taraftarına son yılların en travmatik dönemini geçirten, en travmatik en karmaşık dönemimi yaşayan futbol takımı.
son 4 yılımıza bir özet yapmak istiyorum;
dördüncü fatih terim döneminin başlamasıyla aleyhimize çok açık ve seçik bir şekilde sistematik bir operasyon var.
süper lig 2018-2019 sezonunda saha içinde oyun gücümüzün varlığı ve fatih terim’in ağırlığı, saha dışında ise istanbul seçimlerinin ve camianın gücünün etkisiyle ligin son düzlüğünde aleyhimizdeki “hataların” bitmesiyle çok önemli bir şampiyonluk aldık. 19 mayıs 2019 şampiyonluğumuz bütün galatasaray düşmanlarını konsolide etti.
2019-2020 sezonunda aleyhimize devam eden tezgah; hocanın ve yönetimin transfer yanlışları, rehavet, kötü oyun, kadro adaletsizliği ve ana sebep pandemi nedeniyle kaynadı gitti (şampiyonluğu hak ettik de elimizden aldılar falan demiyorum ama açık açık başakşehir’i şampiyon yaptılar, futbola da siyasi bir iz bırakma amaçlarını gerçekleştirdiler. kimse sallamadı o ayrı…)
süper lig 2020-2021 sezonu ikinci pandemi ve seyircisiz sezon olmasının da fırsatıyla hayatımızda görüp görebileceğimiz en şaibeli ve şikeli sezondu. batmak üzere olan beşiktaş’ı “şampiyon” yaptılar. averaj ile şampiyonluk “kaçırdık” ve çirkef bir rakibimizi yıllarca saf dışı bırakma şansını kaybettik. bu kadar sistemli şaibe ve ağır şike şüphesiyle geçen sezona koca galatasaray’dan kimse çıkıp bir laf etmedi, kimse hakkımızı gerçek anlamda aramadı, algı yapmadı, işi uluslararası mecralara taşıyamadı, sisteme karşı gelemedi.
tüm bunlar olurken hocanın formsuzluğu, kadro adaletsizliği, takıntıları, doğruları, yanlışları devam etti. son 2 yıldır öne geçip verdiğimiz maç sayısını hatırlayamıyorum artık. anadolu takımı, derbi farketmiyor. kadro yapısı komple değişti ama bu saçma sapan huy değişmedi ve bu genç takımın üzerine oturmak üzere, tüm yatırımlar, o üç yıllık planlamalar falan hiç olmak üzere… bunda çok kritik maçlarda hiç beklemediğimiz anlarda aleyhimize devam eden operasyonun da etkisi var.
her zaman söylüyorum, galatasaray’ın bu dönemde en büyük sorunu daha dışındaki düşmanları ve rakipleridir. bunu söylerken de hocanın yanlışlarını, takımın birkaç oyuncu dışında mücadele ve hırs eksikliğini, takımım “winner” bir takım olmadığını da ekliyorum.
averajla çok haksız bir şekilde şampiyonluk kaybettik, içerde çok kötü bir fenerbahçe’ye öne geçip farka gidebilecekken
* hatta 1-1’den sonra bile farka gidebilecekken hem kendi hatalarımızla hem hakem katliamıyla kaybettik, beşiktaş’a 1-0 dan, trabzon’a 2-0 dan maç verdik, bu sene derbi kazanabileceğimizi düşünmüyorum.
son iki leş sezonda tek tesellimiz kadıköy galibiyetleri oldu ama dünkü
* maç bunların havasını da biraz bozdu açıkçası. arka arkaya çok kötü ve travmatik günler geçiriyoruz maalesef ve içimize su serpecek hiçbir hamle ve gelişme yok. bu sene içerde beşiktaş’ı darmadağın etmedikçe ve yeni bir kadıköy galibiyeti gelmedikçe travmatik dönem büyüyerek devam edecek (hem futbolumuzla hem de saha dışı etmenlerle bunların mümkün olduğunu düşünmüyorum zaten, izin de vermezler). şuan kombinesi olan biri olarak ben futboldan soğudum ve uzun bir süre değil maça gitmeyi izlemeyi bile istemiyorum, çok üzgünüm.
son olarak dün
21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçıiçin günübirlik ankara’dan stadyuma gittik, maç sonu donup kaldığımızda tek kızdığım kendi takımımdı ve içim daha ferahtı, bu işte yenilmek de var diye kendimi teselli ediyordum ancak pozisyonların detaylarını izleyince kafa yiyecek gibi oldum. evet öne geçtik 1-0’dan sonra çok kötüydük ama malum “hakemler” maçı bizden alıp fenerbahçe’ye vermiş resmen bunun tartışması yok.
bu travmaların öncelikle saha dışında gerek yönetim gerek taraftar hareketleriyle bir tepki koyulmasıyla son bulmasını diliyorum…