• 64
    ülkenin her yerine siyaset bulaşmışken buraya bulaşmaması imkansızdır. ancak dünkü referandumun siyasi boyutunu geçelim 16 nisan 2017 referandumunun türkiye açısından çok farklı bir yeri var. ülke elden gidiyor söylemleri yıllar sonra haklılığını gösterince bu referandumun mahiyeti gün yüzüne çıkmış olacak. o zaman anlayacağız ki bu referandumun siyaset ötesi işlevi olduğunu.
  • 98
    siyasetin sporla ilgisi yadsınamaz bir gerçek. sözlüğün, yani galatasaray taraftarlarının oluşturduğu bir topluluğun kendi içinde bölünmesini/ayrışmasını da istemeyiz. benim naçizane fikrim ifade özgürlüğü çerçevesinde siyasetin de burada yer bulabileceği. ancak hiç kimse birbirini kırıp geçirmemeli, ayrışmaya izin verilmemeli ve moderasyon cezalandırmaları bu hususta yapmalı. küçük ve yapay bir toplum sözleşmemiz olabilir burada*
  • 70
    galatasaray sözlük, tabi ki ağırlıklı olarak futbol ve spor temalıdır. ancak insanların özgürce konuşabilmeleri gerektiğine inanan ben, ülkenin önemli gündemlerinin de konuşulabilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    siyaseti sevdiğimi söyleyemem. spor'u yaşam tarzı, futbolu tutku olarak benimsemiş bir kişi olarak birinci kriterim adalettir. adalete olan sevgim ve bağlılığım galatasaray'dan da önce gelir.

    adalet, tüm canlılar için yaşam iksiridir. adaletin olmadığı yerde zulüm vardır ölüm vardır.

    galatasaray'a gönül vermiş arkadaşların siyasete gelince düşmanca konuşmaları siyaseti galatasaray'ın önüne koyduklarını gösteriyor.

    önemli bir hukukçu filozof özetle şöyle diyor. "hükümetler, gücün büyüsüyle şeytanlaşmasınlar, toplumun önüne set çekmesinler yeter. toplum kendi dinamikleri ile gelişir ve yükselir"

    bu düşünceye bütün benliğimle katılıyorum. gücü elinde bulunduranlar toplumu belirli kalıplara sokmaya kalkmasınlar toplum dinamik yapısıyla gelişir serpilir. ancak hangi toplumda hükumetler insanları belirli bir yaşam tarzına, düşünce tarzına zorlamışlarsa o toplum geri kalmış, yozlaşmıştır. bunun örnekleri çoktur. demirperde ülkeleri, islamcı kraliyetler vs. batı ise özellikle son yüz yıldır özgür toplumların değerini iyi taktir ettiğinden gerekeni yapmış ve bugünkü medeniyet ve güç seviyesine ulaşmıştır.

    düşünsel özgürlük, bilimsel özgürlüğü getirir, ortak aklı yükseltir ve yüceltir. bu da bilimde ve sosyal alanların tamamında zirveleri görmenizi sağlar.

    bugün bir bakalım; amerika ve onu takip eden avrupa ve uzak doğu ülkeleri (güney kore-japonya) bilim ve teknolojide diğer dünya ülkelerinin yüz yıl ilerisinde değil mi? yüksek teknoloji bu ülkelerin tekelinde değil mi? bugün uzay teknolojisi, internet ve lazer teknolojileri, bilgisayar ve akıllı telefon teknolojileri, otomobil ve uçak teknolojileri ve daha niceleri bu ülkelerin tekelinde değil mi? peki bunun sebebi nedir? bunun sebebi işte düşünsel özgürlük alanında toplumlarını zirvede tutabilmeleridir.

    bizde ise kısır çekişmeler, yaşam tarzı ve inanç dayatmaları, kavga sürtüşme, baskı adaletsizlik ve de terör. böyle bir iklimden başarı doğar mı?

    siyaset konuşulmalı ama düşmanlık ve ayrımcılığa vardırmadan, futbol konuşulmalı ama fanatizm ve magandalığa vardırmadan.

    son olarak şunu söylemek isterim. türkiye'de sağ da sol da otoriter zihin yapısına sahiptir. öncelikle bundan kurtulmamız gerekir. şu anda sağ iktidar olduğundan bu zihin yapısıyla daha büyük korkulara yol açmaktadır. diğer kesimleri ötekileştirip tehdit etmektedir. adalete aykırı bir şekilde tutuklama ve sindirme metodlarını kullanmaktadır. bu da sosyal huzursuzluklara ve çatışmaya yol açmaktadır. yarın sol iktidar olduğunda aynısını yaparsa -ki yapabilir. çünkü 1938-1950 ve 1960-1963 arası örnekleri vardır- bir kısır döngü oluşacak, gücü eline geçiren kendi yarattığı düşmanı yok etmenin yollarını arayacaktır.

    o zaman gelin bir konsensüse varalım. herkes özgürce konuşsun ama düşmanlığa vardırmadan, ötekileştirmeden, empati yaparak konuşsun. bundan ne kaybederiz ki. özgürce yaşasın, özgürce hareket etsin. hiçbir kaybımız olmayacağı gibi asıl sorunlarımıza eğilerek fakirlikten, geri kalmışlıktan kurtulmamıza katkı sağlayabilir.

    biz galatasaray'a gönül vermiş insanlarız. galatasaray'ın iki önemli özelliği vardır. fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek ve medeni olmak. medeniyet iklimi galatasaraylılar vasıtasıyla yayılmıştır ülkemize. öyleyse bu sözlükte de bu ilkeler ışığında birbirimizle tartışalım, konuşalım, bilgilerimizi paylaşalım. hiçbir kaybımız olmaz, kazancımız ise çok olur.
  • 74
    sizi belli bir grubun içerisine sıkıştırmaya çalışan, yani aslında çok sevdiği liderinin yaptığının aynısını yapan, arkadaşlara lütfen ama lütfen prim vermeyin. her türlü siyasi fikre saygılı oldukça, aşağılama, ötekileştirme, hakaret olmadıkça, insanları tahrik etmedikçe iki kelam ülke gündeminden konuşmanın kimseye zararı yoktur. son olarak güzide kulübüm bir siyasi maşa tarafından yönetiliyorken, iki kelam o maşayı tutan hakkında bir şey diyemeyeceksem sizce burada bir yanlışlık yok mu? velhasıl siyasi konularda ara sıra bir şey söyleyenlere müsamaha gösterebiliriz. ama bunu hep yapmak isteyen olursa kesinlikle yerinin burası olduğunu da bilmesi gerekir.
  • 77
    siyasetin girdabına galatasarayda girdiği için birbirlerinden çok uzak olmaması gereken ikili.ülkede neredeyse her muhalif dayak yiyip yaka paça hapse atılacakken galatasaray sözlükde yüzde 80 90 hayırcı var siyaset onlara göre yapılıyor demek pek hoş kaçmıyor açıkcası. sesimizin çıktığı bir kaç ortam kaldı zaten bırakında rahatça içimizi dökebilelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın