• 76
    bugünden itibaren burak elmas'ın 3 sene boyunca üstleneceği makam. ben bu adaylar içinde metin öztürk'ün olmasını isterdim ama oyum olsa sayın elmas'a verirdim. özellikle eşref hamamcıoğlu olacak diye çok sinirlenmiştim, onun olmamasına sevindiğimi söylemeliyim. büyük beklentilerim yok kendisi ile ilgili. özellikle amatör branşlarla ilgili beklentiler arttı ama beklenilen gibi olmayacağını da biliyorum. neyse, kendisinin başarılı bir dönem geçirmesini temenni ediyorum. umuyorum aradığımız kişi kendisidir. dursun özbek gibi kulübün mal varlıklarını peşkeş çekmediği sürece, her oyuncuya 2 milyon euro'nun üzerinde maaş vermediği sürece köstek olmam. karakterim gereği muhalif bir insanım ama özbek harici kimseye karşı kötü duygular beslemedim.

    bir önceki başkanımız mustafa cengiz'e de doğru yaptığı işler için teşekkür ediyorum. en zor zamanda elini taşın altına soktu ve bir de pandemi de bu döneme denk geldi. bugün sayın elmas bir sürü proje açıkladı derken o projelerin önünü mustafa cengiz yönetiminin açtığını görmezden gelmek ayıptır; bizi avrupa'ya gidememekten kurtardı, ffp kısıtlaması bitmiş şekilde ayrıldı, florya, galatasaray adası, riva'yı kurtarırken, kemerburgaz tesisleri ve basketbol salonu için de projeler hazırlandı ve gerekli izinler alındı. galatasaray fan token ve mobil uygulama da gayet iyi yatırımlardı. stadyum isim sponsorluğu da tam olarak seçim zamanına göre ayarlandı; dediğiniz gibi galatasaray'a karşı art niyetli olsa çoktan uzun yıllı anlaşma yapmıştı. ne diyelim, trollerle birlikte çok güzel bir karalama kampanyası yürütüldü ve başarıya ulaşıldı. yanlış anlaşılmasın; son senesinde çok hata yaptı ve ayrılması gerekiyordu ama bana göre hak ettiği şekilde bir ayrılık olmadı onun ayrılığı. yine de iyi tarafından bakacak olursak; bir sonraki başkanlar için çok iyi bir örnek olabilir en azından bu ayrılık.

    burak bey ve ondan sonra gelecek insanlara naçizane tavsiyem; trollere para yedirmeye devam etsinler. çünkü çoğu insanı etkilemeyi başarıyor bu ekip ve eğer onlara desteği keserlerse onlar da bugün mustafa cengiz'in düştüğü duruma düşebilirler. hatta trollerle birlikte galatasaray muhabirleri ile de işleri sıkı tutsunlar. misal; ali naci küçük 1000 tane de yalan haber yapsa 1001. haberine yine atlıyor bizim taraftar.

    ikinci tavsiyem; yalandan da olsa sürekli federasyona, hakemlere sallayın. kötü oynasak bile onlara suç bulun. çünkü taraftarın geneli bunu istiyor. hakkımızı savunuyor gözükürsünüz. hatta başka düşmanlar da yaratabilirsiniz. çünkü herkesin bize karşı olduğunu düşünüyor taraftar.

    üçüncü tavsiyem; yaptığınız en ufak olumlu şeyi taraftarın gözüne sokun. zira siz söylemediğiniz zaman yapmadığınızı sanıyorlar. sürekli açıklama yapın. çünkü sizin göreviniz kulübü yönetmekten ziyade taraftarı bilgilendirmek. en azından bizim taraftar böyle düşünüyor.

    fatih terim de ayrı bir konu. kendisinin destekçileri fazla fanatik, onun için tüm köprüleri yıkarlar. sizin de göreve gelmeden söylediklerinizle kendisi gitmek istemediği sürece artık onun arkasında olmaktan başka çareniz yok.

    bir tavsiye de transfer ile ilgili; her taraftar gibi bizim taraftar da transfer manyağıdır. hatta bana göre mustafa cengiz yönetimine olan düşmanlığın en büyük sebebidir transfer. göz boyamak için bol bol transfer yapın. fenerbahçe gibi medyayı da kullanıp transfer çalımı atıyormuş havası verin. taraftar bu tür hareketlerde mest olur.

    son olarak; galatasaray başkanlık makamı türk futbolundaki en zor makam. günün sonunda sizin de sonunuzun kötü bir ayrılık olması muhtemel. buna da hazırlıklı olun. özellikle şu an sizi en çok destekleyen kesim en ufak tökezlemede sizi topa tutacak. dikkat edin son yıllarda iyi olarak ayrılmış hiçbir başkan yok. o duruma geldiğinizde de ne yaparsanız göze batacak ve çaresiz kalacaksınız.

    dediğim gibi görev zor. ben mesela böyle bir işe kalkışmazdım. bizler en kendini beğenmiş ve en zor beğenen taraftarlarız. yapılan iyi bir şeyi çabuk unutur ama en küçük hatayı yıllarca konuşuruz. abartmakta üstümüze yok. medyada duyduğumuz çoğu şeye de inanırız. bu grubu yönetmek kulübü yönetmekten daha zor. şimdi önümüzde 3 yıllık bir dönem var. ben dert anlatmaktan yoruldum. bizde destek değil köstek olma durumu var. burada oyuncu olmak da, antrenör olmak da, yönetici olmak da zor. bundan sonra sessiz kalıp son bir yılda en çok sesi çıkanları izleyeceğim. bakalım bu 3 yıllık dönemde sonumuz ne olacak. hepimize hayırlı olsun.

    kişisel not: sosyal medyada trollerle yapılan karalama kampanyasına sözlük de dahil olmuştur. bazı yazarların net olarak bunu yaptığını görmek isteyen herkes görürdü ama görmemeyi tercih etti moderasyon. moderasyonun kötü niyetli olduklarını düşünmüyorum; içlerinde tanıdığım, sevdiğim kişiler de var ama terim destekçilerinden çekindiklerini düşünüyorum. kafamda belli yazarlar belirlemiştim ama hiçbirinin sözlükten uzaklaştırıldığını görmediğim için ben uzaklaşmayı tercih ediyorum. daha önce de bir süre girmemeyi düşünüyorum dediğimde dayanamayıp girmiştim, bu yüzden pilot olmanın en iyi tercih olacağını düşünüyorum.

    ben görmemezlikten gelemiyorum, yanlış gördüğüm bir şeyi kafama takıyorum; takıntılı bir insanım. son yıllarda da hayatımın gidişatı ile birlikte çabuk sinirleniyorum. buradan keyif alamıyorum aksine girdikçe daha fazla yıpranıyorum. burada hepimizin tarafının galatasaray olması lazım ama ben bunu göremiyorum. bana yanlış gördüğün bir şey ile mücadele etmelisin, kaçmamalısın diyenler de olacaktır ama aynı tarafta olmam gerekenlerle de bu kadar mücadele etmemeliyim. fikir ayrılığı olur ama bu başka bir şey. bunu bir kez daha yapmıştım ama o biraz şımarıklıktandı; şu an ile bir alakası yok. ve geri dönmeyeceğimi de kesin bir dille belirtmek istiyorum.

    sadece burası da değil; tüm sosyal medya, tüm takım taraftarları beni yıpratıyor bu arada. 2 yıldan fazladır twitter ve sözlük harici bir yeri kullanmıyorum. twitter'da da yaklaşık 80 hesap* takip ediyor ve hiçbir paylaşımda bulunmuyorum. türk spor ortamı toksik ve ben bu ortama katlanamıyorum. sizlere de bu ortamda kolaylıklar diliyorum. umuyorum bir gün sağlıklı bir ortamda bulunmayı başarırız...
  • 78
    galatasaray'ı temsil eden bir numaralı makam.

    takımımızın 14 yıllık şampiyonluk hasretinin sonlandığı 1986-1987 sezonundan bugüne görev süresi boyunca hangi başkan kaç teknik direktörler çalışmış gelin bir bakalım.

    başlamadan önce küçük bir bilgilendirme: 2010 tüzük değişikliğine kadar olağan kongreler mart ayında yapıldığı için mart ayında göreve gelen başkan eğer mayıs ayında yeni teknik direktör getirmişse, o giden teknik adamı çalıştığı teknik direktör olarak kabul etmedim.

    ve son olarak gizli bakınız verdiklerim, başkan değişikliğine rağmen görevinde kalan teknik direktörlerdir.

    ali tanrıyar (1986-1990)

    jupp derwall (1986-1987)
    mustafa denizli (1987-1989)
    sigfried held (1989-1990)

    sonuç: 4 yılda 3 teknik direktör.

    alp yalman (1990-1996)

    mustafa denizli (1990-1992)
    karl heinz feldkamp (1992-1993)
    reiner hollmann (1993-1994)
    reinhard saftig (1994-1995)
    müfit erkasap* (1995)
    graeme souness (1995-1996)

    sonuç: 6 yılda 5 teknik direktör. bir de saftig mart ayında kovlduğu için geçici antrenör var.

    faruk süren (1996-2001)

    fatih terim (1996-2000)
    mircea lucescu (2000-2001)

    sonuç: 5 yılda 2 teknik direktör ki ilk 4 yılındda tek teknik direktör. müthiş bir istikrar.

    mehmet cansun (2001-2002)

    mircea lucescu(2001-2002)

    sonuç: tek yıl (bile değil aslında) tek teknik direktör. adam var olanı devam ettirmiş en temizinden.

    özhan canaydın (2002-2008)

    fatih terim (2002-2004)
    gheorghe hagi (2004-2005)
    eric gerets (2005-2007)
    karl heinz feldkamp (2007-2008)*

    sonuç: 6 yılda 4 teknik direktör. önceki iki başkana bakınca yorum bile yapamayacağım.

    adnan polat (2008-2011)

    cevat güler (2008)*
    michael skibbe (2008-2009)
    bülent korkmaz (2009)
    frank rijkaard (2009-2010)
    gheorghe hagi (2010-2011)
    bülent ünder (2011)*

    sonuç: 3 yılda 6 teknik direktör. üstelik sezon tamamlayabilen sadece rijkaard var*. yorumsuz...

    ünal aysal (2011-2014)

    fatih terim (2011-2013)
    roberto mancini (2013-2014)
    cesare prandelli (2014)

    sonuç: 3,5 yılda 3 teknik direktör. o son prandelli hamlesi olmasa her şey müthişti.

    duygun yarsuvat (2014-2015)

    hamza hamzaoğlu (2014-2015)

    sonuç: 7 ay ve tek teknik direktör. kazanılan 3 kupa. tam ünal aysal'lık bir performans.

    dursun özbek (2015-2018)

    hamza hamzaoğlu (2015)
    mustafa denizli (2015-2016)
    orhan atik (2016)
    jan olde riekerink (2016-2017)
    igor tudor (2017)
    fatih terim (2017)

    sonuç: daha 2 maç oynatan taffarel de vardı ama ben yazmaya utandım artık. 2,5 yıl ve bir sezonu baştan sona tamamlayabilen tek bir teknik adamın bile olmadığı bir dönem.

    mustafa cengiz (2018-2021)

    fatih terim (2018-2021)

    sonuç: 3,5 yıl ve göreve geldiğinde bulunan teknik direktörle devam. istikrarlı son derece. ama kalsaydı değiştirecekti terim'i o da ayrı konu.

    burak elmas (2021- günümüz)

    fatih terim (2021- günümüz)

    sonuç: zamanla göreceğiz.
  • 79
    maalesef ünal aysal sonrası asla dolmamıştır. burak elmas beklenti yaratarak geldi ama maalesef şu son mehir vakfı mevzusu hanesine büyük eksi olarak yazıldı. bu hayatta transferden, başarıdan büyük değerler olmalı ki galatasaray bu değerlere her zaman sahip olmuştur.

    gelinen noktada burak elmas yönetimi de o eksiği gideremeyecek gibi duruyor işin garip yanı ise şimdi ihraç niraları atılan mustafa cengiz’in hastalığından önce ünal aysal sonrası dönemin en iyi başkanı olması.
  • 81
    adnan polat ve mustafa cengiz gibi kulüp ekonomisini düzelten başkanlar hain diye yaftalanarak gönderilmişlerdir.

    siz kulüp başkanınızı kulübün ekonomisini düzlüğe çıkarttı diye gönderip başarıyı kendinize mal etmeye çalışırsanız hep daha kötü başkanlara mahkum olursunuz. ve iyi niyetli başkanları da uzak tutarsınız kulüpten.

    galatasaray taraftarı başkanlarına destek vermeli. başkanları suçlayarak futbolcuyu gaza getirme yöntemi son bulmalı, normale dönülmeli.
  • 88
    çok övülen ünal aysal, başkan seçilir seçilmez "akp'ye oy veren 30 milyon galatasaraylı seçmen var" gibi bence tarihin en büyük fiyaskolarından birine imza atmıştır.
    galatasaray başkanlık makamı tarikatçılarla iş tutmaz. hükümete de yanlamaz. ancak devletin tüm birimleriyle arasını iyi tutmak zorundadır.
    diplomasi çok önemlidir. bağırıp çağırarak iş çözülmez. bunun dengesini iyi ayarlamak gerekir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın