galatasaray sözlük film kulübü

• 2026

  (bkz: fractured)
  
  bir ailenin hastanede başına gelen olayları konu alan ve izlediğim en iyi psikolojik gerilim filmlerinden biri oldu. çok başarılı tavsiye ederim. filmi izlerken yok artık demekten kendinizi alamıyorsunuz.
  
  (bkz: rose adasının inanılmaz öyküsü)
  
  benim gibi gerçek hikayelerden esinlenilmiş filmlerden hoşlanıyorsanız eğer çok hoşunuza gidecek bir film. 1968' in italyasında özgür ruhlu bir mühendisin bağımsız bir devlet kurma çabasını izleyeceksiniz.
  
  her iki filmde netflix' te mevcut. boş zamanları değerlendirme açısından güzel filmler.
• 2027

  (bkz: the kid detective)
  
  bir y kuşağı filmi.
  
  başka bir tanım yapmak istemiyorum aslında. tavsiye ederim.
• 2028

  (bkz: wonder woman 1984)
  
  2020'nin son kazığı.
  
  bir wonder woman hayranı ve süper kahraman filmleri hastası(en kötü, dandik süper kahraman filmlerini izlerken bile keyif alabiliyorum.) olarak söylüyorum ki; izlemeyin, izlettirmeyin.
• 2029

  (bkz: limonata)
  
  balkanlara giden bir yol hikayesi.
• 2030

  merhaba hanımlar beyler dünyalılar uzaylılar evren yolcuları, arkadaşlar futbolcuların dizi / film olarak karşılıkları başlığında güzel bir etkileşim oldu. maalesef dalgınlığımdan dolayı kitap okuyamayan ama sıkı bir sinema sever olarak bu başlığı hareketlendirme düşüncesine girdim.
  
  elimden geldiğince her haftanın ilk günlerinde 3 film önermeyi düşünüyorum (bir tanesi kült olacak) izlediğim beğendiğim filmleri yazacağım. yılda yaklaşık 156 film yapar bunların 70-80 tanesini bile izleyebilseniz gayet iyidir.
  
  bence film izlemek hayata bakış açısı olarak geniş perspektif ve hayal gücü katıyor. birde kendinizi genel kültür olarak geliştirmek için, eşiniz / sevgilinizle evde güzel vakit geçirmek için, çocuğunuzun görsel ve hayal gücünü geliştirmesi için, erkek/kız arkadaş veya flörtünüzle yeni şeyler konuşmak için bile güzel bir araç.
  
  tahmin ediyorum burada benden bile sağlam sinema severler vardır hem onlara yeni filmler önerebilmek hem de film izleme kültürü çok gelişmemiş ama potansiyelli insanlara yeni bir şeyler sunmak güzel olacaktır düşüncesindeyim.
• 2031

  2020 yılının kendi adıma son entry'sini gireyim. söz verdiğim gibi bu başlığı yeni yılda elimden geldiğimce hareketlendireceğim. normal zamanda her hafta 3 adet film yazıcam ama yeni yıla özel hazır 4 gün karantina var 5 tavsiye ile giriş yapıyorum.
  
  burada herkese hitap eden tavsiyeler vereceğim için sıkı sinema severler ben bunları zaten izledim karantinada için yeni bir şeyler lazım derse dm beklerim.
  
  parasite: 2020 yılının oscar filmi.
  knives out: 2020 yapımı sherlock holmes severler için güzel bir film.
  baby driver: 2017 yapımı tatlı bir macera filmi.
  million dollar baby : 2004 yapımı hırslı bir kadın boksörün hikayesi.
  
  kült/mr.nobody: 2009 yapımı hayatımızda kararları farklı verseydik ne olurdu mottosunu en iyi anlatan film diyebilirim.
  
  keyifli seyirleriniz olsun :)
• 2032

  (bkz: stajyer)
  
  robert de niro’nun oynadığı ben karakteri çok klas.
• 2033

  yeni haftanın 4 önerisi:
  
  nocturnal animals (2016 yapımı psikoloji, gerilim)
  
  the hateful eight (2015 yapımı, tarantino abimize selam olsun)
  
  lion (2016 yapımı biyografi, drama)
  
  kült film: truman show (1998 yapımı, jim carrey abimize selam olsun)
• 2034

  (bkz: awakenings)
  
  1990 yapım, gerçek hayattan uyarlanmış robin williams ve robert de niro gibi iki üstadın başrolünde oynadığı film. türkçe'ye uyanışlar olarak çevrilmiş.
  
  dr. sayer nöroloji uzmanı ve mesleğini tamamen araştırmaya adamış bir doktor. çalışmaya başladığı hastanede ileri düzey nörolojik vakaların bulunduğu hatta ailelerin, çocukların umudunu kestiği hastalar. deneysel bir ilacın kullanıldığı, umut, mutluluk ve hayal kırıklığına dair her şeyi barındıran bir başyapıt.
  
  gerçek hikâyelerden uyarlanmış filmler ilginizi çekiyorsa eğer izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. netflix'te de mevcut.
• 2035

  selamlar hanımlar, beyler, uzaylılar, evren yolcuları haftanın önerilerini aşağıya bırakıyorum.
  
  mary and max
  
  mulholland drive
  
  the gentlemen
  
  kült: city of god
• 2036

  yeni hafta önerileri iyi seyirler.
  
  the lighthouse
  
  an inspector calls
  
  inside out
  
  kült:oldboy
• 2037

  tenet, christopher nolan'ın son filmi.
  
  hem ufak bir mindfuck, hem de görsel şölen isteyenlere birebir. öyle bir film ki spoiler vermek bile zor açıkçası, vermeye çalışsanız dahi veremezsiniz o derece.
• 2038

  https://gss.gs/Gk6.jpg
  
  (bkz: organize işler)
• 2039

  (bkz: uzak)
  
  --spoiler--
  --spoiler---
  
  nuri bilge ceylan'ın üç maymun öncesi filmlerini hiç izlememiştim. dün akşam ismini vermek istemediğim bir yayın platformu sayesinde uzak'ı izledim ve film bittiğinden beri kendime gelebilmiş değilim.
  
  bir zamanlar anadoluda düne kadar ceylan'ın beni en çok çarpan filmiydi, fakat kopukluk ve yalnızlaşmayı, bir başkası üzerinden kendini görmeyi ve kendinden kaçmaya çalışmayı oyle konsantre ve öyle doğal veriyor ki uzak, kendimi filmin başrolundeki iki kişinin de yerinde görebildim. hatta bu denli çarpılmam sanırım hayatımın ilk 25 yılını yusuf, 25 sonrasını mahmut olarak yaşıyor olmam. mahmut'un yusuf'u köşe bucak kaçıp unutmak istediği özü olarak gördüğünü düşünüyorum. 25 yaşından sonra, mahmut'un deyişiyle "tırnaklarımla kazıyarak" sözüm ona elde ettiğim her şeyi yusuf olmaktan çıkarak elde ettim.
  
  ideallerimden tıpkı mahmut gibi çok erken koparak "ölümümü çok erken ilan ettim" ve şimdi etraftaki yusuf'ların hiçbirine tahamülüm yok. çünkü bana kaybettiğim her şeyi hatırlatıyor yusuf'un oyuncak askere bakarken güldüğü gibi gülen insanlar. onları tıpkı mahmut gibi parazit olarak görüyorum, henüz mahmut kadar hoyratça ezmiyorum onları, ama acı olan şu ki, tam olarak mahmut'a dönüşmeme çok vakit kalmadı.
  
  nitekim filmin sonunda her şeye uzak olan mahmut'tu. onu sevdiğini söyleyemediği eski karısı, yönetmen olma hedefleri, idealleri, fotoğrafçılığa duyduğu tutku, öz ailesi ve hatta kendi özü.
  
  müthiş ezici bir yalnızlıkla bitiyor film. hiç göze sokmadan, mahmut'un o beton bankta içtiği samsun'la vücut bulan bir yalnızlık ve dile gelmeye utanan bir pişmanlık...
  
  ne zaman etkisinden çıkarım bilmiyorum ama ömrümde haneke'nin funny games'inden sonra izlediğim en vurucu film oldu benim için. oyunculukların yer yer fireler verdiği (özellikle mahmut'un eski karısı) bir film olmasına karşın kusursuz diyebileceğim bir tutarlılık vardı. o kadar tutarlıydı ki hayatı kestirilebilir bir şeye dönüşmüş olan herkese fazlasıyla tehlikeli bir ihtimali hatırlatıyor.
  
  --spoiler---
  --spoiler--
• 2040

  (bkz: devil’s advocate)
  
  al pacino, charlize theron ve keanu reeves’in başrol oynadığı film. bugünlerde herkese izletmek lazım.
• 2041

  (bkz: zwartboek)
  
  2. dünya savaşında bir yahudi kadının hikayesini anlatan film. flemenkçenin biraz kulak tırmalaması dışında çok başarılı.
• 2042

  justice league snyder versiyonu malum ortamlara düşmüş. baya iyi diyorlar.
• 2043

  (bkz: the gentlemen)
  
  bir guy ritchie filmi.
• 2044

  tarkan viking kanı.
  27 mart 2021 norveç türkiye maçı
• 2045

  (bkz: dump and dumper)
  
  https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small
• 2046

  (bkz: joker)
  2019 yapımlı joker. yeni izledim, keşke daha erken izleyebilseydim.
  
  yahu bir film bu kadar mı güzel olur, bu kadar mı güzel toplumu yansıtır... hele joaquin phoenix... baba sen ne yaptın ya? bence rol yapmadı bu adam, kafayı kırmış olabilir. o kadar iyi ki oynamış ki filmde robert de niro'nun da oynadığını fark edemiyorsunuz bazen.
  
  binbir türlü duyguya sokuyor film sizi, çok gerçekçi bir yapım. izlemeyenler, izleyecek film arayanlar varsa, mutlaka izlesin.
• 2047

  (bkz: summer of 92)
  
  danimarka'nın mucizevi avrupa şampiyonluğu'na giden dönemi yansıtan keyifli bir film.
  
  film, tanıdık bir sima olan sepp piontek'in danimarka'dan ayrılıp türk milli takımının başına geçtiği sürecin ardından yeni hoca arayışı ile başlıyor. oyuncu-hoca ilişkileri, sürpriz şekilde turnuvaya dahil edilmenin ardından takımı oluşturma ve turnuvaya hazırlanma süreci filme farklı bir hava katmış.
  ancak bu turnuva özelinde bana hep eksik gelen şey, michael laudrup gibi bir ismin prime döneminde bu turnuvada yer almaması ve takımına liderlik etmemesi olmuştur.
• 2048

  (bkz: enrico piaggio)
• 2049

  (bkz: nasipse adayız)
  
  ercan kesal'ın daha önce chp'den beyoğlu belediye başkan adaylığı süreci olmuş. bunun üzerine de bir kitap yazmış. kitabı okumadım; ama film gerçekten eğlenceli olmuş. ülkedeki siyasi yapıyı, insanları baştan aşağıya güzelce özetleyen bir film.
• 2050

  (bkz: #3159712)