kırgın olduğum sözlüktür.
kırgınlığım sebebi ise şu entry'nin (bkz:
bülent korkmaz/#1923209) çok beğenilmesi ve destan yazılanlarda bulunmasıdır. amacım kesinlikle ama kesinlikle bu entry'nin sahibini hedef göstermek falan değil. amacım; bu entry'nin
galatasaray sözlük'te destan yazabilmesinin manidarlığını sizlere aktarmak.
bu entry'e "10 numara" basan sevgili arkadaşlarım, sizlere ne oldu? bu böyle fatih terim, hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, selçuk, burak, semih'in (falan filan işte eminim siz listeyi daha da uzatabilirsiniz) yaptıklarıyla olacak bir iş değil. bu platformda farklı şeyler gelişmeye başladı ve ben bundan hiç hoşnut değilim. bu sadece yerli yabancı ayrımı falan da değil. emin olun sizlerin yaptığı bu yerli yabancı ayrımını takımdaki futbolcular yapmıyor. hatta onların yaptığı söylenen ayrım sizlerinkinin yanında bir hiç. ama siz onları eleştireyim derken aynı çizgiye geliyorsunuz hatta ne aynı çizgisi, sizler o çizgiyi direk yok ediyorsunuz ve farkında değilsiniz. kırgın olduğum konuya dönersek;
bu kulüp kaç futbolcu için bir forma numarasını dinlenmeye almıştır? felipe melo'nun "3 numara"lı formayı tercih etmesinin sebebi neydi? bir çoğumuzun odasında asılı duran ya da bir dönem asılmış olan uefa kupası posterinde, kupayı çıkık omuzla kaldıran kimdir? bu takımın formasını en fazla kim terletmiştir? hem de tarihinin en başarlı dönemlerini kapsaması koşuluyla...
bu adamın adı teknik direktörlük için geçiyor ve durum bu. ne yapmış da yabancı düşmanı olmuş bülent korkmaz? yabancı düşmanı nedir ya? rica ediyorum yabancı düşmanı nedir ya? bülent korkmaz geçen sezon erciyesspor'dayken edinho'yu kadro dışı bıraktı diye mi yabancı düşmanı oldu? lincoln'e çalışmıyor dedi diye mi? hamzaoğlu da burak için "defansa yardım etmiyordu, çıkardım" dedi. o da burak düşmanı mı? ya bunlar aklıma gelen fuzuli örnekler. yanlış örnekler de olabilir de yani bu mudur? böyle mi harcıyoruz şimdi de? hasan şaş'ı ıslıklayarak 32 yaşında futbolu bıraktırdık. eminim çok iyi oldu diyenlerimiz vardır. eminim beter olsun diyenlerimiz bile vardır. hasan şaş da şimdi gitti türkücüye vardı. bu mudur? tamam mıyız beyler? içimizdeki kin bitti mi yoksa bir yanımız "arda da hasan şaş gibi bu kulüpte devam etseydi de ona da 32 yaşında bir hamburg maçından sonra futbolu bıraktırsaydık keşke. sonra o da gidip betül demir ile nişanlansaydı" diyor mu?
bülent korkmaz'ın teknik direktörlüğü başarısız olabilir. nasıl kariyerine başarıyla başlayanlar sonradan başarısız olabiliyorsa kariyerine başarısızlıkla başlayanlar da devamında başarılı olabiliyor. bunun bir sürü örneği var. galatasaray'a teknik direktör olmasını hatalı bulabilirsiniz, galatasaray teknik direktörlüğü için yeterli olmadığını söyleyebilirsiniz. ben de böyle düşünüyorum. ama bu yazılana ve bu yazılanın "destan" seviyesine çıkarılmasına gerçekten çok içerledim. ve bunun bilinmesini istediğim için de buraya yazıyorum.
merak ettiğim bir şey var. olacağından değil de bir sallamasyon olarak şunu sormak isterim. anketini de açmayı düşündüm ama sonucundan korktuğum için açmıyorum.
1) 2017-2018 sezonunda bülent korkmaz ile şampiyon olacağız ve şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayacağız.
2) 2017-2018 sezonunda villas boas ile şampiyon olacağız ve şampionlar ligi'nde çeyrek final oynayacağız.
işte beni
galatasaray sözlük yazarlarının çoğunluğunun 2. şıkkı seçmesi korkutuyor. diyeceksiniz ki "bunun bülent korkmaz ile mümkün olmadığını bildiğimiz için villas boas'ı işaretliyoruz". hayır, konu o değil işte. birbirimizi kandırmayalım, konu kesinlikle o değil...
saygılar.