• 377
    hakkında hemen şampiyon naraları atmamamız gereken, geçmişte ne çektiysek bu yüzden çektiğimizi hatırlatmamızı gerektiren, ancak beşiktaş ile fenerbahçe arasında oynanan süper kupa maçında görüldüğü üzere orta sahaları kan ağlayan ve sadece at topu fink'e mantığı güden bu iki takım arasından orta saha başta olmak üzere pasa ve hakimiyete dayalı oyun sistemi kurma düşüncesinde olmasıyla bu sezon rakiplerine normal şartlar altında büyük fark atması gereken takımım. ancak dedim ya; ne geldiyse başımıza bundan geldi. o yüzden temkinli olalım ama geleceğe başka hiç bir takımın taraftarının bakamadığı kadar umutla bakalım.
  • 378
    gayın sin'den.
    --- alinti ---

    her devrim bir şeyi yeniden tanımlamakla başlar

    peki nasıl başladı bu devrim?

    rijkaard’ın tüm futbolcuların önünde kewell ve keita’yla yaptığı şu hayali konuşmayla.

    - harry, senin anadilin ingilizce. bize golün ne anlama geldiğini söyler misin kendi dilinde.

    - biz topun çizgiyi geçmesine “gol diyoruz frank.

    - başka?

    - amaç demektir frank gol, hedef, gaye.

    - teşekkürler harry. abdul kader, fransızlar ne diyor gole?

    - “but” diyorlar frank.

    - ne anlama geliyor bu kelime fransızca’da.

    - aynı ingilizce’deki gibi, amaç anlamına geliyor frank.

    - çocuklar biliyor musunuz futbol icat olduğunda türkler de gol kelimesini “maksat” diye çevirmişler. yeni öğrendim bunu. ama tutmamış bu ve daha sonra gol kelimesini kullanmaya başlamışlar. ne anlama geldiğini bilmeden ama. demek ki futbol oynarken bizim de tek amacımız var, o da gol atmak. anlaşıldı değil mi?

    - evet frank.

    - şimdi bunu nasıl yapacağımıza gelelim. harry senin dilinde pas ne anlama geliyor, söylese hadi?

    - geçiş, geçit, geçme anlamına kullanırız çoğunlukla frank.

    - abdul kader fransızca’da da aynı mı?

    - evet frank.

    - biz de benzer anlamda kullanacağız pası bundan sonra. karşımızdaki her rakip futbolcuyu arkamızda bırakmak için, onun etki sahası dışındaki alanlara köprü kurarak, yani pas yaparak geçireceğiz topu ileri. bundan böyle her pas verişinizde sizden sadece şunu düşünmenizi istiyorum: “ben pas vermiyorum. ben karşımdaki rakibi geçmek için bir köprü inşa ediyorum.” anlaşıldı mı?

    - evet frank.

    - devam ediyorum. biz futbol oynamayacağız basit anlamda çocuklar. biz bir mimarın bir binayı inşa etmesi gibi futbol oynayacağız. bir mimarın binayı kat kat inşa etmesi gibi, biz de rakip kaleye kadar irili ufaklı yüzlerce köprü kurarak ilerleyeceğiz. unutmayın. köprülerimizi sadece ve sadece rakibin boş bıraktığı ve uzanamayacağı alanlarda kurabiliriz. karşımızda sadece 11 tane futbolcu var. bir araya toplasak hepsini 9 metrekareye sığar hepsi. bir futbol sahası kaç metrekare peki sizce?

    - ….

    - söyleyeyim. 7 bin metrekareden çok daha fazla. demek ki yarı saha 3500 metrekareden daha fazla. rakibimizin 11 futbolcusunun da kendi alanında savunma yaptığını varsayın şimdi. 3500 metrekarelik alanın ne kadarını dolduruyorlardı onlar?

    - 9 metrekaresini.

    - hadi diyelim 10 metrekaresini. demek ki bize oynamak için 3490 metrekare kalıyor. ne kadar büyük bir alan değil mi? neredeyse yarı sahanın tamamı. bundan böyle pas verirken ve alırken sadece bunu düşünmenizi istiyorum. pas vermeden ve pas almadan önce “ben boşlukları yeterince değerlendirebiliyor muyum” diye sorun kendinize. her seferinde “hayır” diye yanıt vereceksiniz başlarda, çünkü gerçekten boşlukları değerlendirmiyorsunuz. en azından şimdi. ama zamanla göreceksiniz ki vereceğiniz yanıt “evet”e dönecek. görüp yaşayacaksınız hepiniz bunu. haydi şimdi çıkın sahaya ve 7 bin metrekarenin her santimetrekaresini binlerce köprü kurabileceğiniz bomboş bir alan olarak gördüğünüzü gösterin bana. herkes bunu bekliyor sizden.

    --- alinti ---
    aman allah'ım.korkunç bişey.*
  • 384
    nasıl bir takım kurduğumuzu, tüm oyuncuların nasıl oynadığını merak eden arkadaşlara bir tavsiyem olacak. pes 2009'da galatasaray'ı alın. yeni transferlerimizi takımımıza monte edin. barcelona dizilişi ile, kalede leo franco, sol içe arda, sağ içe elano, ön libero linderoth. sol açık kewel, sağ açık keita, ileride baros, geri dörtlünün sağında uğur solunda hakan orta ikilide servert ve gökhanı koyun. elano keita arasındaki uyuma hasta olacak, keita için çıldıracaksınız. yıllardır pes oynarım galatasaray'a bu kadroyu kurup oynadıktan sonra aldığım zevki hiçbir maçta alamadım. elano ile pas hatasız, keita ile çılgın yardırdım sağ kanatta. son transferleri ile galatasaray pes 2009 için kalbur üstü bir takım haline gelmiştir. oyununa güvenen hertürlü takımın karşısına çıkar. henüz gelecek bir oyuncu olduğunu da hesaba katarsak, iyi bir stoper ile iyice tadından yenmez noktalara gelecektir.

    tanım mı? yeni transferleri ile pes 2009'da hatırı sayılır bir düzeye gelen futbol takımı.
  • 385
    --- alinti ---

    dünyanın en iyi futbol takımları sıralaması temmuz ayı değerlendirmesinde galatasaray, tam 25 sıra birden yükselerek, 22.’liğe çıktı.

    uluslararası futbol tarihi ve istatistikleri federasyonu’nun (iffhs), 1 temmuz 2008 ile 29 haziran 2009 tarihleri arasındaki maçları baz alarak yaptığı aylık değerlendirmede galatasaray, 185,5 puana ulaşarak sıralamada önemli bir sıçrama yaptı.

    bir önceki ay yapılan değerlendirmede 155,5 puanla 47. sırada yer alan "cim bom", üst üste uefa avrupa ligi maçları yaptığı bu ay ise sıralamada kendine 22. olarak yer buldu.

    galatasaray, uefa kupası ve uefa süper kupa’yı kazandığı 2000 yılında bu değerlendirmenin ilk sıralarına kadar çıkmayı başarmış ve o yılı da real madrid’in ardından ikinci sırada bitirmişti.

    --- alinti ---
  • 386
    haberturk'e gore su an kadroda yer alan futbolculardan super lig kalitesinde 3 takim cikarabilektir.

    --- alinti ---

    altın kadro: leo franco, sabri, servet, gökhan zan, hakan balta, mehmet topal, ayhan, arda, keita, elano, baros

    gümüş kadro: orkun, uğur uçar, emre aşık, emre güngör, alparslan erdem, linderoth, mustafa sarp, aydın, harry kewell, nonda

    bronz kadro: aykut, serkan kurtuluş, semih kaya, murat akça, volkan, mehmet güven, barış, serkan çalık, serdar eyilik, yaser, özgürcan (necati)

    --- alinti ---
    http://www.htspor.com/...3-farkli-gsaray.aspx
  • 392
    teknik direktörler arasında yapılan bir ankette şampiyonluk hakkında şans tanınmayan takımımızmış. şampiyon adaylarını belirleyen teknik adamların seviyesi, düşünmeyi beceremedikleri, türk futbolunun neden yerinde saydığının, bizden neden adam çıkmıyorun cevaplarından biri gibidir. bir insanın gönlünden geçen ile yani duygusal bir bağla bağlı olduğu takım başkadır ancak koşulları değerlendirerek başarı için gereken unsurları göz önünde bulundurularak objektif biçimde (mümkün değil tabi en azından olabildiğince tarafsız bir gözle) analiz yapmak başka. bu ve benzer şeyleri yapmaktan aciz bu adamlar. takım yönetmek antrenman programları tertiplemek değildir ya da yıllarca antrenman yapmış olmak sadece bu işi yapmak için geçer akçe değildir. misal aynı mantıkla yarışçı arap atlarının da teknik direktör olmaları gerekir. teknik direktörlük analitik beceri, sentezleyebilme yetisini, zor koşullara uyum sağlama iradesini, psikolojik ve mental açıdan liderlik yapabilmeyi falan içerir. bu sebeple her iyi futbolcudan teknik adam olmuyor. bunlar bazı özel insanlarda bulunuyor. misal bir adamın hem iyi oyuncu hem de iyi teknik adam olduğu örnekler çok sınırlıdır, nadirdir. futbolcu mourinho'yu kimse bilmez ama teknik adam olan mourinho'yu bilmeyenin futbolla az da olsa ilgili olmadığı sonucu çıkarılır.

    şampiyon olacak takımları belirliyorsunuz iyi güzel de göstergeniz nedir? fenerbahçe şampiyon olacak. ulan bu bilmem naptığımın takımı yıllardır şampiyon olur ve avrupa'ya havlu atar. kim tanıyor lan fenerbahçe'yi heee? fenerbahçe isterse maç başı 10 gol atsın kime ne? bir değerlendirme ister adam. valla abartı olmasın ama dünkü maçı izledikten sonra şunu söyleyebilirim ki ilk beş on haftadan sonra galatasaray fena tıkılayacak, haberiniz olsun olum. kimi durduracaksınız bakalım. arda'yı mı, keita'yı mı, aydın'ı mı, kewell'ı mı, elano'yu mu, baros'u mu? kimi. diyeceksiniz ki netanya gibi zayıf bir takım mıdır seni böyle konuşturan? hayır değil. takım çok istekli. son derece hızlı bir pas trafiği var. oyun sıkıştığında ya da galatasaray topla nispeten daha özgürce rahat oynayamayacağını anladığı anlarda oyunu yayıyor, farklı kanatlara yönlendiriyor. beş altı hafta sonra bu takım makine gibi olacak. sahanın kenarında iki adam var. bu adamlar kendi aralarında meseleyi tartışıyorlar. birinin göremediğini diğeri gösteriyor. bu iki teknik direktörlü yöntem daha güzel gibi. zira her insan hatalar yapabilir, birtakım şeyleri göremeyebilir. neeskens de rijkaard da dünya gezegeninin büyük futbol adamları. takım iyi kadro iyi. ayrıca kimsenin de yeri garanti değil. yıldız tanımam diyor, örnek de ronaldinho..

    galatasaray'ın şampiyon olması için tüm koşullar uygun, ancak federasyon lobisi ayağı eksik gibi. parametrik değer açısından türkiye şartlarındaki en önemli unsur belki de budur değil mi? bunu mu diyemiyorsunuz teknik direktör dıbıkları? yoksa rijkaard'ı mı çekemiyorsunuz teknik direktör müsveddeleri sizi?
  • 394
    sakatlıklarla boğuşmasak isek ligi alıp götürmesi gereken takımdır. hakem hataları demiyorum çünkü bir takımın önünü hakem hatası ile bir yere kadar tıkayabilirler, bizi geçen sene yıkan birinci etmen sakatlıklar, ikinci etmen ise kararsızlıklar, sabırsızlıklar ve demotivasyon olmuştu. sezon başından galatasaray bu sene alır götürür demek ne kadar yanlış ise, eğri oturup doğru konuşulduğunda fenerbahçe'ye ve beşiktaş'a lig için daha büyük şans vermek matematik bilmemek olur. ortaya ne konulursa konulsun sistemi ile, artık kendini toplamış kadro derinliği ile, adaptasyonda sorun yaşamayacak transferleri ile galatasaray "geçen sene olduğu gibi" bu senenin de favorisidir. hatta bu sene süper transferler ile başlamıştır takım. en kötü takıma bile gol atma cimriliği gösterdiğimiz günleri düşününce gole doyacağımız bir sezon izletecekler bize. * umuyoruz ki geçen seneki gibi gollü maçlarla başlayıp, sonra savunma ağırlıklı bir oyun sistemine bürünme, sakatlıklarla boğuşurken kadro kurmakta güçlük çekme ve en olmadık hataları yapma gibi durumlara düşmeyiz. galatasaray'ın savunması hücum ile olur, biz yıllardır böyle bildik, bizim savunmamızın işi 90 dakikanın 75 dakikasında kapanıp top çevirmek değil, top alanımıza düşer düşmez ne yapıp edip o topu orta sahaya, kanatlara taşımaktır. şu anki sistemimiz ve oyunumuz rijkaard'ın bu mentalitede olduğunu zaten gösteriyor. o halde 2009-2010 sezonunda fileler defalarca baros'un, nonda'nın kale dibinden vuruşları; arda'nın, kewell'in, keita'nın, elano'nun, barış'ın şutları; servet'in kafa topları, hakan balta'nın soğuk kanlı uzaktan denemeleri, hatta sabri'nin deli danalar gibi attığı auta gidecekmiş gibi görünen atışları ile havalansın. *
  • 395
    linderoth ve mehmet topal ile yürümeyeceği belli olan takımımız. dün uğur uçar'ın hazır görüntüsü beni biraz rahatlattı sağ bek konusunda. aurelio transferi gerçekleşir ise yabancı bir sağ bek alma ihtimalimiz de var. kanımca şu anki görüntü sağ bek pozisyonundan çok ön libero pozisyonuna kesin transfer ihtiyacı olduğu. en kötü ihtimalle bir transfer yapacaktır takımımız. aurelio gelirse bu sayının iki olacağını düşünüyorum. eksik bölgeler tamamlanırsa şukela bir takım çıkacaktır ortaya. keza elano blumer'in arkasında mustafa sarp, ayhan akman, barış özbek gibi isimler yetersiz kalabilir. taş gibi bir libero lazım. en acilinden. mümkünse en sağlamından.
  • 397
    bu sene kurduğu kadronun kalitesini anlamak için gaziantepspor maçı kadrosuna bakmak yeterlidir. elano blumer, mehmet topal, tobias linderoth, serdar eylik, emre aşık gibi süper adamlar şu an kadroda yer almamaktadır. bu oyuncuların tamamının oynayacak durumda olduğunu düşünürsek, bırakın ilk onbir kurarken zorlanmayı, ilk onsekiz kurulurken bile zorluk çekilecek. umarım bazı oyuncularımız, kadroya girememeyi sorun etmez. elalemin takımlarında oyuncular ilk onbir için savaşır, ilk onbire giremeyince dert eder ama bizim takımımızda ilk onsekize girmek için savaşacak ve ilk onsekize giremeyince dertlenecek oyuncuların çıkma olaslığı var. sağlam kadro dediğin böyle olur. abartmak istemem ama efsane kadrolarda adını rahatlıkla ikinci sıraya yazabiliriz. kurt hoca rijkaard'a allah sabır versin işi gerçekten zor.
  • 400
    verdiği olumlu sinyallerinin olumsuzlardan fazla olduğu takım. elano'nun da gelişiyle göreceğiz ki bu takım leblebi gibi gol atacak. gerets'in senesindeki gibi 4-2 4-1 3-1 5-2 gibi skorlardan bol bol göreceğiz. ama bugüne kadar izlediğimiz 4-5 maçta anlaşılıyor ki takım savunması adına ciddi zaaflar var. gaziantepspor'un herşeyi tabata bu kadar kötü oynarken takım bu kadar pozisyon veriyorsa daha savunma oturmamış demektir. maçta * dikkat edilirse sabri ileri çıkmıyor. servet-gökhan ikilisi kötü oynamıyor. hakan balta idare ediyor işte . peki takım niye pozisyon veriyor? orta saha defansa hiç yardım etmedi. mustafa sarp attığı gole rağmen kötü oynadı. ayhan da kötü bir günündeydi. zaten keita-arda-baros-aydın-kewell hemen hemen hiç defans yapmayan isimler. çok iyi olmayan bir antep karşında bu kadar pozisyon veriyorsak ilerde karşımızda adam gibi bir takım olursa neler olur düşünmek bile istemiyorum. son olarak arda'yı allah nazardan,kazadan,beladan korusun. takımın sadece kaptanı değil herşeyi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın