• 526
    "takımda çözmem gereken yeterince sorun var. başkanlar ve kulüpler de hakemlerle ilgili konuşmamalı. hakemlerin gelişmesi için sağlıklı ortam sağlanmalı. türk futbolunda insanlar sahaya odaklanmalı.'' diyordu maçtan sonraki basın toplantısında göztepe'nin bulgar teknik adamı stanimir stoilov kendisine maçın hakemi ile ilgili yöneltilen provokatif soruya.
    artık alışılageldiği üzere galatasaray'ın her maçı sonrası hakemler ön plana atılıyor, "karşı taraf" kendi maçını bırakıp galatasaray'ı konuşuyordu. saha içinde rekabet etmek zorlaşınca, yan yollara sapmak en kolayı olmaya başlıyordu.

    ama herkesin dilinden düşürmediği "futbolun değeri"ni arttırmanın yolu yeşil alanın içine odaklanıp, orada kora kor mücadele etmektir. cumartesi gecesi ali sami yen'de okan buruk ve stanimir stoilov tam da bunu yaptılar. yılbaşı arasını iyi değerlendirip, rakiplerini analiz ederek saha içinde maçı kazanmaya odaklandılar. kendi sahasında kazanan ama deplasmanda puanlara hasret izmir'in sarı-kırmızılı takımı, galatasaray'ın bu sezon puan kaybettiği sami yen'de ev sahibine yeni bir darbe daha indirmeye niyetliydi. rakip sahada baskı yapıp, güçlü ve enerjik orta saha oyuncularıyla "temaslı" oynayarak mertens, sara ve torreira'nın oyun kurmasını engellerken, heliton osimhen'e "ikiz gibi" yapışık oynuyordu. hal böyle olunca galatasaray, rakibine pozisyon vermese de kendi oyununu oynamaktan çok uzaktı ki djalma'nın kaan ayhan'a müdahalesi sonrası kazanılan penaltıda osimhen skorbordu değiştiriyordu.
    kendi yarı sahasından çıkarken yaptığı bir kaç ufak pas hatası belki sanchez için "lafı dahi edilmeyecekken", göztepe'nin golünde arkasına atılan atılan uzun topta romulo'yu kaçırması "telafi edilmezdi", deplasman ekibine eşitlik sayısı geliverdi hiç beklenmediği bir anda. savunma arkası demişken, göztepe ikinci golü de bulacaktı jakobs'un arkasına atılan topta ki, galatasaray'ın sol bekinin can havliyle müdahalesi az farkla direği yalayarak kornere çıktı.

    galatasaray maçlarında okan buruk'un en büyük şikayetiydi, rakiplerin sürekli oyunu durdurması, hakemlerin de onlara tölerans göstermesi, stoilov böyle bir şey yapmadı, "çarpışma" istedi takımından ve maça gelenler premier lig kalitesinde bir mücadele izlediler. orta saha ve savunmada "fiziksel" gücünü ortaya koymuştu deplasman takımı lakin galatasaray'ın da kadife ayakları vardı. oyunda son yarım saate girilirken, sara'nın jeneriklik pasında mertens de bir o kadar fantastik bir ara pas attı yunus'a ve genç topçu da çaprazdan fileleri havalandırdı.
    galatasaray bir kez daha öne geçmişti. hamle sırası göztepe'deydi, yapılan oyuncu değişiklikleri ile muslera'nın kalesine geldiler, bir kez de gole yaklaştılar ama jakobs-muslera birlikteliği izmir'in sarı kırmızılılarına ikinci defa sevinme hakkı tanımadı. ve 5 dakika sonra sara'nın kullandığı köşe atışında abdülkerim vurdu kaleciden dönen topu torreira kafayla gol yaptı ama tam tamına 4 dakikalık var "aramasıyla" ofsayt çıkıverdi... sorarsan hakem galatasaray'ı koruyordu...

    deplasman ekibi beraberlik için tüm hatlarıyla yüklenince okan buruk da nelsson'u oyuna sürdü ve danimarkalı oyuncu yaptığı hamlelerle de hocasını mahcup etmedi... bir de bashuayi, sallai'nin "al da at" pasını gol yapsa, galatasaray süper ligde daha ilk devre bitmeden 50 gole ulaşacaktı...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...saray2-1goztepe.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın