42
federasyon başkanının ve çeşitli federasyon çalışanlarının fenerli olmasına gelene kadar kulübümüz içinde tesisleri çekmecede olduğu için üvey evlat olarak görülmesinden başlayıp, ünal aysalın şirketi elini çektikten sonra yarım lira sponsor bulunmamasına ve içine gereksiz sayıda niteliksiz sporcu doldurulmasına kadar çeşitli hatalı uygulama bulunduran şubemiz.
vakti olan açsın 1960 - 2000 yilları arasını okusun, aslında baya domine edebildiğimiz bir şube olduğunu görecektir.
şimdi ise su sporlarindan sorumlu yöneticiye "neden ilgilenmiyorsunuz?" diye sorduğunuzda "çok uzak, kim gidecek?" deme cesaretini gösterebiliyor. ben duyduğumda utanıyorum, karşı tarafın yüzü hiç kızarmıyor.
geçen sene olan bir bombayı paylaşayım: gençlerde iki tek avrupa şampiyonu çıkardık. mükemmel bir şeydi. fenerbahçe hemen bastı parayı ikiliden birini transfer etti. transfer bitmeden önce çok rica edildi, yönetime, biraz destek çıkın ikili bozulmasin dünya sampiyonu olma potansiyelleri var dendi. kimse dinlemedi... giden sporcuya üzüldük. peki kalan? kalan sporcu da "ben doğuştan galatasaraylıyım asla gitmem" dedi. peki ona bir koltuk çıkıldı mı? yooo, öyle takılıyor. eminim bir noktada direnci kırılır ve o da fenerbahçe'ye gider.
sponsor bulama, optimize edeme, gidip ilgilenme de sonra fırıncı küreği ile sesteş olduğu için mizah yapıp fenerbahçe kulübü başkanı ile dalga geç. söylenen doğrudur rakip kulüp bizi bu spor dalında her kulvarda yıllardır patır patır tokatlamaktadır. olimpiyat kotalarını da kendileri düzenli olarak doldurmaktadır.
rakip kulübünün başkanının şımarık ve terbiyesiz bir yalı çocuğu olması bu gerçegi değiştirmez. bu utanç aramızdan amatör spor ruhuna sahip insanlara yeter de artar. yoksa futbol tabii ki çok güzel biz de takımımız şampiyon olunca mutlu oluyoruz. futbol nere kürek sporu nere...
federasyon fenerli abi demekle olmaz. onu demek (sözüm tabii ki meclisten dışarı) şımarık ve terbiyesiz yalı çocuğunun futboldaki ağlamasına benzer.
sen parayı bul, şubeyi gereksiz elemanlarla şişirme ve iki gidip ilgilen durumu sonra bir daha değerlendirelim.
vakti olan açsın 1960 - 2000 yilları arasını okusun, aslında baya domine edebildiğimiz bir şube olduğunu görecektir.
şimdi ise su sporlarindan sorumlu yöneticiye "neden ilgilenmiyorsunuz?" diye sorduğunuzda "çok uzak, kim gidecek?" deme cesaretini gösterebiliyor. ben duyduğumda utanıyorum, karşı tarafın yüzü hiç kızarmıyor.
geçen sene olan bir bombayı paylaşayım: gençlerde iki tek avrupa şampiyonu çıkardık. mükemmel bir şeydi. fenerbahçe hemen bastı parayı ikiliden birini transfer etti. transfer bitmeden önce çok rica edildi, yönetime, biraz destek çıkın ikili bozulmasin dünya sampiyonu olma potansiyelleri var dendi. kimse dinlemedi... giden sporcuya üzüldük. peki kalan? kalan sporcu da "ben doğuştan galatasaraylıyım asla gitmem" dedi. peki ona bir koltuk çıkıldı mı? yooo, öyle takılıyor. eminim bir noktada direnci kırılır ve o da fenerbahçe'ye gider.
sponsor bulama, optimize edeme, gidip ilgilenme de sonra fırıncı küreği ile sesteş olduğu için mizah yapıp fenerbahçe kulübü başkanı ile dalga geç. söylenen doğrudur rakip kulüp bizi bu spor dalında her kulvarda yıllardır patır patır tokatlamaktadır. olimpiyat kotalarını da kendileri düzenli olarak doldurmaktadır.
rakip kulübünün başkanının şımarık ve terbiyesiz bir yalı çocuğu olması bu gerçegi değiştirmez. bu utanç aramızdan amatör spor ruhuna sahip insanlara yeter de artar. yoksa futbol tabii ki çok güzel biz de takımımız şampiyon olunca mutlu oluyoruz. futbol nere kürek sporu nere...
federasyon fenerli abi demekle olmaz. onu demek (sözüm tabii ki meclisten dışarı) şımarık ve terbiyesiz yalı çocuğunun futboldaki ağlamasına benzer.
sen parayı bul, şubeyi gereksiz elemanlarla şişirme ve iki gidip ilgilen durumu sonra bir daha değerlendirelim.