gelecek yeni yönetimin, önceliğini futbol takımına verecek olması nedeniyle önümüzdeki sezon muhtemelen biraz daha geri planda kalacak, sezonun en başarılı
sarı kırmızısı. belki futbol aşığı bir insan olmadığım için böyle düşünüyorum, belki de doğrusu bu bilemiyorum; ama yıllar sonra ilk defa bu kadar umut veren, bizleri heyecanlandıran bu takıma gereken desteğin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
oktay hoca'nın (oktay hoca demeyi çok seviyorum, bizlere o kadar yakın görüyorum ki) takıma bir karakter kazandırması,
takımı sahiplenmesi, bu dar kadroyla normal sezonu ikinci sırada bitirmesi gerçekten takdire şayan. ancak
oktay hoca da merlin
* değil. daha iyi yerlere gelebilmemiz için sadece hocamızın iyi olması yeterli değil, takımımızın da biraz daha iyi olması gerekiyor. shumpert, ermal, andric ve tutku dışında hiçbir oyuncumuz euroleague top 16 seviyesinde değil. bu oyuncularımız da her euroleague takımında oynarlar diyemeyiz. buna rağmen geldiğimiz nokta gerçekten muazzam.
birçok
galatasaray taraftarı,
galatasaray erkek basketbol takımıyla bu sene ilgilenmeye başladı. belki futbol takımımızın kötü gidişatı da buna sebep olmuş olabilir; ama basketbol takımımızın başarısı (karakteri) da muhakkak etkilidir. böylesine büyük bir koç, artan ilgi ve
parke üstünde yarattığımız karakteri her zaman bir araya getiremeyebiliriz; ki yıllar sonra ilk defa getirebildik. birkaç sene önce de ergin atamanlı beşiktaş cola turka'nın bir çıkışı vardı; ama kısa soluklu oldu, devamını getiremediler. sonrasında
ergin ataman efes pilsen'e geçti zaten.
oktay hoca'nın da daha büyük bütçeli bir takıma geçmesinden çok korkuyorum. sonuçta başarılı ve kaliteli bir koç. ancak, herkes gibi benim de temennim; uzun yıllar bizimle kalması ve beraber başarıdan başarıya koşmamız.
ülkemizde 5-6 senedir
fb ülker - efes pilsen hegemonyası var. daha da geriye gidersek, ülker - efes pilsen... son 5 senenin de en başarılı takımı, ezeli rakibimiz fenerbahçe ülker. biz, bu sene bu paradoksu bozduk.
biz de varız dedik! rakiplerimiz efes pilsen ve fb ülker büyük bütçelerle, önemli oyuncularla mücadele ediyor. hakikaten lafta değil, gerçetekten de öyle. birkaç bilgi vereyim, vereyim de
oktay hoca ve basketbolcularımızın ne kadar zor bir iş başardığını daha iyi anlayalım.
fb ülker, yatırımlarını her sene kademe kademe artıran bir organizasyon. 13,000 kişilik yeni salonları da bitmek üzereymiş. fenerbahçe'nin cebinden
1tl bile çıkmadan yapılan muhteşem bir salon. önümüzdeki sezon için de;
chuck eidson, - her ne kadar yalanlansa da- bogdanovic, james gist gibi isimlerle görüştükleri söyleniyor. ayrıca nba'den 2 tane yıldız geleceği de sıkça konuşuluyor. bir ara
marco belinelli'nin (nba'da yıllık 3 milyon dolara yakın para kazanıyor) adı çıkmıştı. yine aynı şekilde efes pilsen'in de önümüzdeki sezon çok büyük yatırım yapacağı konuşuluyor. ancak, benim tahminim
erman kunter'in geleceği yönünde. bu iki takımın yıllık bütçelerinin
20 milyon euro'ya yakın olduğunu duymuştum. hatta tam emin olmamakla şunu söyleyebilirim; rakocevic, arda kadar yıllık maaş alıyor.
oktay hoca gerçekten büyük antrenör. bunları yazarken kendimi bir an aliağa petkim taraftarı sandım. yahu! biz de
galatasarayız. yatırım yapılacaksa biz de yaparız, salonsa biz de yaparız.. sponsorsa biz de buluruz. buluruz değil mi? açıkçası bu seneye kadar çok fazla umudum yoktu; ama şimdi umutluyum,
oktay hoca varken umutluyum!.. (gbkz: her ne kadar bu takımın başarısı, futbol takımının başarısızlığının gölgesinde kalsa da, çok büyük iş çıkardılar, çıkarıyorlar.) inşallah zamanla daha iyi olacak...
bu seneye dönersek, herkes gibi ben de final için en büyük 2 adaydan biri olduğumuzu düşünüyorum. hatta şunu söyleyeyim;
efes pilsen bu kadar istikrarsızken, bir de üstüne geçen seneki fb ülker olsaydı, şampiyonluk bile çok çok yakın derdim. belki yine şampiyon olabiliriz; ama benim için önemli olan şampiyonluk değil.
olin edirne'ye elensek bile düşüncelerim değişmez. olin demişken, play-offlarda olin'e tahmin ettiğimizden çok daha fazla zorlanırız diye düşünüyorum; ama geçeriz inşallah. her ne olursa olsun
biz bu sezonu zaten kazandık. emin olun, o teneke parçasından çok daha fazlasını kazandık.
son olarak; sıklıkla görüyorum, euroleague'e katılım hakkında yanlış veya eksik bilgiler var. statü hakkında birkaç bilgi vereyim.
euroleague, şirket mantığıyla yönetiliyor. ticari kaygıları var. bu yüzden mücadele edecek takımları kendileri seçiyorlar. takımlarla sözleşme imzalıyorlar. a - b - c tipi sözleşme şekli var sanırım. fb ülker ve efes pilsen a tipi sözleşmeli. davetiye olmadan euroleague'e katılmanın tek yolu ise,
euro cup'ı kazanmak. sonrasında da kalıcı olmak senin elinde. mesela, geçen senenin euro cup şampiyonu
power electronics valencia'nın c tipi sözleşmesi var. bu sene çeyrek finale kaldılar. muhtemelen bundan sonra kalıcı olurlar. ayrıca, ön eleme oynayan takımlardan birinin çekilmesi veya sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda ise ön eleme hakkı doğabilir. (geçen sene banvit oynamıştı.) ancak, ön elemeyi geçmek de hiç kolay değil. her şeyin zamanı var, ben ilerleyen yıllarda orada olacağımızı düşünüyorum. şüphem yok, sizin de olmasın.