29761
hakkında, hatalı bulduğum, bazen 'saçma' olarak nitelendirdiğim, bazen makul olmaktan fersah fersah uzak oluşuyla bana hayatı sorgulatan yorumlar yapılan bu mecradaki herkesin takımı, takımım.
şimdi yakın geçmişimizin en tartışmalı konusu fatih hoca ve onun üzerinden birçok alt başlıkla ilgili tartışmalar söz konusu. önceden mesela belhanda vardı bugün bu var ve söz konusu böyle büyük bir figür olunca tabii ki bölünme de çok yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. bu girişi yaptım ama yazının devamında girişin vadettiği şekilde bu sorunun temeline yönelik bir şeyler yazma niyetim yok. şimdilik alt başlıklardan birine, hatta onun da belki tek bir hecesine değineceğim. ilerde belki kitabın ismine yani asıl başlığa da değinmeyi denerim ama şimdilik hedefi daha ufak tutup tartışma konusunu daraltma niyetindeyim.
evet, alt başlığımız bu sene yapılan transferlerin doğruluğu, takımın çöp olup olmaması ; hecemiz ise yaşı ve tecrübesizliğiyle de minnak bir intiba bırakan morutan.
şimdi mesele morutan'a verilen yaklaşık 4.5 milyon euro. 1 milyona alınsa kimsenin laf etmeyeceğini bildiğimiz gibi 9 milyon verilse herkesin homurdanacağı da aşikar. ama 4.5 net bir hükme ulaşılabilecek bir rakam değil diğerlerine kıyasla. zaten durum böyle olduğu için bu maliyet hakkındaki yorumlar 'becaliye kazık attık' ile 'birileri komisyon yedi' arasında bu kadar esnek bir şekilde gidip gelebiliyor.
peki bu meseleyi ele alış biçimindeki hata nerde ? ya da hata var mı? hatayı nerde aramak gerekir ? yorumlardaki bu beyazdan siyaha dramatik değişimi makul bir değişim olarak kabul edebilir miyiz ? mesela 'sene başında çok izleme fırsatımız olmadığı için yetenekleri pozitif hissettirdi' diyerek yeterli açıklama yapmış olur muyuz ? neyse cevaplara geçelim.
bence daha ilk geldiğinde biz nasıl bir oyuncu aldık, neler beklemeliyiz ve ne olduğunda 'tamam artık bu çocuktan olmaz' diyip ne olduğunda sabretmemiz gerektiğinin ayırdında olmamız, süreci sağlıklı bir şekilde ele almamız için elzemdi. bundan sonra da elzem olmaya devam edecek. olayı kavrayışımızda ne kadar büyük kusurlar olursa tepkiler o kadar isabetsiz ve zarar verici olur.
örnek verelim. mesela yunus. kendisi çöptü, şimdi değil. diagne çöp de oldu kral da. tamam hiçbir zaman gomis gibi kral olmadı ama kendisi hakkındaki fikirler fazlasıyla değişti. bakın gedson bile çöp oldu tabii sonra durumlar değişti. benim düşüncem bu uç fikirlere sahip olan kişilerin yorumlarında hemen hemen istisnasız yanılıyor oldukları yönünde. söyledikleri bazen doğru olabilir ama o doğrular sınavda yanlış işlemler yapıp doğru sonuca ulaşan çocuğun doğruları gibi doğrular. o sebeple doğru kategorisine sokmuyorum.
peki mesela neden yunus bir gün çöp iken bir gün yollarını gözlediğimiz bir oyuncu olabiliyor. ya da neden morutan bir gün 15 milyon olup diğerinde onu aldıran hocaya hakareti haklı gösterecek kadar kötü bir transfer olarak değerlendirilebiliyor. soru bu. cevap ise gördüğümüz şeyi bütünlüklü olarak değerlendirme yetisindeki eksiklik.
morutan ilk geldiğinde de, o güzel çalımları attığında, antep maçını o güzel golle aldığında da toyluğunu belli eden bir oyuncuydu. yani o güne dönüp şöyle bir soru soralım ve cevap verelim:
soru: bu fişek kardeşimiz yarın öbür gün uzunca bir dönem top kayıplarının, hatalı tercihlerinin pozitif aksiyonlarına baskın olduğu maçlar oynayabilir mı ?
cevap: oynamasa şaşarım.
bak cevap bu kadar net. çünkü o gün de bu adam toyluğunu belli eden bir sürü hareket yapıyordu ama yanında pozitif işler de vardı (çalımlar, gol ve asistler). peki bunlardan hangisi daha değişken, hangisi daha labil ? evet, pozitif işler. çünkü olgunlaşma zaman ister ve ancak o zaman sonunda eğer eşik gecilirse sonuçları görülür. yani bugün toy olan yarın 30luk topçu gibi oynayamaz. ama o pozitif işler bu maç olur, diğerinde olmaz. bak en iyi golcüyü getir o bile bu pozitif işler olarak tabir ettiğim şeyleri bir dönem yapamayabilir. olmaz bazen, biraz şans biraz o dönemki psikolojik durum, biraz belki takımın gidişatı sebepli oyuncu üstündeki baskı. neyse yani o goller atılmayabilir, belki asistlik paslar gole dönüşmeyebilir. ama oyun olgunluğu çok daha stabil bir görüntü verir size o sebeple bazı oyuncuların sırf sahada oluşları bile hemen hemen istisnasız her maçta çok şey değiştirir formsuz bir dönemde olsalar bile.
şimdi morutan'da bu olgunluğun zerresi yok. ama o pozitif işleri arada bize gösterecek yetenek fazlasıyla var. yunus'ta yine morutan'da olduğu kadar olmasa da o yetenek var iken bu seneye kadar oyun olgunluğu yine düşüktü. şimdi söz konusu oyuncu bu profilde bir oyuncu ise sorulması gereken iki soru var:
bu oyuncu o olgunluğa erişebilecek zihinsel becerilere sahip mi ?
oyuncu bizden ya da kiralık gittiği takımdan ihtiyaç duyduğu eğitimi alabilecek mi ?
bu iki soruya da evet cevabını verebiliyorsak eğer atılan golden, yapılan asistten bağımsız olarak oturup beklemeliyiz. ne bir iki güzel golle havalara uçmalı ne de birkaç kötü performanstan sonra oyuncuyu yerin dibine sokmalıyız. çünkü bu kadar toy oyuncularda negatif ve pozitif anlamda çok uç performanslar görmek olağan bir şeydir. bu ilk gün de böyleydi bugün de böyle. yani morutan şu son dönemdeki performansı verdiğinde 'bu çöpe de 4.5 milyonu fatih hoca verdirtti' demek eğer ilk günlerde bunu demediysen pek akıllıca değil çünkü o günlerde vadetmediği hiçbir şeyi yapmıyor bu çocuk şu an. henüz eşik atlamış değil. keremde gördük mesela o atlayışı, marcao'da gördük, yunus'ta görüyoruz ve bu adı üstünde 'atlayış' yani lineer bir şey olmak zorunda değil. o sebeple '6 aydır gelişme görmediysek bundan bir şey olmaz' yorumu da doğru bir yorum değil, olabilir çünkü. o eşiği bir atlarsa çok farklı bir performans izletebilir. mesela bu sebeple beni en tedirgin eden şey top kayıpları, pas hataları falan değil, hakkındaki 'utangaç' yorumu. çünkü bu gelişimin önünü kapayabilecek bir şey ve mesela kerem için de beni en çok umutlandıran şey hırslı ve pes etmez yapisiydi. ikisinin de yetenekli oyuncular olduğu belli, mühim olan gelişime yatkınlık. tabii morutanın karakterinin detayları önemli, utangaç yapısına rağmen içten içe hırslı ve mücadeleci bir yapısı varsa yine eşiği atlayabilir ama demek istediğim meselenin dönemlik performanslardan bağımsız olduğu. yoksa yunus bizdeyken gösterdiği performansla gerçekten hiçbir şey vadetmiyor gibiydi, tabii yüzeysel bir değerlendirme söz konusu olduğunda.
şimdi başta alt başlığın hecesi falan diyince yazı kısa olacak gibi durmuş olabilir ama hiç öyle bir niyetim olmadı. bitirişi ise morutanla ilgili kendi görüşümü açıklayarak yapayım. bence ilk gün olduğu gibi bugün de eşik atlama sürecinde olan bir oyuncu. henüz bir şey başarmış değil. bizim avrupa futbolundaki yerimiz sebebiyle bu tarz oyuncuları alıp o eşiği atlatma misyonunu sahiplenmemiz, en azından her dönem takımımızda en azından birkaç tane böyle oyuncuyu bulundurmamız gerekli. bana kalırsa yatırımlarımızın karşılığını alabilmemiz için keremvari karaktere sahip yetenekli oyuncuları öncelememiz daha iyi olur. ama morutan gibisi de zinhar olmaz diyemiyorum, sadece biraz daha riskli. morutan'a 4.5 verilir mi ? verilir. bizim koşullarımızda verilmeli miydi ? şimdiden bakınca o yatırım 6 numaraya yapılsa daha iyi olabilirdi belki denebilse de gedsonu kovalamamız, yabancı sınırı sebebiyle 6 numarayı taylan/berkan rotasyonu ile kapatma isteği, hücum hattında ghezzal vari bir kreatif oyuncu olsun isteği düşünülünce net bir şekilde yanlış yapıldı denmesi zor. sadece dediğim gibi mental yönü daha kuvvetli bir oyuncu denenebilirdi ama tabii bu paralara bu yetenekte ve mentali de güçlü oyuncu bulunamamış da olabilir, yine net bir negatif yorum için sebep söz konusu değil.
valla belki kafa açtım, belki başınızı ağrıttım ama buraya kadar okuduysanız her türlü tebrikler ve teşekkürler. yaninin yanisi morutan transferi şu sıralar dillendirildigi gibi akıl tutulması boyutunda yanlış bir karar değildir, bir nebze yanlış yönü varsa da muhtemelen kadro planlaması ile ilgilidir ve bence o konuda da sert bir eleştiriyi hakeder sebeplere sahip değiliz. bu yaz yapılan transferlerin çoğu için de pozitif düşüncelere sahibim ve 25 milyonun çöpe atıldığını falan düşünmüyorum.
morutan'ı 15e satan haindir diyeceğimiz günlerin gelmesi dileğiyle, görüşmek üzere ...