• 12887
    dünyanın en güvenilir istatistik sitesi alexa verilerine göre 1 ağustos 2019 tarihi itibarıyla türkiye'nin en çok ziyaret edilen 590. sitesi.

    sıralamanın önemini şöyle açıklayabiliriz; galatasaray resmi sitesi galatasaray.org'un türkiye'deki sırası: 1,406.

    sözlükler olarak ise;

    - ekşi sözlük 13. sırada,
    - uludağ sözlük 244. sırada,
    - galatasaray sözlük 590. sırada,
    - itü sözlük yani instela 1,062. sırada,
    - inci sözlük ise 749. sırada.

    kısacası galatasaray sözlük sadece galatasaray ve spor temalı bir sözlük olarak türkiye'nin en çok ziyaret edilen 3. sözlüğü konumdaki yerini koruyor.
  • 9047
    yazarları boşu boşuna birbirini kırmaktadır.

    yok bu futbolcu galatasaray'ın evladıymış, yok şu hoca büyük galatasaraylıymış. geçiniz arkadaşlar, bunların hepsi sözleşmeli, profesyonel, paralarını tıkır tıkır hesabında görmek isteyen, görmeyince götü başı ayrı oynayan insanlar. yani her koşulda senden, benden az galatasaraylılar, çünkü senin benim galatasaray'la maddi bir beklentimiz, çıkar ilişkimiz yok, tersine biz para veriyoruz.

    şu anda real madrid, barcelona, bayern münih, chelsea, manchester united istese galatasaray'da bir dakika bile fazladan duracak tek bir adam yok! hamza hamzaoğlu dahil, teklif gelsin, şener şen misali topuklarını kıçına vura vura depar atarlar havalimanına doğru. gitmedi mi birader, hakan şükürler, fatih terimler, ilk buldukları fırsatta nama, şana, şöhrete.

    insanoğlu bencildir, kendisini ve nefsini düşünür önce. geri kalan her şeyi kendi menfaati ve arzuları için araç olarak kullanır.

    hakan şükür galatasaray efsanesidir sözde, sözleşmeli futbolcuyken, paralarını takır takır alırken ondan büyük galatasaraylı yoktur. para ilişkisi bitince, makam mevki sahibi olmak için milletvekili olur da galatasaray'ın hayrına ağzını bir kere bile açmaz, galatasaraylılığını askıya alır.

    fatih terim, yıldızı sönmek üzereyken, galatasaray tekrar kendisine kapıları açtığında, en büyük galatasaraylı olur, aslolan galatasaray'dır diye efsane sözler söyleyip, taraftarı avucunun içine alır, sonra kendi nefsi ve menfaatleri olunca galatasaray'dayken savaş açtığı kişilerle kader ortağı olur, para ve mevkiyi görünce galatasaray'ı unutur.

    sen ve ben hep buradayız. onlar gidip geliyor, ver para, al para, para, para, para... sen ve ben öyle değiliz. sen ve ben birbirimizi çok iyi anlarız, kötü zamanlarda, onlar çeker giderler üzülmezler bile. sen ve ben, karşılıksız severiz, menfaat beklemeyiz, onlar paraları yatmazsa oynamazlar, para kazanıyorlar bu işten çünkü. sen ve ben... düşündüm de sen ve ben iyi bir çift olabiliriz, değerlendirelim bunu.

    yani kardeşlerim, sözleşme ile galatasaraylı gözüken kimseyi namusunuz gibi görüp, onu eleştirenlere amansızca saldırılarda bulunmayın. namusunuz belleyip kan döktüğünüz kişi, ilk fırsatta yabanın kucağına kendisini atmayı çok iyi bilecektir.

    başkanlarından tut, yöneticilerine, futbolcularına, hocalarına varana kadar, hiçbiri galatasaray'ın menfaatini kendi menfaatinden önce görmez, önce kendi çıkarlarını düşünür, görmüş olsa maddi manevi böyle bir pozisyonda olmazdık. ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz sözünü unutmayıp, fantezilerle, iyi niyetlerle, beklentilerle filan insanları değerlendirmeyin, gözünüzün gördüğüyle, olan bitenle yargılayın. cehennem yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir.
  • 13006
    en güzel dostluklarımın mimarı.
    biraz kafam güzel. bir süredir işsizim. sıkıntım yok ama her şey yolunda.
    2 yıl geçmiş son entryimi gireli. geri dönüp baktığımda, ünal aysal, emre mor ve bruma'yı övüp ultraslanı yeren entrylerimin çok beğenildiğini gördüm. benim için bir önemi de yok.

    bu arada yazmıyorum ama okuyorum. kıyas yapıyorum. çünkü bolca fbtv izlerim ve antu okurum. onların da nabzını tutmak için. bu anlarda fark ederim ki onlar seviyesizler. saygısızlar. dile hakim değiller ve hakaret etmeyi severler. çünkü onlar yalanlara tutulmuş mutsuz güruhlar.

    onlardan olmayın.

    fatih terim'i sevenler, sevmeyenler, başkancılar, liseciler, yangıncılar, sözlükte prim peşinde koşanlar, koşmayanlar sadece yazanlar, benim gibi yazmayıp sadece okuyanlar; pek çok kategori var.

    arkadaşlarım, canlarım, kardeşlerim bu kadar kasmayın. burada fikirlerinizi beyan ediyorsunuz. küfür etmeyin. yormayın ve daha da önemlisi yorulmayın. yazık size. burayı hayatınızın merkezine koymayın.

    "ben onu yazdım ceza aldım ama bu ceza almadı."
    "bana nick altı yazmış hemen cevap vereyim."
    "kesin bana of veren budur."
    "önceki entryde bana laf sokmuş hemen kontra yapayım."

    hasta olursunuz. mutsuz olursunuz. ya bırakın. zaten yine şampiyon olacağız. siz istediğinizi eleştirin veya istediğinizi övün. burayı güvenilir bir kaynak olarak görüp, içerik üreten şanslı insanlardan olduğunuzu düşünün.

    keyfini sürün.

    galatasaray'ın keyfini sürün.

    onun sizi mutlu etmesine izin verin. bize de huzurla okuyabileceğimiz satırlar bırakın.
  • 14717
    daha önce adını iddia bültenlerinde bile görmediğimiz takımlara karşı üstünlük kuramayıp ezildiğimiz için bugünlerde oldukça karamsar olan sözlük.

    yani arkadaşlar ne yapalım şimdi? randers'la berabere kaldık ama avantajlı skor mu diyelim? bu oyun gelecek adına umut veriyor mu diyelim? sizin gönlünüz nasıl olur? ne yazarsak sizin için olması gereken platform olur burası? hani siz söyleyin arkadaşlar, ben başka bir dünyada mı yaşıyorum? randers, st johnston gibi takımlara hakimiyet kuramıyor, psv'ye karşı hezimet yaşıyoruz. iyi de arkadaşlar burada olumlu bakılacak kısım neresi? her şeye pozitif yaklaştığımız için günden güne vasata alışıyor olabilir miyiz, düşünelim isterseniz?
  • 13719
    bugün bir kez daha ne kadar çok sevildiğimi bana gösteren canım sözlüğümüz.
    mesaj atan, başlığıma yazan herkese çok çok teşekkürler.
    cihangir ve annesi çok şükür iyiler.
    mesaj atan arkadaşlarıma yarın tek tek geri döneceğim ama bu gecelik bağışlayın.
    dün gece ve bugün hiç uyumadım, ancak eve gelebildim.
    biraz toparlanıp geleceğim.
    iyi ki varsınız...
  • 13276
    en çok hafta içi sevdiğim yer.

    çünkü hafta içi genelde müdavimler burada olur. çoğu da takımdan umudunu kesmeyen, tribüncü, sıcak kanlı, hoş sohbet pozitif insanlar.

    bu durum entrylere de yansır pek tabii.

    entry sayısı da azaldığından okumakta zorlanmazsınız. gözden kaçan bir şey olmaz. hafta sonunun kaosu ve maçların skoruna, oyununa göre abartılı yorumları, can sıkan ruh halleri pek olmaz.

    o yüzden hafta içi sözlük'te yazmak da, okumak da bana daha keyifli geliyor.
  • 7875
    12 eylül 1980 günü üniversiteye kayıt yaptıralı bir ay olmuştu.
    öncesi ve sonrasını anlatmayayım ama bilin ki göz ve ruh tanığıyım.
    şimdi farklı kardeşlerim, azıcık hatırım varsa, sakin. tekrar paylaşayım, sakin.
    elbet burası sarı kırmızı bir sayfa. elbet cümlesi tek, heyecanı yüksek bir sofra.
    herkesin tıka basa karnını doyurması şart değil, kimse aç kalmasın yeter.
    bunun da tek çaresi yarışmadan paylaşmak, yarıştırmadan.
    başta şimdi farklı dedim ya, inanın farklı. en azından siz farklısınız, gençler farklı.
    buna eminim çünkü yazdıklarınızı okuyorum. buna eminim çünkü düşüncelerinizi heyecanla takip ediyorum.
    geçen gün bir fb'li arkadaşım şöyle dedi; bu ikilemi nasıl çözsem bilmiyorum? fb benim her şeyim ama başbakan da fb'li. ben de ona şöyle dedim; belki senin fb'nle onun fb'si aynı değildir.
    kimbilir belki de öyledir. kimbilir belki de bu sahici bir ikilemdir.
    bize gelince; eminim şartlar ne olursa olsun hepimizin bir eli metin oktay'ın dokunduğu yerdedir.
    şampiyonluk aşkıyla selam ederim kardeşlerim...
  • 12988
    notgivingup nickli yazarın uçurulması fatih terim'i eleştirdiği için değil diye paragraflarca yazı yazılıyor. ama fatih terim'in eleştirilemez olduğunu belirtmek için yazılan, kan isteyen entryler girin bakın haftanın en beğenilen entrylerinde en üst sırada yer alıyor.

    bu nedir? bu mahalle baskısıdır. sus demektir.

    --- alıntı ---

    söyleyecek yeni bir şeyiniz yoksa her gün, her dakka bu eleştirinizi fırsat olan her başlıkta ve her seferde tekrarlayamazsınız.

    --- alıntı ---

    ne diyor burada salyangoz? yeni bir eleştiriniz yeni bir görüşünüz yoksa aynı şeyi yazıp durmayın diyor. her puan kaybında belhanda'ya sayfalarca çöp yazılıyor. bakın üçüncü sezona giriyoruz istisnasız her puan kaybında hortluyor başlığı. bir galatasaray oyuncusunu ısrarla yeni bir şeyi olmadan, her dakka her fırsatta gömen adamlardan kaçı uçuruldu?

    tekrar soruyorum bu nedir? bu mahalle baskısıdır. bu sus demektir.

    burada oluşan fişlemeden rahatsızım. son dönemde farklı görüşte olanların ötekileştirilmesinden rahatsızım. bizim beğenmeyeceğimiz birşey söyleyeceksen çok dikkatli olmalısın baskısından rahatsızım. çoğunluğun puan kayıplarında eleştiremediği hoca yerine sürekli oyuncu kötüleyip sürekli transfer istemesinden rahatsızım. asıl zararı veren bu zihniyetin kabul görüp yanlış düşünüyorsunuz diyenin baskılanmasından rahatsızım. direk olarak ifade edilmese de taraf olmayan bertaraf olur yaklaşımından rahatsızım.

    sanal bir ortamda, öyle ortaya trip atar gibi gitmenin kimsenin sikinde olmayacağını bilecek yaştayım. ama ben hayatım boyunca böyle bir düzeni benimsemedim, ya bizim gibi düşün ya sus diretmesini kabul etmedim, böyle bir zorbalığa boyun eğmedim.

    burada oluşan bu düzen artık içinde bulunmak isteyeceğim bir düzen değil. herkese selam herkese veda.
  • 13259
    yazarlarının şirazesinin iyice kaydığı platform.

    artık sık yazmıyorum, yazdığımda da derin bişiler olmuyor ama okuyorum buraları.

    sevmem bu tabiri kullanmayı ama nefret ettim ulan,

    nefret ettim, ayda yılda bir oynayan futbolcuya "çöp" diyen yazarlarından
    nefret ettim, fener'in forveti gol attı diye kendi sakat yıldızına "çakan" yazarlarından
    nefret ettim, aldığı yıldızı sakatlandı diye etmedik laf bırakmayan yazarlarından
    nefret ettim, kelle de kelle diye susmak bilmeyen yazarlarından
    nefret ettim, çözüm sunmayan sadece hayıflanan/eleştireneden yazarlarından
    nefret ettim, iki dakika sakin kalamayıp anlık duygu patlamasıylaa hakaret eden azarlarından
    nefret ettim, negatiflik saçmaktan başka bir şey yapmayan yazarlarından

    nefret ettim ulan!

    üstte yazdıklarımın hiçbirini açıklama gereği duymuyorum. geçti o günler. biliyorum ki şu dediğim adamlardan oturup hayatlarını dinlesem eleştirdikleri noktaların kat kat fazlasını bulurum.

    her şeye rağmen biliyorum ki hayatta kibirliler, dengesizler, kompleksliler, özgüvensizler, özsaygısızlar daha çok ses çıkarır. ve yine biliyorum ki fırtınada sakinliğini, itidalini koruyan, sessizce bekleyip görmesini bilenlerin sayısı da az değildir.

    her zaman dedim yine diyorum, galatasaray taraftarı sarı-kırmızı renkleri temsil edenlere, en çok da birbirine saygı ve sevgi göstermelidir. demiyorum ki, sussun konuşmasın. ama ölçüsüne, seçtiği kelimelere dikkat etsin.

    not: fatih terim'in durumunu, futbolcuların durumunu, futbol sisteminin durumunun gayet farkındayım. yazdıklarım bunların çok çok daha üstünde, galatasaraylılığın temeliyle ilgili. kaybettiğinizde ne futbolcunun, ne kupanın, ne maçın, ne tribünün zerre öneminin kalmayacağı bir temelle ilgili.

    imza: 38 yaşında, zamaınnda mapeza'lı takımı barselona'ya karşı umutla,heyecanla destekleyen ve hayatında ilk kez bu sene bir avrupa maçı * öncesi heyecanlanmayan hatta maçın başlama düdüğünü tv'den gelen sesle son anda fark eden bir taraftar.
  • 14562
    gönlümüzdeki galatasaray sevdası ile bizi bir arada tutan platform.

    son zamanlarda tokat üstüne tokat atmakta bize. dostlarımız kaza geçiriyor, hastalıkla boğuşuyor, aramızdan ayrılanlar oluyor. meleğini, annesini kaybeden dostlarımız, yiğidini babasını kaybeden arkadaşlarımız.

    sizin gönlünüzde galatasaray dışında da sevdalar var demek istiyor adeta.

    öleceğini bilen tek canlı olan insan için hayatın merkezi burası.

    nereden geldiğiniz, ırkınız, dininiz, yaşam tarzınız hiç umurumda değil!

    acılarınızı paylaşıyor ve sizleri seviyorum.
  • 11828
    büyümek için adım attığı dönemlerde kalitesi düşen sözlük. zira internetteki insan kalitesi gerçekten rezalet. yani "sözlük çok bozdu yea" derken sözlüğün kendisini değil interneti baz almak lazım. biz alımları internetteki sosyal mecradan yapıyoruz neticede.

    geçenlerde 28 temmuz 2018 tarihli club africain galatasaray maçı sonrası yaşanan gerginlik akabinde; sözlük, kendini pilot edenlerle birlikte 14-15 yazarından oldu. yanılmıyorsam 2 kişi kendini pilot etti, diğerlerinin yazarlığını biz sonlandırdık.

    işin ilginci bu sildiğimiz yazarların bir tanesi haricinde hepsi uzun zamandır takibimizde olan isimlerdi. yani sözlüğü benimsemiş yazarların neredeyse hiçbiri belirli ölçüleri aşmadı o gün. silinenleri de tek entrye dayanarak değil de uzun bir takip neticesinde oluşturduğumuz kanaate göre sildik, bunca zaman sözlükte kaldılar, çünkü sadece uyum sağlamaları için şans veriyorduk. zira sözlük dendi mi akla artık format olarak hiç alakamız olmayan ekşi sözlük geliyor. oradaki üslubu buraya taşımaya çalışıyor birçok yeni yazar. öğrenene kadar da belli bir sürenin ve entry sayısının geçmesi gerekiyor. bir de twitter'daki bol sinkaflı sosyal medya var. totalde bu anlayışı göstermezsek sözlük kazandığından daha hızlı yazar kaybeder hale gelir ki, bu da fikri sermayemizden yememiz ve kendimizi tüketmemiz demektir.

    ayrıca şunu belirtmek lazım yapılan son toplu alımda oldukça titiz davrandık. açıkcası gerçekten en kusursuz çaylak entrylerini giren yazarları sözlüğe dahil ettik. en ufak soru işareti olanları onaylamadık... buna rağmen yeniler hakikaten çok zorlandı. bunda sosyal medyanın ve türk insanın içler acısı durumu da var. ama şunu söylemeden geçemicem, yeni neslin içinde hakikaten çok önemli ve kaliteli yazarlar var. isim vermeme gerek yok. zaten sözlükçe seviliyorlar. bir de bir şekilde sözlüğe uyum sağlamayamayacağı kesin olanlar ve kendini iyi gizleyen, ortam bozuculuk yapan troller var. onları da uzun bir takip neticesinde vicdanen yeterince kanaat getirdiğimizde siliyoruz.

    bu döngü böyle devam etmeye mecbur. onay bekleyen çok sayıda yazar var. gönül ister ki hepsini hiç bekletmeden alalım. ama öyle olamıyor. sözlük ne zaman kuralların daha az ihlal edildiği bir hal alıyor, biz yeni alımlar yaparak bunu bozuyoruz. alım yapmadığımız dönemlerde ise sorunlu yazarlar elendikçe kalitemiz artıyor. ama başka çaremiz de yok. sosyal medyanın kuralı bu. kusursuz platform yok. kusurları göze almalıyız. aksi taktirde içine kapalı ve kendinden başka hiç bir şeye hizmet etmeyen ufacık bir topluluk haline geliriz.

    yine de daha kaliteli bir sözlük arzu ediyorsak dikkat etmek gereken çok önemli iki husus var. alım yapıldıkça oluşan dejenere ortama uyum sağlamamak ve sözlük denetimine aktif şekilde katkı sağlamak. bu katkıyı da ihbar özelliğini kullanarak sağlamak mümkün. bunu becerirsek hem çok daha hızlı büyürüz hem de alım dönemlerindeki iniş çıkışlarımız bu kadar keskin olmaz.
  • 13629
    sözlükteki tartışmaların sebebi bana göre yazarların kendi düşüncelerini mutlak doğru sanmalarıdır. mutlak doğru olarak görünce de savunurken çok sert ifadeler kullanabiliyorlar. oysa yazarken "bakın şimdi mutlak doğruyu yazıyorum, hepsinin ağzının payını vereceğim." diye düşünmek yerine, "düşüncelerimi saygılı bir şekilde, aynı takımı tuttuğum taraftarlara iletiyorum." diye düşünse bu kadar çok tartışma çıkmaz. bence tüm yazarlarımız girdi girmeden bu cümleyi içinden bir tekrarlasın. denemekten bir şey çıkmaz. belki daha iyi bir sözlük ortamı olur.
  • 13389
    ilginç bir grup yazarın inatla negatif enerji pompaladığı sözlüktür.
    gurrpegi neden gitti diye kendi kendime düşünürken, 26 ocak 2020 konyaspor galatasaray maçından sonra hala nefret kusmakta olan kişileri gördükçe artık ben de sıkıldığımı düşünüyorum.

    bak sevgili kardeşim, ikinci yarıda fark yaratan iki oyuncun sakatlanıp çıkmış, tek bildiği taktik kalenin önüne kamyon çekmek olan bir takımın karşısında öyle ya da böyle 3 gol bulmuşsun ki bunların hiçbiri karambol goller değil, ömer ali’nin ayağından açtığı top harici pozisyon vermemiş ki luyindama sezonu kapatmış, marcao cezalı, ahmet çalık ile falan oynamışsın, hafta içi başkanın ile teknik direktörün birbirine girmiş, ezeli rakibin başakşehir’i yenmiş, puan kaybetme kredin yok ve bu deplasmandan 3-0 galibiyet ile ayrılıyorsun.

    şimdi teker teker bknz ile sıralamayacağım ama başlıklarda gezinirseniz görürsünüz, bu paşalar berbat oyun, iğrenç teknik direktör, şöyle kel kafa, böyle sağ bek sallıyorlar.

    biz de görüyoruz, feghouli berbat, mariano artık futbol hayatının sonuna gelmiş, bu futbol sivas, fener, başakşehir deplasmanlarına yetmez. ama hani destek? nerede taraftarlık? 7/24 küfür mü edelim, sevinmeyelim mi galibiyete?

    bu takım 4. yıldızı alırken uzay futbolu mu oynuyordu? ıkına sıkıla tek farklı galibiyetler alırken de okuyordum burayı, kimse galibiyetlerin ardından sövüp saymıyordu. sinerji diye bir kavram var, hedefe odaklanmak diye bir kavram var. sen istiyorsun ki her maç 5-0 olsun, 28’e 1 şut istatistiği olsun, rakip takım orta sahayı geçemesin, baskı yenmesin vs vs. yoksa sayalım sövelim.

    bu durum gerçekten artık can sıkıcı bir hal almaya başladı.
  • 14688
    buradaki bir çok renkdaşımdan yaşça büyük sayılırım.
    o yüzden bir küçük ricada bulunmak istiyorum.
    2021-2022 sezonu yaz transfer döneminin bitmesine 25 gün var.
    daha transferler gelecek, gidecekler olacak. takım yavaş yavaş oturmaya başlayacak.
    en azından transfer dönemi bitene kadar hepimiz baltalarımızı belimize koyup beklesek?
    eleştirmeyelim demiyorum ama biraz dozunu azaltsak hepimize iyi gelecek.
    transfer dönemi biter, takım oynamaya başlar. eğer işler istediğimiz gibi gitmezse o zaman hep beraber gömeriz.
  • 10272
    13 nisan 2017 olimpik lyon beşiktaş maçında ve devamında gerçekten ciddi bir beşiktaş sempatisi varlığı sezdim ben de.

    her avrupa maçımızda rakip takım bayrağı açanlar,

    http://fotocdncube.gazetevatan.com/...31840390189630_3.jpg

    http://i.eurosport.com/...-2560-1440.jpg?w=700

    oyuncumuza ırkçılık yapanlar,

    http://spor.internethaber.com/...648806-besiktas1.jpg

    sahaya girip takımımıza saldırmaya kalkanlar,

    http://img1.aksam.com.tr/...0132230429875126.jpg

    ve ali sami yen e küfür edenler bunlar değil mi!

    kusura bakmasınlar da skimde olmaz onların getireceği başarı, sevinmem de. en fazla ligde takılabilirler diye buraya kadar desteklemiştim. lig de bitti...

    daha 3 hafta önce konya'da konya-beşiktaş erkek hentbol maçında bile beşiktaş taraftarları(konya çarşı, bjk üni) gene ali sami yen'e küfürler etti.

    ben bunları sindiremiyorum ve kulüp olarak doğru yolda gittiklerini görsem de başarılı olmalarını istemiyorum çünkü ülkede öyle bir kültür kalmadı. bakmayın bunların şimdi bize vatan haini muamelesi çektiğine. yukarıda linkler var işte gördük daha 3-4 sene önceki hallerini.

    35 yaşında adamım ben tarihte beşiktaş'ın ve taraftarının bu kadar itici olduğu başka zaman dilimi görmedim.

    burada sadece galatasaray taraftarları var. sempatiniz varsa gidin başka platformlarda yapın güzellemelerinizi. burası galatasaray sözlük!
  • 13549
    50 günlük aranın ardından entry yazarak döndüğüm mabet. *

    dilerim pandemi sürecinde tüm yazarlarının, okurlarının, takipçilerinin sağlıkları ve keyfileri yerinde olmuştur ve hayatlarında olumsuz durumlar oluşmamıştır.

    2 hafta sonra ligler başlarken, kaldığımız yerden, galatasaray sözlük sinerjisiyle birlikte, hedef 23 yolunda, el ele, omuz omuza yeni bir başarıya daha buradan kıvılcım çakacağız.

    #neredekalmıştık
  • 966
    bitmek bilmeyen anlamsız tartışmaların ciddi derecede kabak tadı vermekten de öte can sıkmaya başladığı sözlüğümüz.

    (bkz: bazi entrylerin neden kotulendigini anlamamak)
    (bkz: seri ofsayt veren ibne)
    (bkz: sozlukteki fenerbahceli yazarlar) ve diğerleri.

    galatasaray sözlük her yazara diğer yazarların entrylerine 'bir adet' on numara ya da ofsayt verme hakkı vermiştir ve herhangi bir yazıya on ya da of vermek tamamen yazarın kendi insiyatifindedir. her yazar istediği yazıya istediği şekilde oy vermekte serbest olup diğer yazarların bunun nedenini sorgulaması ise tamamen abesle iştigaldir. zira yazarın herhangi bir yazıya ofsayt oy vermesi için bir çok neden bulunabilir;

    bir kaç örnek vermek gerekirse;

    yazıyı beğenmemiştir, ofsayt vermiştir.
    yazıyı çok beğenmiş ama kıskanmış, ofsayt vermiştir.
    karısı/kocası ile kavga etmiştir, ofsayt vermiştir.
    kız/erkek arkadaşı ile kavga etmiştir, ofsayt vermiştir.
    patronundan fırça yemiştir, ofsayt vermiştir.
    morali bozuktur, ofsayt vermiştir.
    yazısı ofsayt alınca sinirlenen yazarları ve açtığı başlıkları görüp eğleniyordur, ofsayt vermiştir.
    sırf gıcıklık olsın diye ofsayt vermiştir. (örnekleri istediğiniz kadar çoğaltmanız mümkün.)

    hal böyleyken yazının neden ofsayt oy aldığı konusunda polemik yapmak ve diğer yazarları fenerbahçeli olmakla itham etmek tamamen anlamsız bir düşünce biçimidir. haa "ama benim karmam düşüyor, ben hep pohpohlanmak istiyorum , egolarım tavan yapmış durumda, karmam hep kral olsun imparator olsun" diyorsanız bize ulaşın karmanıza istediğinizi yazalım, siz de rahatlayın, biz de, yeter artık.
  • 4907
    galatasaray sözlükte yazarım demenin keyfini, gururunu yaşamak varmış. emrihak vaki olmadan söyledim ya gün yüzüyle.
    bazıları "sanırsın oxford'da mikrobiyoloji bölüm başkanı" desin, ne gam! galatasaray'ımın adının geçtiği yerde mübaşirim ben.
    fikirler başka da olabilir hatta firarda da olabilir ama sarı-kırmızı sözlük satırları yüce olmalı, gururlu olmalı. bu sayfaların önemsiz ve dahi işlevsiz olduğunu zannetmeyin, zannettirmeyin. genç ve asil ruhların diyarı burası. fırsatım, vaktim olunca uğrar, selam çakarım ustalara. ne yalan söyleyeyim bazen kızarım da ama asla laf ettirmem. günlerimizi, gecelerimizi alan sanat maratonu'nda gözlerim ve sözlerim çok aradı sözlük erbabını ya neyse! belki de ben yanlış yerden orta yapıyorum. yine de ağabey tavsiyesi; ilgilenin derim olan bitenle. satırlar tematik olabilir ama araya sıkışan küçük bir cümle farklı kılar hepimizi. sözün özü dostlar; galatasaray sözlük asaletini adından alır ve o asalet elele sonsuzluğa uçurur sarıyla kırmızıyı...
  • 14434
    uzun zamandır yazmayı düşünüyordum ama sürekli erteliyordum. belki bir duygu yoğunluğudur ya da başarısızlığın vermiş olduğu kabullenemeyiştir diye düşündüm ama alakası bile yok. bu arada bu durum tamamen şahsi gözlemimdir: sözlükte seviye gitgide düşmekte. kulübün en büyük efsanesi hakkında “tazminat peşinde” sözünü gördükten sonra ben burayı ciddiye almamaya başladım. yani şu cümleyi antu’da bile görmezsiniz. terim’in bizden gittiği/gönderildiği zamanların hiçbirinde tazminat almadığını bilmemesi imkansız bunu yazanın. maçları pek takip etmeyen, galatasarayı hobi olarak tutan biri bile bilir bunu. ama bu yazar arkadaş bunu bilmiyor öyle mi? külahıma anlatsın. ya açın bakın fatih terim’in başlığını okuyun, neler neler yazılmış. üstelik mağlup olmamışız, önümüzde önemli bir maç ve haftaya derbi varken bile yazılanları okuyunca dışımdan sövüyorum sadece. bazen de nerde yazdığımı karıştırıyorum. eksisozluk yazarlığım yok ama buranın eksi’den tek farkı herkesin galatasaraylı oluşu. sadece bu kadar. ya allahını seven bugün gitsin terim başlığına bi baksın. saha içini ya da başarısızlığını eleştirenlere canım feda ama yapılan yorumların kaç tanesi saha içine yönelik bi gidin bakın. tek sorun terim olsa neyse…

    bakın ben uzun yıllardır yazmadıysam da çok uzun zamandır burdayım. yazmasam da okuyucu olarak takip ettim burayı. tarihimizin en rezil sezonu olan 2010-2011 yıllarında yazılanlara bi bakın, aradaki seviye farkını görün. o rezalet sezonda bile oyunculara ya da teknik adama bu kadar hakaret edilmemiştir. ben cidden bıktım bundan…

    her hafta emre akbaba, önceden belhanda, bazen arda, bazen donk, bu sene çoğu zaman luyindama ve falcao, geçen yıl mariano, ya bi ton örnek var. her hafta neler neler yazıldı haklarında. yetersiz bulabilirsin, gitmesini isteyebilirsin ama twitter ağzıyla yazı yazmak nedir birader ya. cidden ayıp. bakın rezil oynadığımız sezon bile bam üçlüsü hakkında yazılanlar şimdiki yazılanlara nazaran başucu entry’si olur. x, y, z kuşağı geyiğine girmeyeceğim ama cidden o kadar seviyesiz ve laçka bir hal aldı ki ortalık, eskinin yazarları artık pek yazmıyor dikkat ederseniz. ya da yazsalar bile tek tük artık. çünkü inanılmaz derecede dejenere oldu sözlük. hiçbir özelliği kalmadı. bugün bi yazar arkadaş vardı mesela, kulübün en büyük efsanesini o ses türkiye jürisiyle kıyasladı. imparatorun kendi sözleriyle dalga geçmeye kalktı. normalde nick altı pek girmem ama dayanamadım. hagi, terim, galatasaray performansıyla ilgiliyse no 9, tugay, suat, bülent korkmaz benim için dokunulmazlardır. bu adamlar benim hayatımın en mutlu günlerini yaşattı. allah çarpar ben onlara laf edersem ama tek bildiği sözlükte yazmak olan arkadaşlar bu değerlere laf ediyor. bu dejenere ortama gelemiyorum işte. ağzımı açsam ceza alıyorum, bunu yazanın iki üç yancısı da “fikri hür vicdanı hür” diyor resmen çıldırıyorum. ya arkadaş o fikir gerçekten bi fikir değil, kulübün efsanelerine laf söylemeniz de vizdansızlık. alakası yok sizin söylediğinizle. sayenizde bu sözden soğudum.

    umarım gelecek sezon maçlar seyircili oynanır da gidip desteklerim takımımı. bu dejenere ortamı bir tek orda göremiyorum. ben 2010 2011 sezonunda bile takım için analiz yapıyordum eski yazar dostum cladi ile. maçlara gidiyordum. o sıra tribünde 10.000 kişi vardı ama mutluydum. keza 2016’da.. rezil oynuyorduk ama biliyorduk illa bi çıkış olacağını. çıktık da zaten. bu takım dibe vurduğunda hemen toparlanan bi takım. şimdiyse 2 sene şampiyon olamadı diye kulübün en büyük efsanesine söylenmeyen kalmıyor. ayıp cidden ayıp… bunu yapan galatasaraylıysa vallahi de billahi de tillahi de ben değilim.. o kadar kesin konuşuyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın