sezon başında bi kaleci alırsın. hatta daha anlaşmamışsındır bile. öyle dedikodusu döner sadece. o ara copa america başlar. sen çabuk elensin, dönsün derken adam bi oynamaya başlar, takımı çeyrek finale çıkarır. bir anda dünyanın gündemi almaya çalıştığın kaleci olur. paraguaylı olursun, arjantinli olursun. her maç elensinler, muslera hata yapsın diye dört dönersin. ama senin istediğinin aksine adam panter kesilir. sonra demeye başlarsın biz bu adamı kaçırırız bu performansla.
sonra yarı finalde muslera coşar. sözlüğü bi hüzün basar. önceleri geç gelecek diye üzülürken şimdi alamayacağız diye üzülmeye başlarız. final maçı gelir çatar. arjantin tek kale top oynar, muslera 4 tane yüzde yüzlük gol kurtarır. maç penaltılara kalır. penaltıları kurtarır. biz çökmüş vaziiyette, kaleciyi kesin başka takımın alacağını düşünürüz. çünkü böyle yetenekli bi adam türkiye'ye niye gelsin? gece yatamayız sinirden.
böyle bi baldır bizimki de.
murphy kanunları gibi. hep bi olumsuzluk kesin gelir bulur bizi.