• 10426
    bağzı arkadaşlarımız halen wesley sneijder'in eleştirilemez olduğunu düşündüğümüzü sanıyor ve başlıklarda da bunu kullanıp olayı basitleştirmeye çalışıyor.

    vay efendim sneijderspor'lu olunmuş, yok sneijder>galatasaray deniliyormuş gibi saçma sapan yerlerden vurmaya çalışıyor.

    hiç kimse burada uğur karakullukçu'ya sneijder'i neden eleştiriyorsun demedi ki? eleştirirken kullandığı argümanların yanlışlığını ve onu hunharca eleştirirken, diğer isimleri pas geçmesine veya sneijder kadar sert eleştirmemesine ya da benzer argümanları kullanmamasına tepki gösterdi.

    zaten wesley sneijder aleyhine yapılan algı operasyonu var, bir de güvendiğimiz isimlerin buna alet olması olayı büyüttü. allah aşkına ali naci küçük bu yorumu yapsa, mehmet demirkol yapsa kim bu kadar üzerinde durur. uğur da daha doğru bir üslupla "sneijder 15 asist yaptı ama bence potansiyelinin çok altında kaldı, daha iyi olmasını beklerdim, özellikle derbilerde çok etkisizdi" vs dese yine kimse ses etmez. (ki en az iki derbide galibiyet getirecek pasları hiç edildi)

    yazarlar olarak sizler de dibine kadar eleştirin, eleştirelim çünkü bu adam dünya markası, daha fazlasını verebileceğini biliyoruz ama sen tutup da sahada gezinen yan pas geri pastan başka bir şey yapmayan adamı eleştirmez, yabancı sınırı 1 olmalı diyen, kafa topuna çıkamayan stoperi eleştirmezsen, takımı üst seviyeyey çıkarmadan, tek derdin sneijder olmuş gibi yazarsan ve o gidince her şey düzelecekmiş gibi davranırsan yaptığın ayıp olur.

    durum bundan ibarettir. yoksa çabamızın adı galatasaray...
  • 10427
    insanların içeri girerken önceliğinin galatasaray olması gereken sözlük. önceliğiniz x bir ismin, siyasi partinin, ideolojinin propagandasını yapmak olursa burada da ikilikler çıkıyor. önce galatasaray, sonra diğer olgular. tabii ki siyasetini de yapacaksın, ideolojini de güdeceksin içinde ve bunları da entryne yansıtacaksın. fakat kalkıp da sadece o veya bu partinin, görüşün, kişinin bayraktarlığını yaparsan olmuyor işte. kavga çıkıyor ve büyüyor. sonra pilot olanlar, tahriklere kapılanlar vs gırla.

    örneğin kendime bakıyorum. fatih terim'i çok seviyorum. hamza hamzaoğlu için ise başlarda mükemmel şeyler besliyordum. tribünlerdeki olacak olacak koreografisi, o sezon saha içinden hamza hocanın görünüleri vs inanılmaz kanım kaynamıştı. ama sonra yaptığı yanlışları görebiliyorum. kimseyi ne hamza hoca, ne de fatih hocam için kırmadım dökmedim. kimseyi tahrik etmedim. keza selçuk inan için de eskiden yazdıklarım ortada, silmedim silmem de. fakat ortaya çıkan performans gereği eleştirmeyi de bilirim çünkü önceliğim galatasaray.

    önce galatasaray sayın yazarlar.
  • 10429
    sozlugun son halinin yani bu hale gelmesinin sebebinin ugur karakullukcu olmadigi kesin. bazi arkadaslar birikmis kinlerini disari vurabilmek icin ugur adli sahsi kullanarak bu platformda kendileriyle ayni fikirde olmayanlari yaftalayarak entry giriyor. ayni seyi sneijder baslaiginda da yapiyorlar. digerleri de altta kalmayip cevaplarini veriyor. boylece yasadigimiz ulkenin karpuz gibi ikiye bolunmesinin izdusumu de bu sozlukte kendini gostermis oluyor. malesef ki tam ortadan ikiye bolunduk. sozlukte bunun yansimalari acik bir sekilde goruluyor.

    beyler mubarek gunlerdeyiz az biraz sakinm cok okuyun, dikkatli okuyun ama az yazin. zira sidik yarisina donmesin is. saygilar.
  • 10432
    bazen bazı yazarlar yoruyor bu sözlükte. ama çok fazla da kızamıyorum. hatta ben de başkalarını yoruyorum çok büyük ihtimalle.

    şimdi x fikrine ben sahibim. bir başkası da y fikrinde. benim arada bir y fikrine dokundurup mizah yapmam, onun x fikrine dokundurup mizah yapması normaldir. en nihayetinde futbolu güzelleştiren %10 futbolsa %90 saha içi dışı hikayeler, transferler, taraftar diyalogları, hayaller v.s. dir. dolayısıyla benim "sneijder alanya maçında asist yaptı bu sayılmasın haha" diye mizah yapmam da, başkasının hamza'nın takımı maç kazandıktan sonra "kaybettiğin hocaya dön de bir bak istedim" tarzı mizah yapması da sorun değil. arada tatlı atışmalar bunlar. en nihayetinde aynı takımın taraftarıyız. şu sözlüğün %95'i de galatasaray'ın iyiliğini ister haliyle. %5 de truva işte.

    ama artık sürekli bir mücadele var. ve bunun nedeni de direnmemesi gereken tiplerin direnmesi.
    selçuk direndiği ve gitmediği için bir kriz alanı burası.
    dursun direndiği ve gitmediği için bir kriz alanı burası. artık yeter dursun da dursun diye başımızı şişirdiniz diyen yazarlar var. kendilerince haklılar. bıktılar her yerde aynı şeyi okumaktan. ama ne yapılsın? gitmiyor adam. insanlar da bıktı.
    dursun'un yönetime getirdiği tipler de direndiği ve gitmediği için bir kriz alanı burası. dursun her yerden çıkıyorsun dursun.
    sabri bile bir kriz alanı. az da kalsa savunan bir kitlesi var.

    tüm bu krizlerin nedeni öncelikle takımın kötü gidişi. takım iyi gitse ne yapacağız? sneijder'in saçını mı tartışacağız yoksa muslera'nın kaleci kazağını mı? ne tartışabiliriz? en fazla kadro planlamasında birbirimize 1-2 laf atarız o olur.
    takım kötü halde, herkes bıkkın. herkes sivri. dolayısıyla yazılara da yansıyor bu. normalde 1-2 laf atacağımız adam da bize 1-2 laf atar ve konu kapanır. hatta sonra arada tatlı tatlı mesajlaşırsın bile o insanla. ortam kötü olduğundan sivrilen insanlar birbirine batırıyor kendilerini. bunu da normal karşılamak gerek.
    biraz nahoş bir örnek ama, hırsızlığa meyilli biri adaletin hızlı tecelli ettiği, keskin olduğu bir yerde kendini biraz daha dizginler. ancak herkesin çalıp çırptığı ve cezalandırmadığı bir yerde o da salar kendini. ortama ayak uydurur.

    galatasaray sözlük de, adından dolayı doğrudan galatasaray'a bağlı.
    galatasaray'da kaos hakimken, galatasaray sözlük'te nasıl huzur sağlayalım? zor arkadaşlar.
  • 10433
    sadece sözlüğün problemi değil, futbolun konuşulduğu her yerde buna şahit oluyoruz ama ben burası için dile getirmek istiyorum: bir futbolcu hakkında yorum yaparken fm verilerini paylaşıp, bunun üzerinden değerlendirmede bulunmak nedir allah aşkına? bana çok garip geliyor. olayın iki ayağı olabilir: futbolcu hakkında gerçekten bilgi sahibi değilsinizdir, yorum yapmak istediğiniz için bunun üzerine bir şeyler karalarsınız. ikincisi ve daha kötüsü; fm gerçekten sizin için bir kaynaktır. arkadaşlar herkes, her futbolcuyu bilmek zorunda değil. tribünü bırakana kadar zaten imkan olmuyordu ama bıraktıktan sonra, bir maçın ardından açıp bir tane yorumcu dinlemem. bence siz de dinlememelisiniz. futbol bu kadar kompleks bir şey değil bence. eğer o ekranda konuşanlar kendilerine güveniyorsa, gidip bir takım çalıştırabilirler. profesyonel olarak top oynamasak da görüleni biz de değerlendirebiliriz. bir kaç konu üzerinden buraya geldim ama şöyle toparlayayım: kırk maçını çıplak gözle seyrettiğimiz adamlar hakkında bile birbirine zıt düşüncelere sahip olabiliyorken, youtubeden seyrettiğin 3-5 dakikalık videolar ve menajerlik oyunları ile yorum kasmaya çalışmamak lazım çünkü her şey ve herkes hakkında yorum yapmak sizi üstün kılmaz.
  • 10434
    wesley sneijder'e vurabilmek için cristiano ronaldo, lionel messi ve hatta ricardo izecson dos santos leite kaka'nın bile kullanıldığı galatasaray hakkında bilgi kaynağı.

    yazar arkadaşlardan ricam, kaka az gelir. lütfen diego armando maradona ve edson arantes do nascimento pele'nin istatistiklerini çıkartıp onlar üzerinden de ironiyle karışık sneijder'e vuralım hep birlikte. bakarsınız daha az paraya gönderir bu yönetim, belhanda'dan da daha fazla zarar ederiz yada onu hiç alamayıp emre akbaba gibi ligimizin güzide değerlerinden birisine milyonlarca euro'lar dökebiliriz daha iyi olmaz mı?
  • 10435
    kimsenin wesley sneijder'e vurabilmek için başka futbolcuları kullanmadığı sözlüktür. futbolcu olan wesley sneijder ile fanatik groupie sneijdersporlular karıştırılmasın. sneijdersporlulara vurmak için diğer futbolcuların kullanıldığı ise doğrudur. bu ikisinin ayrı konular olduğunu bilmesine rağmen bilmiyor gibi yaparak insanları karalamaya çalışmak tam bir sneijdersporlu hareketidir.
  • 10439
    şu an efsaneler faslı yapılıyor. kaçırmayın derim.

    ayrıca bir şey yazacaktım başlık bulamamıştım onu da bari buraya yazayım da aradan çıksın.
    konumuz benim profesör.

    bu adam, 160 kişilik sınıfa keyfine göre bağırıp çağıran, canı isteyince sınav koyup canı isteyince puanlama sistemini değiştiren bir garip canlı.
    bir gülüşü var, kelebek görse yaşayacağı o bir güne lanetler eder. tam bir zengin züppe gülüşü, keh keh keh diye sırıta sırıta.
    filmlere falan koysan kötü adam rolü için, zerre sırıtmayacak biri.

    gel gör ki adam çok zengin. bir gün kafam attı, artık o an nasıl bir psikolojideysem adamın saat başı kazandığı parayı bile hesap ettim. bu canlı, okuldan temiz bir 15 kağıt indiriyor. izmir alsancak'ta diş hekimi muayenehanesi var. adamın eşi diş hekimi, iki oğlu ve bir kızı da diş hekimi.
    ve her bir çocuğu diş hekimliğinin farklı bir alanında uzmanlık yapmışlar. yeri hayvan gibi, bilmemkaç odalı lüks bir yer.
    muayenehanesinde her türlü uzmanlık var. profesör olduğu için de çok geniş bir çevresi var.

    sırf kendisi temiz bir 70-80 bin tl alıyordur muayenahanesinden. bir de düşünün bu adamın eşi ve üç çocuğu da uzman diş hekimi.
    yani benim tahminlerime göre okuldan ve kendi yerinden aylık temiz 150 bin tl'si var herifin.

    söylentilere göre bu canlı bir de gitmiş antalya'dan otel satın almış. otelden de temiz bir 20-30 kağıt gelse. neredeyse ayda 200 bin tl'yi buluyor eline geçen para. hadi diyelim 180 bin tl olsun. günde 6 bin tl yapar. günde altı bin tl'den saatte 250 tl ediyor.
    şaka gibi değil mi?
    adam başımızda üç saat lak lak ediyor, geziniyor ve bu sırada saat başı hesabına 250 tl giriş yapıyor. bir uyuyayım kestireyim deyip 4 saat uyusa gözünü açtığında 1000 tl kazanmış oluyor. bir gün bittiğinde tam 6000 tl'si oluyor. dakika başıysa 4,2 tl kazanıyor.

    ve bu adam insan gibi değil. arada böğürüyor, bazen keh keh keh yapıyor. bir canlı ama neye benzediğini hala çözemedim mesela.

    kader işte.

    bazen kader sana gülüyor ve milyonlarla oynuyorsun. tıpkı selçuk inan gibi. imreniyorum böyle kişilerin şansına. hem de çok imreniyorum.

    selçuk'un durum daha da muazzam. günde bir saat antrenmana çıkıp 3 milyon avro alıyor. şaka gibi yahu!
    bir gün deliriciim.
    bir gün fena halde kafayı sıyıraciim.

    tamam prens olabilirim ama ben de yokluktan geldim abi, her kral çocuğu zengin olmuyor. monako zaten ufacık yer.
    ey monako! dünya 5'ten büyüktüür! pardon pardon bu o değildi galiba :/

    neyse efenim, yüce yaratan herkese milyon dolarlar verir umarım...

    not: içimi döktüm rahatladım valla.
  • 10440
    son günlerde dikkat çekici bir şekilde tudor-transfer dönemi eleştirisi yapıp, sneijder savunması yapanlara karşı nick altı girilerek ad hominem yapılan sözlük. gerçekten can sıkıcı olmaya başladı sol tarafta durduk yere yazarların itin götüne sokulmaya çalışılması. kimse pollyanna olmak zorunda değil! derdi olan özel mesajla hesaplaşsın.
  • 10443
    içerisinde kaliteli yazarlardan çok, iyi insanların bulunduğu oluşum.

    ileride bir oğlum olursa, okuduğunu anlayıp çıkarımlar yapabileceği yaşa geldiği zaman ona sözlüğümüzü okutacağım. hem galatasaray'lı, hem de adam olsun.

    koyacağım önüne elmanderilic, baranakcok, aziz matta, hoyiavteboi'nin en beğenilen entrylerini, okusun okusun dursun.

    burayı çok seviyorum, bayramınızı da kutlarım.

    edit : tüm beğendiğim yazarları tek tek yazamayacağım için kendi kendime bi üzüldüm şu an.

    honorable mentions : cagaman caga, haginin topugu falan :((
  • 10444
    bazen buram buram kalitesizlik ve cahillik akan sözlük oluyor. aynı türkiye gibi. yazık böyle değildi bu sözlük. akıbeti giderek ekşi sözlüğe benzemeye başladı. yaşım 27 belki çok yaşlı değilim hatta sözlükte ki bazı abilerin yanında yaş ahkamı kesmek de yanlış olur ama ben bu cehalet ve kalitesizliği yeni nesil gençliğe bağlıyorum. ben kendimi çıkan son iyi nesilden sayıyorum. maalesef son 15 yılda, insanımız ve eğitim sisteminin geldiği iğrenç halden ötürü gençlik dibe vurdu. kalitesizlik, cehalet zirve yaptı. yazık! bu sözlük benim en sevdiğim ortamlardan biriydi. artık ne yazmak, ne okumak içimden gelmiyor.

    not: moderasyona, adminlere herneyse bir naçizane tavsiyem var. bir futbolcuya, hadi boşver bir insana, ölümcül olmayan kas iskelet rahatsızlıgı yaşasa üzülmem diyen insanlar var sözlükte. yollayın abi. uçurun direk. başka türlü bu kokuşmuşluk bu cehalet düzelecek gibi değil.
  • 10446
    cehalet ve bilmezliği aşağılayan bir takım kimselerle dolu sözlük. benim bildiğim karşında bir şey bilmediğini, cahil kaldığını düşündüğün birine doğruyu öğretirsin, eğer genç nesil böyle diyorsan, en azından senin bir doğrun olacak, bakıyorum "kokuşmuşluk" diyorlar. cehaleti örtmek adına adım atmayıp moderasyona yakaran 27 yaşına gelmiş ama nasıl geldiği meçhul, ayıplarla dolu sözlük.
  • 10447
    bastan not: bence sozluge mentor/danisman sistemi getirelim veya cezalari siklastiralim. daha kisa surelerle daha cok ceza verilebilir bu cozum olacaktir, kendimden biliyorum. ne zaman ceza alsam uslubumu uzun sureli yumusak tuttum. mesela polisler ne zaman ceza yazsa, uzun sure hiz limitlerini asmiyorum. taa ki kendimi tekrar guvende hissedene kadar.

    devam:

    sozlugun kalitesi anlaminda, ilk uye oldugum zamanla suanki zaman arasinda cok fark var.

    oncelikle, ben 16-23 yaslarim arasinda kufurlu konusan atarli bir ergendim. facebook'un bana 7 yil once bugun minvalinde hatirlattigi bazi gonderilerden gercekten utaniyorum mesela.

    yasadigimiz nefret soylemlerinin, siddet orijinli konusmalarin sebebi maalesef egitimli egitimsizlik ve egitimli cehalet. cahillik, bilgisizlik gibi giderilmesi kolay bir olgu degildir. zira cahilligin en buyuk problemi reddetmedir. gormezden gelmedir. degisime korku ve nefret duymaktir. yani, benden onceki yazar arkadasin dedigi gibi, 'dogrusu bu' demek cahillere uygulanabilecek bir yontem olamaz.

    bana uygularsin, "ya olum boyle boyle demissin ama o is oyle degil, bak boyle" dedigin zaman aklima yatarsa "hmm hakikatten yav" der gecerim. ama bunu bir cahille paylastiginda "sen ne biliyosun amk benim enistem komiser" minvalinde bir cevap alirsin ve balatalari yakarsin.

    sozlukte cok degil 1 yil oncesine kadar cok daha uygun bir uslup ve kalite vardi. bu durumun kaybedilmesinde hepimizin payi var. oncelikle nickalti linc olayini sonlandirmamiz gerek ki maalesef birden fazla kez ben de bu olaylarda bulundum.

    sapkami onume koydugumda insanlari elestiremiyorum, zira bir zamanlar ben de azman bir ergen ve yazmamasi gereken seyleri sinirle yazan biriydim ki hala zaman zaman bu hislerime yenik duserim.
  • 10448
    ülkedeki demografik yapının minik bir örneğini içinde barındıran yazarlar topluluğu, sözlük.
    her türlü insan var, kurallar dahilinde isteyen istediğini yazıp çizebilir.

    yok yazmak içimizden gelmiyor da, yok aylardır girmiyorum da, yok şu şöyle demiş bla bla bla.

    arkadaşlar rahatsız olanlar okumak istemediği kişiyi engeller.

    yine de durmak istemeyen için aha kapı orada.

    merak etmeyin, kimse arkanızdan ağlamaz, dur gitme diye ikna etmeye çalışmaz; zira buradaki hiç kimse öyle matah bir varlık değil, kimler geldi geçti. eksikliğiniz hissedilmez merak etmeyin.

    burada ağlamak yerine sağ üst köşedeki çıkış butonuna basarak gidebilirsiniz.
  • 10449
    ülkemizdeki en tuhaf durumlardan biri de kişinin kendi neslini son iyi nesil olarak görme hastalığı. böyle düşünenlere montaigne'in şu sözünü hatırlatmak isterim:"bozulan yeni nesil değildir. yeni nesil ancak yetişmiş insanlar çoktan bozulmuşsa mahvolur." dünyanın her yerinde olduğu gibi galatasaray sözlük'te de hoşumuza gitmeyen şeyler olabilir, ki bu doğaldır. ancak bu aksaklıkları dile getirirken üstü kapalı bir şekilde pek çok sözlük yazarını aşağılamak onların yaptığı hatalardan daha büyüktür.

    burası şu anda hem beşikte yatan küçücük bir müstakbel galatasaraylıya hem de onun babası yaştaki insanlara aittir ve tek ortak paydası partilerüstüdür: galatasaray'dır. sizi rahatsız eden yazarları engelleyerek takılmaya sessiz sedasız devam edebilirsiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın