yönetimin adamıyım.
gittim, kombine aldım,
1000 lira para bayıldım kulübe.
sor bir, nerede oturuyorsun diye...
denizli, istanbul'a 10 saatlik mesafede.
ünal aysal, kapı komşum olur.
fırsat buldukça gidip yalakalık yaparım.
arada da tatlıca sitem ederim;
"yahu başkan", derim.
sen bu ak pak federasyon ile neden zıtlaşırsın?
mesela, güzide
basketbol federasyonumuzun çok doğru hakem atamalarını neden protesto edersin?
takımı sahaya çıkarmamak nedir allah aşkına?
neden
fenerbahçe'nin sahasını kapatsınlar ki hem, altı üstü koçumuzu öldürmek istediler sonuçta...
hem,
demirören'i neden protesto edersin?
neden bu çok temiz ve karakterli yöneticiler ile ilgili, biraz can sıkıcı açıklamalar yaparsın?
hem şimdi başkanım, boşver onu bunu, telefonlarına çıkmayan teknik direktörü kovmak nedir ki?
hem sen o'na teklif sunmamış mıydın sözleşme ile ilgili?
tabi ya,
eleman diyerek mahvettin bu ülkenin yegane teknik adamını...
bir lafa kalmış meğerse karizmasının sağlamlığı...
eh be başkanım, o kadar senin adamınım ki, internette bir site var
galatasaray sözlük diye,
üye oldum, sırf senin kıçını yalayarak reklamını yapayım diye orada...
inan ki benim için
aslolan sensin.
hatta gidip,
unalaysalsozluk.com kurmayı bile düşünmekteyim.
napayım, sırf seni seviyorum diye,
terim'i sevmiyorum mesela ben.
sırf yönetimine olan aşkımdan dolayı,
milli takımı bile sevmiyorum.
düşünsene, halbuki kalesini dürüstlük ve adamlık abidesi
volkan demirel koruyor,
üstüne bir de, kaptanlığını
emre belözoğlu yapıyor,
ben böyle milli takımı nasıl sevmem?
çünkü seni çok severim.
fesatım.
kıskancım.
kin ve öfke doluyum.
çünkü senin adamınım.
senin güdümündeyim.
senden yana çıkarım var benim.
hazır çıkar demişken, şu kombine parasının bir kısmıyla, bana
köfte ekmek - bira ısmarlar mısın başkanım?
ben de gidip,
galatasaray sözlük'teki
misyonerlik faaliyetlerime devam edebilirim...
(bkz:
te allaam)