• 5002
    2010-2011 sezonunda futbolda tarihinin en rezil performansını sergiledi. 16 yenilgi tam tamına 16. herbirinden sonra bu son deyip, maç gününe yapılacak iş bulmalarla geçen ama bu çabaların hiçbirinin fayda etmediği, her maçın ne olursa olsun izlendiği bir sezon. 16 kez formayı askısına üzgün asmak. her seferinde. başı yastığa koyunca uyuyamamanın baş sebebi. nasıl uyuyacaksın ki, her hafta daha kötü ne olabilir diyorsun ama hemen ardından cevabı kendin alıyorsun. daha fazla can acımaz daha da fazla koymaz derken biraz daha bataklığa saplanıyorsun. maçlar 3günde bir filan da oynanmıyor hani, bir mağlubiyetin acısı minimum 6 gün sürüyor. 16 hafta kötü başlıyor, pazartesi sendromunun adı esasında yenilgi sendromu. sendromun sebebi rakip takım taraftarları filan da değil, göz göze gelince gözlerini kaçırdığın renktaşların. maç muhabbetleri esnasında karşıdakinin sölemek hissettiklerini 2 saniyede anlamak, zor da değil zaten. herkeste aynı düşünceler, duygular üzüntüler. kesik kesik muhabbetler, ara ara içinde kopan fırtınaları dışarı vurabilme yeteneği. herkesin içinde sana söz yine baharlar gelecek duygusu. neleri atlatmışız, tabi ki gelecek baharlar, hep bizim olmadı mı zaten baharların tümü. düştüysek kalkarız dimi. kalkarız tabi. kalkmasak nolur ki. ne fark eder ki hem. insanların dalıp dalıp uzaklara gittikleri şarkılar bize de dokunuyor ama bizi daldıran şey farklı. annemin geçen yıl bir mağlubiyet sonrasında dediği bırak artık şunlar için üzülmeyi lafına babamın dediği gibi "atsan atılmaz satsan satılmaz" nereye atıyorsun hem. evde her hafta mutsuzluk hakim, sıkılmış tabi ki kadın o da haklı. ama düşünemiyor işte insan, umrunda da olmuyor gerçi. üzülecek düşünecek kafaya takacak bambaşka şeyler var. "ne olacak bu fenerin hali" sorusunun yerini "galatasaray'a nolucak" soruları alıyor sokakta kulağa çalınan laflar arasında. tribünlerde bank asya şarkıları filan söyleniyor hani. durum vahim, durum kötü. kimse itiraf edemiyor sıcağı sıcağına ama korku varmış çoğu kimsede, takım 14-15.sıralarda gezinirken, sonrasında mutluluktan uçalım biz denirken dökülüyor dillerden.

    neyse ki sene sonu geliyor nihayet. yaprak dökümü başlıyor. sevdiğin sevmediğin herkes ayrılıyor teker teker. korkular büyük, ya atlatılamazsa, ya kabus kaldığı yerden devam ederse. ya daha devam edecekse üzüntüler, hüzünler, ya hala dökülmemişse takım uğruna olan gözyaşlarının tümü. gidişine hazırlanılan ama gideceği günün hiç gelmeyeceği sanılan isimler de gidiyor, kangren olmuş her gün lanet edilen isimler de. yeni gelenlere alışmaya çalışılıyor, yeni gelenlerin soru işareti çok, geçmiş vukuatları göz korkutucu. acaba sorusu herkeste. kötü de başlıyoruz yeni sezona, korkular tekrar başlıyor, bitmemiş demek ki çilemiz diyoruz. her geçen gün hissediyoruz ama düzelmeyi, yavaş yavaş yenileniyor deri. birden olması isteniyor tabii ama imkansız elbet o. olabildiği kadar hızlı oluyor ama, hayal ettiğimizden daha hızlı. olabileceği kadar hızlı. geçmiş seneden gelen 16 yenilgi o kadar ağır ki sırtımızda, aşamıyoruz başlarda. tüm maçlara diken üstünde başlıyoruz ama geçiyor zamanla. neden geçmesin ki, görüyoruz sahadaki direnişi, kabullenmezliği. hatalar elbette oluyor, ama puan kayıplarından sonra canınız sağolsun dökülüyor dillerden, sinirden saç baş yolduran kapı yumruklatan şeyler de oluyor elbet ama olmak zorunda onlar da, onlarsız da olmaz. hem daha çabuk geçiyor puan kayıplarının acısı artık. 3 gün sonra yeni bir savaş var, zırhları temizlemek için zaman kısa, yeni savaşa hazır olmak için eskide takılmaya imkan yok. evde huzur hakim, dışarda sokakta otobüste okulda her yerde gözüne çarpıyor bir yerlerde arma. control edilemez bir gülümseme beliriyor her seferinde. her yerde maç skorları, maç fikstürü puan durumu hayaller filan. üzülmeye vakit yok ama hayal kurmaya her zaman var, her daim. her defasında hissediyorsun sahadakilerden gelen “sana söz yine baharlar gelecek” lafını, duymuyorsun, hissediyorsun, sabırsızlanıyorsun. geçen yıldan sonra hakkın olan şeylere kavuşma isteğini bastırmaya çalışıyorsun. bir anda olmayacak, ama olacak. bekliyoruz tüm umudumuzla sabrımızla.

    son olarak "sana söz yine baharlar gelecek"
  • 5003
    ligde yaşadığı formsuzluk ve puan kayıplarını 4 şubat 2012 gaziantepspor galatasaray maçı ile bir nebze geride bırakmasının ardından basında yeni negatif haberlere konu olmaya başlamış takımımız. neymiş efendim divan toplantısında mali durumun rezaleti ortaya çıkacakmış da ünal aysal terleyecekmiş, harcamalar çoğalmış da adnan polat döneminde olsa istifası istenirmiş, 2 aydır futbolculara para ödenemiyor 20 milyon dolar borç yapılıyormuş... hepinizin ne bok olduğunu biz zaten biliyorduk da şu iddianamede geçen konuşmalardan sonra somut olarak görmüştük, o yüzden yemiyoruz bu saçma sapan haberlerinizi ve izin vermeyeceğiz yapmaya çalıştığınız şeye.
  • 5010
    gözü kapalı oynatılacak oyuncu sayısının artırılması lazım. muslera, eboue, ujfa, semih, melo, selçuk, elmander takımda gözü kapalı oynatılacak oyuncular. seneye bu iskeletin bozulacağını tahmin etmiyorum.

    hasan ali kaldırım, 1 adet üst düzey kanat oyuncusu ve 1 adet çok kaliteli bir forvete seneye yine şampiyonluğun en büyük favorisi olacak olan takımdır.
  • 5012
    stsl ile kıyaslarsak. şu futbolcusunu çıkar, başka futbolcu al diyebileceğimiz mevki var mı bakalım.

    kaleci:

    fernando muslera: ligin en iyi kalecisi. en formda mı bu tartışılır kimilerine göre.

    sağ bek:

    emmanuel eboue - sabri sarıoğlu: ligin en iyi sağ beki eboue var. en iyi yerlisi sabri. yabancı olarak belki biraz hilbert (formda) yerli olarak da g.gönül.

    stoper:

    tomas ujfalusi - semih kaya: ujfalusi ligin en tecrübeli stoperi. alternatif olarak dany, yobo, sivok, diego. bence hiç biri ujfa'dan iyi değil. semih ligin serdar aziz'le birlikte gelecek vaad eden iki savunmacısından biri. yerli olarak daha iyisi var mı? şu an için var denilebilir. serdar kesimal, giray, ersan gülüm, toraman. bunlarla değişir misiniz? ben değişmem.

    sol bek:

    hakan balta - çağlar birinci: ikisi de milli takımın bir ve ikinci sol bekleri. türkiye'de daha iyisi var mı? bana göre var. hasan ali kaldırım ve sadece hücum olarak ismail köybaşı. ziegler saydıklarımın yarısı etmez. kimle değişiriz ikisini? belki hasan ali ile.

    orta saha:

    selçuk - melo: defansif olarak melo. ligin en iyisi bana göre. yerine düşünülecek olan... ernst'tir sadece. zokora belki biraz zorlar... yerli olarak düşünürsek de necip (geleceği nedeniyle) ofansif açıdan selçuk. türkiye'de daha iyisi yok, dünyada iki tane var daha iyi.

    sağ kanat:

    engin - yiğit: engin'i değişmeyiz sanırım. yerli olarak engin'den daha iyi isim göremiyorum. yabancı olarak yiğit'ten kat be kat iyiler var. kimler bunlar? stoch, grosicki, amrabat, doka, quaresma, olcan, hurşut, kamara... bu saydıklarımın hepsini yiğit'e değişiriz sanırım. şimdilik tabi ki...

    sol kanat:

    emre - riera: emre göz bebeğimiz... kimseyle değişmeyiz. riera için sağ kanatta saydığım isimlerin aynısı geçerli. belki bir iki tanesi değişilmez kalitede.

    santrfor:

    necati - elmander - baros - sercan: kabul edelim sercan hariç üst düzey forvetlerimiz var stsl için ancak şampiyonlar ligi için yeterli mi? kesinlikle değil. ligdeki kalbur üstü forvetlere bakalım bir... başta hepimizin söyleyeceği akla gelen ilk isim; burak yılmaz. neco-elma-baros üçlüsüyle belki değişmeyiz ama olmasını istemeyen de çıkmaz. sonrasında moussa sow, almeida, webo, pektemek. bu 5 isim kadromuzda olsun isteyebiliriz... dolayısıyla forvet hattımız nasıl olur? burada bir oylama yapsam; burak ve elmander en yüksek oyu alır. baros, necati, webo ve pektemek gelir...

    teknik direktör:

    fatih terim: tartışmayız sanırım? geç.

    antrenörler:

    hasan ş...: geç geç!

    başkan:

    ünal aysal: taşşağını yesin alayı.

    işte bu da benim tespitlerim... kabul buyrunuz.

    takımımıza sahip çıkalım. hiç kimse bizden daha iyi değil.
  • 5014
    sol bek, sol açık, sağ bek ve sağ açık oyuncularının ancak 18 de olması gerektiğini düşünüyorum. ben tahamül edemiyorum galatasaray takımının bu bölgelerin hepsinde devşirme futbolcularla oynamasına.
    sabri - h. balta - engin ve e. çolak olmuyor birşeyler hep eksik kalıyor.

    edit: e. çolak ve engin ilk 11 oyuncularıdır benim için fakat kanatlarda değil.
  • 5020
    2011 - 2012 sezonu ikinci yarısında işler biraz kötüye gidiyor gibi görünse de şöyle de bir istatistik var.

    ilk yarı, ilk 9 hafta: 17 puan
    ikinci yarı, ilk 9 hafta: 20 puan

    edit: sıcak sıcak istatistikler geldi beyler koşun!

    ilk 9 haftalara bakıldığında,
    ilk yarıda: 15 gol atmış, 9 gol yemişiz.
    ikinci yarı: 21 gol atıp, 6 gol yemişiz.
  • 5022
    sırasıyla mersin idman yurdu, sivasspor, fenerbahçe ve manisaspor deplasmanları kalmış takımımız.

    miy maçında eboue'nin takıma katılması kesinlikle pozitif olarak yansıyacaktır takıma. riera'nın yerine hakan - çağlar ikilisinden biri sol beke geçecek. melo'nun yokluğunda engin'den verim alabilirsek galibiyet kaçınılmaz olur.

    sivas genelde bize ters gelen bir deplasman. açıkça söylemek gerekirse bu maça kadar puan farkı 7-8 olursa en kötü beraberlik diyorum.

    fenerbahçe deplasmanı çok şeye gebe. fenerbahçe'nin bize psikolojik olarak üstünlüğü var ama bu psikolojik üstünlüğü 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında bir nebze olsun kırdığımızı, fenerbahçe'nin oynadığı futbolu ve maçı kaybetsek bile cepten yiyeceğimizi düşünürsek ikisi bizim lehimize üç ihtimalli bir maç olur diye düşünüyorum.

    manisaspor karşısında rahat bir galibiyet alacağızı söyleyebilirim.

    bu dört maçtan 8 puan çıkarırsak vasat, 10 puan çıkarırsak iyi, 12 puan çıkarırsak mükemmel olur bana kalırsa.
  • 5025
    bir taraftar olarak şu an için gayet memnun olduğum takımdır.

    geçen sezon içinde bulunduğumuz; 1-0 öne geçsek "ikinciyi atmazsak işimiz zor", 2-0 öne geçsek "fark bire inerse işimiz zor", 3-0 öne geçsek "dördü bulalım da rahatlayalım" psikolojisi öyle sıkmış ki, bu takım ilaç gibi geliyor.

    her takımın sorunları ve yetersiz oyuncuları var. barcelona hakkında bile "abidal bu takıma yakışmıyor, mascherano hiç teknik değil" gibi geyikler dönüyor.

    bazen at gözlüğüyle bakmak daha faydalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın