• 9627
    bi konu hakkında bi kaç soru soracağım sözlük. şimdi girilen bi entry'nin en beğenilen entry ya da en ofsayt entry olma kriteri nedir? şimdi ben x adlı entry'i girdikten sonra en beğenilen entry'de yer alması için kaç tane on tuşuna basıldığını anlamalıyım? en beğenilen entry'nin tüm oylamalarında on tuşu mu kullanılmıştır yoksa sayıca on tuşunun off tuşuna üstünlük sağladığı için mi belirlenmiştir? açıkcası bu işin kriteri nedir?(u: merakımı mazur görünüz :()
  • 9629
    yabancı futbolcuyu eleştirmenin yasak olduğu platformdur.

    ya arkadaş yerli sevici kişilerden nefret ediyoruz tamam da siz de yabancı sevicilik yapıyorsunuz. jason denayer denilen canını dişine takan kiralık stoperimiz ellerini sırtı dönük olan futbolcunun beline koyup futbolcu kendisini yere bırakıp penaltıya sebep oluyor. penaltı olamayabilir belki ama bir stoper o pozisyonda ellerini rakibin beline koymamalı. biz bunu eleştiriyoruz. yok akbabalar hoşgeldiniz falan gibi saçma sapan yorumlar görüyoruz. sinirler tavan sonra. o penaltı esnasında 'eyvallah kardeşim' lakaplı semih yapsaydı o hareketi yerden yere vuruluyordu şu an burda. biraz objektif olun lütfen.

    (bkz: 13 mart 2016 gençlerbirliği galatasaray maçı)
  • 9630
    şaka gibi yazarların olduğu sözlük. bu yazarlar, hakemin çaldığı saçma sapan, alakasız bir penaltı pozisyonun içinde olduğu için bir futbolcunun futbol kariyeri ile über bir saptama yapabiliyor. düşünce özgürlüğü, tamam olabilir. sonra eleştirilince de yabancı futbolcu eleştirmek yasakmış da bla bla diye mağdur olabiliyorlar. işte burası çok enteresan. hakem ağzına sıçmış senin sen hala semih, denayer, türk, yabancı derdindesin. pozisyonun içinde semih de olsa denayer de olsa aynı şey. galatasaray'ın hakkı yeniyor sen hakeme çatacağına oyuncuya çatıyorsun ki hiçbir suçu olmamasına rağmen. ve bir pozisyon sonucu, oyuncunun büyük futbolcu olamayacağı gibi sığ bir yorum yapıyorsun. sonra eleştirilince lütfen biraz objektif olalım diyorsun. komik ve garip.
  • 9631
    asla isim vermeyeceğim ama bugün beni dumurlara uğratan sözlüktür. hiç uzatmadan kısaca anlatayım. futbolcularımızı eleştirmek yerine hakaret etmeyi tercih etmeyelim temalı bir entry'm üzerine mesaj kutuma gelen küfürleri size anlatamam. peşinen söyleyeyim. bana küfür eden kimseye karşılık vermeyeceğim. böyle üsluplar zaman içinde bitirir sözlüğü korkarım ki. adam gelip bana çatır çatır küfrediyor. ne diyeyim ki şimdi. ona yazdığımı buraya da yazayım. size hayatta başarılar sevgili arkadaşlar. insanlara yerli yersiz küfretmemeyi öğrenin lütfen. bu ülkenin başına ne geldiyse nefretten geldi. sizler gibi olmamak dileğiyle...
  • 9632
    hepimizin yaşadığı türkiye'nin kalbinde olan bir patlamayla ilgili moderatörlerin yazdıkları yazıları kendi yazdığı yok çelsiymiş yok londraymış entry'leri ile kıyaslayan yazarları var. dün insanlar sevdiklerini kaybettiler hem de tüm türkiye'nin merkezinde. burasının bir spor sözlüğü olması insanların diplerinde patlayan bombalara tepki vermeyeceği anlamına gelmiyor. şaka gibisiniz amk.
  • 9633
    buldukları her fırsatta, özellikle de insanların hassas olduğu olaylarda, "sözlüğün az çok belirli formatı" dışında kalsa dahi bu olayları bi'şekilde formata uydurup bilinçli olarak ortalığı karıştırdıktan (bi'sen kurnazsın tabi, herkes embesil) sonra, bunun üzerinden de insanları eleştirmenin nasıl bir tatmin modeli olduğu konusunda hiçbir fikrim yok.

    siyaset başta olmak üzere sözlükle direk, dolaylı veya hiç ilgisi olmasa da artık sınırları zorlayıp formata uydurulan ve tartışılan konuları da geçtim ama onca insan hayatını kaybetmiş, "herkesin yüreği yanmışken" en duyarlı, farkındalık sahibi biri varsa o da benim diye sözlükte ona buna ana avrat sövenlerin aynı yazıları kişisel sosyal medya hesaplarında, bırak onu herhangi bir sözlük ya da forumda dahi yazamıyor olmaları kafamı karıştıran asıl konu zaten.

    ben yine de kimseye "bunlar nasıl galatasaraylı" filan da demeyeceğim ama en azından ölen insanlara saygı için biraz susun. yeter harbiden, ayıptır.
  • 9634
    (bkz: #1922802)

    güzel bir entry ve ek yapmak istiyorum. farklı bir açıdan bakmaya çalışacağım yine. insanlar tarafgirlikleri, hastalıklı dogmaları uğruna değerlerini unuttular. kusura bakmayın beyler ama okumayan, bakmayan ama tartışma ortamlarında karşılarına çıkan argümanlara "yalan... inanmayın her gördüğünüze... montaj bunlar montaj" diyen taraftar zihniyet, kendi değerlerini uzun bir adamı nerdeyse peygamberlik merkezine çıkaracak boyutlara kanalize etmiş olan malum zihniyet daha okumuş, daha aydın, bilgiye daha hızlı ulaşan, genç, dinamik düzlemde de değerlerini unutup fanatizmini bir günah keçisi üzerinden* akıtması, bombalar patlarken hamza hoca mı değil mi tartışması yapan zihniyet olarak karşımıza çıkmadı mı? sonra o günah keçisinin yaşadığı acı üzerinden, hatta bütün o masum canların üzerinden insanlığınızı sorgulamadınız mı, "neyle uğraşmışız biz" demediniz mi? demek ki mesele sadece eğitim, bilgi, görgü olup olmaması değilmiş değil mi? o eğitimin, bilginin metodolojisi, niyeti, kullanılışı olması gerektiği gibi olmadıktan sonra bu zihniyetlerin çok farkı kalıyor mu sizce beyler?* onu bırakın... mesele galatasaray mıymış ha? bütün bu olanlardan sonra "tek aşkınızın" bir önemi kaldı mı? demek ki hayatta daha önemli değerler varmış beyler. onları unutup tek bir noktaya başı kesilmiş tavuk gibi koşmak asıl "cahillik" değil de nedir? şimdi asıl gelmek istediğim noktaya geleceğim. biz böyle gidersek kötü niyetli o kadar çok insan, bunu suistimal etmeyecek mi? ediyorlar görüyorsunuz? bizim tartıştığımız sığ düzlemdeki baştaki kişiler belli, asıl önemli düzlemdeki sığlıktan doğan felaketlere bakın bir de... ve ilişki kurun lütfen abiler. epey kalın bir çuvaldızı hak eden insanların olduğunu biliyoruz. ama toplumun en küçük ferdi birey sorgulamaz da, kendine o küçük iğneleri batırmazsa da o kalın çuvaldızları ararız hep yana yakıla. hiçbirimiz temiz değiliz beyler. karardık...

    son olarak da şunu bırakayım. belki tanıdık gelir. başka birilerine de gelmiş olacak ki bu skeci yapanların son skeçlerinin olmasına vesile oldu o "birileri":http://alkislarlayasiyorum.com/...kadar-zaman-makinesi
  • 9635
    duvarları kapanmamalıydı.
    aslında hiç giri olmasa ne güzel yönetilir sözlük değil mi?
    burası herkes için önemli bir yer.
    galatasaraylılık dediğimiz şey de zaten biraz da kafanı kuma gömmemektir.
    iki kişi duvarlar üzerinden kavga etti gibi bir gerekçe olur mu?
    bir de hakkaten ya; dün onlarca insan öldü biliyor musun çelsili? nasıl bir bağlantı kurmaktır gerçekten bu?
  • 9636
    --- alıntı ---

    bülent kim yahu? tekrar soruyorum, kimdir bülent korkmaz? ne yapmıştır bugüne kadar teknik direktör olarak? galatasaray'ın teknik direktörlüğü kriterlerinden hangisini karşılamaktadır?

    hasbelkader 1 kez bu ünvanı aldığında ne yapmıştır da tekrar denenecek ve şans verilecektir? galatasaray altyapısından çıkmak teknik direktörlük için yeterli midir?

    --- alıntı ---

    bu soruyu sormayanın akıl sağlığından süphe ederim, ne mutlu ki burada bu soruyu soranlar var.
  • 9639
    bayern münih iki gol yiyince pep guardiola'yı yılmaz vural, manuel neuer'i orkun uşak yapan yazarlara sahip güzide sözlük. bu nasıl bir akbabalıktır artık, pusuya yatmış bekliyorlar bir de ahaha. iki tane dandik, ezber argümanla oturduğu yerde ona buna saldırmak kadar komik bir şey yok. bi adama taktıysan onu yerin dibine batıracaksın illa. ronaldo'cuysan messi şanslı bir cüce, messi'ciysen ronaldo kazma bir çingenedir. kimsenin hakkını vermek bize yakışmaz.

    vallahi kanser ediyor bazen. junior sinan engin'ler müthiş yorumlarıyla ömrünüzü kısaltabilir.
  • 9642
    (bkz: selçuk inan/#1919015)
    7 mart ile 13 mart arasındaki haftada bu entry, geçen haftanın 10 numara entry'lerinde 4. olmuş. hani bazı haberlerin başlıklarında "yorumsuz" yazar ya. aynen öyle işte. yorumsuz.

    bugün de sık sık şu replik aklıma gelmişti, yazayım da zayi olmasın;
    "evinde video yapan adam gelmiş buraya taş toprak geziyo ya. ondan sonra turizm patlayacak? nereye patlıyo ya!"
  • 9643
    sürekli bir hoşnutsuzluk durumu hakim insanımızda. eleştirmek dünyadaki en güzel şeylerden biridir kuşkusuz ama...

    guardiola'yı yerden yere vuruyor bazı kesimler örneğin. arkadaş, guardiola dediğin herif futbolda devrim yaptı tabiri caizse. taktiksel açıdan zaten yoruma gerek duymuyorum da taktiğin yanında insan yönetimi de çok önemli bir faktör. guardiola'nın bu yönü de çok kuvvetli.
    veya arsen wenger için futboldan anlamıyor diyenler var. hayır olabilir olabilir de, burada hikmet karaman ismi gündeme geldiğinde ama kendini geliştiriyor, diğer hocaları takip ediyor diyorlar. yahu zaten hikmet karaman da arsen wenger'i, guardiola'yı takip ediyor. hikmet'i sırf bu özelliğinden beğenenler arsen wenger veyahut guardiola için hoca değil diyebiliyor.

    az önce rastladım, arda turan cruyff hakkında paylaşım yaptı diye yerden yere vurulmuş. hani olacak iş değil. arda yanlış bir şey mi yapmış? hayır. öyleyse...

    ne diye hep açık arıyoruz? faiz mevzusunu söyle, bilmemne rengi forma demesini söyle, uzun adama ve cemaate yanlamasını, hatta tam bu ikisinin ortasında durmasını söyle. söyle de söyle. ama cruyff mevzusundan söyleme. çünkü yaptığı yanlış değil.

    bir de anlamadığım bir şey daha var. sürekli bir kutuplaşma mevcut. eksi ve artı yükler gibi en uçlarda toplanıyoruz. orta boş. ünal aysal başlığı a bir şey yazıyorsun, hopp ortalık karışıyor. veya terim başlığına yazıyorsun yine aynı. bir tane hem olumlu hem olumsuz eleştiri yapılmış entry olsun. ya hep olumlu, ya hep olumsuz.

    aynı şekilde bir başka tutarsızlık daha dikkatimi çekti son dönemde. fenerbahçe ülker olayından senelerdir rahatsızlık duyduk. ülker markasını zaman zaman boykot ettik hatta. fener ile de dalga geçtik falan. ama gelin görün ki bugün çoğu taraftarımız türk telekom ile birleşme teklif etmiş. şimdii... kulüplerin böyle ortaklıklar kurması yanlış değilse zamanında neden fener ile dalga geçildi? yok yanlışsa, neden şimdi bu durum destekleniyor?
  • 9644
    herkesin sağa sola nefret saçtığı bir yer oldu. yazmaktan çok okuyan biriyim; hangi başlığa baksam birlerinden nefret ediliyor. o da yetmiyor nefret edilen kişiyi sevenlerden nefret ediliyor. hiçbir şey yapamasa birilerini eleştiriyor.
    biraz keyif alın abi, sevin, dalga geçin; nefret etmeyin. millet eğlenmek için sporla ilgilenir biz sinir hastası oluyoruz.
    spor madem bu kadar sinirinizi bozuyor izlemeyin anasını satıyım. sizin mutluluğunuzdan daha mı önemli?
  • 9645
    3 sene evvel 2002 dünya kupasına ait dergimi bulup tek tek fotoğraflayarak burada paylaşmıştım. 34 ülkenin milli takım kadroları, kupa geçmişi, stadyumlar, gol kralları, en iyi oyuncular gibi bilgiler yer alıyordu. tek tek bütün takımların başlığında bu bilgileri paylaştığım gibi bir de 2002 dünya kupası başlığında hepsini toplamıştım. bir süre sonra linkler ölüyor tabi. uzun süredir düzeltmeye vaktim olmamıştı. galatasaray sözlük görsel dosya sunucusu kullanarak hepsini yeniledim. tepe tepe kullanın. euro 2016 şampiyonası öncesi arşivcilerin ilgisini çekebilir.

    (bkz: #1186145)
  • 9647
    kırgın olduğum sözlüktür.

    kırgınlığım sebebi ise şu entry'nin (bkz: bülent korkmaz/#1923209) çok beğenilmesi ve destan yazılanlarda bulunmasıdır. amacım kesinlikle ama kesinlikle bu entry'nin sahibini hedef göstermek falan değil. amacım; bu entry'nin galatasaray sözlük'te destan yazabilmesinin manidarlığını sizlere aktarmak.

    bu entry'e "10 numara" basan sevgili arkadaşlarım, sizlere ne oldu? bu böyle fatih terim, hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, selçuk, burak, semih'in (falan filan işte eminim siz listeyi daha da uzatabilirsiniz) yaptıklarıyla olacak bir iş değil. bu platformda farklı şeyler gelişmeye başladı ve ben bundan hiç hoşnut değilim. bu sadece yerli yabancı ayrımı falan da değil. emin olun sizlerin yaptığı bu yerli yabancı ayrımını takımdaki futbolcular yapmıyor. hatta onların yaptığı söylenen ayrım sizlerinkinin yanında bir hiç. ama siz onları eleştireyim derken aynı çizgiye geliyorsunuz hatta ne aynı çizgisi, sizler o çizgiyi direk yok ediyorsunuz ve farkında değilsiniz. kırgın olduğum konuya dönersek;

    bu kulüp kaç futbolcu için bir forma numarasını dinlenmeye almıştır? felipe melo'nun "3 numara"lı formayı tercih etmesinin sebebi neydi? bir çoğumuzun odasında asılı duran ya da bir dönem asılmış olan uefa kupası posterinde, kupayı çıkık omuzla kaldıran kimdir? bu takımın formasını en fazla kim terletmiştir? hem de tarihinin en başarlı dönemlerini kapsaması koşuluyla...

    bu adamın adı teknik direktörlük için geçiyor ve durum bu. ne yapmış da yabancı düşmanı olmuş bülent korkmaz? yabancı düşmanı nedir ya? rica ediyorum yabancı düşmanı nedir ya? bülent korkmaz geçen sezon erciyesspor'dayken edinho'yu kadro dışı bıraktı diye mi yabancı düşmanı oldu? lincoln'e çalışmıyor dedi diye mi? hamzaoğlu da burak için "defansa yardım etmiyordu, çıkardım" dedi. o da burak düşmanı mı? ya bunlar aklıma gelen fuzuli örnekler. yanlış örnekler de olabilir de yani bu mudur? böyle mi harcıyoruz şimdi de? hasan şaş'ı ıslıklayarak 32 yaşında futbolu bıraktırdık. eminim çok iyi oldu diyenlerimiz vardır. eminim beter olsun diyenlerimiz bile vardır. hasan şaş da şimdi gitti türkücüye vardı. bu mudur? tamam mıyız beyler? içimizdeki kin bitti mi yoksa bir yanımız "arda da hasan şaş gibi bu kulüpte devam etseydi de ona da 32 yaşında bir hamburg maçından sonra futbolu bıraktırsaydık keşke. sonra o da gidip betül demir ile nişanlansaydı" diyor mu?

    bülent korkmaz'ın teknik direktörlüğü başarısız olabilir. nasıl kariyerine başarıyla başlayanlar sonradan başarısız olabiliyorsa kariyerine başarısızlıkla başlayanlar da devamında başarılı olabiliyor. bunun bir sürü örneği var. galatasaray'a teknik direktör olmasını hatalı bulabilirsiniz, galatasaray teknik direktörlüğü için yeterli olmadığını söyleyebilirsiniz. ben de böyle düşünüyorum. ama bu yazılana ve bu yazılanın "destan" seviyesine çıkarılmasına gerçekten çok içerledim. ve bunun bilinmesini istediğim için de buraya yazıyorum.

    merak ettiğim bir şey var. olacağından değil de bir sallamasyon olarak şunu sormak isterim. anketini de açmayı düşündüm ama sonucundan korktuğum için açmıyorum.
    1) 2017-2018 sezonunda bülent korkmaz ile şampiyon olacağız ve şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayacağız.
    2) 2017-2018 sezonunda villas boas ile şampiyon olacağız ve şampionlar ligi'nde çeyrek final oynayacağız.

    işte beni galatasaray sözlük yazarlarının çoğunluğunun 2. şıkkı seçmesi korkutuyor. diyeceksiniz ki "bunun bülent korkmaz ile mümkün olmadığını bildiğimiz için villas boas'ı işaretliyoruz". hayır, konu o değil işte. birbirimizi kandırmayalım, konu kesinlikle o değil...

    saygılar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın