biraz uzun yazacağım. sıkılan arkadaş olursa kusura bakmasın. ama işimi gücümü bıraktım bu yazıyı yazmak için. bazı yalanların ifşa edilmesi ve gerçeklerin görülmesi lazım. zira yine boşa bir yazı olacak ama en azından içimi dökmüş olurum.
öncelikle şu takım içi maaş bütçesi konusundan başlayalım. medyada deniyor ki "galatasaray'ın sadece 1 milyon €'luk maaş bütçesi kaldı". toplama çıkarma biliyoruz çok şükür. bakalım o zaman.
muslera: 3 milyon 300 bin € net, maç başı 20 bin €. bu sezon şu ana kadar 20 maç oynamış. 20 daha oynasa 40 yapar
*. yani 800 bin €. toplam 4 milyon 100 bin €
cenk: 900 bin € net, maç başı 10 bin €. bu sezon toplam 7 maç oynamış. kupada artık oynayamaz. bir aksilik çıkmazsa 3 maç daha oynar. etti 10 maç. yani toplam 1 milyon €.
eray işcan: 900 bin € (evlat acısı gibi).
ahmet çalık: 450 bin €. puan primi 5 bin €. 20 maçtan hesaplasan ortalama 100 bin €. toplam 550 bin €
serdar aziz: 2 milyon € net, maç başı puan usulüne göre. 6 maç oynamış. hepi topu 50 bin € almıştır. 2 milyon 50 bin €
semih kaya: 1,7 milyon € net + 15 bin € maç başı. 14 maç oynamış, 16 daha oynasa 30 eder maksimum. 450 bin €'da oradan etti 2 milyon 150 bin €
chedjou: 2,2 milyon € net + 10 bin € maç başı. 15 maç oynamış. daha da oynamaz bence ama 5 maç daha diyelim. buradan hesapla 2,4 milyon €
koray günter: 900 bin € + 7,5 bin € maç başı. bu saatten sonra oynayamaz.
hakan balta: 1,250 bin € net + 10 bin € maç başı. 18 maç oynamış. 18 daha oynasa eder 36. 1 milyon 610 bin €
carole: 700 bin € net + 15 bin € maç başı. 23 maç oynamış. 20 daha oynasa 43 eder. 1 milyon 345 bin €
cavanda: 875 bin € (oha) net + puan primi. ortalama maksimum 900 bin € diyelim.
linnes: 950 bin € net + 10 bin € maç başı. 13 maç oynamış. 13 daha oynasa eder 26. 1 milyon 210 bin €
sabri: 1 milyon 250 bin € (yuh be arkadaş) net + 5 bin € puan primi. 23 maç oynamış. 40'a tamamlar. ortalama 150 bin € diyelim. 1 milyon 400 bin €
de jong: 2,5 milyon € + 250 bin € (25'e tamamlar maç sayısını) + 5 bin € maç başı. 17 maç oynamış 17 daha oynasa 34. 25'ten hesaplasak 2 milyon 875 bin €.
selçuk inan: 2 milyon 875 bin € net + 25 bin € maç başı. 21 maç oynamış. 20 daha oynar. hadi 40 diyelim. 3 milyon 875 bin €.
tolga: 2 milyon € net + 5 bin € puan primi. 11 maç oynamış. en fazla 20 yapabilir. 15'ten hesaplasak 2 milyon 75 bin €
yasin: 1 milyon 100 bin € net + 10 bin € maç başı. 23 maç oynamış. 40'a tamamlar. 1 milyon 500 bin €
sneijder: 3 milyon 200 bin € net + 1 milyon 300 bin € imza + 20 bin € maç başı. 20 maç oynamış 40 yapsa 5 milyon 300 bin €
josue: 700 bin € + bin € puan primi. 750 bin € etsin maksimum.
bruma: 1 milyon 200 bin € net + 20 bin € maç başı. 24 maç yapmış. 40 maç yapar o da. 2 milyon €
garry rodrigues: 675 bin € net + puan primi. 700 bin € eder en fazla.
sinan: 550 bin € + 6 bin € maç başı. 14 maç yapmış. 25'i bulamaz ama hadi diyelim. 700 bin €
podolski: 3 milyon € net + 20 bin € maç başı. 17 maç oynamış. gitmezse 35 yapar. 3 milyon 700 bin €.
eren: 2 milyon 150 bin € + puan primi. 150 de o olsun. 2 milyon 300 bin €
altyapıdan gelenler filan var. onların da toplamı fazlasıyla 1 milyon € olsun. hamit'e de 1 milyon 650 bin € ödedik diyelim.
haydi toplama bakalım: 48 milyon 940 bin €
haydi fazlası olsun ya 55 milyon € diyelim. bakın 6 milyon € fazladan söylüyorum. en az 2 futbolcu parası yani.
neydi peki bizim sınırımız? 65 milyon €. aradaki farkı söylememe gerek yok sanırım. demek ki neymiş ücret farkımız 1 milyon € değil en az 10 milyon €'ymuş.
şimdi bu yalanı ifşa ettikten sonra gelelim kadro yapısına. biraz yoruldum bu yüzden burayı kısa keseceğim.
sezon başındaki berbat transfer politikasını bir kenara bırakıyorum. alınan oyuncuların yarısından fazlası sakat zaten. de jong bile sakat geldi de ilk maçında 10 dakika oynayıp oyundan çıktı. abuk subuk oyunculara verilen paraları filan geçiyorum. orası ayrı rezillik.
bu takımın sorunu hala hücumdur. "en çok gol atan takımız" safsatasını bir kenara bırakalım. hücum ederken topu rakip sahada tutamıyoruz. hep karambol pozisyonlardan goller atıyoruz. böyle hazırlanmış, çalışılmış gol sayımız 2 elin parmaklarını bulmaz. onlar da hep kofti takımlara karşı.
bu takım ne yazık ki 2-3 tane yeniçerinin elinde oyuncak olmuş durumda. bu adamlar sürekli oynatılıyor ve sürekli de takımın içine ediyorlar. kulübün başında basiretsiz bir yönetim, takımın başında da kimseye söz geçiremeyen aciz bir teknik direktör olunca durum bundan farklı değil.
mesela biz sırf selçuk oynayacak diye hep çift ön libero oynuyoruz. aslında bizim 4-2-3-1 değil 4-1-4-1 oynamamız lazım. 1 tane ön libero olacak 1 tane ofansif orta saha olacak 1 tane de hem hücumda ortalama iş yapan, pırpır hem de pres yapan, rakibin kovalayan oyuncu olacak. bu takımda o tek ön liberoyu oynayabilecek 2 oyuncu var: önce tolga sonra de jong. bizim esas sneijder'in yanına bir box-to-box transferine ihtiyacımız var. neredeyse 3 senedir böyle bu. ama gelin görün ki selçuk bet o box-to-box oyununu oynayacak ne güce ne de yeteneğe sahip olmadığı için biz çift ön libero oynuyoruz ve rakip sahada sürekli eksik kalıyoruz.
ama hala bunda ısrar ediyoruz. neden? nedeni belli. yönetim yerli oyuncuların paralarını ödemiyor. ödeyemiyor. riva ve florya peşkeş çekildi ancak buna rağmen hala ortada para yok. eh yerli oyuncu zaten alacağının yarısını alıp gitse ülkenin %90'ından açık ara daha zengin bir kişi olacak. bugüne kadar zaten bunun 4-5 katını kazanmış. ses çıkarmıyor. bizimkiler de hem yerli oyuncu alıyor hem de yerli oyuncuları düşük ücretli ve sessiz yabancıların önünde tutuyor. bir de biliyorlar ki herhangi kalburüstü bir orta saha oyuncusu alsalar selçuk kulübeye zorla gönderilecek. zira sezon başında tolga, devamında ise de jong iyi performans gösterdiler. bunlarında yanında sırıtan hep selçuk'tu. bu ikili bir türlü aynı anda sahada olabilecek durumda olmadı. şimdi" fener maçı" diyenler olacaktır. dinlemeyin onları. yönetim biliyor ki 1 tane kalburüstü orta saha oyuncusu selçuk'u kulbüeye itecek. bu nedenle almıyorlar. başka açıklaması yok bunun. hele hele tolga hala sakat ve dönüşü belirsizken.
aslında daha yazacak çok şeyim vardı ama önceki entrylerimde yazdım hepsini. biraz da yoruldum, kusura bakmayın.