9201
karagümrük maçındaki 15-30. dakikalar arasını izah etmek gerçekten zor, savunmasıyla - forvetiyle basireti bağlanan bir takım izledik, maalesef 3 gol yediğin bir maçı çevirmek pek de kolay değil, ki çevirebilecek fırsatlar da yakalamış olmamıza rağmen. (bkz: 23 nisan 2023 galatasaray karagümrük maçı)
velhasıl, dünkü maç sonrası oluşan "vaveyla" halinin üzerinden 20 saate yakın geçtikten sonra yerini biraz makul düşünmeye bıraktığını umuyorum. elbette puan kaybının faturasını taraftara çıkarmak gibi bir düşüncem yok, lakin içinde bulunduğu panik hali maalesef maçın ilk dakikasından itibaren kendini hissettirdiği gibi, daha kötüsü sahaya da sirayet ediyor.
şunu da anlıyorum, panik halinin ana nedeni takıma güvenmemek değil, dış unsurların direk (bizim maçlarda) ya da dolaylı (fener'in maçlarında) olarak hakkımızı yiyeceğine dair olan endişeler ağırlıklı.
lakin artık şöyle bir silkelenip kendimize gelmemiz lazım. son 6 maç ve daha hala +4 puanlık büyük bir avantajımız var.
üstelik, tamam, hakem-makem ittiriliyorlar ancak rakibin düşme hattında ölüm-kalım mücadelesi veren iki takımla arka arkaya deplasman maçları var, sonra neresinden bakarsan bak trabzonspor gibi bir rakiple maçı var, hayır, neden sadece bizim maçlara odaklanılıp, sadece bu maçlar zor olarak lanse ediliyor, anlamak mümkün değil, belki de bizi paniğe iten unsurlardan biri de bu.
ve her şeyi geçtim, rakip takım sami yen'e gelecek, bu şu demek; o maça kadar fener tüm maçlarını kazansa ve biz +7 puan daha kaybetsek, o maçı kazandığımızda yine ipi göğüslüyoruz.
yani demem o ki, öyle-böyle büyük değil avantajımız.
hem sahi, geriye dönüp baktığımızda kaç şampiyonluğumuzu kolay kazandık ki, taş çatlasa 2/22 veya 3/22'tür.
bu nedenle galatasaray tarihi boyunca zor engelleri aşarak hedefe ulaşmıştır.
hedefe kilitlenen bir galatasaray, fener'i de, beşiktaş'ı da gider evlerinde yener gelir, biz böyle gördük yıllardır.
bu nedenle hiç korkum yok, bu bir. ikincisi, takıma güveniyorum, doğru oyunu oynadığımıza inanıyorum.
yeter ki, ciddiyet ve panik halini iç içe geçirmeyelim, azami dikkat ve garanti oyunlarla yürümeye devam edelim.
velhasıl, dünkü maç sonrası oluşan "vaveyla" halinin üzerinden 20 saate yakın geçtikten sonra yerini biraz makul düşünmeye bıraktığını umuyorum. elbette puan kaybının faturasını taraftara çıkarmak gibi bir düşüncem yok, lakin içinde bulunduğu panik hali maalesef maçın ilk dakikasından itibaren kendini hissettirdiği gibi, daha kötüsü sahaya da sirayet ediyor.
şunu da anlıyorum, panik halinin ana nedeni takıma güvenmemek değil, dış unsurların direk (bizim maçlarda) ya da dolaylı (fener'in maçlarında) olarak hakkımızı yiyeceğine dair olan endişeler ağırlıklı.
lakin artık şöyle bir silkelenip kendimize gelmemiz lazım. son 6 maç ve daha hala +4 puanlık büyük bir avantajımız var.
üstelik, tamam, hakem-makem ittiriliyorlar ancak rakibin düşme hattında ölüm-kalım mücadelesi veren iki takımla arka arkaya deplasman maçları var, sonra neresinden bakarsan bak trabzonspor gibi bir rakiple maçı var, hayır, neden sadece bizim maçlara odaklanılıp, sadece bu maçlar zor olarak lanse ediliyor, anlamak mümkün değil, belki de bizi paniğe iten unsurlardan biri de bu.
ve her şeyi geçtim, rakip takım sami yen'e gelecek, bu şu demek; o maça kadar fener tüm maçlarını kazansa ve biz +7 puan daha kaybetsek, o maçı kazandığımızda yine ipi göğüslüyoruz.
yani demem o ki, öyle-böyle büyük değil avantajımız.
hem sahi, geriye dönüp baktığımızda kaç şampiyonluğumuzu kolay kazandık ki, taş çatlasa 2/22 veya 3/22'tür.
bu nedenle galatasaray tarihi boyunca zor engelleri aşarak hedefe ulaşmıştır.
hedefe kilitlenen bir galatasaray, fener'i de, beşiktaş'ı da gider evlerinde yener gelir, biz böyle gördük yıllardır.
bu nedenle hiç korkum yok, bu bir. ikincisi, takıma güveniyorum, doğru oyunu oynadığımıza inanıyorum.
yeter ki, ciddiyet ve panik halini iç içe geçirmeyelim, azami dikkat ve garanti oyunlarla yürümeye devam edelim.