galatasaray futbol takımı

35949

çok kötü dönemlerine tanıklık ettiğim, mevcutta iyi bir durumda olan canım futbol takımı.

yangıncı taraftarın kıvılcımları bana da sıçradı. gün içerisinde bu durumdan nasıl yırtacağımızı düşündüğüm oluyor. ancak tarafsız bakıldığı zaman takımın çok matah dönemlerinden birini yaşadığını görebiliyorum. kalede canımız ciğerimiz muslera var. sakatlanmadığı sürece bize ne gam! hele ki geçen seneyi bu kadar formda bitirmişken. hala bu yaşında ayaklarını geliştirmesi beni şaşırtıyor.

defans hattımız tarihimizin en iyilerinden olabilir, apokerim nellson ve sanchez bu kadar iyi durumdalarken transferden ziyade onları elde tutmamız yeterli. ne dördüncü stopere hayıflanmak ne de nellsonun sözleşmesini kafaya takmak gereksiz. beklerimize gelirsek genç, dinamik, potansiyelli oyunculara sahibiz. tarihimizde bek bölgemizde gözümüz kapalı ilerlediğimiz dönem çok azdır, olanın da çoğu illüzyondur.

orta sahada torreira gibi bir canavar var. geçtiğimiz iki senede olduğu gibi iki sene daha performans verirse benim için galatasaray tarihinin orta sahasına girer. orta saha alternatifleri de bence gayet yeterli, bir zamanlar ilk 11 için düşüneceğimiz isimleri rotasyon statüsüne yakıştıramıyoruz. on numara bölgesini de düşünecek olursak, benim gördüğüm ve aklıma kazınan performanslardan birine imza atıyor mertens. hagi'yi bilinçli bir şekilde izleyemediğim için kapsam dışında tutarsam lincoln çok potansiyelli olmasına rağmen yüzümüzü o kadar güldürmedi, sneijder ise hagi'yi bilinçli şekilde izleyemeyen bizler için bir şans idi. mertens o yaşlarda gelseydi sneijder'i unuttururdu belki ama şu haliyle o seviyenin bir tık altında yerini aldı diyebilirim.

övmeye devam etmem gerekirse kanat rotasyonumuz tarihimizin en iyi rotasyonu olabilir. her birinin negatif bir özelliğine takılıyor taraftar ama kerem, barış, zaha, ziyech ve yunus'tan oluşan kanat rotasyonu hayali kurulacak, gerçekleşmesi zor bir kanat rotasyonu. son olarak forvete gelirsek canımız ciğerimiz icardi, yedeğinde bats hayallerin de ötesinde.

neler yaşadığımız düşünülünce bu hayıflanmalar bizim için çok sıradışı görünüyor. zor dönemlerimizdeki kendimizi bugünlere getirsek bizim dertlenmemize anlam veremez muhtemelen.

her şey bu kadar güllük gülistanlık da biz boşuna mı dertleniyoruz, diyebilirsiniz. anlattıklarımdan yola çıkarak beni yönetimin kalemi ilan edebilirsiniz. casusluğumu gizlemek için hemen toparlayım. taraftarın asıl yakındığı konu eğrisi doğrusuna denk gelmişken, her şey bu kadar güzel ilerlerken, çok daha iyisi gayet mümkünken yönetimin çapsızlığı.

şu noktada kaliteli bir orta saha oyuncusu ve sol bek ile on numara pozisyonları için rotasyon oyuncusu alarak tanık olduğum en kapsamlı kadroya ulaşılabilir. transferin bitmesine 40 gün kadar kaldı. taraftar bilse ki bu yönetim en son gün bile olsa 3 takviyeyle transfer sezonunu bitirecek, yangın filan olmazdı. yönetimin çapsızlığı bu yangını yönetemeyecek iletişimsizlikle devam ediyor. taraftar nezdinde de kredileri kalmadığı için iletişimi kapı arkasından muhabirler aracılığıyla götürmeye çalışıyorlar.

yangının en önemli ayağı da taraftar. ya hayatlarında dertleri yok, takımlarında sıkıntı gördükleri şeyleri dert olarak yükleniyorlar ya da hayatlarındaki dertleri kanalize ederek hayatın diğer alanlarında gerçekleştiremedikleri isyanlarını burada çıkarıyorlar. keşke hayat standardım galatasaray kadro kalitesinde olsa. yazımı galatasaray'ın eksik üç bölgesini tamamlaması temennisiyle sonlandırırken süleyman demirel'in "meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz." sözünü hatırlatmak isterim.