişir, yıllar geçer, yönetimler değişir ama galatasaray store asla beklenen seviyeye gelmez. maç günü formaya isim, numara basmıyoruz çeken store var. internetten verilen siparişte üzerindeki güvenlik alarmı ile gönderilen ürün desen var. iş yerinde giyilebilecek polo yaka gömlek-tişört işine falan hiç girmeyim. fiyat kalite performansı yıllardır ortada.

    münferit taraftar deplasmana falan kolay kolay bilet bulamaz.

    taraftar grubu maç esnasında kayıptır. hakem bize ne yaparsa yapsın hep oyunlaaaaar senaryolaaaar diye bir ses yükselir, o kadar. hakem eminim çok ürküyordur o anlarda. rakip takım taraftarlarını övecek değilim ama çıkardıkları sesler ve tepkilerde fark ortada. bizimkilerin en iyi yaptığı iş koreografi deriz orada da üni farkı var biraz. ayrıca inter, bvb, legia seviyelerinde falan değiliz o işte. kendimizi kandırmayalım.

    galatasaraylı bildiğimiz, kaliteli dediğimiz yorumcular bir anda fenerli medyada yer alır. üzücü diyemem, artık umurumda değil. sen oradaysan ben yokum. herkes kendi yoluna.

    sosyal medyadaki taraftar, olayları sıcağı sıcağına değerlendirerek aşırı kafa ütüler. soyutlanmak çok zor. ayrıca sosyal medyadaki truvaların kayığına binerek gaza gelmeleri ise ekstra problem. futbolcuların sosyal medyada aşırı rahatsız edildiğini düşünüyorum. futbolcuların derdi bile olmayan konuları dert eden taraftar var.

    aklıma gelenler bunlar. futbol izleyip eğlenelim derken acı çekiyoruz amk.

    şöyle tek tek bakınca demek ki bizim:

    - daha iyi bir genel kurula,
    - daha güçlü yönetimlere,
    - taraftarın stadyum konforunu, mağaza ihtiyaçlarını dert eden yöneticilere,
    - etkin taraftar grubuna,
    - daha güçlü medyaya,
    - daha sabırlı ve aklıselim taraftara ihtiyacımız var.
  • 10182
    futbolu eleştiririz anlarım. çok doğru bi eleştiri yaparsın, haklısın. futboldan hiç anlamayan birisindir, olsun.

    ama son zamanlarda okan buruk ve irfan saraloğlu üzerinden yapılan belirli sistematik linç ve espri girişimlerinden utanıyorum. zaha'nın ziyech'in icardi'nin veya başka herhangi bir oyuncunun özel hayatına saramayınca bu sefer en tepedeki isimlerin özel hayatlarına sardılar.
  • 10183
    bazı taraftarlarımız elindekilerin kıymetini bilmiyor. günümüzde yerli, başarılı ve camianın içinden gelip rekorlarla başarılı olan teknik direktör bulmak gerçekten zor. eleştiri adı altında futbolu bilmeden hadsizleşen o kadar çok sosyal medya hesabı var ki, klavyeyi eline alan bilirkişi kesiliyor. bu taraftara tanıdık bir söz söylemek istiyorum. “yarın buradan üzülerek gidersiniz haberiniz olsun.”
  • 10184
    eleştirel, kimilerine göre yangıncı olmasalar bu kadar başarıyı elde edemezdi galatasaray. fatih terim gibi bir efsanesini bile yerin dibine soktular, sneijder gibi bir adama bile ne eleştiriler yapıldı. ne kadar haklı olduklarını bu isimlerin sonraki kariyerlerinde gördük.

    galatasaray taraftarının eleştirdiği herhangi bir ismin teknik adam, futbolcu fark etmeksizin sonraki kariyerinde yükseldiğine şahit oldunuz mu? olduysanız da bir elin parmaklarını geçmez.

    biz fenerbahçe taraftarı gibi değiliz, olamayız da zaten.
  • 10185
    içlerinde bir grup var ki uzun süredir sosyal medyada okan buruk hakkında iğrenç şakalar yapıyorlar, hocaya fenerli ve beşiktaşlıların yaptığı gibi lakaplarla hitap ediyorlar, tipiyle veya kılık kıyafetiyle dalga geçiyorlar. aynı güruh garip bir şekilde mourinho ve van bronckhorst övüyor.

    bunların bir kısmının fatih terim'in gelmesini isteyen terimistalar olduğunu ama bir kısmının da ali koç'un örgütlediği troll yapılanmasının uzantısı olduğunu düşünüyorum açıkçası. takımı 2 sene şampiyon yapıp kırılmayan rekor bırakmayan, bayern'e manchester'a sahayı dar etmiş hocayla ilgili tavrın bir anda bu kadar değişmesi bana normal gelmiyor çünkü.

    kimse eleştirilmez değildir fakat yukarıda yazdığım şekilde davranan hesaplara etkileşim veren sözde galatasaraylılar taraftar falan değildir. mesela profil fotoğrafı fare olan leş ötesi bir hesap var ki geçen sene galatasaray adası'na da bir şekilde girmiş bu fare. buna etkileşim verenler fenerlilerden daha fazla üzülmeyi hak ediyor benim gözümde, keşke onlarla aynı takımı tutmasaydım.

    kısacası hocasını, futbolcusunu linçlemek için fırsat kollayan sosyal medyadaki bu gruba rağmen galatasaray nasıl başarılı oluyor, cidden anlayamıyorum.
  • 10186
    eleştiri ile hakareti aynı kefeye koymaması gerekiyor. okan buruk hakkında çeşitli karalama kampanyaları var sosyal medyada ama sorsan hepsi eleştiri yapıyor. bunların bir kısmı terim'i destekleyenler bir kısmı yabancı hoca hayranları.* terim sevenlerin büyük çoğunluğu hala okan buruk'a destek verirken yabancı hayranlarının şimdiye kadar okan buruk'a destek verdiğini hiç görmedim.

    fbjki troller tarafından güdülen bir kitle olduğunu da düşünüyorum içerisinde. elli milletten insan var yani. başarı bazen şımarıklık yapıyor bünyelerinde ama düzelirler.
  • 10188
    trio gibi bir programa rağmen, pozisyonların saçma sapan fener lehine gösterilmesine rağmen hala yayıncı kuruluşa para desteği vermeye devam eden topluluk. iki gündür sözlükte bile "tod tv çok ucuz" diye reklamı yapılıyor. şu dakika bedava versinler alırsam ne olayım.

    galatasaray taraftarının yayıncı kuruluşa desteği fener lehine propaganda olarak dönüyor. tıpkı exxen mevzusunda olduğu gibi.
  • 10191
    eleştirecek, kızacak, üzülecek ama bir şeyi yapmak zorunda.

    nasıl ki futbolcu trip yapmadan oynasın, teknik ekip çözüm üretsin, herkes işine konsantre olsun diyorsa 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçında da taraftar üzerine düşeni yapıp taraftar olmanın hakkını vermek zorunda.

    lamı cimi yok kafa açmadan gelip tura inanarak elinden gelen desteği verecek.

    bir fanatik, şu maça gelmiyorsa hangi maça gelecek?
  • 10192
    sezon başından beri teknik kadro ve futbolcular hakkında sosyal medyada yazılanlar çok vahim. inanılmaz bir erozyon var galatasaray taraftarında. taraftarlık duyguları alınmış çoğunun, iyi birer seyirciye dönüşmüşler. yazdıklarını herhangi bir fbjkli yazsa yadırgamazsınız. kulübün en garip yanı taraftarı olabilir.

    yemin ediyorum çoğunluğu iki yüzlü. derler ki "biz maça bakmayız kupa önemli". son kaybedilen fenerbahçe maçından sonra teknik direktöre ve futbolcu grubuna artarak devam eden bir nefretleri söz konusu. eleştiri falan değil. saf nefret.

    fenerbahçe bizim taraftarın ayarını bozdu. beşiktaş maçıyla da tamamen dağıldılar. şu an sosyal medya gündemi belirliyor. yönetimin en isteyeceği şey tepkilerin teknik kadroya yönelmesiydi. çok mutlulardır şimdi mesela. okan buruk'un young boys'a elenmesi halinde kredisi bitecek ve istifa için zorlanacak. iki senelik başarının kredisi 3-4 maçla sıfırlandı gibi bir şey.
  • 10193
    bazıları eleştiriyle terbiyesizliği karıştırıyor.

    az önce twitter'da gezinirken muslera'ya salako editi yapan sözde galatasaray fenomenleri gördüm. okan hoca'ya ağza alınmayacak lakap takanlar var. abdülkerim'in anasına avradına küfür edenler var...

    hani diyoruz ya galatasaray taraftarı akılcıdır, şöyledir böyledir falan diye,
    hah işte alakası yok. türkiye'deki taraftar profili nasılsa, galatasaray taraftarı da en az o kadardır. alay ettiğimiz fenerbahçe, beşiktaş taraftarıyla aynı kafadalardır. biri başarısızlıktan kafayı kırıp sağa sola saldırıyor, öbürü başarının vermiş olduğu şımarıklıkla sağa sola saldırıyor. nedenler farklı ama kafa aynı.
  • 10194
    eleştiri yapılabilir, özellikle 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçından sonra oldukça normaldir de.

    ama bazen öyle uydurma şeyler görüyoruz ki okan buruk 2 senedir ne yapıyormuş da hala çözemiyormuş problemi. 2 senedir şampiyon olan galibiyet rekorları kıran bir adama bunu söyleyebilmek gerçekten komik valla. bir sorun varsa günceldir,

    okan buruk geçen sene avrupa'da da manchester'dan 4 puan aldı. bayern münih maçlarında ise hep beraber kaçan galibiyetlere üzüldük. geçmişten sadece kötü örnekleri çekip kopenhag, sparta prag* haklı olacağını zannedenler varsa istatistik bilimi tam olarak böyle götten sıkmaların önüne geçebilmek için çıkmıştır.

    öyle bugün kötü oldu diye hemen 2 yıllık emeğe de çıkartılan binbir türlü zorluklara rağmen alınan şampiyonluklara da bu yolda dökülmüş alın terine de laf getirebilmek bence büyük bir karakter zaafiyetidir.
  • 10195
    kimse kusura bakmasın ama biz 20 sene sampiyonluk bekledik filan diye çıkıpta eleştiri yapan insanları aforoz eden taraftar kısmının, biz yağ, şeker kuyruğunda bekledik siz ne gördünüz ki diyen tayfadan hiçbir farkı yok. koskoca galatasaray beğenmedikleri berkan kutlunun golü olmasa şampiyonluğu kendi evinde fenerbahçe’ye veriyordu. takımda herkes kafasına göre trip atıyor sanki futbol değil de gossip girls izliyoruz.

    birşeylerin yolunda gitmediği aşikar. takımdaki iletişim sorunu artık kırmızı alarm veriyor. tamam çalıştığı yerde illa hoşlanmadığı kişiler oluyor herkesin ama, takımda bir ayrışma var. bir sıkıntı olduğu çok açık ve madem herkes lisesi gibi davranıyor, çek çözüm noktası ise kocaman bir toplantı yapılıp herşeyin ortaya dökülmesi. ama yapılır mı? tabi ki hayır.
  • 10196
    kendi futbolcusunu çöp ilan etmekte üstüne olmayan taraftardır. tamam kadro revizyonu ve üstüne koyarak ilerleme gözünü kırpmadan yapman gereken bir şeydir ve bizim yönetimlerimizde bunu gerçekleştirebilecek herhangi bir kapasite yok bunu kabul etmek gerekiyor kesinlikle ancak yine de elimizdeki mevcut kadronun kapasitesinin farkında olup hangi hataları yapabileceklerini bilip ona göre hareket etmek de gerekiyor.

    birkaç örnek verelim:
    fernando muslera'nın her sezon 4-5 saçma gol yeme kontenjanı vardır. bunun karşılığında kalesini en az 15 maç gole kapatır mı? kapatır. burada etmemiz gereken dua, bu 4-5 saçma gol yeme kontenjanının önemli maçlara denk gelmemesidir. (genellikle bu kontenjanı zaten ekim, en geç kasım ayına kadar kullanır ve sonrasında performansı stabil hale gelir ve şubat gibi de şampiyonluk modunu açar, buna katılmayan var mı?)

    abdülkerim bardakçı: süpürücü bir stoper olarak rakibi ileride karşılamaya çıktığında ıska geçme ihtimali çok yüksektir. bunun uyarısı defalarca yapılmış olmasına rağmen bunu yapmaya ısrarla devam edecektir çünkü kendisi futbol fundamentali yerine özgüven ve motivasyon ile oynayan bir futbolcudur. açık alanda yakalandığında kim olursa olsun hamleli davranmak isteyecek ve rakibi karşılamadaki fundamental eksikliği sebebiyle de tek kalça darbesiyle ekarte olacaktır. kapalı savunma yapan bir takım olsaydık ama abdülkerim bardakçı çok daha üst seviye bir stoper olurdu. biz ise onun daha çok topu oyuna sokabilme özelliğinden yararlanmak için onu kullanıyoruz değil mi? ama abdülkerim'in sol çizgideki yani kendisine yakın olan taraftaki arkadaşlarına pas atabilme özelliğinin olmadığını da kabul etmemiz lazım. diagonal pasları atabilirken paralel pasları abdülkerim atamaz. dikine topla ileri çıkarken de kafasını kaldıramaz ve ilk koşullandığı şeyi yapmaya çalışır. hele bir de karşısına baskı gelirse içeriye havadan top yollamak dışında bir şey yapamaz. bu pozisyondan düzinelercesi gözünüzde canlanmadıysa (bir tanesi gol bile oldu icardi'nin kafayla attığı) siz bu takımı izlemiyorsunuz demektir.

    victor nelson: kasım ayına kadar hata yapma hakkını doldurur. şubat gibi şampiyonluk modunu açar. hücum kornerlerimizde top umarım kendisine gelmez diye de dua ederiz çünkü isabetli kafa şutu çekemez maalesef.

    kaan ayhan: yere yattığında yine mi kasık diye düşündürtür. sağ bekte ağır kalır ama futbol aklı sayesinde hücum dizilişimizi 2-3-5 yapabilmemizi sağlar. orta sahada ağır kalır ama savunma yerleşimi bilgisi sayesinde rakip geçiş hücumlarını genelde set hücumuna dönüştürme yüzdesini artırarak savunma güvenliğini sağlar. arada bir riskli hat kırıcı pas dener ancak basit oynamayı tercih eder. tıpkı nelsson gibi kaan ayhan'a da hücum kornerlerimizde kafa topu gelmesini istemeyiz. genelde vurur ama onun vurduğu kafalar gol olmaz.

    daha liste uzar gider.

    atıyorum, wilfried zaha için senede 10-12 gole katkısı olsa yeter bir gözle bakılması gerekir aslında ama maaşı ve ismi sebebiyle (kendisini hiç izlememiş kişiler tarafından özellikle) senede 20 gol 30 asist yapması beklenir. bu istatistiği yapmış olsaydı galatasaray'da oynamazdı zaten bunu bir kabul edelim. zaha'yı savunuyorum sanılmasın, onu denedim en ofsayt entry'lerimden biri oldu :) ama bu adam küçük takımın kendini beğenmiş duygusal bir oyuncusuydu. üst seviyeye çıkamadı ara ara iyi performanslar verse de. ama hiçbir zaman stabil performans veren bir oyuncu olmadı.

    diyeceğim şudur ki bu gerçekleri göremeyen taraftar yangın yapmaya devam edecek maalesef.

    dün akşamki 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçının ilk yarısı bittiğinde paredros aradı ve takımı sorguladı telefonu açtığımdan andan itibaren. üstelik bunları bilmesine rağmen bunu yaptı. dediğim tek şey şu oldu: ikinci yarı ziyech ve batshuayi girip maçı çevirirler sıkıntı yok. çevirdiler de. saçma sapan bir penaltı ile üçüncü golü yedik sadece sonrasında.

    çünkü biliyorum ki sezon başı biz böyle kötü ve konsantrasyondan uzak oynayacağız. biliyorum ki rakipte kalıplı santrfor varsa apo hata yapacak ve gol yedirecek. ama biliyorum ki rakibin 2-3 tane iyi çalışılmış bu numarası dışında başka bir şeyi yok (bunları iyi yaptılar bu arada saygıyı hakediyorlar, bunları durdurmaya yönelik takımımızın çalışmış ya da uyarılmış olduğunu düşünerek futbolcuların hatalarına yormak istiyorum, malum sezon başı) bu maçları kaliteli futbol ayaklarıyla kazanmak çok kolay. tıpkı geçen sezon başındaki şl eleme turlarındaki gibi.

    kaptan bülent'in defosu yok muydu galatasaray taraftarı? ya da popescu'nun? ya da 2000 kadrosundaki diğer oyuncuların? birbiriyle oynayabilen ve birbirlerinin açıklarını kapatabilenler kaldı, gerisi gönderildi takımdan yerine yenileri geldi. tugay mı tutuldu kadroda, tolunay mı? ya da ne bileyim neden bazı maçlar ergün oynuyordu, neden bazı maçlar küçük hakan? hepsinin bir defosu vardı, birlikte oynaya oynaya büyüdüler. ama oynayamayan da gönderildi. tugay kötü oyuncu muydu? ya da tolunay hiç yeterli değil miydi lig için de 18'lik emreyi kadroda tutmuştuk yerine? sergen?

    şu anki sorunumuz oynayamayanı gönderemeyip yerine yeni takviye yapamamak. kadroda sıkıntılar var, hatta geniş kadrodan önce halledilmesi gereken ilk 11 revizyonu vardı eksik bölgelerin tamamlanması ile birlikte. beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz sara ve jelert alındı eksik yerlere ama geri kalan ilk 11?

    davinson sanchez her ne kadar çok üst düzey oyuncu olsa da düzenli güvenip forma veremiyorsun. iyi bir paraya gönderip daha stabil performans alabileceğin birini takıma katabilirdin, katmadın. yanlış anlaşılmasın, sanchez'in mevcut stoperlerimiz sebebiyle kalmasını isterim ama dediğim gibi güvenemezsin her maç oynayacak diye. senede toplamda 30 ya da üstü lig maçına çıktığı en son sezon 17-18 sezonu. toplamda 40 maç oynadığı sezon sayısı da 1. ortalam 23-24 maç falan oynuyor ligde sezonda. bizde de geçen sezon 23 maça çıktı ligde.

    abdülkerim bardakçı zaten değerini bulduğu an çıkman gereken ilk isimdi. kerem aktürkoğlu ve barış alper yılmaz'dan önce değerini bulduğu an gönderilmesi gerekiyor. tamam sakatlanmıyor vs. ama futbol fundamentali eksik maalesef. ve oynadığımız açık oyunda hem ağır hem pozisyon bilgisi yok. nelson ağır olmasına rağmen pozisyon bilgisiyle kurtarabiliyor ama apo maalesef okan buruk'un ikinci sezonuyla birlikte oynatmaya başladığı gegenpressing ile birlikte sahada olamaz, olmamalı. kadrodan örnek vereceksek davinson sanchez oyunu gegenpressing. pas hatasını da yapar, hamle hatasını da yapar sanchez ama bilirsinki pozisyonun içinde kalır. tek hamle ile ekarte olmaz.

    köhn konusuna çok girmiyorum. okan buruk'un kullanım şekli sebebiyle bir kanat oyuncusu köhn. ve inatla taraftarımız sol bek derken köhn bizim sol bekimiz değil. kanat bekimiz. buradan gelmemiz gereken yer zaten şu: biz 4-2-3-1 oynamıyoruz arkadaşlar. biz, top bizdeyken 2-3-5 olarak sahaya yayılıyoruz, top rakibin geçişindeyken 3-3-4 yakalanıyoruz genelde ve top rakip setindeyken de 4-4-2 oynuyoruz. bu sebeple köhn'ün arkası geçişteki rakipler için çöldeki vaha. buradaki sorunlardan birisi de apo'nun açık alanda oynayamaması yine. sol iç tarafımızı sol iç oyuncumuz kapatırken sol çizgiyi de sol stoperimizin göbeğe top çıkarmayacak şekilde savunması gerekirken sol stoperimiz genelde tek hamlede ekarte oluyor. bunlar hep fundamental. nerede duracağını bilmek, rakibe ne kadar yakın durmak gerektiğini bilmemek, tutmakla sorumlu olduğun rakip oyuncu top almak için kendini gösterdiğinde önüne mi geçmeli yoksa arkasında mı beklemeli bunu bilmemek, senin kontrol etme görevini aldığın rakibinin topu rahat almasını ya da aktarmasını mı önlemeli yoksa pas arası mı yapmalı bunu bilmemek vs. vs. bunlar fundamental işte.

    köhn konusuna çok girmiyorum derken bir paragraf yazdım bile. neyse. gerçi onunla ilgili de yazmadım daha çok apo ve oyun kurgumuz ile ilgili yazmış oldum :)

    uzun lafın kısası: takımdan ne almanız gerektiğini bilirseniz gerçekçi olursunuz, gerçekçi olursanız sinirlenmez ve yangın yapmazsınız. tamam ben de daha iyisini istiyorum da ben isteyince olmuyor. bu kadar da beceriksiz ve kapasitesiz bir yönetim varken hiç olmayacak zaten. buraya kadar gelmemiz de muazzam bir başarı. bundaki aslan payı da tabii ki okan buruk'un ve sonra 2 sezondur sezon genelinde çok iyi performans veren oyuncu grubumuzun. ama limit bu kadar. bundan sonrası için revize ve iyileştirme gerekiyordu. topyekün değil elbette ama 40 maçlık sezonun en önemli 8 maçına (şl'ye kalırsak) önceki sene yaptıkları bireysel hatalarla efsane performansları hiç etmiş oyunculara da tekrar tekrar şans vermeye gerek yok takım alışık diye. raul gonzalez de senede 30 gol atıyordu. taraftar gözünde hala efsanedir ama kulüp gözünde bir futbolcudur. bu ayrımı yapmak gerekiyor. bu ayrımın yapılmaması gereken tarihte on futbolcu ve kulüp vardır örnek olarak sadece: lionel messi - fc barcelona ve maradona - napoli, maldini milan, totti roma, hagi galatasaray vs.

    benim bu kadrodan bu 2024-2025 sezonu için beklentim: şampiyonlar liginde oynayacağımız 8 maçta 2 galibiyet 2 beraberlik. bu alt limit ve bunu yakaladığımız ya da aştığımız müddetçe bu sezon başarılıyız demektir benim için. kötümser olduğumuzu düşünüyorsanız bana bundan daha iyi istatistiği olan bir şampiyonlar ligi sezonu sayın. 1 tane sayabilirsiniz, 2013-2014 sezonu. hadi belki 2001-2002'yi de ekleyebilirsiniz.

    lig mi? ligi hiç bilmiyorum. orada çok başka dinamikler var maalesef sadece saha içiyle açıklanamayan ama geçtiğimiz yılki gibi bir galibiyet serisi ve performansı beklemememiz gerekiyor bundan eminim. hiç yenilmeyeceğiz gibi düşünürseniz hatırlatma maçımızı da şimdiden oynadık:

    3 ağustos 2024 galatasaray beşiktaş maçı

    hatta 23-24 sezonunda da aynısından oynadık:

    19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı

    ve bu iki maçta da yenileceğimizi biliyordum önceden. çünkü gerçekçi değildik.

    hayaller, gerçekleri idrak ettiğiniz sürece hedefe dönüşür.

    sevgiler.

    edit: ben bunu yazarken kerem aktürkoğlu'ndan kaptanlığın alındığını kerem'in attığı tweet ile öğrendik. bu iletişim beceriksizliği galatasaray taraftarının yangın yapmasını körükleyen şeylerden birisidir aynı zamanda. tam yeri gelmişken belirtmek gerek.

    #yönetimistifa
  • 10198
    eleştiri başka bir şey, kendi değerlerini çöp ilan edip düşmanları evinde viski puro keyiflerine sokmak başka bir şey. uefa finalini kaybetsek hagi yumruk attı diye de çöp ilan ederdiniz, niye onu oynatıyor diye fatih terimi de çöp ilan ederdiniz siz.

    iş okan buruk, icardi ve muslera seviyesine geldiğine göre beyler ben sizden değilim onu anlıyorum. ha siz dediğim kimsiniz biliyor musunuz, kokuşmuş bir zihniyetle kendini galatasaray taraftarı sanan ama aslında kocaman bir ruh emici gibi etrafta dolaşan, rakiplerin keyiflerine keyif katan karakterlersiniz. kusura bakmayın galatasaray taraftarı falan değilsiniz, yetmez çünkü sizin hayattaki kıdeminiz buna.
  • 10199
    galatasaray çıtası bayern münih çıtasıdır, galatasaray sınırlar ötesi başarı ister mottosunu benimsemiş, bu mottodan gurur duyan taraftar kitlesidir. başarısızlık futbolun doğasında yok mu var, taraftar olarak hak eden her futbolcu, teknik ekip elemanı ve yönetici desteklenmeli mi sonuna kadar desteklenmeli. ancak ne her galatasaraylıyım diyen mantıklı ve rasyonel ne de futbol oyunu eskilerle yaşıyor. x yıl başarı geldi, şöyle fedakarlık yapıldı hep destek tam destek diye bir kavram olamaz.
    (bkz: 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı) ardından okan hoca sabaha kadar eleştiri alır, vasıfsız her yönetici ölçüsünce yerden yere vurulur, futbolcu grubu eleştirilir sorgulanır. aksi düşünce romantikliktir ve yukarıda bahsi geçen hiçbir bayern taraftarı romantik değildir, çünkü genlerde eleştiri ve başarı kültürü vardır

    https://www.youtube.com/...?si=wfZvj2PC1Rb9hRoQ yayınında eleştiri olacak, çünkü başarısızlık da paylaşılmalı, herkes kendince hatları sıklaştırmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın