• 9401
    https://twitter.com/...057238253346817?s=20

    416'da izledim maçı. elemanın biri önümde belki de neredeyse her korneri videoya aldı. sadece bu gol hariç ahahahaha

    (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı) taraftarı hakkında da birkaç kelam edeyim. hava o kadar sıcak ve nemliydi ki yapış yapış oluyordun tribünde. e öncesinde de alkol vs. varsa baygın şekilde gitti maça normal olarak. ilk maçlar bu şekilde oluyor zaten. hava hafif serinlemeye başlasın ve lig ilerlesin de o boğucu gücü göstermek zor değil.
  • 9402
    bazen iyi bir genç futbolcu gördüklerinde "biz teklif yapmayalım değeri 12-13 milyon euro olunca teklif yaparız" gibi kendimize laf sokmalı paylaşımlar yapıyorlar.

    öncelikle bu tip futbolcular atıyorum porto, benfica, ajax gibi takımlara zaten ilk transferlerini en az 8 milyon eurodan başlayarak yapıyorlar. öyle 1 veya 2 milyon euro arası gidenlerin büyük bir kısmı tutmuyor çoğunlukla.

    bir genç futbolcu gördüğümüzde; bunun mali koşullarının çok düşük olmayacağını ya da oyuncuyu ikna edemeyeceğimizi bilmesi gerekiyor taraftarımızın.
  • 9403
    elbette zalgiris'e elenmek gibi bir düşünce aklımın köşesinden geçmedi.
    (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı)
    östersunds-vol2 olurdu gerçekleşseydi.
    lakin öyle "dışarda 3 içerde 5 atarak" elememizi de istemiyordum.
    çünkü hazırlık kampı başlayalı 1 ay civarı oldu, bir yandan sürekli yapılan yüklemeler, bir yandan havanın sıcaklığı, diğer yandan devam eden transfer süreci, hala takıma katılması hedeflenen isimler, belki bir ya da birkaç oyuncuyla vedalaşma durumları....vs...
    beklentim bu karışık dönemi en az hasarla (elenmeden) atlatabilmek ve bunu mümkünse uçan kaçan bir oyuna evrilmeden (tabi şimdilik) yapabilmekti.
    çok şükür şu ana dek öyle de oluyor.
    ben oldum olası yazın gelene geçene 3-5 tane sallayan bir takım görmek istemeyen biri oldum. takım yavaş yavaş ritmini bulmalı, ve düşük eğimli bir eğri ile ekim-kasım döneminde hatırı sayılır bir seviyeye gelmeli.
    ha, bu süreçte önemli olan ne kadar hasar alacağımız.
    kendimizi kasım'a minimum hasar ile, ligde potadan düşmeden, avrupa'da hedefsiz kalmadan atabilirsek sonrasının daha iyi olacağını düşünüyorum.
    bu anlamda galatasaray taraftarından da sabırlı olmasını bekliyorum...
    (bkz: 2023-2024 sezonu)
  • 9406
    düzgün yönetim gelince ayarları bozulan taraftar grubu.

    yönetim o kadar iyi işler yapıyor ki kadro anlamında(özellikle oyuncu tercihleri) artık aldığımızdan daha fazla gitmesi gereken veya gitmesini istediğimiz "potansiyelli" oyuncular konuşuluyor. her mevki için şu parayı veren alsın, şu kadar eder, takıma uyumsuz, disiplinsiz, bu takım için yetersiz(bu yazılanlar spesifik bir kişiye gönderme değildir.) gibi bir çok argüman ile gönderilmesi istenen ya da düşünülebilen oyunculara sahibiz. bence bu yönetim taraftara yaramadı. oturup karar verecek kişiler yönetim ve teknik ekip zaten. aslında arkaya yaslanıp yapılanmayı izlemek yerine bu ne olacak şu gitmeli bu gelmeli diye diye kendimizi yoruyoruz. ben kendi adıma saldım, erden timur da okan buruk da aklı başında insanlar ve iyi çalışıyorlar. transferde de her anlamda koordineli bir çalışma sergilediklerine eminim. güvenip arkaya yaslanınca o kadar rahatlıyor ki insan, hele bir de güvenebileceğimiz yöneticiler olunca, cidden iyi geliyor. bu şekilde iyi çalışan bir yönetim-teknik ekip ikilisi zor bulunur, tadını çıkarmak lazım...
  • 9407
    iki senedir ne istediyse olmasına rağmen hala mutlu olmayan taraftardır. yıldız oyuncu istediler kralı geldi, güzel oyun istediler kralı oynandı, derbi galibiyeti istediler sadece bir derbi kaybettik, yardımcı antrenör dediler en iyisi alındı, hakemi de yenmek istediler koca sezon yene yene bir hal olduk, arazi istediler hepsi alındı, tesis istediler o da yolda, stat koltukları boyansın dediler o da yapıldı, sponsor dediler şehir efsanesi socar dahi sponsor oldu, bu transfer döneminde kim isteniyorsa alındı... ee daha ne isteniyor ben anlamadım. ciddi manada bir şımarıklık hali mevcut. "galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri sevmez" diyen koca koca adamlar efekan, berke can, elina nur, damla su, jujitsu, ebubekir sıddık bebek gibi şımarıyor. az biraz kendinize gelin artık.*
  • 9408
    şımarıklıkla itham edilen kesimi genellikle kulübün mali ve sportif geleceği açısından daha temkinli gitmeyi doğru bulan, yorganı ayağına göre uzatma tarafında olan taraftarıyken; bu kesimi şımarıklıkla itham eden kesimi, "madem ki taraftarım, o zaman en büyük yıldızların hepsini aynı anda sahada görmek benim hakkım" kafasıyla düşünmektedir.

    nitekim hepimiz galatasaray'ın iyiliğini istiyoruz. bu suçlayıcı tondan çıkıp, polarize olmayı bırakmamız lazım.
  • 9409
    şımarıklık, kibir vs. gibi şeylerden ziyade hedef belirleme hususunda sadece bir sene içerisinde yoğun dalgalanmalar yaşayan bir taraftar topluluğuyuz. bunun aslında istisnası yok, her bir galatasaray taraftarı hemen hemen bu problemi yaşıyor. galatasaray taraftarı 12 aylık zaman diliminde galatasaray futbol takımı açısından başarı kriteri belirlemede ve ortaya hedef koymakta her zaman sıkıntılar yaşamıştır. kendimi bildim bileli hedefler arasında hep uçurum olmuştur.

    2005-2006 sezonunda mucizevi bir şekilde şampiyon oluyoruz, 2006 yaz transfer döneminde yöneticiler de taraftarlar da "hedef atina" diyerek bir sonraki sezon şampiyonlar ligi finalinin oynanacağı şehri işaret ediyorlar. 2005 yaz'ında bir sonraki sezon için lig şampiyonluğunu bile çok zor gören, sezon içerisinde tromsö'ye elenen takımın taraftarı olarak, bir şampiyonlukla hedefi şampiyonlar ligi finali olarak belirliyoruz. 2007-2008 sezonunda teknik direktörsüz, çok zor şartlar altında, gerektiğinde 11 türk ile sahaya çıkarak olağanüstü bir şampiyonluk kazanıyoruz; 2008 yazında 2008-2009 sezonu için hedefi şampiyonlar ligi şampiyonluğu olarak koyuyoruz, kadıköy'deki uefa finalini kötünün iyisi olarak değerlendiriyoruz. ikisi de olmuyor tabii. bu bakış açısının en yoğun olduğu dönem ünal aysal'ın başkanlık dönemi. 2010-2011 sezonunda birçok "acaba" yaşamış, ligi güç bela sekizinci bitirmiş bir takımın taraftarı, 2011-2012 sezonunda kazanılan bir türkiye şampiyonluğuyla, 2012 yaz aylarında şampiyonlar ligi şampiyonluğunu hedef olarak koyuyor bir sonraki sezon için. bu da tabii ister istemez kısmi bir burnu büyüklük yaratıyor. "fatih terim ile ulusal düzeyde olur ama şampiyonlar liginde olmaz", "şampiyonlar liginde oynayacak takımın transferleri burak ve amrabat mı olur" gibi eleştiriler başlıyor birden. çok hızlı, kontrolsüz ve anlamsız bir şekilde hedefler belirlenince, bu tuhaf hedeflerin altında kaldığı düşünülen hamleler memnuniyetsizlik yaratıyor.

    2023 yaz dönemini 2012 ve 2013 yıllarının aynı takvim dönemine çok benzetiyorum. ünal aysal yok, dursun özbek ve erden timur var. fatih terim yok, okan buruk var. 2021-2022 sezonunu 13.sırada bitirmiş, bir ara ciddi olarak bir alt lige düşme tehlikesini yaşamış takımın taraftarı olarak, geçtiğimiz yılın temmuz ve ağustos aylarında 2022-2023 sezonu için türkiye ligi şampiyonluğunu dahi ulaşılması zor bir hedef olarak görüyorduk. bu hedefe ulaştık, şampiyon olduk; sezon biter bitmez 2023-2024 sezonu için hedef şampiyonlar liginde yarı final/final vs. olmaya başladı taraftarlar için. bu hedef doğrultusunda kafa yorulmaya başlandı, hayaller kuruldu. bu denli büyük dalgalanmalar, hedefler arasında sadece bir sezon içerisinde oluşan uçurumlar bana mantık dışı geliyor. 2022'nin yaz aylarında transfer edebilsek herkesin havalara uçacağı isimler, 2023'te "bunlarla mı şampiyonlar liginde finallere yürüyeceğiz?" şeklinde eleştirilerin muhatabı oluyor. angelino, k. demirbay, bakambu vs.

    10 sene önce ortaya konan hedeflerin absürtlüğü yüzünden eleştirilen isimler başkaydı ama işleyen mantık bugünkü ile aynıydı. bir sene önce lig şampiyonluğunu çok isteyen ve bunu başarı hedefi olarak ortaya koyan bir takım, bu şampiyonluğu elde ettikten sonra bir sonraki sezondaki hedefini şampiyonlar ligi şampiyonluğu veya uefa avrupa ligi şampiyonluğu olarak koyamaz. futbol bu kadar basit ve kolay bir spor dalı değil. bu hedefler arası uçurumdan dolayı bazı transferler memnuniyetsizlik yarattığı gibi, okan buruk için de "lig için idare eder, ligde zamanında hamza hamzaoğlu da yetmişti. ama avrupa'da sınıfta kalacak, vasatlığı ortaya çıkacak" gibi mırıldanmalar başladı. bu mırıldanmaların benzeri on sene önce fatih terim için yapılmıştı. "lig için iyi ama şampiyonlar ligi için sıradan". bu yanlış. makul değil, mantıklı değil. galatasaray kısa vadede gerçekleşmesi imkansız hayallerin peşinden sürüklenirken; bu mantık dışı hedefleri baz alan taraftarlar, yöneticiler ve bazı kongre üyeleri galatasaray'da başarılı olan ve ortaya makul hedefler konulduğu takdirde daha da başarılı olma potansiyeli yüksek isimleri yıpratıyorlar. yoruyorlar, hedef tahtası haline getiriyorlar. okan buruk'u, erden timur'u, diğerlerini. bunu yapmamalıyız. buna önayak olmamalıyız. kademeli bir gelişime inanmalı, bu doğrultuda ortaya çok daha gerçekçi hedefler koymalıyız.
  • 9410
    galatasaray'ın yüksek fiyata oyuncu satamaması ve lucas torreira başlıklarından sonra nereye yazacağıma emin olmadığım için bu başlığın daha doğru olduğunu düşünerek buraya yazıyorum.
    yazacaklarım tartışmalı, sinir bozucu gelebilir ama fark ettim ki gözden kaçırmamamız gereken bir gerçeklik.

    tanım: ruhunun fakirleştirilmesine izin vermemesi gereken taraftar gurubu.
    bunu yaparken de organize propogandalarla yıpratacak yalı politikalarına kanmaması gereken tutku paydaşlarımız.

    ülke şartları herkesin içinden geçiyor, geleceğinde bir bölümü çoktan çalındı. bunlarda hem fikiriz, fakat şartlar ne olursa olsun insan ruhunun fakirleştirilmemesine izin vermemelidir. basit zevkler, müzik, kitap, yürüyüş...

    ne olursa olsun ruhunuzu beslemeniz gerekir.

    aksi takdirde en ufak bir keyifte aman o böyle bozulabilir endişesiyle başka bir konforunuzu feda etmeye başlarsınız. aman burada üyelik var öbürü de olmasın, aman a var o zaman b'yi kapatayım.
    neden ikisinin de keyfini sürmeyesiniz ki?

    bakın televizyonlarda bik bik konuşanların çoğu ruhu fakirleşmiş, hayatı solmuş insanlar. cebinde para olsa bile keyifle harcamayı kendine zulüm gören insanlar. etrafınızda da vardır çok, deli gibi para kazanır ama ot gibi yaşar. zevk aldığı birşeye harcama yapınca pişman olur filan. (bu cimrilik değil, cimriler keyfine para harcar ama başka şeylerden kısar vs vs ama keyfine çatır çatır harcar, bir de borç vermez * , herkese 1 doz lazım )

    bunları niye yazıyorum; müthiş bir kadro kuruluyor da ondan. bakın öyle böyle bir mevzu değil, tüm fm, fifa fanatiklerinin wildcard'ı artık galatasaray . normal şartlarda oyunlarda bile kurulamayacak çeşitlilikte ve çeşnilikte bir kadro kuruyoruz.

    joa felix sequeira için yüz ekşitme konforuna sahibiz. ama neymiş oyuncu satmalıymışız... hayır efendim hayır, gayette para girişi var ve aciliyetimiz yok. neden kasamıza para yağarken icralık olmuş gibi pes edip değerlerimizden vazgeçelim?

    bakın (bkz: #3672960) burada yazdım, bu akışkanlık böyle giderse bu sene çok ciddi bir gelir elde edeceğiz, o çok yüksek olan maaş yükünü katlama derecesinde...

    bu sebeple bize ruhumuzu fakirleştirmeyi telkin edenlere kulak tıkayıp "ânın keyfini" yaşamamız gerekiyor. nicolo zaniolo gibi bir yetenek ve wild ace! varken neden onu üç otuza satalım. neden torreira'yı satalım( ki oyunun göbek taşı, göbek taşı çekilirse köprü çöker) ? eğer karşı politika unusuru elemansanız bunları millete papağan gibi tekrar edersiniz.

    neden kazanırken keyfini sürmeyelim? işler terse dönerse tamam bir iki satış ile gene dengeyi yakalarız. bakın gene lüksümüzü koruruz...
    şu an için herşey iyi gidiyor. gelecek transferden çok sponsorluk haberlerini bekliyorum yalanım yok, çünkü her ek gelir ile keyfim artıyor, algı çalışmaları yapan kiralık kalemlerin kalemi düşüyor.

    ruhumuzu zenginleştirelim renktaşlarım. fantastik bir kadro kuruyoruz, çatır çatır keyfini çıkarmamız gereken. galatasaray'ın yükümlülükleri artıyor doğru ama gelirleri de ona paralel olarak daha hızlı artıyor...

    keyfine bakması gereken taraftar gurubu biziz. sosyal medya, youtube, tv kanalı şaklabanlarını dikkate almayın.
    bir kağıt kalem alın ve kadromuzu yazın, sonra 2 sene önce 13. olan kendinize bu kadroyu mektup olarak gönderdiğinizi düşünün *

    arkanıza yaslanın, tepsileri kapatın ve kemerleri bağlayın.
  • 9411
    bir galatasaray taraftarı olarak daha birkaç sene önce ilk onbire alınan vasat topçuları bile övecek bir şey buluyordum. bugün fred, parades beğenmiyorum.

    ergen değilim, transfer obezi değilim ama geldiğimiz noktadan büyük haz alıyorum. galiba ilk defa bir transfer döneminde hiç olmadığım kadar rahatım.

    biliyorum ki alınabilecek en iyi oyuncular için, en uygun bedeller ödenmesi için bekleniyor.
  • 9412
    futbolcuları için "üçe beşe bakılmadan satılması lazım.", "bilmem nereden bilmem nereye kadar sırtımda taşırım." gibi ifadeleri sıklıkla kullanan bir kesime sahiptir. kendi futbolcusunun değerini düşürmek için bu kadar çaba sarf eden başka bir topluluk yoktur. bu arada kur fırlamış gitmiş. yerine göre 10 bin euro bile önemli para bizim için.
  • 9413
    vasata değil yüksek standartlara odaklanmasi ve alışması gereken taraftarimizdir. ülke bitikleri oynuyor olabilir ama bu zorlu şartlarda bile hem gündelik hayatimizda hem de sevdigimiz takimimiz anlaminda vasata hayir demeyi motto etmesi gereken taraftarimiz.
    ülkenin majör sorunlarindan biri paranin el değiştirmiş olmasi ve yeni para sahibi tayfanin yukarida güzelce izah edildigi gibi fakir ruhlu olmasi. parayla nasil yasayacagini bilememesi. her güzel şeye günah, kötü vs demesi. hayat o kadar basit degil. galatasaray yönetmek de ayni sekilde. o gelsin bu gitsin, aman ne gerek var vs gibi cümleler asıl gereksiz olan. kadro dünyayla yarışabilmek için temelleniyor. bunu da alaninda ülkemizin en iyi isimleri ortak karar vererek yapiyor. bize düşen keyfini çıkartıp yalı medyasinin çırpınışlarına gülmek. biraz da sakin olmak. zaha, kerem, zaniolo, icardi avrupa arenasinda fink atmaya başlayinca sonra pişman olacagimiz entry'ler yazmayalim.keyfimize bakalim.
  • 9414
    içlerinde takımın defansif orta saha ihtiyacı olduğunu erden timur ve okan buruk'un fark etmediğini düşünen bir kitle var. onlara sesleniyorum:

    -lütfen transfer komitesine ve teknik ekibe güvenin. her başlığa gelip orta saha diye yazmayın. transfer dönemi bittiğinde o bölgenin de dolmuş olacağını hep beraber göreceğiz. boşuna mod düşürüyorsunuz.

    derdiniz okan buruk-fatih terim değişikliği için ortamı hazırlamak ya da erden başkanı eleştirmek için fırsat kovalamaksa boşuna uğraşmayın, hayvan terli.
  • 9416
    iki sezondur aldığı, aldırdığı hemen hemen her oyuncuyu belli bir plan eşliğinde yapan, her oyuncuyu belli bir proje için getiren erden timur-okan buruk ikilisinin, selehattin baki'ye transfer çalımı atmak için tete transferini planladığını düşünen taraftar. he bir de bu ikili, takımda çok kanat varmış ve 8 numara yokmuş, onu da görememişler.

    başka da söyleyecek lafım yok.

    edit: ısrar üzerine yazayım iki kelam ikinci kısım için. tete , zaniolo giderse geliyor ya, takımdaki kanatlardan yunus,morutan ve kanatta oynatabileceğin yusuf da gidiyor ya hani, kim kalıyor kanatta söyleyeyim.. zaha+kerem+ barış alper. gelirse bir de raşitimiz üzümlü kekimiz. 4 kişi yani.
  • 9417
    olaylara fazla duygusal ve panik şekilde yaklaşmaya başlayan taraftar grubu.

    ne zaman zaniolo satılacak lafı dönse sözlükte büyük tepkiler görüyorum. zaniolo iyi futbolcu buna lafım yok ama elde edebileceğimiz maksimum tutar 35 milyonken ve kendisi sahada öyle çok absürt şeyler izletmemişken 30 milyona satış yapılsa yönetim indirecek neredeyse taraftar.

    zamanında irfancan için başakşehir emre kılınç isterken de benzer tepkiler verilmişti o zamanlar yazdığım şey en ofsayt entrylerimde durur ve aynı kılınç iki sezondur bedelsiz sağa sola gidiyor ki bence bu sezon rotasyonda kalabilirdi ona rağmen sahada hiçbir şey vermeyen bir adama gereksiz duygusal yaklaşıldı.

    bir diğer konu da öldük bittik modu. sezonun ilk iki resmi maçı olan zalgiris maçlarında oynanan oyun taraftarı fazla panikletti ama sahada takımın omurgasından torreira ve icardi yokken ilk iki resmi maçta oynanan oyun üzerinden hoca kovma noktasına geldik. lubijana ve molde kuralarından korkar hale geldi taraftar. futbol bu elenebiliriz bir kazaya kurban gidip ama şu turları geçtiğimiz sürece iyi futbol zamanı değil şu an. şu an iyi futbol oynarsak rijkaard sezonu gibi, tudor sezonu gibi ekim-kasım gibi diller dışarı çıkar.

    kısacası sakin olması gereken taraftardır. son şampiyon ve kadroyu büyük oranda korumuş bir takımız. başımızda yeni neslin en iyi hocası var. güzel günler bizi bekliyor.
  • 9421
    elinde zaniolosu, zahası, keremi, rashicası, gitmezse yunus'u, barış alper'i, ve hatta morutan'ı olan takımın taraftarıdır.
    transfer çalımı atacağız diye, sözlükte yazılan tete güzellemeleri şöyle bir köşede dursun.

    https://twitter.com/.../1688916808315944962

    sazan.avi diye başlıklar olurdu eskiden. elimizde dipçik gibi 7 tane adamın olduğu mevkiden transfer çalımı yemek üzereyiz.
  • 9422
    8 ağustos 2023 olimpija ljubljana galatasaray maçı sonrası sosyal medyada kendi taraftar sayfalarımızın yazdıkları:

    "yunus senin ben ......"
    "sana sağ ayağım girsin."
    "torreira bugün sahaya çıkıp gerçek anlamda sahaya etse de, orta sahamızda oynayan 2 eşekten daha fazla katkı vermiş olur."
    "nelsson baba gitmek istiyorsan s*ktir git kapı orada!"
    "oliveira biraz koş, biraz şu kıçını kaldır, biraz mücadele et!"
    "kerem sinirimi bozuyor artık, herkese el kol yapıyor ergen gibi"
    "bakambu y**ak gibi oynuyor"
    "berkan sadece koşuyor. keşke beynini de kullansa!"

    evet, tam olarak bu. eksiği var ama fazlası yok.

    maçı 1-0 falan kaybetsek hadi üzüntüden, sinirden derim ama 3-0 kazandığımız bir maçtan sonra bile böyle yangın çıkarılıyorsa başlarım böyle taraftarlığa. işin kötüsü, bu yukarıdaki cümlelerin neredeyse hepsini büyük sayfalar yazmış. lafa gelince her tweetlerinde "takımımızı savunalım abi!" şeklinde cümleler kullanırlar ama iş icraat kısmına geldiğinde küfür kıyamet gırla giydirirler.

    bu maçtan bağımsız olarak artık içimi de buraya dökeyim de inceldiği yerden kopsun:

    -yönetim gider icardi gibi bir süperstarı bonservisiyle birlikte alır ama o bazı taraftarlarımız "abi ama maaşı fazla. maaş dengesi şart!" der.
    -zaha gibi bir süperstar transfer edilir, "tamam iyi oyuncu ama ne gerek vardı ki?" der.
    -erden timur ve okan buruk ısrarla rashica'yı istediklerini ve sürecin uzayacağını söylemesine rağmen, "rashica gelmezse olay çıkartırım."
    -tete transfer edilmek istenir, "brezilyalı emre mor! hiç gerek yok, onun yerine rashica alınsın."
    -zaniolo oynar, "bencilin teki. hemen göndermek gerekiyor."
    -zaniolo tribünlerde oturur, "bu herifte sürekli sakat. hemen gitsin."

    yahu dünkü maç için şöyle bir yorum yapıldı: "zaniolo çok büyük isim ama barış'ın yaptığı asistte pası mı düşünürdü yoksa kendi şutuna açı zorlarken top kaybı mı yapardı?"

    bu yorumu yapan da sinan yılmaz!
    abi allah aşkına barış alper'in yaptığı asistin, kerem'in attığı golün zaniolo ile ne ilgisi var? neden zaniolo'yı bu kadar kötü göstertmeye çalışıyorsunuz anlamıyorum. nasıl bir niyet okumadır bu? oynamayan bir adamı bile saçma sapan varsayımlarla dibe çekiyoruz.

    ya hadi dünkü maçı da geç, geçen sene bize üst üste galibiyet rekoru kırdıran ve akabinde şampiyon yapan okan hocamızı bir kalemde silebilecek nice taraftarlarımız var.

    artık vallahi yeeteeeeeeeeeeeerrrrrrrrrrr diye bağırmak istiyorum olm.

    yenildiğimiz bir maçtan sonra sinirli ol veya olma yapıcı bir şekilde eleştirme hakkın vardır ama bunu alışkanlık edip marifetmiş gibi her maçtan sonra yapamazsın. bu ne ya, herkes sanki dört dörtlükmüş gibi her şeyi eleştiriyor arkadaş. az sakin olun ya, oturun rahatlayın, nefes alın, süzgeçten geçirin bazı şeyleri!

    bak fenerbahçe kulübü veya taraftarı bizim rakibimiz olamaz çünkü onlar halen daha ütopik bir evrendeler. 5 yıldızları vardır, 28 şampiyonlukları vardır, tertemizlerdir, galatasaray hakem ayartır, galatasaray gazeteci ve kanal ayartır, uefa satın alınmıştır, fifa galatasaray'ın emrindedir vs. hayal aleminde yaşarlar. beşiktaş, trabzonspor zaten hava cıva...

    geriye sadece bizim taraftarımız kalıyor. işte bizim hem itici gücümüz hem de en büyük rakibimizdir bu taraftar grubu! son zamanlarda gelen başarılardan dolayı itici güç unsuru daha ağır basıyor ama ilk tökezlemede en büyük rakip olurlar ve ne olduğunu anlamadan tepetaklak kendi ellerimizle kendimizi dibe çekmiş oluruz. rakiplerin yıllardır uğraşıp başaramadığı şeyi, 1 ayda yapacak güçleri vardır. aman diyim! pamuk fabrikasında, çuvaldan pamukları çıkarmaya çalışan bir adam, çuvalın ipini çakmakla eriterek açmak istemiş ama işte o saniyelik ateş bütün pamukları yakmıştı. videosu internette var. işte bize de böyle olur. bir kıvılcımla yanmak isteyen veya yakmak isteyen çok kişi var. yanarız bakın yapmayın, dikkatli olun ve kendinize gelin!
  • 9424
    bir tarafta şampiyonlar ligi kupası vizyonu, mauro icardi, zaha gibi futbolcularıyla ve transfer söylentileri olan sergio ramos gibi isimlerle gönlü coşarken, ufkunu zorlarken; diğer tarafta eline verilmiş kağıdı okumaya çalışanlarla falan uğraştırılmaya çalışılan taraftardır.

    bizim yüzümüz atamın da işaret ettiği gibi batıya dönük olacaktır.
  • 9425
    şu an yapması gereken şey sakin olmak. takımın 1 mevkisi hariç 11 oyuncuları belli, suyun karşı tarafının hamleleriyle gereksiz yangın yapıp yönetimi telaşa sürüklememeli. 12 ağustos 2023 kayserispor galatasaray maçı sonrasında ljubjana maçının görece relax geçeceği düşünülünce gelenler-gidenler kısmında bu hafta yoğun bir mesai olacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın