• 1879
    yücel'in çiçekleri-cumhuriyet tarihimizin iki güzide eğitimcisi hasan ali yücel ve ismail hakkı tonguç' un cumhuriyetimizin yüzakı projelerinden köy enstitüleri için verdikleri emekleri ve iktidara gelen karşıtlarınca nasıl kapatılarak ülkemizin özellikle eğitim konusundaki gelişiminin baltalanışının anlatıldığı belgesel film.
  • 1880
    (bkz: the handmaiden)

    2016 güney kore yapımı erotik psikolojik gerilim türündeki park chan-wook filmi. yönetmen tıpkı oldeuboi da olduğu gibi ilk sahneden itibaren yarattığı gizemli hava ile izleyiciyi filmin içine almayı başarmış. cinselliğin cesurca sergilendiği; korku-gizem-gerilim üçgeninde yine kore sinemasının olmazsa olmaz psikopat karakterleri ile kore sineması sevenlerin görmesi gereken bir yapım...

    https://www.youtube.com/watch?v=whldChqCsYk
  • 1883
    (bkz: wag the dog)

    https://www.imdb.com/title/tt0120885/

    türünün tartışmasız en iyi filmlerinden.

    film ile ilgili kısa bir inceleme buldum paylaşmak isterim.(kaynak: http://www.cinerituel.com/...tidar-iliskisi.html)
    --- alıntı ---
    haberin, tarihin dolayısıyla ideolojinin üretilen bir “şey” olması durumunu göz önüne seren 1997 yapımı barry levinson’un yönetmenliğini yaptığı wag the dog (başkanın adamları) filminde kurmaca bir savaş senaryosuyla gündemin seyrini değiştiren iktidarın medyayla olan bağının daha doğrusu medya araçları üzerindeki söz hakkının ne boyutta olduğu işin mutfağından anlatılır. başkanın adamları filmi orijinal adı olan wag the dog’dan kolayca anlaşılacağı üzere, olağan biçimde “köpeğin kuyruğu sallaması değil, kuyruğun köpeği sallaması” ile iktidar-medya (sinema)-söylem-ideoloji dörtlüsünün birbirini nasıl etkilediğini, birbirine nasıl yön verdiğini konu edinir. manipüle edilen gerçeklik algısı ve dil, sinemanın ulusal ve uluslararası arenada kitlelere yön verme gücüyle birleşince ortaya neredeyse gerçekten daha gerçek bir atmosfer çıkar. wag the dog filmi medyanın iktidarın elinde şekillendiği ve bunun dışında alternatif bir söylem gelişmesinin neredeyse imkânsız olduğu tezinden yola çıkarak çekilmiş, uydurma bir savaş çıkarmaya bile gücü yetecek iktidar-medya ilişkilerinden ve bu uğurda her şeyin mubah sayılmasından bahseden cesur ve öncül bir yapım. film, haberin yaşananlardan ziyade oluşturulan, yazılan metinlerden ibaret olduğu gerçeğini sarsıcı biçimde dile getirir.

    filmin hemen başında siyah fon üzerine beyaz yazıyla art arda görünen şu üç cümle yalnızca filmin gidişatı ve ironik üslubuyla ilgili bilgi vermekle kalmaz aynı zamanda iktidar ve medya arasındaki diyalektiği de vurgular:

    – neden köpek, kuyruğu sallar?
    – çünkü köpek kuyruktan daha akıllıdır.
    – eğer kuyruk köpekten daha akıllı olsaydı kuyruk köpeği sallardı.

    bu cümleler iktidarların medyayı kendi çıkarları ya da ideolojileri doğrultusunda kullandığını gösterir.

    yüksek tempolu bir şekilde başlayan ve devam eden filmde abd başkanı’nın seçimlere on beş gün kala bir ateşböceği kızı tarafından cinsel tacizle suçlanması ve bu krizin nasıl yönetilip yoktan var edilen bir savaşın medyaya servis edilmesiyle örtbas edildiği gösterilir. bu suçlama duyulduğunda başkan çin gezisindedir. krizi yönetmek üzere beyaz saray danışmanlarından conrad brean görevlendirilir. conrad hemen bir ekip oluşturarak özellikle ilk 24 saatlik kriz yönetimindeki stratejilerinin ne olacağını belirlemeye çalışır. conrad haberin doğruluğundansa sunuluşunun iş yaptığını bildiğinden taciz skandalını bastırabilecek tek şeyi yapar ve kurmaca bir savaş çıkarır. bu iş için hollywood yapımcısı stanley motss ile anlaşır. bu iki ismin önderliğinde müzik, senaryo ve kostümle ilgili en ince detaylar ekipçe yaratılır. yaratılan savaşın sahip olması gereken uydurma savaş görüntüleri, bir kahramanın varlığı ve dilden dile dolaşabilecek bir motto da senaryoya eklenince ortaya mükemmel ve “gerçekliği” tartışılmaz bir savaş çıkıverir. sonuçta bu hikâye taciz skandalını bile unutturmaya yeter. çünkü söylem toplumsal bir kontrol aracı olarak gücü elinde bulunduran kişi ya da kişilerin denetimi altındadır. söylemi hedef kitleyle buluşturabilmenin en kestirme ve yaygın yolu ise medyanın gücünden yararlanmaktır.

    söz konusu iktidar ve medya ilişkisi olduğundan elde avuçta güvenilir bir malzeme kalmamasının güvensizliği ve ardından gelen boşluk hissi, filmin tam da yaratmaya çalıştığı duygu denebilir. aslında bir şey değişmediği aksine teknolojinin ve yeni medya olanaklarının zenginleşmesiyle başkanın adamları’nın çekilmesinden bu yana geçen on yedi yılda medyanın iktidarla olan organik bağının güçlendiğini hatta çeşitlenip kolay ulaşılabilir ve hızlı hale geldiğini söylemek mümkün. bu açıdan bakıldığında başkanın adamları zihin açıcı ve farkındalık kazandıran bir film. güvensizlik inşa etmesi ise filmin suçu değil olsa olsa güncel olaylarda da görüldüğü üzere hayatın bir gereği ya da “gerçeği” denebilir.

    --- alıntı ---
  • 1885
    (bkz: zero dark thirty)

    başrolünde jessica chastain var.

    usame bin ladin'in öldürülme operasyonunu anlatıyor. sıkıcı diyen var, amerikan propagandası diyen var ama böyle gerçek hikayelerin filmleri benim çok hoşuma gidiyor.

    zaten sonu belli olduğundan spoiler'a girmez, yıllarca istihbarat toplayıp adamı aramaları, en sonunda bulup o sondaki operasyon sahnesi, hayatını buna adamış ajanın bin ladin ölünce boşluğa düşmesi filmi çok güzel kılıyor.
  • 1886
    (bkz: bölük)

    askerlik temalı bir film. ama öyle ucuz milliyetçiliğin tavan yaptığı filmlerden değil. bayağı bir bölükte geçebilecek sıradan olaylar sade ve gerçekçi bir dille anlatılmış. yer yer duygusal sahneler de var. ufak tefek çatışma sahneleri de. özellikle askere gidecek arkadaşlar mutlaka izlemeli.. kışladan içeri girer girmez neyle karşılaşacağınız aynen anlatılmış.
  • 1888
    (bkz: equilibrium)

    türkçe' ye "isyan" olarak çevrilmiş, başrolünde christian bale' in oynadığı 2002 yapımı bilim kurgu filmi.

    3. dünya savaşından sonra her şeyi kontrol altına almak isteyen güçlerin, insanların duygusal olarak hiçbir şey hissetmesine izin verilmeyen bir dönem anlatılmış. filmde hem duygusal hem psikolojik yönü hem de aksiyon mevcut.

    bilim kurgu filmlerini izlemekten zevk alıyorsanız şiddetle tavsiye ederim. bu zamana kadar gözümden kaçmasına üzüldüm.
  • 1892
    (bkz: paper chase)

    1970lerde cekilen bu film, harvard universitesi hukuk fakultesi 1. sinif ogrencisi james hart’in hikayesini ve yasadigi zorluklari anlatiyor. amerika’nin tiptan sonra en agir egitimi olan hukuk ile mucadelesi ve sert mizacli profesorunun kizina olan aski arasinda kalan hart, ikisini de ayni anda idare etmeye calisip ayni zamanda sinif arkadaslarina da derslerde yardim etmeye calisacak

    (bkz: whiplash)

    bu filmi belki cogunuz izlemissinizdir. izlemeyenler icin kisa trailer: cocuklugundan beri en buyuk hayali baterist olmak olan andrew (miles teller) new york’taki abd’nin en iyi ve en meshur muzik
    okuluna kaydolur (ismi hayali ama biraz berkeley school of music’i andiran bir okul), burada siradan bir ogrenciyken sert, acimasiz, asla ve kattiyen hata kabul etmeyen muzik ogretmeninin (j.k. simmons) dikkatini ceker ve muzik ogretmeni onu ozel sinifina alir. bu atlama ilginc bir sekilde andrew adina cok da toz pembe gitmeyecek,ve andrew yasadigi zorluklar ve mucadele nedeniyle de akil sagligini kaybetmenin esigine gelecektir.
  • 1893
    2019 model shaft diyorum, ba$ka da bir $ey demiyorum. bayiliyorum süper güçleri olmayan süper kahramanlara. adamim samuel l. jackson zaten bir fenomen. kötü bir filmini izledigimi hatirlamiyorum. izleyin, pi$man olmazsiniz. yalniz kendinize bir iyilik yapin ve filmi orjinal hali ile izleyin. türkçesi de muhakkak vardir ama madafaka denilen yerlerde lanet olasi pislik torbasi geçtigi için o tadi alamazsiniz.
  • 1894
    (bkz: papillon)

    dilimize "kelebek" olarak çevrilmiş, başrollerinde charlie hunnam ve rami malek bulanan gerilim tarzında filmdir. ilk olarak 1973 yılında çekilmiş bu film ise günümüze uyarlaması gibi olmuş. filmin hikâyesi ise gerçekmiş.

    işlemediği bir cinayetten müebbet ceza alan henri, fransız guyanası' nda bulunan toplama kampına götürülüyor. burada ise kurallar oldukça serttir. birisini öldürürseniz idam ile cezalandırılıyorsunuz. kaçmaya çalışınca yakalandığınız ilk sefer de 2 yıl, ikinci sefer de ise 5 yıl hücre cezasına çarptırılıyorsunuz. üçüncü sefere de yeltenirseniz ise şeytan adasında sürgün hayatı yaşıyorsunuz.

    filmi oldukça beğendim. izlemeyenle için kesinlikle tavsiye ederim. yaşamaktan vazgeçmeyenleri anlatıyor.
  • 1896
    yazarlarımızdan don quijote de la mancha ile mesajlaşırken güzel nicki sayesinde tekrar andım bu filmi.

    the man who killed don quixote - don kişot'u öldüren adam

    aslında baya sevdim filmi, güzel film, güzel senaryo ama sanki ya bir şeyler eksik ya da bir şeyler fazla. böyle yazınca çok muğlak ve garip oldu farkındayım ama özetle demek istediğim muhteşem bir film olabilecekken bu şansı ıskalamış ve iyi bir film olarak kalmış. hikaye benim için çok ama çok güzel fakat çok fazla yan hikaye var ve bir yerden sonra kopukluklar oluşuyor, en azından bende oluşmuştu. yine de izlenmesi gerek diye düşünüyorum.

    https://www.imdb.com/title/tt1318517/
  • 1897
    (bkz: enigma the imitation game)

    "yapay oyun" olarak çevrilen filmimizin başrolünde marvel' da doctor strange rolüne de can veren benedict cumberbatch bulunuyor. yapımı 2014 ve 8 dalda oscar adayı olmuş filmimiz ikinci dünya savaşı sırasında geçiyor.

    matematikçi alan turing' in hikayesinden uyarlanmış. alan turing ekibiyle birlikte savaş sırasında alman uçaklarına ve denizaltılarına şifreli koordinatlar gönderen enigma denilen bir aletin şifresini kırmaya uğraşmasını anlatıyor. şifre her 24 saatte bir sıfırlanıyor ve her şey baştan başlıyor.

    1900' lerin başında ingiltere' de eşcinsellik yasak ve bu sebeple pek çok kişi ceza almış. dahiyane matematikçimiz alan turing' te eşcinsel ve bununla ilgili yaşadığı sorunlar da filmde bahsediliyor.

    epey güzel ben beğendim. izlemeyenler için tavsiye ederim.
  • 1898
    (bkz: the highwaymen)

    başrollerinde kevin costner ve woody harrelson' ın bulunduğu, gerçek bir hikayeden uyarlanmış, netflix yapımı bir film.

    bonnie ve clyde çetesini yakalamak için frank hamer(kevin costner) ve eski ortağı maney gault (woody harrelson) emeklilikten dönmesi gerekmektedir.

    bonnie ve clyde çetesi ise halk gözünde modern robin hood olarak değerlendirmekte ve çok sevilmektedir.

    filmimiz 1934 yılında geçmekte.
  • 1899
    (bkz: unfaithful)

    2002 yılı amerikan yapımı filmin başrollerinde richard gere, diane lane ve olivier martinez yer alıyor. filmin yönetmeni adrian lyne.

    hikaye new york’ ta geçiyor. connie sumner, kocası ve oğluyla mutlu bir yaşantısı olan bir kadındır. bir gün iş için new york’ ta bulunduğu sırada fırtına yüzünden dengesini kaybeder ve düşer. o sırada orada bulunan genç kitapçı paul martel, kadına yardım eder ve dizindeki yaraya pansuman yapmak için onu evine davet eder. connie, genç adamın evinde çok kısa bir süre geçirir ve hemen evine döner. bu olayın, kocası edward ile olan ilişkisi için bir test olduğunu düşünmektedir. ancak bir süre sonra genç adamın dairesine tekrar gider; olaylar artık kontrolden çıkmıştır…
App Store'dan indirin Google Play'den alın