• 8254
    stoperleri kısa olduğu için hava toplarında afallayan takımım. bu nedenle artık gökhan zan'ın düzenli olarak forma bulması gerekiyor. yanındaki adam da maça göre semih ya da chedjou olmalı. iki kısa stoperle oynadığı zaman korner, serbest vuruş, yan top falan hep tehlike. el de 4-2-3-1'e çok uygun bir kadro varken hala çift forvette ısrar ediyoruz. kanat olmayınca sneijder'den de verim beklemek mantıksız. emirates cuptaki gibi drogba'nın arkasında iki kanat ve sneijder olmalı. burak da bu formuyla yedek kalacak artık.
  • 8257
    real madrid maçı benim için patlama noktası olmuştur. bana göre 17 eylül galatasaray real marid maçı'ndaki mağlubiyetin sebebi dany ve eboue'dir. koskoca galatasaray takımının savunması bu kadar acemice hatalar yapamaz. bu düzensizliği yabancı kuralına bağlamak istemiyorum ama eğer yabancı kuralı olmasaydı şu anda dany ve riera yerine daha üst düzey oyuncular izliyor olurduk. fakat riera'yı takdir etmek lazım. 30 yaşından sonra sol bekte harikalar yarattı. ama adamın elinden bu kadarı geliyor yani sol bek oynama kalibresi bu kadar. 2 sezondur bir sol bek alamıyoruz ya. aylarca carlinhos'un peşinden koştuk, carlinhos nedir abi, kimdir ?

    eboue'yi suçluyoruz tamam. ama onun yerine de sabri oynasa bir kaç maç sonra sabri'yi de istemeyeceğiz. ben şahsen eboue, dany ve riera'nın bu takımda oynamasına tahammül edemiyorum. chedjou daha yeni, hakkında yorum yapmak için biraz erken ama fransa ligi'nde yılın en iyi stoperi seçilen adamın bu kadar zamanda farkını biraz göstermesi gerekirdi. gerçi bu adamı kimin yılın en iyi stoperi seçtiğini de bilmiyoruz ya neyse. belki yılın en sikimsonik futbolcusu seçildi de medya bizi sikiyo haberimiz yok. lucas neill ve tomas ujfalusi'nin ilk zamanlarındaki performansını hatırlayın.

    bu savunma dörtlüsü yerine sabri-semih-gökhan-hakan oynadı diyelim. ilk bir kaç maç sonunda semih hariç hepsine küfür edeceğiz. bu su götürmez bir gerçek. bana kalırsa ben eboue'nin yavşakça hareketlerini, yere yatıp kalkmamalarını görmektense sabri'nin canını dişine takıp mücadele etmesini görmeyi tercih ederim. sabri yerine hamit oynarsa emin olun ki hamit yine küfür yiyecek. adamın kendi pozisyonunda sıçıp batırmasından sonra sağ bekte harikalar yaratmasını beklemeyelim. riera'nın hakan'dan avantajlı olduğu noktalar soğukkanlılığı ve tekniğidir. hantallık aynı hantallık. ama nedense hakan bana daha çok güven veriyor o pozisyonda. ve dany. arkadaş bu nedir ya ? schalke maçında saçma sapan anlaşmazlıktan dolayı bir gol yedirdi, real madrid maçında yine aynı şekilde melo'nun üstüne atladı golü yedik, karşındaki takım real madrid, önünde benzema var ve sen benzema'ya çalım atıyorsun lan. bu nasıl bi vurdumduymazlık, bu nasıl bir siklememezlik ? sanki mahallede arkadaşlarıyla top oynuyor amk. şampiyonlar ligi lan orası.

    real madrid maçından sonra aklımda kalan tek şey ilk 30 dakika ve bruma oldu. keşke amrabat'ta bu kadar ısrar etmeseydik de ona verdiğimiz parayı bruma gibi gençlere harcasaydık. gerçi bruma hakkında konuşmak için de erken. ilk maçlarında ümitlendirip sonradan amrabat'a dönüşmesin de. burak yılmaz'ın artık biraz dinlendirilmesi gerekiyor bence. ayrıca umut bulut'un form durumu burak'tan daha çok hak ediyor ilk 11'i. sneijder fizik olarak yetersiz. oyundan çok çabuk düşüyor, insiyatif almıyor. ama kadronda sneijder varsa oynatıcaksın.

    ümit ediyorum ki beşiktaş maçına bambaşka bir kadroyla çıkarız. ben artık bu götü kalkmışlığı, vurdumduymazlığı, laubaliliği görmekten sıkıldım. kazanmak için mücadele eden bir takım görmek istiyorum. ben de kadro yapıcam amına koyim.

    muslera
    sabri-semih-chedjou-hakan
    melo-selçuk
    burak-sneijder-bruma
    drogba

    bu kadro beşiktaş maçı için değil tabi ki. burak'ı burda sağ açık değil de çift forvetin sağındaki forvet olarak düşünün. ikinci forvet ya da dış forvet. drogba tek forvetin santrforu. bruma sol açık.
  • 8258
    sevgili gibi görüyorum ben kendisi. sevgilinizle kavga edersiniz, hani o bi boklar yer sonra gönlünüzü alması gerekir ya, aynı hesap oldu bizimkisi de işte.

    kırdı, üzdü bizi artık. hala seviyoruz, yine de gönlümüzü almaları gerekecek ama.

    nasıl alacak, kusura bakmasın kimse ama kırgınlığın boyutu biraz büyüdü bu defa, ben kendi özelimde söylemem gerekirse, önümüzdeki 2 aylık süre boyunca;

    - şampiyonlar liginde juventus'a deplasmanda yenilmemeli, kopenhag'a da arenayı dar etmeli
    - ligde de beşiktaş ve fenerbahçe'yi deplasmanda yenmeli.

    biraz çok şey isteyor gibiyim galiba ama bunun sebebi benim aç gözlülüğüm değil. bu takımın, bu taraftarı çok fazla kırması, üzmesi.

    ama bu dediklerim olmazsa sevgimiz azalacak mı? asla, yine kendini affettirmeyen sevdiceğimize olduğu gibi, sevmeye devam ederiz ama yine de gönlümüzü almalarını da istiyoruz artık.
  • 8259
    sneijder ve drogba transferleri sonrası neredeyse bir senedir adam gibi top oynamayan takım. bir elin parmakları kadar iyi oynadığımız maçları çıkartırsak, neredeyse bir senedir sneijder ve drogba'ya takım içinde yer bulucaz diye bu seneki yabancı sınırlaması ile de birlikte takım darmaduman oldu.

    takımın kimyasının bozulmasının sebebi sneijder ya da drogba'nın kötü futbolcu olması değil. bu adamlara kötü futbolcu diyen adam kör olur. ancak bir gerçek var ki adamlar takımın kimyasını bir türlü uyduramadık.

    fatih terim, hem çift forvet oynatıp hem de arkalarına sneijder'i ekleyince sahadaki kaliteli ayaklara ters orantılı olarak takımın pas kalitesi ve pozisyona girme sıklığı düştü. ya da başka bir deyişle organizasyonel anlamda sekteye uğradı. organize, ne yaptığını bilen bir takımdan ziyade, sahaya serpiştirilmiş 7-8 kaliteli oyuncunun yer aldığı bir takım oluyor. bu ise hiçbir şeye yaramıyor.

    üstelik bu düzensizlik takımdaki bazı futbolcuların performansını da inanılmaz düşürüor. özellikle selçuk'un bu denli verimsiz oynamasının sebebi bu. adam bi maç sağda, bi maç solda oynuyor. bi bakıyorsun bazen göbekte, bazen sağ bekin yerine geçmiş. senin takımın zaten ne yaptığını bilmezken bir de selçuk'tan en az verimi alırsan işte o zaman yan basıyorsun.

    artık tablo gösteriyor ki fatih terim'in bir karar vermesi lazım. açıkcası sneijder mi riera mı deseniz, yabancı hakkını kullanım açısından, hiç düşünmeden riera derim. çünkü mevcut ve alışılıagelmiş galatasaray yapısında riera oraganizasyonel anlamda çok daha uygun bir adam. ille de sneijder'ı oynatacam diyorsa da malesef tek forvetle çıkmasından başka bir şansı yok artık takımın.

    yani eğer sneijder'ı oynatacaksan, koyacaksın adamın önüne bir tane forvet, orta sahayı da iki tanesi kanat olan toplamda 4 kişiden oluşturacaksın, yaldır yaldır oynayacaklar.

    ayrıca belli ki takımda mental olarak da bir sıkıntı var. ulan bir takım önünde 40 dakika olmasına rağmen 2 gol yedi diye oyunu bırakır mı ya? tamam, sen yine kaybet ama en azından bir mücadele ver. daha önce verdin. daha önce çok defa gösterdin o mücadeleyi bize. ama malesef futbolcular iyi oynarken gol yediği an mübarek anası babası ölmüş gibi çöküyorlar. kim ne derse desin, bu motivasyon eksikliğini fatih terim'in takımndan ayrı kalmasıyla ciddi alakası var. belli ki ümit davala ve hasan şaş bu iş için yeterli değil.

    hadi selametle.
  • 8261
    2013-14 futbol sezonunda derhal 4-2-3-1'e dönmesi ve mecbur kalmadıkça da bu taktikten vazgeçmemesi gereken takımdır. 4-3-1-2 geçici bir çözümdü ama bu sezon olmuyor işte, uzatmanın anlamı ne? illa sıçmamız mı lazımdı yani, rezil-kepaze mi olmalıydık?

    -eboue ve dany ciddi şekilde uyarılmalı. kendilerini toplamazlarsa tribün onları bekler.

    -mümkün olduğunca chedjou-semih ikilisi kullanılmalı. defansın göbeğinde istikrar çok önemli.

    -burak ya kendine gelmeli ya da yedek kulübesine "merhaba" demeli.

    -riera hem ligde hem de avrupa'da 11'de başlamalı.

    -amrabat ve bruma'dan en az biri kanatlara yerleştirilmeli.

    -genel olarak iyi performans sergilese de anlık lakayıtlıkları dolayısıyla melo'nun kulağı çekilmeli.

    -ve de en önemlisi, ya fatih terim milli takım'ı bırakmalı, ya da galatasaray yoluna başka bir hocayla devam etmeli.

    cl kadrosu şöyle olabilir; http://www.kadronukur.com/...27b65bdab-21076.html (ligde de drogba-burak, amrabat-engin ya da melo-engin değişiklikleri yapılabilir duruma göre)

    edit: sağ bekte hamit olmaz diyorsanız, cl için eboue'yi ligde de sabri'yi kullanırız olur biter. ama bizim ideal bir taktik ve iskelet oturtmamız gerekiyor. (muslera, semih, chedjou, riera, selçuk, melo, sneijder, bruma iskeleti oluşturmalı)
  • 8262
    takım olduklarının bilincine varmaları, düzelmeleri için yeterlidir. iki senedir bize her türlü başarıyı tattıran bu oyuncu grubunu, 5 maç istediği gibi oynamadı diye satacak halimiz yok. her futbolcu grubunun formsuz dönemleri olabilir, bunları doğal karşılamak gerekir. eylül ayında bunları yaşamamız bizim için bulunmaz fırsat aslında, daha dahil olduğumuz hiçbir yarıştan kopmadık ve bunu düzeltebilecek zamanımız var. yeter ki bunları yapmak için gönüllü olsunlar, kaliteleri bunları yapmaya yetecektir zira. onlar mücadele etsinler, biz her zaman arkalarındayız, 6 da yeseler, 10 da yeseler bu takım bizim takımımız, mücadele ettikten sonra sırtımızı çevirecek halimiz yok.
  • 8263
    kimse kusura bakmasın ama sneijder'in takımın içine ettiği takım. o oynayacak diye selçuk sağ bekin kademesine girmekle meşgul oluyor. selçuk böyle angarya işler yaptığı için burak'la olan uyumu ortadan kayboluyor ve burak iyice etkisizleşiyor. sneijder var diye kanat oyuncularını oynatamıyoruz çünkü defans sorunu oluşuyor.

    hani sneijder her maç asist gol yapma tamam dersin ama onu da yapamıyor. eyvallah çalışıyor, koşuyor filan ama ondan beklentiler bu değil. asist yapıp gol atması isteniyor. ara pasları atsın isteniyor.

    4-4-2 li eski sisteme dönmesi ve takımın beyni olan selçuk'a takımın liderliğini vermesi gerekiyor. sahadaki patron ne drogba ne de sneijder olmamalı selçuk olmalı.
  • 8266
    doğrudur, fatih terim'in milli takımı çalıştırmayı kabul etmesi veya ünal aysal'ın buna en baştan karşı çıkmaması takımı etkilemiştir. ancak ilk 35 dakikasında muazzam top oynadığımız 17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçı'nda 6-1 mağlup olmamızın sebebi bu değildir.

    birinci olarak daha kurulalı 2 yıl olan bir takımla tek bir oyuncuya 90milyon euro veren real madrid'i evire çevire yenmemizi beklemek büyük bir hayalperestlik olurdu. drogba'nın golü var hissediyorum, sneijder voleyle takar rüyamda gördümle bu maçlar kazanılmıyor. geçen seneki maçı örnek verebilirsiniz, ancak o maçta da ilk yarıda real'li oyuncuların bizim sahamızda cirit atmasından sonra biraz da onların rehavetini kullanarak ikinci yarı bir yarım saat muazzam oynayıp 3 gol attıktan sonra real'in tekrar oyunu kontrol edip yine istediği anda bir gol atmasıyla 3-2 kazanarak elenmiştik. ancak bir grup maçında real madrid'le oynamak çok daha farklıdır. öyle ki dün real bize organize hücum yapmadı, yapma ihtiyacı duymadı. bizim güzel futbol oynadığımız ilk yarı sırasında oyuncularımızın ne kadar yorulduğu çok aşikardı. onlar ise bir uzun topta 38 milyon euroluk oyuncularının topu kontrol edip muslera'yı ters köşeye yatırmasıyla öne geçtiler. e büyük takım olmak zaten budur, biz de türkiye ligi'nde aynı senaryoyu rahatlıkla gerçekleştirebiliriz, gerçekleştirdiğimiz zamanlar da oluyor.

    dün bireysel olarak gol pozisyonlarında daha başarılı olsak sonuç böyle iç karartıcı olmazdı, ama yine de yenerdik de diyemiyorum ben. çünkü biz hala engin baytar'dan medet umar haldeyiz. herkesin çok eleştirdiği hamit'e aslında hamit takım için çok önemliydi demeye başladık bile. bu ikisi olmayınca orta sahada oynatacağımız diğer isimler emre çolak veya kasımpaşa'dan gelen yekta. bu oyunculardan ne kadar karşı koymalarını bekleyebiliriz ki? bu onların suçu da değil. veya dany, bu seviyelerde dany'nin yaptığı hataları kusura bakmayın ama drogba'yla kapatamazsınız. sol bek dersek, bu sene hiç resmi maç oynamayan riera'yla çıktık, özellikle ilk yarı olmak üzere çok iyi oynadı, ama bu sıkıntıları yaşayan bir takımdan çok daha farklısını beklemek hayalperestlik olur, eğer bu kadar kolay olsaydı inanın futbolun da bir zevki olmazdı. sürekli kapak takan burak'ımız dün kapak takamadı, ama en azından bir tane kafa topu alabilirdi değil mi arkadaşlar? yani 30 gol atıyor, onun işi gol atmak diyoruz da sen real'e karşı oynarken giden her top stoperde kalıyorsa, senin forvet oyuncun topu kontrol edip pas atana kadar bir asır geçiyorsa zaten gol atsa bile senin takımın gol yemeye çok daha açık hale geliyordur.

    her neyse, çok uzatmak istemiyorum ama bu takımın sorunları aşikardı, biz geçen sene de kolay gol yemekten muzdarip bir takımdık. yabancı sıkıntısını bahane ettik ama avrupa'nın en büyük 10 takımı arasına girme vizyonu koyduysan gerekirse gidip ömer toprak'ı alacaksın, sonra da koyacaksın orjinal bir sol beki kadrona. orta sahanda engin, emre, hamit tekrarlarını yapmamak için gökhan inler'i, alper potuk'u kaçırmayacaksın. ben çok umutsuz da değilim, sadece yabancı sınırı konusu çözülene kadar avrupa'da gruptan çıkmalarımız benim için hep başarı olacaktır. veya fazla para verip parlayan türk oyuncuları kaçırmamak da yabancı sınırını beklemekten iyi bir seçim olabilir.
  • 8267
    ırkçı birisi değilim hatta afrikalı oyunculara karşı çok sempatim vardır ama futbol konusunda temel bir ilkem vardır. bir takımda ilk 11 içinde en fazla 3 tane afrikalı oynatacaksın. makul sayı 2'dir. bu adamlar yapı itibariyle rahat olurlar ve sorumluluk duyguları pek gelişmiş değildir. hele ki defans hattında 2 afrikalı varsa o defanstan hayır gelmez. 3 tane varsa geçmiş olsun. zaten kaleci olanlarından hiç almayacaksın.

    eboue-dany-chedjou üçlüsünü oynatıyoruz. bu üçlü defans hattında yer aldığı sürece defans zaafiyetimiz ortadan kalkmaz.
  • 8268
    kesinlikle iyi yönetilmeyen, kadro planlaması konusunda rezalet olan ve yanlış tercihler yapılan takımdır. kadrosunda bulunan ufuk,aykut,eboue,dany,chedjou,hakan,aydın,emre,amrabat,hamit,burak gibi çöplerden kurtulmadığı ve bu oyunculardan herhangi dört tanesinden fazlası kadroda tercih edildiği müddetçe sendelemesi kaçınılmazdır. bunları kesinlikle son dönemki performans ışığında söylemediğimi de belirteyim. sezon başından beri böyle düşünüyorum.
  • 8270
    17 eylül 2013 tarihli real madrid maçı ile ilk defa utandırmıştır. chelsea maçlarını da gördük o chelsea bu real in 10'da 1 i belki. ciddi ciddi utandım.

    ne fblilerden ne de bjklilerden utandım. dalga geçilmesi değil mevzu.

    yenilirsin dersin ki: elimizden geleni yaptık olmadı. bunu diyebiliyor musun? diyemiyorsun. maçı saldın resmen. oynamayan ronaldo'ya zorla gol attırıyorsun. mücadele etmeyen gol yedim diye maçı bırakan takım utandırdı.

    geçen yıl ne kadar gururumuzla elendiysek, sahadan başımız dik ayrıldıysak yenilsek bile, bu sene o kadar boynu bükük ayrıldık ilk maçta. yazık.
  • 8271
    hocanın yerinde olsam şu saatten sonra yabancı olarak muslera, melo, sneijder, bruma, amrabat ve drogba'yı kullanırım. geri dörtlüyü tamamen türk yaparım. hiç olmazsa bir nebze geleceğe yatırım olur. dany, eboue falan artık çekilir çile değildir. chedjou'da sakatlık olursa girer. yemin ediyorum sabri'yi, gökhan zan'ı falan özledim arkadaş. fotokopi gibi her hafta aynı saçma sapan hatalar olur mu, insan da bir nebze hatadan ders çıkarma olur. ayıp ya.
  • 8275
    elle tutulur pek bir başarısı olmadığı halde kimi zaman skibbe'li, rijkaard'lı dönemini acayip özlediğim takımdır. bazı maçlarda, hatta bazı maçların sadece bir bölümünde öyle bir top oynardı ki o takım, şu anki galatasaray resmen solda sıfır kalırdı ama her sezon beklenen şekilde yine hüsranla sonuçlanırdı. o takım oynadığı o topları sezonun tamamına yaymasını bilseydi cidden efsane olurdu ama olmadı tabi.

    2008-2011 arasındaki galatasaray sanıyorum ki en iyi şekilde defansı kevgir, hücum gücü ise ölümcül olarak tanımlanabilir. ayrıca sakatlıklardan çok çekmiş olmasıyla bilinir. en çok özlenen isimlerin başında bana göre lincoln, keita, kewell, baros ve arda gelir. bir de kaderin bir cilvesi olarak avrupa'da dünya devlerinden çok tobol, levadia talinn, bellinzona, metalist kharkiv, maccabi netanya, ofk belgrad ve karpati lviv gibi güzide takımlara karşı ter dökmüştür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın