galatasaray divan kurulu üyelerine açık mektup

• 1

  galatasaray, ne zaman potansiyeline yakışır bir dünya kulübü olma yoluna girdiğinde, ''galatasaray siyaseti'' denilen, tanımlaması zor, tuhaf bir ''şey''le karşılaşıyor. ateş güneş olayından beri, galatasaray tarihinde bunun sayısız örneği var. son olarak erden timur, içeride ve dışarıda sayısız iftiraya, suçlamaya uğramış ve ''tutunacak tek bir dalım kalmadı'' sözünü söyleyip, görevinden istifa etmiştir.
  
  isimlerden bağımsız olarak, galatasaray için çalışan, çabalayan, kendisine ait işlerini ve ailelerini ihmal edip, galatasaray için zamanlarının çok büyük kısmını harcayan insanların ''tutunacak tek bir dalım kalmadı'' noktasına gelmeleri ve görevlerini bırakırken ''galatasaray siyaseti''ni işaret etmeleri ne demektir?
  
  koç grubu ile doğrudan veya dolaylı iş ilişkileri olan galatasaray divan kurulu üyelerinden, erden timur özelinde, galatasaray siyaseti denilen ''şey''i devreye sokup, iftira, karalama ve yıldırma politikası güdenler var mıdır? cevap evet ise, bu kişiler ne kadar galatasaraylıdır?
  
  galatasaray kuruluş ilkelerine uygun olarak, büyümeye, güçlenmeye başladığında, kendi varlık sebebini gerçekleştirme yoluna her girdiğinde, artık hayal kur(a)mayan bir millete, hayal kurdurmaya her başladığında, galatasaray'ı çok sevenler olarak, ''galatasaray siyaseti acaba ne zaman devreye girecek'' korkusu mu duyacağız?
• 2

  26 haziran 2024 galatasaray divan kurulu toplantısını izleyen her taraftarın artık gerçek kamburun, gerçek sıkıntının bu kurulun dinazorları ve dernekçileri olduğunu görmesi/anlaması lazım... özellikle dernekçiler yapmaya çalıştıkları darbemsi hareket boşa çıkınca iyice gemi azıya almışlar... erden timuru yiyen kesim de bunlardır bu arada...*
  
  bir tanesi çıkar abuk subuk konuşur galatasaray yönetim kurulunu, hayatımda gördüğüm en naif ve tarafsız divan kurulu başkanı aykutalp derkanı ve galatasaray spor klübü başkanını yalancılık ile itham eder, hakaret eder... ben sade tarafatar olarak dursun aydın özbeki hiç sevmememe rağmen galatasaray başkanlık makamına olan saygım sebebiyle yalancı, riyakar diyemiyorum... benim galatasaraylılığım orada oturan kişiyi sevmesem bile makama olan saygım sebepli yapacağım eleştirileri bile 3-4 kez filtrelememi gerektiriyor bana... kendilerince galatasarayın gerçek sahipleri olduklarını öne süren genel kurul üyelerinden benim yaptığımdan daha fazlasını beklerim açıkçası...
  
  bir diğeri çıkar okan buruk eleştirir... yok niye şinanay çalınmış, yok niye eşlik edilmiş, yok galatasaray adasındaki kutlamalarında neden çalınmış şinanay... bizim kutlama yapmayı bilmediğimiz, bunun çok ayıp olduğu, kutlamalarımıza gölge düştüğü ve kamuoyundan özür dilenmesi gerektiği gibi bir sürü şey zırvaladı... birader bizim kurucumuza, camiamıza, çoluk-çocuk-genç-yaşlı demeden bölücü terör örgütü yaftası yapıştıran, her yerde bunun borazanlığını yapan, kendi genel kurullarında binlerle insanla birlikte kurucumuza küfür edenlerden özür mü dileyelim? siz hangi dünyada yaşıyorsunuz? nasıl insanlarsınız ulan siz? ya hakikaten boş beleş insanlarsınız, ya da altta yatan başka hesaplarınız var. bir yerlerden mi yemlendiniz acaba? işleriniz mi bozuldu? yalılarda oturan birileri içeriyi ne yapın edin karıştırın mı istedi acaba?
  
  siz küçük hesaplar peşinde koşanlar, siz küçük olsun bizim olsuncular, siz kendinden başkasına hayrı dokunmayanlar... nefret objemsiniz, hepinizden tiksiniyorum.
  
  kahrolsun galatasaray üzerinden çıkar sağlayanlar, yaşasın galatasarayı karşılıksız seven ruh hastası galatasaraylılar
  
  not: galatasaray için hakkıyla, hakkaniyetiyle çalışan, uğraşan ve kalbi galatasaray ile atan bütün divan kurulu üyelerimizi tenzih ederim.
  
  not2: galatasaray lisesinde okuyup da, ben fenerbahçeliyim ne işim var galatasaray üyeliğinde diyerek üyeliği reddeden ve benim de önümü tıkayan babamın da ön görüsü için amına koyayım.