• 17040
    bazı açılardan çok gelişen, bazı açılardan da gelişmek durumunda olan güzel ortam.

    öncelikle artık bir futbolcuyu eleştiren sözlük yazarını eleştirebiliyoruz. bu büyük bir gelişim. eskiden şöyle bir durum vardı, sözlük yazarı bir futbolcuyu eleştirebiliyordu, ancak siz o yazarı tıpkı o yazarın o futbolcunun başlığı altında eleştirdiği gibi kendi başlığının altında eleştiremiyordunuz. bu durum çözülmüş gibi görünüyor. benim gibi sözlük için no-name bir yazar bile istatistiklere göre 211 entryde tam 952.851 kere görüntülenmiş. bu entry başına 4500 görüntülenme demek ki ben bu sözlüğün sözlükçe takip edilen veya medyada tanınan bir yazarı değilim. 4500 kişinin onda biri benim yazımdan etkilense, eşiyle dostuyla bu fikirleri paylaşsa, oradan birkaç kişi etkilense, başkasıyla paylaşsa... bu şekilde düşünmek lazım yazdığımız her şeyi. barış alper yılmaz'ın berbat ötesi bir top kontrolüyle gol kaçırması barış alper'i kazma, kötü, beceriksiz yapmaz. bu, barış alper'i o anda kötü kontrol yapmış bir futbolcu yapar. tek bir hamle üzerinden 7 ocak 2025 itibariyle 2024-2025 sezonunda 25 maça çıkan, 2000 dakikayı geçen, 10 gole doğrudan kaktı veren bir futbolcuyu paramparça etmemek gerek. ha ediliyorsa da bu fikrin sahibini ve fikri eleştirme hakkımız olmalı.

    gelişmesi gereken iki nokta var, birisinden emin değilim, onunla başlayayım.
    bazı fikrinin gram önemi olmayan, şahsen tanımadığım, sokakta görsem bu kim diyeceğim adamların fikirlerini buradan okuyorum. bu adamlar ne instagramdan karşıma çıkıyor, ne x'ten, ne medyada görüyorum. misal barış yurduseven diye bir adam. benim bu tarz fikren güdük bulduğum insanlarla tartışmamak gibi bir huyum vardır. ne yaparım? alay ederim. hatta fikirlerini kötü niyetli bulur ve gizli bir ajandası olduğuna inanırsam bu insanları tahrik eder, hataya zorlarım. online olarak bu adama yapabileceğim hiçbir şey yok, dolayısıyla bu güdük fikirlerle sanal ortamda karşılaşmak... bilemiyorum. buradaki x bir yazarın fikirleri daha "algı yaratacak" seviyede bana göre. ekrandan herkes bilinçsizce konuşabilir ancak yazmak, belirli seviyede yeterliliğe sahip olarak üretmek daha kuvvetli. ne dediler başlığını bazen bir açıyoruz 10 sayfa zeki uzundurukan köşe yazısı okuyoruz. kim bu adam? 2000'lerin ortasında fotomaç genel yayın yönetmeniymiş. fotomaç nere? yaşı yetenler hatırlar, tüm spor gazeteleri gibi bugün pires, sonraki gün ronaldinho getiren gazetelerden biri. ne ehemmiyeti var bu adamların?

    diğer gelişmesi gereken nokta da yazarlardan ricam, istatistiksiz, somut verisiz veya bence en az bunlar kadar değerli şahsi göze dayanan analizler olmadan bir şeyler yazmayalım. geliyoruz mesela osimhen başlığına, "seneye yok gibi" diye bir yazı okuyoruz. bu bir bilgi midir? bu bir analiz midir? bilgiyse kaynak neresidir? kaynak güvenilir midir? yani bu girdiyi girme nedeni ne mesela? gerçekten anlamıyorum. geçen mesela girdim cenk ergün'ün neden vasat altı bir futbol insanı olduğunu kendimce açıkladım. transferleri tek tek yorumladım. bakın bu bir yorumdur, o dönemi yaşı yetip izlemiş birinin fikirleridir. bu fikirleri yanlışlasa biri keşke, bize ne kazandırır bu? galatasaray'a hizmet etmiş biri hakkındaki veri setimiz genişler. ne güzel. cenk ergün'ün vasat altı olduğunu ispatlamak bize ne kazandırır? belki bu adam bir daha kulüpte görev alamaz. tersini ispatlamak da bize kazandırır. haksızlık yapılmış iyi bir profesyoneli bize kazandırır. ama allah aşkına, osimhen seneye yok gibi yazısı girdiyi girene de, girdiyi okuyana da ne kazandırır?

    her şeye rağmen burada olmak, yazmak ve okumak güzel.
App Store'dan indirin Google Play'den alın