muslera -> ilk geldiği dönemde, bizde kaldığı süre boyunca belli dönemlerde ve en son bu sezonun ilk yarısında çöp dendi, kötü oyunun başlıca sorunlularından ilan edildi. maaş yükü de varken gönderilmesi gerektiği savunuldu.
mariano -> bu sezon ilk yarısı çöp ilan edildi ve bir an önce gitmesi gerektiği savunuldu.
donk -> 2016 yılında tüm kadronun en kötü oyuncusu olarak kurtulmaya çalışıldı.
marcao -> sezon başı performansları ve özellikle ankaragücü maçı sonrası beyinsiz olduğu, savunmasının çok kötü olduğu ve takımdan ilk gidenlerden olması gerektiği söylendi.
saracchi- son haftalarda kiralık sözleşmesinin uzatılmaması gerektiği konuşuluyor. gitmesini isteyen kalmasını isteyenden çoktur.
seri - son birkaç haftaya kadar takımın çöpüydü ve acil gitmesi gerekiyordu.
lemina - şu sıralar hem çöp oldu hem de kronik sakat. birkaç ay önce bonservisini almak için kampanya yapacak seviyedeydik ama şu an sezon sonu bye bye diyeceğiz.
ömer -> daimi çöpümüz belhanda'yı hiç saymıyorum. ömer de sezon başı herkesin 3'e 5'e bakmadan yolladığı bir isimdi.
onyekuru -> şubat ayında kadıköy fatihiydi, şu an bir gerizekalı muamelesi yapılıyor ve kiralamayı uzatmak hata olur deniyor.
feghouli -> 3 aylar topçusu feghouli'nin gitmesi gerektiği konusunda herkes hemfikir.
falcao -> kronik saka oyuncumuza da sezon sonu güle güle diyecek çok kişi var.
takımda oturmamış, galatasaray seviyesinde olmayan, sorunlu, sakat vs. birçok oyuncu olduğu doğru. ama bir takım 11 çöpten oluşabilir mi? 11 çöpten oluşan bir takım, bu ligde iyi kötü 8 maçlık seri yapabilir ya da kadıköy'de en iyi kadrolarımızın bozamadığı 20 senelik seriyi bitirebilir mi?
oyuncularımızla ilgili çok sıkıntılı bir değerlendirme sürecinde olduğumuzu düşünüyorum. biraz aksi davranan, biraz formsuz gözüken, birkaç hata yapan oyuncudan 'acilen' kurtulup hemen yerine yeni bir oyuncu koymak gerektiğini düşünüyoruz. öncesinde ne yapmış olursa olsun iki hatada herkesi silebiliyoruz. takımda hemen form tutup oynadığı her maça damga vuran oyuncular bekliyoruz.
her gelene ağam paşam diyelim, en gamsız adamı da bağrımıza basalım demiyorum. ama dün itin bir tarafına sokulan seri, donk, mariano gibi oyuncuların bugün takımın en iyileri olduğunu görmüşken, özellikle takımdaki gelişime açık oyuncuları nasıl bu kadar rahat gözden çıkarıyoruz anlamıyorum. zaten psikolojik olarak bu kadar rahat çıkarsak da maddi olarak çıkaramayacağımız bir gerçek.
takımı her mevkide içimize sinen oyunculardan oluşturma isteğini de, ters hareket yapan oyuncuyu yenileme arzusunu da anlıyorum ama bu insanlar oyun karakteri değil. iyi günleri olduğu kadar kötü günleri var. gerçekten bitmiş oyuncuyla, hala yararlanabileceğimiz oyuncu arasındaki ayrımı görmek, göremiyorsak da bu kadar yüksek perdeden atıp tutmamak gerekiyor bence. maddi olarak da, kimya olarak da her sene tüm takımı değiştiremeyiz. doğru takviyelerle eldeki oyunculardan da farklı verimler alınabileceğini unutuyoruz. elimizdeki değerlerin yükseltilebilecekleri neler, gözden çıkarılması gerekenler neler ayırt etmeden bu kadar coşmaya, asıp kesmeye bir türlü anlam veremiyorum.