2018-19 ve 2019-20 sezonlarında eldeki bütçe doğrultusunda gerçekten çok iyi bir kadro mühendisliğiyle oldukça potansiyelli ve ümitvar takımlar kurulmuştu. özellikle geçtiğimiz sezonki
galatasaray ezeli rakibi olan 30 milyon dolar bütçelik fenerbahçe'yi içerde dışarda mağlup edebilecek kadar donanımlı bir oyuncu grubunu bünyesinde barındırıyordu. her ne kadar eurocup'ta ve türkiye kupası serüvenlerinde aleni bir başarısızlık söz konusu olsa da yerel ligde iyi bir performans vardı. burada aslan payı kesinlikle
ertuğrul erdoğan'a ait. elindeki bütçe dahilinde nefis nokta atışlarda bulunmuş, ilk sezonun devamında oyuncu grubunu koruma yönünde son derece başarılı bir iletişim gayreti göstermişti. elbette ertuğrul hocanın bu çabaları alkışlanmış, kendisi olması gerektiği şekliyle muhtelif övgülere mazhar olmuş ve son olarak da yeni bir kontratla ödüllendirilmişti.
bu kısım cepte.
bu sezonun
* başında takım oluşturulurken ben dahil birçok basketbol yazan sözlük yazarı aynı detaylarda mutabıktı; kadro mühendisliği problemliydi zira oyuncu grubunda ribaunt özelliğin ön planda olan hiçbir uzun yoktu (bizimle hiç maça çıkamayan
zach hankins'i ayırıyorum). takım her ne kadar hücum potansiyeli yüksek isimlerden kurulduysa da işin savunma yönü avaz avaz bağırıyordu "ben burada yokum" diye. ilaveten
caner erdeniz başta olmak üzere bazı yerli oyuncuların gayet yetersiz isimler olmalarına karşın yeni kontrat kapmaları bir diğer eleştiri konusu olmuştu.
ikinci kısım da cepte.
sezon başladı ve biz gördük ki, taraftar soru işaretli detaylarda o biçim haklıymış. dağınık, ribaunt çekemeyen, savunma yapamayan bir oyuncu grubuyla karşı karşıya kaldı
galatasaray taraftarı. kadro mühendisliği takım sporlarında işin belki de %70'idir. siz en başta mühendisliği hatalı yaparsanız, temeli sağlam tutmazsanız o bina çöker, çöktük de. bilhassa işin ribaunt ve savunma yönünde o kadar nanemollaydık ki, avrupa'da henüz sözleşme bulamamış durumda olan
alex tyus bile gelip az da olsa fark yaratabildi, hatta yarattığı bu fark sayesinde kapağı real madrid'e attı. buraya bir not eklemek isterim; real madrid kulüp olarak mali bir reform peşinde. pandemi ekonomisi, santiago bernabeu'nun yenilenmesi vb. sebeplerden ötürü ciddi kesintilere gittiler. diyeceğim şu ki, mali açıdan 2-3 sezon önceki real madrid baloncesto söz konusu olsaydı alex tyus'ın a'sıyla dahi ilgilenmezlerdi zannımca.
burası da okey.
o halde başarısızlık kime yazar ya da yazmalı?
ertuğrul erdoğan, aksini tartışmam bile. nasıl ki 2018-19 ve 2019-20 sezonlarında kendisi alkışlandıysa ve onore edildiyse, bu sezonki fecaat durum sebebiyle sonuna kadar eleştirilmelidir, 1 numaralı sorumlu kendisidir. göz göre göre oluşturduğu hatalı kadro yapısıyla berbat geçecek, geçen sezonun fitilini bizzat kendisi ateşlemiştir. ek olarak coaching anlamında da kendi kurduğu yapıya hiçbir pozitif efekti olmamıştır. bütçenin düşük olması da bahane mahane değildi. koç bu bütçeyi kabul ederek yeni sözleşmeye imzayı attı sezon başında. ayrıca şu bilinmeli ki, 16 takımlı
türkiye erkekler basketbol liginde an itibarıyla 7-8 takımın bütçesi bizden düşük, 3-4 takımın bütçesi de bizle denk. buyrun size bütçenin bir bahane olamayacağının bir başka göstergesi.
ertuğrul hoca görevden ayrıldıktan sonra gördük ki ertuğrul hocanın adını galatasaray'dan büyük gören "
galatasaraylı" kitleler varmış.
(bkz:
ertuğrul erdoğan/#3032890)
https://twitter.com/.../1345359817628651520 yahu arkadaş, bu adam bu sezon feci şekilde başarısız oldu, insan bir iki kelam eder anasını satayım. ayrıca şunu da eklemek isterim ki, şubede özellikle çalışanlar özelinde bazı nahoş dedikodular söz konusu olmuş,
ömer yalçınkaya'nın gidişinin biraz bununla alakalı olduğu söylendi bendenize fakat çok da fazla bir şey yazamıyorum zira kaynak belirtemiyorum. bu konuda bir yazar dostumun özel hassasiyeti var diyerek konuyu fazla uzatmayayım.
üstüne basa basa vurgulamak istediğim konu kadro mühendisliği ile alakalı, olabildiğince parkede kalmaya özen gösteriyorum. kadro isim isim değerlendirildiğinde kötü değil ama mühendislik berbat, sorun burada. ribaunt ve savunma sorunu alenen görünen bir takıma 4 numara diye
brock motum'u koymazsın mesela ki kaç yıllık
avrupa basketbolu takipçisiyim bu kadar göz boyayan bir oyuncu görmedim ya da çok az gördüm. zamanında efes pilsen'de
* stanko barac vardı böyle misal, istatistik kağıdı dolu olurdu ama götürdüklerini sayamazdınız, motum da bu cenahtan.
alex hamilton konusunda ise koça bir eleştiri getirmek büyük haksızlık olur zira tüm kıtanın en büyük hayal kırıklığı olabilir kendisi, oynamaya gelmemiş belli ki, zaten yakında gidici büyük olasılıkla.
gelinen noktada yönetimin hiç mi suçu yok?
mevcut yönetim dahil olmak üzere galatasaray basketbolunun çok kötü yönetildiğini ifade etmişimdir her fırsatta; ancak bu sezon özelinde faal yönetime hiçbir şey diyemem. pandemi ekonomisi sebebiyle sponsorların deliler gibi kaçıştığı bir vaziyet mevzubahis. yok yani, kimse bu ortamda yüklü miktarda para çıkarmak istemiyor kasadan ki gayet anlaşılabilir bir durum. dolayısıyla yönetime "neden sponsor bulamadınız"la yüklenmek doğru olmaz. zaten bu yönetim mali açıdan yapması gereken birçok şeyi yaptı bana kalırsa erkek basketbol özelinde. şu an fiba'da dosyamız yok ki yıllar yıllar sonra bir ilk, kontrol edebilirsiniz:
https://www.fiba.basketball/bat/sanctionsgeçmişten gelen tüm borçları temizlemişlerdi ki bunu ertuğrul hoca bizzat kendisi açıklamıştı:
https://www.socratesdergi.com/...l-erdogan-roportaji/kurların durumu malumken, sponsorlar olaya dahil olma niyetinde değilken elden gelen bu ne yazık ki, yapacak bir şey yok.
amile jefferson,
assem marei ve
travis trice üçlüsü; sezonun devamında bizimle olacak bu grup. marei-trice ikilisinin takıma dahil olmasından çok memnunum, özellikle de marei, nokta atış. jefferson'ı pek bilmiyorum ama bilgisine güvendiğim ve inandığım bir yazar dostum kendisinin de gayet verimli olabileceğini ifade etti, o diyorsa doğrudur.
içinde bulunduğumuz sezonu bir kazaya uğramadan sağ salim bitirelim bana kafi, fazlasını beklemiyorum.