• 1
    (u: karakter sınırından dolayı kısaltılmış bir başlık. 2011-2012 sezonu galatasaray futbol takımı vs 2012-2013 sezonu galatasaray futbol takımı olması gereken bir başlık.)

    en dikkat çeken özelliği 2011-2012 sezonunda çatır çatır hücum eden, son derece hırslı futbolculara sahip, 3-4 farkla galip gelebilen, son derece arzulu bir takım izlerken; 2012-2013 sezonunda ise tek farkla deveye hendek atlatırcasına alınan zor puanlar çok basit hatalardan yazık olan maçlar, rölantide ve sıkıcı futbol geliyor akla.

    2011-2012 sezonunun ilk yarısına bakıldığında ilk haftalar çok sıkıntılı* 2012-2013 sezonunda ise aksine çok iyi bir başlangıç yaptı takım. 2011-2012 sezonunda 10. haftaya kadar falan bir alışma süreci içinde olup arena'daki antep mağlubiyeti ve inönü'deki beşiktaş beraberliğinin ardından toparlanma sürecine girilmiş hafiften kıpırdanmaya başlamıştı takım. 2012-2013 sezonunda ise tam tersine ilk haftalarda iyi başlanıp gerisinde oldukça vasat bir tabloyla karşı karşıya kalındı.

    2011-2012 sezonu ilk yarısında fenerbahçe galibiyetiyle iyice moralli hafiften oturmaya başlamış bir takım izlemeye başladık, ikinci yarı necati ateş takviyesiyle zor deplasmanlardan temiz puan çıkardık. semih kaya ujfalusi uyumu sayesinde az gol yiyip engin baytar'ın hırsı, elmander'in azmiyle rakibi boğan bir futbol oynadık. 2012-2013 sezonunda ise ufo'nun sakatlığıyla baş gösteren semih dany uyumsuzluğu, engin baytar'ın cezası ve sağ kanatta hızlı atakları frenleyen bir hamit altıntop'un performansı geçen seneki düzgün futbolu baltalayan nedenler oldu. melo'nun yeni yeni kendini bulması dolayısıyla selçuk'un o geçen sezonki selçuk'u aratır olması da önemli bir etken tabi.
  • 7
    ilk takım, terim'in oyun planı için bütün gereksinimleri sağlıyorken, yapılan transferlerden sonra aynı oyun planına uygun olunmadığı görülmüştür. şampiyon olan takım, kadrosunu koruyarak ve üstüne hakikaten iyi transferler yaparak nasıl futbol anlamında geriye gider, anlaması zor ama 2. devre itibariyle çözmek şart. ya oyun planımızı, yeni kadroya göre değiştireceğiz, ya da geçen seneki takıma benzemek adına kadroda değişikliğe gideceğiz, böyle devam etmemiz bize kayıplar getirecek, çok net.

    aslında kadroyu koruduk dedim ama şöyle baktığımızda farklı bir kadroyla oynadığımız da söylenebilir, yani mevcut düzenin üstünde ısrar edemedik, yarısı değişmiş bir takım olarak tekrar başladık sanki.

    muslera
    eboue-semih-ujfa-balta
    engin-selçuk-melo-emre
    necati(baros)-elmander

    muslera
    eboue-semih-dany-riera
    hamit-selçuk-melo-amrabat
    burak-umut

    elmander, emre ve engin'in çeşitli sebeplerden bu yıl geçen seneki katkılarını verememeleri, balta'nın rezil durumu, ki aslında şu an solbekte geçen yıla göre daha iyiyiz ve ujfa'nın sakatlığı, (sezon başı zor geçse de dany'de şu an sıkıntı yok) geçen yılki takımdan farklı olmamızın sebebi. ama bana göre en büyük eksikliğimiz forvet bölgesinde. burak ve umut gol sayısı olarak iyi durumda olsalar da, oyun içinde hiç bulunmuyorlar. yani top bizdeyken, hücuma katkı verebilecek, atağı zenginleştirecek oyuncular değiller, direk pozisyona girme çabasındalar, bu da işlemediği zamanlarda takımı eksik oynatıyor gibi görünüyor. geçen yıl hem necati hem elmander, sahanın her yerinde, her bölgesinde görünen, pas akışına katkıda bulunabilen, pozisyon hazırlayabilen adamlardı. şu anda bambaşka tipte 2 forvetle oynuyoruz ve bana göre oyunumuzu doğrudan kötü etkiliyor, en azından bir forvetimiz farklı bir tipte olmalı, umarım elmander 2. devre kendine gelir de bu derdimizi içerden çözeriz.

    bir diğer sıkıntımız da kanat bölgelerimiz. sık sık duyuyoruz, hamit 4-4-2'nin kanatı olamaz, amrabat 4-4-2 'nin kanatı olamaz diye, iki kanatta da farklı tarzda adamla oynuyoruz ve hücumda bunun hiç bir verimini alamadık desek yeridir. bana göre burada şöyle bir şey yapılabilir, ya sol kanada da hamit tarzı defansif bir kanat bulacağız(bana göre emre veya yekta), ya da sağa da hızlı ve dikine gidebilen bir oyuncu alacağız, zira kadroda yok böyle bir adam. denemediğmiz varyasyonlar var, bunlar denenebilir, örneğin tek forvete de dönülebilir deplasman maçlarında, ama bir şeyler değiştirmek şart, umarım 2. devre de kaldığımız yerden aynı planla başlamayız, yoksa işimiz sadece engin ve elmander'in form tutup tutmamasına kalacak, rakiplerimizin bu denli kaos içinde olduğu ortamda fırsatı kaçırıp, ivmeyi yakalayamacağız.
  • 9
    gereğinden fazla bıçak sırtı oyuncuyu barındırdığımız için geçen sezonki gibi gitmeyen sezon.

    hamit altıntop, dany, felipe melo, emre çolak, hatta johan elmander ve emmanuel eboue. çoğu beklenen performansların altında. hepsinden beklenen performans gelse geçen seneyi üçe katlardık.

    ayrıca dany, riera, hamit, amrabat, umut ve burak yılmaz olmak üzere 6 farklı ilk11 oyuncusuyla oynuyoruz bu sene. ruhla muhla alakası yok bu durumun. nitekim ruhlar aleminde de yaşamıyoruz. *
  • 11
    gün geçmiyor ki 2011-2012 sezonu futbol takımını tekrar özlemle anmayalım. bu sezon çoğu maç ne oynadığımızı gerçekten anlamıyorum. emre çolak desen geçen sezonla alakası yok, engin desen 11 maçlık cezadan sonra göte göbeğe bürünmüş, kurtarıcı olarak aydın giriyor oyuna, ilerde elmander'den başka top tutacak adamın olmayışı, eboue'nin garip bir şekilde takıma küsmüş gibi oynaması, melo'nun formsuzluğu, selçuk inan'ın geriye çakılı oynamasından* kaynaklanan form düşüklüğü, nerede o engin'i emre'si necati'siyle çatır çatır hücum eden rakibe bunaltıcı baskı kuran geçen sezonki futbol takımı diye iç geçirmiyor değil insan.
  • 15
    ikisi de hemen aynı tempoda üç günde bir maç yaptı. birisi cl dolayısıyla diğer sikko playoff yüzünden. ama 2013 sezonunda fark; rakipler maç yapmadı bu sefer. adamlar 1 haftada tek maç yapıp karşımıza çıktılar. biz ise şampiyonlar ligi gibi çok yıpratıcı bi süreçten geçtik.

    geçen sene fikstürde çatır çatır top oynayan gençlerbirliğini takip ediyorduk. gençler rakipleri çok hırpalıyordu. bu sene ise ligde sallantılı giden istanbul büyükşehir belediyeyi. ibb zorlayamıyordu rakipleri. hem de bizim scott piri ile yarattığımız farkı yaratamadık ara çok olunca.

    aslında çok faark var. ama kısaca özetlemek gerekirse bu yıl daha güçlü takımız ama daha az takımız. geçen yıl daha zayıf takımdık ama takım gibi takımdık. ben geçen seneki takımı aramıyorum. hatırlarsanız 2011 yılında arenada kupa maçında sivas'a elenirken selçuk'u rotasyona sokamamıştık adam yok diye. şimdi daha iyiyiz. cl'de gruptan çıkmış bi takıma drogba sneijder takviyeleri geldi. tek eksiğimiz biraz daha takım olmak. o da olursa hayalimiz olan sürekli başarı çok rahat gelir.
  • 17
    kötü giden sezonların ardından gelen çölde bir vaha gibiydi, kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibiydi, saatlerce tuvaletini tutup eve geldiğinde hissettiğin o rahatlama hissiydi 2011-2012 sezonu.

    rakiplerini içerde dışarda ezen, kendi oyun felsefesinden ödün vermeyen, her maça taraftarının kafasını rahat bir şekilde başlamasını sağlayan bir takımdı 2011-2012 sezonundaki takım.

    galatasaray taraftarının uzun yıllar özlemini duyduğu, yeniden yükselişe geçişin parıltısıydı.

    bundan sonra ne oyuncular gelirse gelsin, ne oyunlar oynanırsa oynansın galatasaray taraftarı için yeri her zaman ayrı olacaktır diye düşünüyorum. bize hissettirdikleri çok başkaydı.

    2012-2013 sezonu takımına gelirsek fazla bir şey yazmaya gerek yok. şampiyonlar ligi dışında tam anlamıyla hayal kırıklığıdır. umarım yakın zamanda toparlar ve iki kulvarda da hedeflerimize ulaşırız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın