• 27
    en son söyleyecegimi en başta söyleyeyim; "sizi çok seviyorum!"

    gectigimiz 10 gün icinde neler yasadık neler hissettik bilemezsiniz ve insallah hicbir zaman da ögrenmezsiniz. aslında pek duyulmasını istemedigim, bilgi alma amacli yazdigim(meme kanseri hk.) entryi bile bu sebeple 10 dk sonra sildigim herkesin de basina gelebilecek talihsiz bir olay geldi basimiza.

    her gün sözlükte olan, kendince yazmaya calisan biri oldugum icin olsa gerek, bir süredir sözlüge yazmayinca ve hemen her gün mesajlastigim arkadaslarim merak edip bana ulasamayinca nickaltima yazmislar sag olsunlar. daniel tozser de kendince dogru oldugunu dusundugu icin konu hakkinda nickaltima yazma ihtiyaci hissetmis ve bilgi amacli durumu yazmis, duyuldu madem ben de detayli olarak yazayim da hem merak eden dostlarima bilgi vereyim hem de kadin yazarlarimiz ve erkek yazarlarimizin anneleri, esleri, kardesleri vs cevresindeki her kadin icin farkindalik yaratmasi adina belli mi olur belki bir katkisi olur...

    doktorlarin yapilmasi icin bas bas bagirdigi genç-yaşlı her kadinin yapmasini istedigi ve erken teshisin onemine vurgu yaptigi bir olay var; "meme kanseri ve elle kendi muayeneni yapma"

    esim 35 yasinda. yani aslinda bu hastalik icin cok genç denilebilecek bir yaş.

    sanki hissetmis gibi 2-3 aydır kendini muayene eden esim, gogsunde hissettigi anormal durumu bana anlatti ve benim de tesvigimle hemen doktordan randevu aldık. üstelik de ayni taraftan 7 sene önce "yağ bezesi" aldirmistik. buna ragmen hic zaman kaybetmeden doktora gittik cünkü erken teşhis hayat kurtarır!

    ben yine yag bezesi cikacagindan emin oldugum icin cok rahattim. ayni gun hem ultrason hem mamogrofi hem de biopsi yapilmasina ve doktorların "kötü gibi görünüyor" demesine ragmen ben hala yağ bezesi olduguna emindim. 2 gün sonra doktoru arama görevi benimdi ve sonucu esimle paylasmak da bana kalmisti. her ikimiz de is yerindeyken haberi aldim ve yıkıldım. yani doktor ilk muayenede kotu huylu ciksa bile erken evre oldugunu ve diger evrelere göre cok daha rahat bir tedavi olacagini, gecikseydik daha zor olacagini söylese de bu illetin adı kanser. en hafifi de olsa tedavisi de olsa erken evre de olsa adı bile kötü, rahatsızlık verici.

    en buyuk hatayi sonucu ogrendikten sonra esime durumu telefonda söyleyerek yaptim. sonra hemen taksiye binip 15 dk sonra yaninda olsam da o an yaninda olamamak icimde ukde kaldı. insan böyle anlarda saglikli dusunemiyor.

    sonraki gün doktorumuzla gorustuk, hemen pet-bt denilen tümörün vucutta baska bir yere sıcrayıp sıcramadığına bakilan test icin gun alip, bir gun sonra onu yaptirdik ve cok sükür temiz cikmasiyla da ertesi gün hemen ameliyata alındi.

    allah'a sükürler olsun ameliyat cok iyi gecti ve kitle ilgili bolgeden cikarildi. 2 cm.den kucuk sandigimiz kitle 2.2 cm cikti 2a evresiymis. doktor ilk muayenede 1. evre demisti ama ameliyat sonrasi patolojik incelemde 2. evre oldugu goruldu. zaten 1. evre ve 2.evre arasindaki fark buyukluk. her ikisi de erken teshis anlamina geliyor. 3. evre koltuk alti lenflerine sicramis olmasi, 4. evre de vucutta baska organlara da sicramis olmasi demekmis.

    allah korusun ilerleyen evrelerde tedavi daha sıkıntılı olabiliyor(gogsun tamamen alinmasi, cok daha uzun ve agir kemoterapi gibi) ve hayatta kalma oranı da daha düsük oluyor.

    elbette kimse böyle bir seyi kendisine konduramıyor, sevdiğine konduramıyor. 5 yasinda bir cocuk annesi olan esim de kendisine konduramadı tabii. cok degisik bir 10 gün yasadik. her kafadan cikan sesler, internetteki sagliksiz kaynakları tahmin edebilirsiniz.

    bugün onkologla ilk görüsmemizi yaptık. bundan sonrası artık cerrahi degil, onkolojik.

    patoloji sonucuna göre tümörümüzün çesidi oldukca agresif bir tip cikti. yani tekrarı olası ve cok cabuk yayilan bir tip. söyle söyleyeyim, doktorumuz "6 ay sonra gelseniz baska seyler konusuyor olurduk" dedi. sanirim erken teshisin vurgusunu da burada bir kez daha yapmak lazım.

    neyse tümör hormon ilaci kullanilabilecek bir tip de cikmadigindan kemoterapi sartmıs. yapacak bir sey yok. dünyanin her yerine de gitsek boyle olacakmis. sansimiz ise bu tip tümörlerin kemoterapiye cok iyi cevap vermesi. tekrar etme olasigini cok dusurmesi.

    yalnız isin zor kısmı da biraz burada basliyor. dünyanın en güzel kadını olan sevgili eşim kemoterapinin saçlarını, kaşlarını dökecegini vs baska seyleri dusundukce anlayacaginiz uzere oldukca farkli bir psikolojiye girdi. yani o guzel saclarini siyahtan sarıya gecirmek icin aylardır yavas yavas rengini acmak icin ugrasiyordu. cok kısa sürede geldigi durum ise bambaska.

    sacların tekrar cikacak oldugunu bilsek de iste bu psikolojiyi yürütmek, anlamak kolay degil.

    9 nisan'da kemoterapiye basliyoruz. acikcasi mantikli baktigimda tablo asla kötü degil. biz kötünün en iyisi denilebilecek bir seviyedeyiz. dedigim gibi erken teshis hayat kurtarıyor. cok klise ama cok da hayati bir söz.

    biz bu olayı kendi sınavımız olarak görüyoruz ve kendi iliskimizde, evliligimizde de milat olarak görecegiz. ne kadar anlamsız seylere zaman, enerji vs harcadigimizi, cok anlamsiz seyler icin uzuldugumuzu anladik. insallah bu gunler geride kaldiginda da bunun bize katacaklariyla hayata daha farklı bakacagız.

    dedigim gibi pek giremedim bu aralar sözlüğe ama bugun gördüğüm tablo karsisinda cok şaşırdım ve çok mutlu oldum.
    hakkımda o kadar entry girilince derbide gol attım sandım :(

    aslında bakarsak golü esim atacak, dilerim ben ise bu sürecte ona asist yapacağım...

    eşim bana bazen kızıyor, sanırım sözlüğü kıskanıyor. (u: (: )
    bu aksam telefonda sözlüğü gösterdiğimde ve yazilanları ona okudugumda yüzünde olusan tebessüm ve ona verdiginiz güç icin hepinize cok tesekkür ederim.
    galatasaray sözlük sinerjisi başka bir şey. buranın ailem oldugunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum. hepinizi cok seviyorum. gercekten büyük güç oldunuz, iyi ki varsınız!

    esime özel not:

    kibritçi kız'ım hastalıkta ve sağlıkta... seni hep sevdim ve seveceğim, son nefesime kadar yanındayım...
  • 28
    (bkz: #2395141)

    arkadaşlar, renktaşlar bütün güzel dilekleriniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. birbirimizi tanımasak da sanki kendi çocuğunuz olmuşcasına sözler söylemeniz beni çok mutlu etti. güzel sözleriniz, hayır dualarınız duygulandırdı. emin olun yazdıklarınız sadece birer cümleden ibaret olmuyor. o cümle güç ve mutluluk veriyor insana, okuyunca yüzünüze bir tebessüm yerleşiyor. galatasaray ailesi işte bu. birbirimizi tanımasak bile bir olmasını çok iyi biliyoruz.

    eksik olmayın çok güzel insanlarsınız..
  • 29
    (bkz: galatasaray sözlük yazarlarına açık mektup/#2381297)

    çok kıymetli dostlarım,

    yaklaşık 7-8 aylık teşhiş, ameliyat, kemoterapi, radyoterapi, psikoterapi tedavisinin ardından(u: 1 yıla tamamlanacak olan bir kısım daha var ama yan etkisi olmayan, yıpratmayan bir tedavi) şükürler olsun ki sevgili eşim bu hafta itibariyle işe başladı.

    1 yıla tamamlanacak olan 3 haftada bir alacağı ilaç tedavisi bittikten sonraki süreçte belirli periyotlarla kontrolleri yapılacak, allah korusun tekrar edip etmediği kontrol edilecek ama şu gün itibariyle hayatımız yavaştan normale dönüyor.

    bu güzel haberi sizinle paylaşmak istedim.

    neler neler yaşadık, yeri geldi gerginliğim, yeri geldi çaresizliğim, yeri geldi mutluluğum yazılarıma yansıdı. burası hep benim kaçışım, gizli bahçem oldu. koştuk biz yine cimbom'a geldik...

    bu zor zamanda hastalığın başından itibaren yanımda olan, doktor ve hastane konusundan, maddi-manevi destek, ilgi, alaka hususuna kadar sürekli mesaj atıp durumumuzu soran, çok sevgili siz sevgili arkadaşlarım, kardeşlerim, dostlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

    dualarınızla, iyi niyetinizle, sinerjinizle her daim yanımda olduğunuzu hissettim. iyi ki bu ailenin bir parçasıyım ve iyi ki varsınız...

    eksik olmayın...

    sevgi ve saygılarımla...
  • 30
    üzgünüz, giremezsiniz. ayrıca pilotsunuz...
    üzgünüz, giremezsiniz. ayrıca pilotsunuz...
    üzgünüz, giremezsiniz. ayrıca pilotsunuz...

    pilot olduğum günden beri girmeyi denedim, birçok kez uğraştım. bir hata, bir bencillik yaparak ailemden, sözlükten uzaklaşmaya çalıştım. mocuisle abimin yaşadığı mutluluğu paylaşamadım, muzeci ve daniel tozser'in de üzüntüsünü. son olarak libertabaskan'a başsağlığı dileklerimi iletemedim, üzgünüm. başta onlardan özür dilerim.

    20 aralıkta ben hastanede bir başka yakınım için bekliyorken bir anda gece 6 yazar arkadaşım duvarıma yazmış öylece habersiz bir şekilde. inandım ki ben acılarımı yazmasam da sizler yanımdasınız. bu aileye inancım ve bağlılığım tam.*

    umarım döndüğüm günün uğuruna dayanarak 19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçı'nı kazanırız. acılar geçer geride cimbom'a olan sevda kalır. boşuna demiyormuşuz aslolan galatasaray diye.
  • 31
    - duyumcu denen serserilere prim vermeyin, okumayın, takip etmeyin. transfer haberini 2 gün erken öğrenmek hayatınızda bir şey değiştirmez ki zaten doğru haber verdikleri de yok.

    - bizim takımın yancısı holigan yorumcular dahil tv'deki meczupları izlemeyin, sözlük'te başlığını hortlatmayın, boş yere sinirlerinizi harap etmeyin. etraf manyak dolu, hepsini ciddiye alarak ömür geçmez.

    - kazanmayı değil, ahlaki değerleri her zaman birincil amaç olarak belirleyin. futbol konuşan her insanda otomatik olarak iq düşer ve garip şeyleri savunmaya başlar. bundan uzak durun.
  • 32
    arkadaşlar,

    x bir kişinin, bir futbolcunun, bir teknik direktörün şu anki performansının eleştirilmesine "ama geçmişte bunları kazandı, şunu yaptı, şöyle başarıları var" tarzı entry girdiğinizde, o kişinin şu an başarısız olduğunu zaten kabul etmiş oluyorsunuz. biraz "batık bakkal eski defterleri karıştırırmış." hesabı bir iş oluyor. bir diğer örnekle fenerbahçe'nin eski şampiyonluklarını saydırmaya çalışması gibi. hatta adamı savunmaya çalışırken, gelecekte de bir şey olmaz bundan anlamı da çıkabiliyor ve o kişiyi daha beter gömmüş oluyorsunuz. dikkatinizi çekmek istedim bu duruma.

    bir de; bir görüşe katılmamak, karşıt görüşü savunmak demek değildir. ne yazık ki, galatasaray futbol takımının kornerleri ön direğe kullanması gibi bir görüşe katılmayan kişinin karşıt görüşü savunduğunu düşünmek ülkede default durum oldu. örnek vermek gerekirse; birisi gri renge "bu siyah değil" deyince hemen "sen bu renge nasıl beyaz dersin!!!" tarzı entryler yazmayın yani altına. umarım anlatabilmişimdir.

    yazacaklarım şimdilik bu kadar.
  • 35
    sözlük, dün gece 4 de yattım. sabah erkenden kalktım. ne uyudum ne kafam rahat. muslera’ya çok üzüldüm. başlığına bile yazamadım. hakem bizi katletti. rizenin çakma başkanı maç sonu açıklamaları filan derken, sinirlerim tepemde. takımın kötü oyunu üzerine gelince günüm bombok geçiyor. bütün galatasaray düşmanlarına sövesim var. sizlerde kusura bakmayın,bir kaç gün agresif modum üst düzey olacaktır.

    (bkz: 14 haziran 2020 caykur rizespor galatasaray maci)
  • 37
    saygıdeğer renktaşlarım, sevgili galatasaray sözlük yazarı kardeşlerim,

    sizlerden ufak bir ricam olacak...

    galatasaray, baba gündüz’ün de dediği gibi bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.

    biliyorum birçoğunuz 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçındaki kötü oyundan ve ruhsuz takımdan şikayetçisiniz. nando ve andone’nin sakatlıkları da işin tuzu biberi oldu. ben de sizler kadar hayal kırıklığına uğradım, kızdım, üzüldüm, kahroldum.

    yalnız dikkatimi çeken bir husus var, o da sözlükteki bazı yazarların bu sezon için aşırı negatif, “3. bile olamayız, avrupa’ya da gidemeyiz” tarzı entryler girmeleri. bence bunun adı realist değil, pesimist yaklaşım.

    ki unuttuğunuz bir şey var; canımız ciğerimiz galatasaray hiçbir zaman realist bir takım olmadı. kuruluş felsefemiz dahi ali sami yen tarafından idealist, hatta 1905 yılı için oldukça ütopik sayılabilecek şu cümle ile tarif edilmiş: “ingilizler gibi toplu halde oynamak, türk olmayan takımları yenmek.”

    2000 yılında uefa kupasını kazandığımızda biliyorsunuz ki bahis şirketleri şansımızı 250de 1 görüyordu. ama biz aslanlar gibi mücadele ederek, son dakikaya kadar savaşarak türk olmayan takımları yendik ve avrupa’da bir kupa kazanan ilk ve tek türk takımı olduk.

    2019-2020 sezonu için şampiyonluk ihtimalimiz kabul edersiniz ki 1/250den yaklaşık 50 kat daha yüksek.

    büyük düşünür gheorghe hagi’nin de bir röportajında söylediği gibi “başka bir şey yok kardeşim, en büyük galatasaray!

    sanırım uzattıkça uzattım, özet olarak söylemek istediğim şudur: kenetlenin, başka galatasaray yok!

    ayrıca (bkz: aslan gibi savaş galatasaray/#2910391)
  • 38
    değerli kardeşlerim, değerli büyüklerim, değerli galatasaraylılar,
    umudumuzu asla kaybetmeyelim.
    hedef 23 için dezavantajlı konumda olduğumuzun kuşkusuz farkındayım.
    ama biz galatasaraylılar pes etmemeliyiz.
    bir an için umutsuzluğa düşer gibi olursanız, türkiye birinci ligi 1986-1987 sezonunu, türkiye birinci ligi 1997-1998 sezonunu ve süper lig 2005-2006 sezonunu anımsayın.
    bu sezonlardaki şampiyonluklarımızı anımsayın.
    (bkz: hedef 23)
    (bkz: şampiyonluk şarkısı düşmesin dillerden)
  • 39
    süper lig 2019-2020 sezonunun 27. ve 28. haftalarına şahit olduktan sonra, herhangi bir maçla ilgili teknik, taktik, oyuncu vs konuşmak tam anlamıyla sizi benim ve birçoğumuzun gözünde küçük gösterecek haberiniz olsun.

    21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçında 9 kişi kaldığımız anda oyuna birinin sorulması gerektiğini, emin bayram'ın tercih edilmesi gerektiğini vs ben de söyleyebilirim ama olayın saha dışında olduğunu görebilecek kadar da çok şey yaşadım ve tecrübem var.

    bu yüzden yok fatih terim, yok selçuk inan yok şu yok bu demeyin, kalbiniz kırılmasın.

    galatasaray'ı düşünüyorsanız enerjinizi doğru yere harcayın.

    bugün kazansak sonraki hafta havlu artırılacağımız orayı geçsek sonraki hafta bu işin bitirileceği gerçeğini hala göremediyseniz ya çok safsınız ya da amacınız başka kusura bakmayın.

    ben yarından itibaren cadı avına başlıyorum. herkes ayağını denk alsın!
  • 40
    yazar olan, olmayan herkese açık çağrımdır. bu takım bu kirli düzeni ancak bir birlik içerisinde olursak yıkar.

    mocuishle, hagi, daniel tozser, gurrpegi, kaideyi bozan istisna, gs, cagaman caga, ubeyd, t a a r a b t, rerererarara, japon kale, salyangoz, neverfall, harry kewell the wizard of oz, 23, noblesse oblige ve akla gelmeyen binler...

    bizi sıkı sıkı bağlayın abi. bizi sıkı sıkı bağlayın. boş bırakmayın. içi boş değil gerçek destanlar yazalım!

    edit: kaideyi bozan istina kaideyi taciz eden istisna olacak :(

    sagopa-istisnalar kaideyi bozmaz :(
  • 41
    değerli sözlük yazarlarına ufak bir ricam var, bir defa olsun hakem kararını kenara koyalım.

    transfer diyerek trip atıp, devre arasında istenen tüm transferler yapıldıktan sonra, neden iyi futbol izleyemiyoruz?

    takım işler kötü gittiğinde, kenardan dokunuşa ihtiyaç duyduğunda, neden işler her seferinde daha kötüye gidiyor?

    taylan ve oğulcan’a ne oldu?

    gelin bunları tartışalım, takımı ileri taşıyacak olan budur...
  • 42
    her 2-3 maçta bir "hakem galatasaray'ı doğramak için talimat almış" tarzı komplo teorilerinden vazgeçin allah aşkına.

    bugün de halil umut meler için yapılıyor aynısı, halbuki haftalardır övülüyordu sözlük'te.

    penaltı kararı bence yanlış değil, kırmızı kart kararını hatalı buluyorum ancak mohamed'in de dirsek eklemi direkt rakibin yüzüne gidiyor, öyle eli çarpıyor falan gibi değil, var'dan da kontrol etmesini isterdim ben.

    galatasaray futbol takımı haftalardır kötü oynuyor, taraftar olarak sinirlenmemiz gayet doğal ama sırf öfkemizi kusmak için hakem talimat almış falan gibi saçma şeylere inanmak da akıl işi değil.

    federasyon başkanı fenerbahçeli, yayıncı kuruluştan en çok fenerbahçe şikayet ediyor hatta bein fenerbahçe'ye dava açtı.
    trabzonspor akp'nin arka odası, onlar da hakem diye ağlıyor.
    beşiktaş desen yıllardır şerefli ikincilik hakemler diye konuşuyor.

    eee?
    kimi kolluyor o zaman bu hakemler?
    ben hakemlerden şikayet etmeyen bir takım görmedim hiç.

    mesela nasıl bir talimat aldı halil umut meler?
    akşam evde çayını içiyorken telefonu çalıyor, whatsapp üzerinden mhk başkanı ya da tff başkanı arıyor.
    "halil yarın ne yap et, galatasaray'ın canını yak tamam mı koçum"
    böyle bir konuşma mı yaşanıyor yani?

    ya da halil umut meler azılı bir beşiktaş taraftarı, içinden şöyle mi düşünüyor; "uzun zaman sonra ligde üstte yer alıyor bizim takım, dur da şu galatasaray'a bir çelme takayım"

    her hafta farklı bir hakem için böyle sahneleri kafamızda canlandırıyoruz.
    deli saçması abi, komik yani.

    hakemlerimiz kötü, onda şüphe yok ama her hakeme de kılıf bulmak konusunda türk taraftarı olarak üzerimize yok.

    (bkz: 3 mart 2021 ankaragücü galatasaray maçı)
  • 43
    karamsar entryler görüyorum.

    hepinize söyleyeceğim tek şey…

    (bkz: kendinize gelin buradan sahaya kadar)

    şunun şurasında mayısa ne kaldı?

    (bkz: mayıslar bizimdir)

    (bkz: şampiyon cimbom yazdıracağız) *

    bi’ de * şunu bir izleyin. * *

    https://youtu.be/ERClHCOF14c

    --- alıntı (çeviri) ---

    eğer aslan ormanın kralıysa, bu nasıl mümkün olabilir? en büyük hayvan o değil, büyük ihtimalle en büyük olan fil. en hızlı olan da değil, çünkü en hızlısı çita. en akıllısı da değil. yani en büyüğü, en hızlısı ya da en akıllısı değil. peki bir aslan nasıl ormanın kralı konumuna gelebilir? düşünce yapısı! bir fil ile bir aslan arasındaki tek fark bu. bir aslan yürürken bir fil gördüğünde aklından geçen düşünce: öğle yemeği. fil aslanı gördüğünde aklına ilk gelen şey; koş. * bu tamamıyla düşünce yapısı ile alakalı. bir erkek aslan yürürken kendisinden sayıca üstün sırtlanlar tarafından çevrelenebilir. ama kral odur. bir ceylan isen itilip dürtülmedikçe, cesaretlendirilmedikçe ne olur? aslan seni kovalamayı bırakınca ne olur? koşmayı bırakırsın… peki bir aslan isen ne olur? aslan isen hiçbir şey farketmez. eğer ailenin beslenmesi gerekiyorsa, bir grup aslanın hayatta kalması gerekiyorsa; gider avlanırsın. yırtıcı hayvan olmanın olayı ceylanı yemek değil, avlanmaktır. asıl heyecanlı olan avlanmaktır hatta. aslanlar ceylanın koşmasını izlemeyi sever. sonra birden, bom; atağa kalkarlar. çünkü gerçek aslanlar avlanmayı sever. ödülü sevdikleri gibi başarıya giden o yolculuğu da severler, önemserler. bazılarınız sadece hedefe ulaşmak istiyor olabilir, süreçten hoşlanmayabilir. süreci sevmeyebilir. gerçek bir avcının hedefi ödül değil avdır. onlar bunun için yaşarlar. avlanmak için yaşarlar. sadece avı yakalamak için değil, olayın tümü için… gerçek bir avcıysan zamana değil, ceylana odaklanırsın. gerçek bir avcıysan bir ceylanı yakalayana kadar avlanırsın ve bir ceylan yakalayana kadar asla durmazsın. sonra bir tane daha, bir tane daha ve bir tane daha… yapacağını söylediğin şeyi yapacaksan, olacağını söylediğin şeyi olacaksan, aslan olmalısın! eğer ceylan olursan ortalama bir deneyim yaşarsın. bir öğrenciysen, aslan moduna gir. girişimci misin, sana aslan modunda ihtiyacım var. kilo vermeye mi çalışıyorsun, aslan modu! ceylan modunda hiçbir şey yapamazsın. hiçbir şey. etkileyici hiçbir şey ceylan modunda gerçekleşmez. koşma * modunda hiçbir şey olmaz, pes etme modunda, vazgeçme modunda, korkak modda, kaygılı modda hiçbir şey olmaz. her başarıya aslan modunda ulaşılır!

    --- alıntı (çeviri) ---

    --- alıntı ---

    if the lion is the king of the jungle, how can he be the king of the jungle? if he's not the biggest, the elephant is probably one of the biggest. he can't be the fastest 'cause that's the cheetah. he can't be the smartest. so he's not the biggest, the fastest or the smartest. so how does a lion become the king of the jungle? his mentality. that's the only difference of a lion and an elephant. when a lion walks up and sees a elephant he thinks lunch. an elephant thinks run. and it's all mentality. because when a male lion walks up, he may be outnumbered by a pack of hyenas, but i'm king of my jungle because of my mentality. what happens when you're a gazelle and you're not being pushed, you're not being prodded, you're not given a reward, nobody's encouraging you, what happens when you're a gazelle and the lion's not chasing you anymore? you stop running. but what happens when you're a lion? when you're a lion it does not make a difference. you realize that if your family is going to eat, that if that pack of lions is to survive, then you gotta go hunt. a part of being a beast isn't just eating a gazelle, a part of being a beast is the hunt. it's the hunt that they're excited about. they like to see the gazelle's run, then boom, they take off. 'cause real lions like to hunt. they love the process just as much as they love the prize. and some of y'all just wanna score, you don't like the process. you not in love with the process. a true hunters goal is not the prize, a true hunters goal is to hunt. that's what they live for. they live to hunt. they don't just live to catch it, it's the whole process. when you are a true hunter, you don't go by time, you go by the gazelle. when you are a true hunter, you hunt until you get a gazelle and you don't stop until you get one. and then you get another, and then you get another, and you get another. if you gonna do what you say you're gonna do, be what you say you're gonna be, you're gonna have to lion me out. you're a gazelle, you're gonna come up short. you're a gazelle, you're gonna have an average experience. you're a student, i need you in lion mode. you're an entrepreneur, i need you in lion mode. you're trying to lose weight, lion mode. you can't do nothing significant in gazelle mode. nothing. nothing impressive happens in gazelle mode. nothing happens in run mode, give up mode, quit mode, scared mode, fearful mode, nothing happens. everything happens in lion mode like i'm coming to get you.

    --- alıntı ---

    (bkz: galatasaray pes etmez)

    (bkz: galatasaray kabullenmez)

    (bkz: galatasaray geri durmaz)

    (bkz: aslan mantalitesi)

    (bkz: konsantrasyon)
  • 44
    ekseriyetle taraftarda şampiyonluk kaybetme korkusu var. bu fenerbahçe’nin kadıköy’de derbi kaybetme korkusunun tıpkısının aynısı. daha önce yaşanılmadığı veya çok nadir yaşandığı için oluşan travma korkusu. olacağı varsa olur dostlar. daha önceki sezonlarda daha az avantajla son 6 haftaya girerken daha rahat olurdu taraftarlar. şimdi ise korku ve panik var anlamadığım şekilde. korkunun ecele faydası yok sevgili dostlar. çıkacağız ve oynayacağız. olur ya da olmaz orasını göreceğiz ama öyle ruh halleri görüyorum ki nerdeyse iş bitti maçlara çıkmayalım moduna girilmiş.
  • 45
    sevgili arkadaşlar merhaba,

    görüyorum ki süper lig 2022-2023 sezonunun son 5 haftasına gelmişken 3 puan önde ve ikili averaja sahipken bile bazı galatasaray taraftarlarında "şampiyon olamayacağız" gibi bir düşünce oluşmaya başlamış. bu beni çok üzüyor ve hayal kırıklığı yaşatıyor açıkçası.

    bir kere her şeyden önce galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır ki bu sözü genelde geriden geldiğimiz sezonlarda sıklıkla kullandık. bizim bugünkü durumumuz galatasaray'ın kendisine inanmayan taraftarını göt etmesi şeklinde açıklanabilir.

    burada çok zor sezonlarda çok stresli anlarda vakur bir duruşla yalnızca galatasaray'a inanarak mayıs 2012'yi, 2015'i, 2018'i ve 2019'u yaşadık. 2013'te nispeten rahattık. geriden gelmemize rağmen 2021'in travmasını hala atlatamadık.

    ama ben burada bir kez olsun galatasaray'dan şüphe etmedim. bazen görüyorsun olmayacağını, 2016, 2017, 2022 gibi ama inanmak istiyorsun.

    2022-2023'te ise bambaşka. başından sonuna kadar hakkı yenen, lehine en az hata yapılan, aleyhine en çok hata yapılan takımken, en yakın rakibi lehine en çok hata yapılan ve aleyhine en az hata yapılan takım. hal böyleyken tff, kurulları ve ali koç, fbjk ekseninde bazı şeylerin umudunuzu kırdığını, canınızın sıkıldığı biliyorum ve anlıyorum ama üzülerek söylüyorum ki bazılarınız galatasaray'ın gücünü hafife almışsınız. 2005-2006 benzeri bir hava var...

    galatasaraya'a inanmayan kardeşlerimden birinin veya en ufak bir çekincesi olan tek bir taraftarın bile inancının yükselmesi benim için galatasaray sinerjisinin oluşturacağı çığın başlangıcındaki kar topu olabilir. o tek kişinin edeceği dua, tribündeki anlık refleksi maçta tek bir pozisyonu etkileyebilir ve sonuçları değiştirebilir. ben buna inanıyorum.

    12 yıldır burada yazıyorum, 41 binden fazla entrym var. birçok dostum, abim, kardeşim var burada tanıdığım.
    hayatımın çok önemli bir parçası galatasaray sözlük. burası benim için aile gibi.

    işte bu sebeple diyorum ki 2022-2023 sezonu şampiyonu galatasaray olamazsa kimi için fenomen, kimi için önemsiz, kimi için bazı şeylerin simgesi, kiminin gıcık kaptığı, kiminin dost, abi-kardeş gibi hissettiği, benim hayatımın bir parçası olan @mocuishle hesabımı kapatıyorum.

    zaten buradan şampiyonluğu vereceksek benim de burada yazmamın ve varlığımın da anlamı yoktur.

    bu da benim galatasaray'a olan inancımın andıdır.

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!

    seni sevmeyen ölsün!
  • 46
    bir mektup da benden olsun kısa:

    belki kimsenin umurunda değil benim konumum ancak; ilk entrye sonuna kadar katılıyor ve eğer şampiyon olamazsak ben de sözlüğü bırakıyorum.

    ben bu psikolojiye hiç alışık değilim zira fenerli değilim. şampiyon olacağımıza sonuna kadar inanıyorum ancak olur da aksilik olursa bırakıp gitmeyi kendime bir borç bilirim. saygılarımla...
  • 47
    çok uzun yazmayacağım. en yakın rakibimiz fenerbahçe’ye son oynadığı ankaragücü başakşehir ve istanbulspor maçlarında hakem ittirmesiyle 7 puan hediye edildi. tüm maçları izledim ve hiç birinden 3 puan çıkartamazdı. son oynadığı sivas maçı ise konuşmaya bile gerek yok o kadar belli ettiler. özetle fenerbahçe son oynadığı 4 maçtan 10 puan çıkardı belki ama normalde 2-3 puan anca çıkarırdı bu işte çoktan bitmiş olurdu. bakın sezon genelini konuşmuyorum sadece son maçlarda bile neler döndü. hiçbirşey olmazsa ilahi adalet tecelli edecek ve galatasaray’ımız yine şampiyon olacaktır. yok olmazsa burda benim bu entry mi okuyan ve umutlanan tüm kardeşlerimden, abilerimden özür dileyip bende ceketimi alıp giderim.
  • 48
    yaklaşık 8 senedir yazar, 10 senedir de aktif okuyucuyum. burada neler gördüm, neler gördük.
    arkadaşlar, silkinin ve kendinize gelin.
    2014-2015 sezonunu hatırlayın.
    2018-2019 sezonunu hatırlayın. bu takım kupanın bir kulpunu tutunca bırakmaz. topçular gerekli özveriyi göstermese bile arma bırakmaz, taraftar bırakmaz. son 5 hafta. sinerjiyi bozmayalım. takıma sahip çıkıp onlara güveni verdik mi gerisi kolay. daha önce defalarca yaptık, yine yaparız. haydi. şimdi eskisinden daha yüksek sesle #konsantrasyon (bkz: konsantrasyon)
App Store'dan indirin Google Play'den alın