• 7272
    gençleri anlayabiliyorum. bu tüketim toplumunun içine doğdular. sabır, dirayet, elindekinin kıymetini bilme gibi kavramlardan oldukça uzaklar. onlara da kızamıyorum zira bildikleri tek şey bu. makyavelizmin doruk yaptığı bir ülkede yaşıyorlar. kuralsızlığın kural olduğu, sebat edip kaybetmenin asla ama asla kabullenilemediği bir türkiye'de doğdular. ben bir öğretim üyesi olarak 1. sınıftan 4. sınıfa kadar tüm üniversite öğrencilerinde, her sene daha da artan şekilde, görüyorum bunu. şaşırmıyorum da. dediğim gibi bildikleri tek şey bu.

    ama 35 yaşının üstünde olup da hala daha "fatih terim istifa etsin" diyen adamı anlayamıyorum. anlayamayacağım muhtemelen. sen nasıl kaliteli futbolcuyu alamıyorsan artık kaliteli teknik direktörü de getiremiyorsun. getirsen bile o da kaliteli futbolcu istiyor. bu bir kısır döngü.

    ülkenin genel, siyasi, ekonomik, hukuki vb., durumundan bağımsız bir ülke futbolu hayal ediyorsanız gidin köşede hayal edin lütfen. herkes elbette fikrini söylemekte özgürdür. ama bunu sanki kendisi mehdiymiş de kendisine vahiy gelmiş gibi savunma saçmalığına hakkı yok kimsenin.

    bu şartlarda fatih hoca'nın kalması ancak bir şekilde artık kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. hep söylüyorum, kendisi artık bıktıysa, teknik direktörlükten daha yüksek hedefleri varsa, takımı kendisi değil de saçma sapan yardımcıları çalıştıracaksa evet istifa etmelidir. ama eğer kendisinin hala daha isteği varsa galatasaray için fatih terim'den daha iyi bir teknik direktör yoktur. hele hele bu dönemde. terim bugün gitsin, sezonu 8. bitiririz. çok net söylüyorum bunu. tartışmasız bir durum bu. sonrasında da işte liseci tayfanın fişteğiyle yapılacak seçim ve dursun vol. 2'nin başkan olması vs. gerisini defalarca yaşadık zaten.

    hocanın tonlarca hatası var. bunu en çok söyleyen benimdir zaten. ama istifa filan saçma işler. 3 sene sonra "hocam dön ne olur" diyecek adamlar bugün kelle istiyor. elbette 6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçında yaşadığımız durum oldukça sıkıntılı. ama bu maçtan daha az skorla çıkacak bir türk takımı yok şu an. bunu da bilmek lazım.
  • 7299
    ne istediğini bilmeyen taraftardır.

    "biz kötü gün taraftarıyız" der ama 2 sene üst üste şampiyon olunduktan sonra kötü giden bir sezonda hemen istifa ister.

    "genç oyuncu alalım, sabredelim, sonra satalım" der, ama kendi genç oyuncularına gram sabır göstermez, her maçta yerin dibine gömer.

    "borçları ödeyen, kulübün parasını kendi parası gibi gözeten bir yönetimimiz olsun" der, bu kadar sıkışık duruma rağmen yine de oldukça iyi transfer yapan yönetime demediğini bırakmaz.
  • 7364
    bir takım her sene şampiyon olamaz. 2 sene üst üste şampiyon olmuş hocaya da takıma da 1 sezonluğuna sabır gösterilir. sanki 10 senedir şampiyon olamıyoruz, bunun da müsebbibi hocaymış gibi davranmanın alemi yok.

    bir de şu "rakipler bu durumdayken" saçmalığı var. sen ne durumdasın peki? senin durumun çok mu iyi? 2 senedir ffp cezasıyla boğuşuyorsun. 2 senen daha var. oyuncu satmadan oyuncu alamıyorsun. elindeki oyuncuları da satamıyorsun. bu yüzden kadroyu da yenileyemiyorsun. ancak oradan buradan kiralık ya da çıkma adam bulup kadroya koyabiliyorsun.

    ha hoca bu sezon* çok kötü. elindeki kadroyu maalesef hiç kullanamadı. hep hatalı tercihler yaptı ve özellikle taraftarla inatlaşmasından dolayı çok kredi kaybetti. bu sezonu kendi elleriyle berbat etti. doğrudur. ama artık siz de sadece 1 sezonluk başarısızlık nedeniyle hoca değiştirmekten bıkmadınız mı?

    yeni hoca gelecek ne olacak? sabredebilecek misiniz? diyelim o ağzınızın salyaları aka aka istediğiniz okan buruk geldi. 3 maç kaybetse burada ilk siz linç edeceksiniz yine.

    nereden mi biliyorum? yahu defalarca yaşamadık mı bunu? bu taraftar değil miydi geçen sezonun ilk yarısında onyekuru'yu ıslıklayan? şimdi "onyekuru gelecek, dertler bitecek" diyorlar. aslında çok komik. kahkahalarla gülmek lazım bu saçmalığa. ama işte takımın durumu o kadar dramatik ki insan gülemiyor.

    yönetimin uğraştığı mali problemleri ve bunlara ek olarak camia içinden yapılan aymaz baskıyı görmüyor musunuz? dursun özbek denen kişi, transfer sezonuna 2 hafta kala icra memuru yolluyor kulübe. yönetim kendisiyle defalarca görüşmesine rağmen inatla anlaşmaktan uzak duruyor. anlaşmak için şart olarak 37 milyon tl'lik kendine tahsisli borcun silinmesini ya da kulübün hisselerini istiyor. diğer taraftan 2 tane kişi çıkıp "galatasaray'a kayyum atansın" diye dava açıyor. yahu divan kurulu başkanı, galatasaray başkanına omuz atıyor. siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?

    elbette bunlar sahadaki kötü futbola ve takımın doğru düzgün çalıştırılmıyor olmasına bahane değil. ancak bu gerçekleri bir kenara atarak takımı, hocayı ve yönetimi eleştirmek de, kusura bakmayın ama, insafsızca. günümüz insanı değişime ve yeniliğe o kadar odaklı ki artık "değişim (ya da yenilik) = iyileşme" olarak yorumluyor. sanki hoca değişince, yönetim değişince, futbolcu değişince her şey bir anda iyiye gidecek. gitmeyecek güzel kardeşim. bu takımın değişime değil, dönüşüme ihtiyacı var. mevcut yönetim ve hoca da bunu yapabilecek kabiliyette.

    yarım sezon daha sabredelim. sezon sonuna kadar bu inatlaşma devam eder, hoca yine aynı hataları ısrarla yaparsa zaten sesler yükselecek ve hoca da bırakıp gidecektir. ama şu sezon sonunu bir görelim.
  • 7534
    "yok"tan anlamayan taraftardır.

    ben de transferlerin kampa yetişmesi gerektiğini düşünüyorum. ben de abdürrahim albayrak'ın "daha 50 gün var" demecini talihsiz buluyorum. ben de takımın bir an önce 2 tane as orta saha oyuncusuna ihtiyacı olduğunu biliyorum. ben de genç oyuncu transferinin bu sezona sıkıştırılmaması gerektiğini, gelir gelmez katkı sağlayacak oyuncularla sezona hızlı girip bu sezonu en azından şampiyonlar ligi eleme potasında bitirmemiz gerektiği görüşündeyim.

    ama kardeşim, bu isteklerimin mevcut koşullardan bağımsız şekilde gerçekleşmesini istemek gibi saçma bir davranış içinde bulunmuyorum. kimbilir kaç kez, kaç yazar aynı gerekçeleri sıraladı? bir daha yazalım:

    - kulüpte nakit para yok. çünkü girdi yok. bu sezon için de beklenen gelirler çok düşük. en iyi ihtimalle stadın %30'unu kullanabileceğiz. bu nedenle kombine satışı çok düşük olacaktır. yayıncı kuruluş para ödememek, ödese bile iyice düşük ödemek için elinden geleni yapıyor. şampiyonlar ligi yok. avrupa ligi'nde devam garanti değil. etsek de şampiyon olman lazım ki seneye şampiyonlar ligi'ne gidebilesin. diğer türlü gelir miktarı çok çok düşük.

    - euro 9 tl oldu, olacak. bütün yabancıların maaşları euro üzerinden ödeniyor. futbolcuların çoğu belirli miktar maaş indirimini kabul etti ama zaten az olan gelirlerimiz türk lirası ile olduğundan dolayı 2021 başında türk lirası bazında indirimden önceki bedelleri ödemekle yüz yüze kalmamız işten bile değil.

    - elimizde kontratı yüksek ancak saha verimi düşük oyuncular var. bütçemizi sınırlı tutmak zorundayız. bakın 430 milyon tl harcama limitimiz var. bunu euro ya çevirdiğiniz zaman 50 milyon € ediyor ya da etmiyor. bu da sadece maaş bütçemiz değil, bu sezon yapacağımız tüm transfer harcamaları dahil olduğunda kullanabileceğimiz limit. futbolcu satsak bile bunun 1/3'ü limite dahil ediliyor. kaldı ki bu futbolcuları da yüksek maaşları nedeniyle satamıyoruz.

    - türkiye'nin ekonomisi keşmekeş. her şey daha da kötüye gidecek gibi duruyor. insanlar her geçen gün harcamalarından kısıyorlar. bu nedenle zaten dişin kovuğunu zor dolduran store gelirlerinin de düşmesi kaçınılmaz.

    - bütün dünya ekonomisi sallantıda. dünya üzerinde gördüğümüz en büyük krizlerden birisini yaşıyoruz. sadece biz değil, dünya üzerindeki pek çok kulüp 100-200 bin €'nun bile hesabını yapıyor.

    - dünya üzerinde bonservis ücretleri öyle inanılmaz bir hale geldi ki tek haneli rakamlara futbolcu transfer etmek neredeyse imkansız. eli yüzü düzgün her adam için ancak kiralık olarak tek haneli rakamlara futbolcu bulabiliyorsunuz. pandemi nedeniyle bonservis ücretleri bir miktar düşecek gibi görünse de yine de bizim çok çok uzağımızdalar hala.

    - bakın daha 7'nci maddede ffp'ye gelebildik. ancak bu maddede de "sattığın kadar al" cezasından bahsetmeyeceğim. uefa ile yaptığımız anlaşmaya göre bu sezonu başa başta bitirmek zorundayız. yani kulüp zarar açıklamamalı. yukarıda bahsettiğimi gelir ve gider ile ilgili sorunları düşününce bunun ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz.

    - geldik "sattığın kadar al" cezasına. evet şu an sadece maicon'dan gelen 1,43 milyon €'luk bir hakkımız var. bu sezonun toplam transfer bütçesi zaten en iyi ihtimalle 10 milyon €'yu geçemeyecektir. ancak yüksek maaşlı oyuncular nedeniyle elimiz zorda. satamıyoruz. bu oyunculara değil bizim istediğimiz, herhangi bir bonservis bedeli ödemek isteyen takım bile yok. olsa bir şekilde anlaşılır, satılır zaten. maaşının bir kısmını ödersin, bir şey yaparsın; açarsın bütçe. ama yok.

    bakın bu kadar "yok" içinde hala daha "neden transfer yapılamıyor, beceriksiz yönetim, adam da satamıyorsunuz, alamıyorsunuz da, def olun gidin, istifa edin, dursun bile sizden iyiydi" demek, en kibar tabiriyle," insafsızca değil mi?
  • 7539
    bir kısmı ciddi derecede terbiyesiz, hadsiz ve bilgisiz taraftardır.

    şu son dönemlerde sanki pandemi süreci yaşanmamış, sanki kulübün gelirleri sekteye uğramamış, sanki ffp anlaşması yokmuş, sanki euro 9 tl'ye doğur hızla koşmuyormuş, sanki türkiye ekonomisi her geçen gün daha da kötüye gitmiyormuş, sanki transfer işi bilgisayar oyunlarındaki kadar kolaymış, "git" dediğin adam "tamam abi, canını seveyim" deyip gidiyormuş vb. gibi durumlar yokmuşçasına, fütursuzca ve en kötüsü de sosyal medyanın verdiği anonimliğin hadsizliğiyle her istediğinin yapılması talebini sürekli belirtmektedir.
  • 7544
    hiçbir şeyden memnun olmayan taraftardır.

    transfer yapılmaz: "neden transfer yapmıyorsanız, en azından 1 tane orta saha alın, kim olursa olsun"

    transfer yapılır: "bu adam akşam pazarı, bunu mu aldınız, tatmin olmadık"

    ya kardeşim para yok. bunu anlamayan insan ne diyelim ki daha? alabileceğimiz en iyileri bunlar. 35 yaşında sosa'yı mı alalım siz tatmin olacaksınız diye?
  • 7547
    hala daha lisecilerin, sözde muhaliflerin ve ali koç'un kurduğu "galatasaray'da menajer ücretleri rezaleti", "galatasaray transfer yapamıyor", "galatasaray yönetimi beceriksiz" furyasının peşinden koşadurasıca taraftardır.

    gördünüz mü 11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçını? gördünüz tabii. daha ilk maç bu. bu kadar tepkiden, bu kadar rezaletten sonra yine de ilk maçtan "biz bu sene fener'i şampiyon yapacağız" dedi tff ve mhk. haydi buyrun tartışın şimdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın